Yenileceksiniz Ve Cehenneme Sürüleceksiniz

Hazım Koral

01-04-2024 14:58

Başlığımız Al-i İmrân Sûresi'nin 12'nci âyetinden mülhem. Şu bir hakikat ki, dünya hayatı iyilerle kötüler arasındaki bir savaştır. Bir başka ifadeyle dünya hayatı hak-batıl mücadelesinden ibarettir. Bir tarafta hak ehli olan erdemli insanlar, diğer tarafta ise şeytan ve şeytanın avanesi olanlar. Bu mücadele Âdem aleyhiselâmdan bu yana devam etmektedir. Peygamberler ve peygamberlere tabi olanlar hak ehlini temsil ederken, peygamberlere karşı gelen Firavun, Nemrut ve Ebu Cehil gibiler batılın bayraktarı olmaktadır. Ancak şöyle bir durum daha var: Batıl ehli her zaman Firavun, Nemrut ve Ebu Cehil gibi, aleni Allah Teâlâ'ya ve elçilerine savaş açanlar gibi bir tavrın ve duruşun içerisinde olmayabilirler. Peygamberlerin safında olduğunu söyledikleri hâlde zalimlere boyun eğenler, zalimlerle işbirliği yapanlar, zalimlerin bayraktarlığını ve askerliğini yapanlar vardır.

Ayrıca ilâhî buyrukların hilafına aldıkları kararlarla yönetim erkini ellerine geçirerek toplumsal eksen kalmalarına ve fay hattı kırılmalarına neden olanlar vardır. Bunların içerisinde münafıklar olduğu gibi münafık olmayıp münafıklara özgü tutum sergileyenler olmaktadır. Bu tabloyu biz İsa aleyhiselâma, Musa aleyhiselâma ve hatta Muhammed aleyhiselâma tabi olduklarını iddia edenlerin arasında görebiliyoruz. Örneğin Hıristiyanlar Pavlus denilen bir rahibin yaptığı "karşı devrim" hareketiyle büyük bir fay hattı kırılmasına neden olmuş ve İsa aleyhiselâma tabi olanlar böylesi eksen kaymaları ile kendi aralarında bölünüp cepheleşmeleri sonucu yüz yıllarca mezhep savaşları yapmışlardı. Sonrasında ise birleşip kendilerinden olmayanlara karşı "Haçlı Savaşları" başlatmışlardı.

Bu şekilde yeryüzünde çok kan dökmüşlerdi. Bu "Haçlı Savaşları" son yüz yıldan beri Siyonizme hizmet amacıyla devam etmektedir. Öyle ki Siyonistler ellerindeki ekonomik güç ile Haçlıları (ABD ve Batı ülkelerini) paravan olarak kullanmaktadır. Özellikle İngiltere'ye öylesine nüfuz etmişler ki, İngilizler Siyonist Yahudilere devlet kurdurmak için Filistin topraklarını işgal ettirmişlerdi. Öyle ki, Siyonistler sinsi entrikalarla dönemin İngiltere Dışişleri Bakanı Arthur Bahlfour'dan taahhüdname koparmışlardı. İngiltere'nin ve daha sonra Birleşmiş Milletler'in devreye girmesiyle Filistin toprakları üzerinde bir işgal devleti kurdular. Siyonistler bu şekilde kutsal Filistin topraklarımıza yerleştikleri ilk günden itibaren katliamlar yaparak işgallerini genişletmeye giriştiler. 14 Mayıs 1948'den bu yana, o gün bu gündür Filistin topraklarında zamana yayılmış bir soykırım yaşanmaktadır. 57 Müslüman ülkeden iki üç tanesi hariç hepsi bu katliamlara, bu soykırıma duyarsızlar.

ABD'nin ve Siyonist çetenin piyonu olmuş bu ülke liderleri lânetle anılmayı hak etmektedirler. Eşyanın tabiatı boşluk kabul etmiyor, yapılması gereken yapılmayınca meydan zalimlere ve katillere kalıyor.

İfade ettiğimiz gibi iki üç tanesi hariç Müslüman ülkelerin başındaki siyasîler 7 Ekim'den bu yana yaşanan vahşete, yapılan soykırıma suskunluklarıyla katkı sağlamaktadırlar. Açıkçası işlenen bu cinayetlere ortak olmaktadırlar. Bu yüzden lânetle anılmayı hak ediyorlar.

