Filistin işgalcisi Siyonist çete her Ramazan ayında yaptığı gibi bu yıl da mazlum Gazze halkının başına bombalar yağdırdı. Elinden gelse Gazze'yi tekrar işgal edecek. Bu yüzden kara harekatı başlatacaklarını söylediler. Ancak İzzettin Kassam Tugayları ve İslâmî Cihad direnişçileri başta Tel-Aviv, Hayfa ve Aşkelon olmak üzere işgal topraklarına füze yağdırmaya başlayınca ve "Demir Kubbe" efsanesi delinince bu habaset işten vazgeçtiler. Kısacası İran'ın 250 km'yi vuracak menzilli füze yardımı ile girişilen karşı atak Siyonist saldırıyı durdurmayı başardı bi iznillah.. Ancak hırsını sindiremeyen çete ateşkes sonrası Batı Şeria'da gençlere yönelik tutuklama furyası başlattı. Protesto eyleminde bulunmuşlar gerekçesiyle gece yarılarında Filistinlilerin evlerine baskınlar yapılarak tutuklamalar başlattılar.
Bugüne kadar 250'nin üzerinde genç karga-tulumba, yaka-paça derdest edilerek zorla evlerinden alınıp zindanlara tıkıldı. Bu yöntem Siyonistlerin öteden beri uygulaya geldiği yıldırma ve sindirme taktiklerinden başka bir şey değildir. Siyonist çete bu melunluğu kesintisiz olarak ve sistematik bir şekilde yapıyor. Hatta taş attılar gerekçesiyle 7-8 yaşlarında çocukları bile tutuklamaktan çekinmiyorlar. Dünyanın hiçbir yerinde böyle bir küstahlığa tanık olmak mümkün değildir. Apartheit rejim dedikleri bu olsa gerek.
Hitler'in zulmüne maruz kaldıklarını söyleyip sürekli ajitasyon yapan bu ruh hastası caniler Hitler'den beter zulümleri mazlum Filistin halkına reva görmektedirler. ABD ve Avrupa'nın desteği alınarak yapılan bu barbarlığın sadece ve sadece Siyonist çeteye özgü bir davranış olduğu görülmektedir. Orantısız savaş yöntemi kullanan haydutlardan başka ne beklenir ki? Dehr Yasin, Sabra, Şatilla ve Kana katliamlarını bir düşünün. Tam bir vahşet örneği sergilediler.
Yine "67 Haziran" ve "73 Yom Kippur" savaşlarında ABD'nin pilotlarıyla birlikte acımasızca katliamlara imza attılar. 2008, 2012, 2014 ve 2018 Gazze katliamlarına bakın? En son yine bu Ramazan ayında mazlum Gazze halkına en gelişmiş silahlarla saldırıp canilikler yaptılar. Ayırım gözetmeden okulları ve hastaneleri de bombaladılar. Gazze'nin alt yapısını çökerttiler. Bombalamalarla binlerce ev ve yüksek bina enkaz yığınına dönüştü. Diyeceğimiz o ki, bu mazlum insanlar bu vaziyette naçar bırakılmamalı. Müslüman ülkeler ivedilikle bir araya gelip Gazze'nin imarı ve tekrar olası bir saldırıya karşı güvenliği teminat altına almak için somut adımlar atmalılar...
Filistin halkına yaşatılan acılar tarih sayfalarında kalmamalı. Mutlaka bir şeyler yapılmalı. Merhum Erbakan Hocamız'ın ifadesiyle, "Siyonistler ancak güçten anlar." En son saldırılarında karşılarında demir kubbelerini delen İran yapımı füzeleri görünce nasıl ateşkes talebinde bulundular? Bu son saldırılarında görülen o ki, artık devran nazlum Filistin halkının lehine işlemeye başlamıştır. Tekrar tekrar deneseler de muvaffak olamayacakları bir işe giriştikleri görülecektir.
Onlar zaten işgalci olduklarından dolayı o topraklar üzerinde gerçek manada istihkâm olamadılar ve olamayacaklar da..
Onlar işgalcidirler ve bir gün Allah Teâlâ'nın zorlu ordusu üzerlerine yürüdüğünde tarumar olacaklar, kaçmaya yetiştiremeyecekler. Bunu biz indi görüşümüzle dile getirmiyoruz.
Bunu Rabbimiz müjdeliyor: "O zulmetmekte olanlar nasıl bir yıkılışla devrileceklerini pek yakında görecekler." (Şuara:227)
İmâm Ali buyuruyor ki: "Zalimin zulmü arttıkça ve mazlum da direndikçe bilin ki zalimin sonu ve mazlumun zaferi yakındır."
"O işgal ordusu pek yakında mağlup olacak ve arkalarını dönüp kaçacaklar." (Kamer:45) O zalim işgalcileri ne Amerika, ne Avrupa, ne Birleşmiş Milletler hiçbir güç kurtaramayacak. Filistin topraklarındaki işgalin son bulacağına ve Siyonist eşkiya sürüsünün zevâline ilişkin özel olarak işaret edilen şu ayette çok açık ve net bir şekilde müjde veriliyor: "Zorlu ordumuzu üzerlerine saldığımızda onları tarumar edecekler." (İsra: 4-7)