Batıl ehli olan cenah son derece dayanışma içerisindeler. Müslümanlar 57 parçaya bölünmüş darmadağınık vaziyette. 320 milyonluk Amerika Birleşik Devletleri 2 milyar İslâm ümmetine tahakküm ediyor. Gazze'nin açıklarına getirdiği savaş gemileri ile Siyonist katil sürüsüne hamilik yapıyor. İngiltere ve Fransa "safımız belli olsun" kabilinden onlarda savaş gemilerini orada tutuyorlar. Tam bir dayanışma içerisindeler...

ABD başkanı Joe Biden daha seçilmeden, "Ben de bir Siyonistim, Siyonist olmak için Yahudi olmak gerekmiyor." diyor ve ekliyor, "İsrail'in güvenliği bizim önceliğimizdir." Bu beyanatla katil sürüsüne işleyecekleri cinayetler için cesaret ve teminat veriyor. Ayette geçtiği üzere "Yahudi ve Hıristiyanlar birbirlerinin dostudurlar." (Mâide: 51) Bu dostlukları menfaat ilişkisine dayalıdır.

Bir zamanlar Bush'un, "Bu bir Haçlı Savaşı'dır, ya bizimlesiniz, ya karşı tarafta" diyerek dile getirdiği ifadeler aynı zamanda bizim literatürümüzde kullanılan "Hak-Batıl Savaşı"nın teyit edilmesi anlamına gelmektedir...
Yahudiler ırkî temele dayalı din anlayışına sahip oldukları için hep azınlıkta kalmışlar. Uzun yıllar boyunca hile ve entrikalarını kendilerine hizmet için devşirdikleri "Mason" adı altındaki piyonları vasıtasıyla sürdürmektedirler. Uzun süre "Masonluk" sistemini kullandılar. Gönüllü hizmetçileri o kadar çoğaldı ki şimdi kısmen faal olmalarına rağmen Rotary, Lions Kulüpleri'ne ve Mason Locaları'na da ihtiyaç duymuyorlar. Dünyayı saran holding ve kartelleriyle, banka, borsa ve her türlü ticarete kadar; öte yandan bürokrasiden siyasete, eğitimden sanata kadar her alanda hegemonik inisiyatifi ele geçirmişler. Bu minvâl üzere oluşturdukları kapsamlı sömürü düzeni ile sinsi faaliyetler yürütmektedirler. Böylesi emellerine ilişkin birçok ülkede kendilerine hizmet edecek iş insanları, bürokrat ve siyaset adamı devşirmektedirler...

Bu eşkıya sürüsü Filistin topraklarına yerleştikten sonra zamana yayılmış bir şekilde sistematik soykırım yapmaktadırlar. Bu acımasız canavar sürüsü kadim tarihlerde kendilerine gönderilen nice peygamberleri de katletmişlerdi. İsa aleyhiselâmı çarmıha germe teşebbüsleri de bu kötü geleneğin bir sonucudur. Kadim tarihte uzun yıllar boyunca Doğu Roma İmparatorluğu'nun tahakkümü altında hayatlarını sürdürmüşlerdi. Bu nedenle onların verdiği savaş ekonomi ve ticarî alanda olmuştur. Zanaatı da aynı amaçla kullanmışlardı. Onlar tarih boyunca bulundukları ülkelerin zenginliklerini içten içe ele geçirmişler.

Bunların bozgunculukları fark edildiğinde 1492 yılında İspanya'dan, 1493'te Sicilya'dan, 1497'de Portekiz'den kovulmuşlardı. Gemilere bindirilip sürülmüşlerdi. Hiçbir Akdeniz ülkesi bunları almamış ancak Osmanlı bunlara kucak açmıştı. Bunlar Osmanlı toprakları içerisinde zanaat ve ticaretle uğraşırken entrikalarından vazgeçmemişler ve Osmanlı'nın pahidat hazinelerine kadar ulaşmışlardı. Uzun yıllar sinsi sinsi çalışarak Osmanlı'yı yıkmak için entrikalar çevirmişler ve sonuçta İttihat Ve Terakki Cemiyeti'ni kullanarak Osmanlı'yı çökertmeyi başarmışlardı. Bilinen bir gerçek olarak İttihat Ve Terakki Cemiyeti üyelerinin hemen hemen hepsi tescilli Mason'dur. Osmanlı'yı çökertme emelleri Filistin topraklarında bir devlet kurmak içindi. Nitekim bu şekilde İngiltere'yi kullanarak emellerinin bir kısmına ulaştılar. Asıl amaçları ise "Arz-ı Mevud" dedikleri Mezopotamya topraklarının tamamını ele geçirmektir. Bu yüzden 14 Mayıs 1948 tarihinden bu yana Filistin ve civar coğrafya üzerinde bir şekilde işgal ve katliamlarını sürdürmektedirler. Hak cephesini temsil etmesi gereken Müslümanlar ise kendi aralarında 57 parçaya bölünmüş olduklarından dolayı Siyonist katil sürüsüne karşı bir varlık gösterememektedirler. Bu nedenle diyebiliriz ki, 57 Müslüman ülkenin başındaki yöneticiler hangi maslahatla, hangi ticarî kaygı ile olursa olsun eğer namus-u ekberimiz olan Filistin topraklarının işgalden kurtulması için çabalamıyor ve mücadele etmiyorlarsa o kişiler batıl ehlidir. Başta da belirttiğimiz gibi, "İslâm ümmetindeniz, Müslümanız" deseler de onlar batıla hizmet ettikleri için batıl cenahındadırlar. Öncelikli olarak Müslüman ülkelerin başındaki siyasîler İslâm Birliği'ni tesis etmeliler ki, ancak bu şekilde Filistin davasına sahip çıkılabilir. "Eğer birlik olmazsanız gücünüz gider, düşmana karşı bir varlık gösteremezsiniz." (Enfâl: 46)

Bu birliğin tesisi için Merhum Erbakan Hocamız D-8'i kurdu. İslâm Birliği için ilk adım atılmıştı ancak Siyonist çetenin içimizdeki piyonları 28 Şubat Darbesi'ni yaparak bu projeyi akamete uğratmış oldular. İran İslâm Cumhuriyeti mesulleri D-8 projesine iştiyakla yaklaşmış, proje içerisinde aktif rol almışlardı. Erbakan Hocamız bu proje bünyesinde "İslâm Barış Gücü'nü de tesis etmek istiyordu. Çünkü onun Filistin diye bir davası vardı. Ve ısrarla diyordu ki, "İsrail laftan, diplomasiden anlamaz, İsrail güçten anlar." Buna istinaden söz konusu güçten söz ederken, "İslâm'ın NATO'su" ifadesini kullanıyordu. Siyonist çetenin piyonları 28 Şubat Darbesi'ni yapmakla buna engel oldular. Bu proje hayata geçmedi diye elbette hayıflanıyoruz ancak hemen yanıbaşımızda yüreğimize su serpen bir durum da var! Hani birilerinin mezhep üzerinden haklarında olmadık tezviratlarda bulunan şu kapı komşumuz var ya, işte onlar bu ümmetin yüzakı oldular. Nasıl mı? İslâm Devrimi gerçekleştiğinde Devrim Lideri İmâm Humeynî verdiği talimatla Devrim Muhafızları Ordusu bünyesinde "Kudüs Gücü" diye bir yapı oluşturulmuştu. İşte bu yapının Filistinli özgürlük savaşçısı örgütlerle irtibata geçip onlara her türlü askerî mühimmatı ulaştırması sonucu uzun yıllar verilen bir mukavemetle 2005 tarihinde Gazze işgalden kurtarılmış oldu. Bu tarihten sonra düşman belirli aralıklarla Gazze'yi tekrar işgal edebilmek için saldırılarda bulundu fakat her seferinde hezimetle geri çekilmek zorunda kaldı...

Batıl cephesinin endişe ve korkusu biz Müslümanların beklenti ve temennisi ise domino etkisi ile diğer Müslüman ülkelerde de İran coğrafyasında yaşanan devrimin bir benzerinin tahakkuk etmesidir.
Dönemin Siyonist çete lideri Menahem Begin İran İslâm İnkîlabı vuku bulduğunda korku ve endişesini şöyle dile getirmişti: "Bizim için kara günler başlamıştır."

Merhum İmâm Humeynî domino etkisi adına diğer coğrafyalarda yaşayan Müslümanlara seslenerek, "Ey Müslüman kardeşlerim bulunduğunuz yerde hep birlikte kıyam edin, hakkınızı dişinizle, tırnağınızla söküp alın." Bu hak elbette yönetim hakkıydı. Zira tağuti rejimlerin Müslüman halklar üzerinde velâyet ve vesâyet yetkisi yoktur. (Nisa: 141)

Onlar bertaraf edilmeli ki, İslâm ümmeti vesayetten kurtulup izzet ve şerefine kavuşmuş olsun ve bu şekilde Müslümanlar Filistin davasına sahip çıksın. Maatteessüf ki, İmâm Humeynî'nin bu çağrısına "lebbeyk" diyen çok az bir grup çıktı. İş başa düşmüştü ve bu nedenle İmâm Humeynî Devrim Muhafızlar Ordusu'na talimat vererek "Kudüs Gücü" birliğini kurdurdu. Bu yapı kurulduğu günden bu yana alanda savaşım vermektedir. Nice bedeller ödeyerek merhaleler katledildi. Fakat olması geren bunun çok ötesindeydi. Olması gereken tahakkuk etmeliydi ki, asıl karanlık günler Siyonist çete için vuku bulmuş olmalıydı. Evet, İslâm Devrimi ile birlikte Siyonist çete için karanlık günler başlamıştı ama zevali için daha vakit vardı. Kudüs Gücü Hamas, İslâmî Cihad ve Hizbullah eli ile Siyonist çeteye darbe üzerine darbe vurmaktadır. Siyonist çete Arz-ı Mevud hedefi için geri adım atarak mevcut durumunu korumanın derdine düştü. İşgal altında tuttukları yerleşim alanlarının etrafını yüksek beton duvarlarla çevrelediler.

Belirli aralıklarla Gazze'ye saldırması kendi güvenliğini teminat altına almak için, ancak korkunun ve bu tür saldırılar onların eceline faydası olmayacaktır. 7 Ekim'den bu yana yoğun ve orantısız olarak yaptıkları bombardımanlar tam bir soykırım örneğidir. Bütün dünyanın gözü önünde yaşanan bu vahşete ne İslâm İşbirliği Teşkilatı ne Birleşmiş Milletler dur demiyor. Müslüman ülkelerin çoğu sessizliğe bürünmüş. Ticarî kaygılarından dolayı en pespaye bir şekilde olmadık mazeretlerin arkasına sığınıyorlar. Hiç kuşkusuz bu mazeretleri mahşer günü geçerli olmayacak. Bunların sessizliği katliama katkı sunmaktadır. Bunlar Siyonist çetenin suç ortaklarıdırlar.

Siyonist çete ve zulümde onlara ortak olanlar hep birlikte yenilecekler ve cehenneme sürülecekler.

Rehberin ifade ettiği gibi şunu bilmiş olalım ki, "Bu savaş, Gazze ile İsrail'in savaşı değil, Hak ile Batıl'ın savaşı, istikbar ve imanın savaşıdır." Evet, Batıl ehli tüm taraftarlarıyla birlikte yenilecek ve cehenneme sürülecekler.

DİĞER YAZILARI Nedir Bu İran Düşmanlığınız? 01-01-1970 03:00 İslam Birliği Ve Şirk... 01-01-1970 03:00 İslâm Devrimi Ve Düşündürdükleri... 01-01-1970 03:00 Siyonist Çetenin İşgal Ve Tahakküm Alanı... 01-01-1970 03:00 BM Değil Ümmet Olarak Biz Suçluyuz... 01-01-1970 03:00 Hamas'ın Esirlere Yaptığı Muamele Peygamber Ahlakıdır... 01-01-1970 03:00 Canavar Siyonizm ve Canavar Batı Rejimleri 01-01-1970 03:00 Gazze'ye Sağır Olmak Katliama Ortak Olmaktır 01-01-1970 03:00 Mescid-i Aksa Tufanı... 01-01-1970 03:00 İmanımızı Gözden Geçirmek... 01-01-1970 03:00 Devlet Yapılanması Kapsamında ve Hayatın Her Alanında İslam Bir Paket Programdır... 01-01-1970 03:00 20 Temmuz Kıbrıs Barış Harekatı ve Bilmemiz Gerekenler... 01-01-1970 03:00 15 Temmuz Ve Hatırlattıkları... 01-01-1970 03:00 Kurbanın Hikmet Ve Felsefesi 01-01-1970 03:00 İmam Humeyni'yi Rahmetle Anmak... 01-01-1970 03:00 Seçim Tartışmaları ve Bizim Sorumluluğumuz... 01-01-1970 03:00 Seçimin Düşündürdükleri... 01-01-1970 03:00 Siyasi Sorumluluğumuz... 01-01-1970 03:00 Siyonist Çete Yine Şaşırtmadı... 01-01-1970 03:00 Oruç'un Fayda Ve Hikmetleri... 01-01-1970 03:00 Sigaranın Zararları 01-01-1970 03:00 Depremde Ölenlerin Katili Kim... 01-01-1970 03:00 Depremin Düşündürdükleri 01-01-1970 03:00 ABD'nin Bitmeyen Entrikaları 01-01-1970 03:00 Hak Batıl Savaşında Kukla Charlie Hebdo ve Pİyon Rasmus Paludan... 01-01-1970 03:00 Charlie Hebro Çağdaş Kab Bin Eşref 01-01-1970 03:00 Çocuk Gelin Mevzusu... 01-01-1970 03:00 Terör Ve Kısas 01-01-1970 03:00 Atatürk'ün Son Meclis Konuşması İle İlgili Tartışmalar 01-01-1970 03:00 Aliya İzzetbegoviç'i Rahmetle Anmak... 01-01-1970 03:00 İran'da Yaşanan Olaylar ve Türkiye Kıyaslaması... 01-01-1970 03:00 T.C'nin Siyonist Çete İle İlişkileri 01-01-1970 03:00 Misyonumuz Evrensel Nitelikte Müesses Bir Nizam Kurmak Olmalı... 01-01-1970 03:00 Allah'a Koşunuz... 01-01-1970 03:00 Suriye ve Diğer Arap Ülkelerinin Filistin'e Bakışı... 01-01-1970 03:00 Takva Mücadeledir 01-01-1970 03:00 28 Şubat Darbesinin Hatırlattıkları.... 01-01-1970 03:00 Biz Neyin Derdindeyiz Suud Ve Avanesi Ne Yapıyor? 01-01-1970 03:00 Haya İmandandır... 01-01-1970 03:00 Merhamet İnsanın En Temel Hasleti Olmalı... 01-01-1970 03:00 Allah'a Koşunuz 01-01-1970 03:00 Azerbaycan ABD Ve Siyonist İsrail Kıskacında... 01-01-1970 03:00 Tarih Tekerrür Ediyor ve Taliban'lı Yeni Dönem 01-01-1970 03:00 Evlilikte Liyakat Ve Sadakat.. 01-01-1970 03:00 Bosna Savaşı ve Srebrenica Katliamı... 01-01-1970 03:00 Ey Allah'ın Kulları Kardeş Olunuz... 01-01-1970 03:00 Ateşkes Filistin'i Unutturmamalı... 01-01-1970 03:00 Sicili Bozuk Ve Küstah ABD 01-01-1970 03:00 Erbakan'ı Tanımak 01-01-1970 03:00 Tarım Ve Ekolojik Sorunlarımız 01-01-1970 03:00 Sürdürülebilir Aile Yuvasının Ön Şartı İyi Geçimdir.. 01-01-1970 03:00 Batıl Ehlinin İslâm'a Ve Peygamberimiz'e Olan Düşmanlığı... 01-01-1970 03:00 İftira Dezenformasyon Ve Tezvirat Olguları Üzerinden İran Düşmanlığı.. 01-01-1970 03:00 Kısasta Hayat Vardır 01-01-1970 03:00 Kerbelâ Kıyamını Anlamak... 01-01-1970 03:00 Istanbul Sözleşmesi Mi, İslam Sözleşmesi Mi.... 01-01-1970 03:00 Bir Hukuk Skandalı Ve 22 Yıllık Hasret... 01-01-1970 03:00 Aile Mahremiyeti Üzerine 01-01-1970 03:00 Dünya Kudüs Günü Ve Asıl Mesele 01-01-1970 03:00 Oruç Ve Nefs Tezkiyesi.. 01-01-1970 03:00 Koronavirüs (Kovid-19) Hakkında... 01-01-1970 03:00 Mayın Eşeği Olmamak 01-01-1970 03:00 İslâm Devriminin 41'nci Yılı Muhasebesi 01-01-1970 03:00 İran'ın Suriye'de Ne İşi Var? 01-01-1970 03:00 Kadına Şiddet Ve Evlilik Hayatını Bitiren Faktörler... 01-01-1970 03:00 Nikâh Akdi.. 01-01-1970 03:00 Evlilikte Liyakat Ve Sadakat.. 01-01-1970 03:00 Kadına Şiddet Ve Kadın Cinayetleri 01-01-1970 03:00 Önce Ahlâk Ve Maneviyat... 01-01-1970 03:00 Takva İslam’ı En İyi Şekilde Yaşamaktır 01-01-1970 03:00 Gürültü Kirliliği 01-01-1970 03:00 Ramazan Ayı Ve Oruç 01-01-1970 03:00 Tesettürün Cılkının Çıkarılması Ve Müstehcenliğin Yaygınlaşması Üzerine... 01-01-1970 03:00 Şer Ekseni 01-01-1970 03:00 İslâm Devrimi’nin 40. Yılı 01-01-1970 03:00 Nikâhta Keramet Vardır 01-01-1970 03:00 Uygurlu Müslüman Türklere Uygulanan Çin Zulmü 01-01-1970 03:00 Evliliğe Giden Yolda Kıskançlık... 01-01-1970 03:00 Unutulan Vecibe Emr-İ Maruf -Nehyi Münker Ve Nasihat.. 01-01-1970 03:00 Akraba Ve Komşuluk İlişkileri 01-01-1970 03:00 Art Niyet - Suizan Veya Önyargı 01-01-1970 03:00 Emin, Güvenilir Ve Nezaket Sahibi Olmak 01-01-1970 03:00 Gelin Ve Damat Mevzusu 01-01-1970 03:00 Yarınlar Bizim 01-01-1970 03:00 Siyonistlerin Kuklası Küstah Trump 01-01-1970 03:00 Evlilik Oyunu (!) 01-01-1970 03:00 Geçimsizlik Ve Boşanma Hadiseleri 01-01-1970 03:00 Anlamlı Ve Bir O Kadarda Stratejik Ziyaret... 01-01-1970 03:00 Evlilik Huzurun Teminatıdır… 01-01-1970 03:00 Evlilik İçin Mümeyyiz Olmak… 01-01-1970 03:00 Medeniyetimiz Ve Ufak Ayrıntılar 01-01-1970 03:00 Eşler Arasındaki Kıskançlık Ve Duygu Kontrolü... 01-01-1970 03:00 Sevgi Ve Aşk Üzerine Kısa Bir Analiz.... 01-01-1970 03:00 Farkındalık... 01-01-1970 03:00 Mesuliyet Hissi Ve Merhamet Duygusu.. 01-01-1970 03:00 İnsanı Ve Misyonunu Tanımak. 01-01-1970 03:00 Terör Ve Şiddetin Meşruiyeti Yoktur. 01-01-1970 03:00 Fethullah Gülen’in İnanç Ve Psikolojisi... 01-01-1970 03:00 Kerbelâ’da Âşura Öncesi 01-01-1970 03:00 Azmettirici ABD Tetikçi FETÖ Destekçi NATO 01-01-1970 03:00 İşgalci Siyonist İsrail İle Anlaşmaya Hayır.. 01-01-1970 03:00 Kanlı Darbe Girişimine Bir Başka Açıdan Bakış... 01-01-1970 03:00 Kanlı Darbe Girişimi Hangi Amaca Matuf.. 01-01-1970 03:00 Sıbgatullah; Allah'ın Boyası.. 01-01-1970 03:00 Ramazan Ve Oruç 01-01-1970 03:00 İkra 01-01-1970 03:00 Önce Ahlâk Ve Manevîyat 01-01-1970 03:00 Edep 01-01-1970 03:00 Erbain Yürüyüşü 01-01-1970 03:00 Kerbelâ’yi Anmak Bidat Mi? 01-01-1970 03:00 Kûr’ân Ve İmâm Hüseyin 01-01-1970 03:00 Üst Kimlik Manifestomuz.. 01-01-1970 03:00 Teberrâ Ve Tevellâ 01-01-1970 03:00 Uhuvvet Ve Tasavvuf 01-01-1970 03:00 Ümmet Birlikteliğinin Önündeki Engeller 01-01-1970 03:00 Diyalog Ve Uhuvvet'in Ön Şartları… 01-01-1970 03:00 Tekfircilik Hastalığı (2) 01-01-1970 03:00 Tekfircilik Hastalığı -1- 01-01-1970 03:00 Tevhid Selâm Terör Örgütü Mü? 01-01-1970 03:00