Mescid-i Aksa Tufanı...

Hazım Koral

13-10-2023 17:51

1517'den 1917'ye kadar Filistin topraklarında Osmanlı tamı tamına 400 yıl hakimiyet sürdürdü. 11 Aralık 1917 yılında General Allenby'in komutasındaki İngiliz birlikleri ciddi bir dirençle karşılaşmadan Filistin'i işgal etti. Zira Filistin'i savunacak kadar orada yeterli askerî gücümüz yoktu. Açıkçası savunma gücüne ilişkin orada bir boşluk oluşmuştu. Oysa eşyanın tabiatı boşluk kabul etmiyordu. Bunun farkında olan Osmanlı komutan, Payitaht (başkent) İstanbul'dan takviye muharrip güç talebinde bulunuyor. Ancak o dönem Osmanlı İmparatorluğu, Almanya ve Avusturya-Macaristan İmparatorluğu ile müttefik olduğundan dolayı, bu anlaşmanın gereği olarak Payitaht'a yapılan talep üzerine 20 bin asker Galiçya'ya gönderiliyor. Bu nedenle Filistin'e asker gönderilemiyor. Oysa öncelik Filistin olmalıydı. İlk kıblemiz Mescid-i Aksa'nın da içerisinde bulunduğu kutsal Filistin topraklarımız öncelikli meselemiz (namus-u ekberimiz) olmayınca çok rahat bir şekilde İngilizler tarafından işgal edilmiş oldu. Bu işgal 14 Mayıs 1948 yılına kadar sürdü. Bu tarihte İngiltere'nin Birleşmiş Milletler'e dikte ettiği görevle Filistin ikiye bölünerek toprakların % 56'sı Siyonist çeteye teslim edildi, % 46'lık bölüm ise Filistin halkına verildi. 

Bu şekilde dönemin İngiltere Dışişleri Bakanı Arthur James Balfour tarafından (2 Kasım 1917'de) Siyonizmin ünlü hamisi Baron Walter Rothschild'e yazılan mektupla, Filistin topraklarında Yahudilere bir "vatan" kurulmasının va'di gerçekleşmiş oldu. Elbette bu tarihe kadar Filistin topraklarının demografik yapısının değiştirilmesi amacıyla meskun Filistin halkına yönelik kesintisiz bir savaş başlatılmıştı. Sürekli bir şekilde silahlı baskınlarla katliamlar yapılarak, insanlar doğup büyüdükleri topraklardan göç ettirildi ve bu şekilde işgal ettikleri toprakları sürekli genişlettiler... 

Birleşmiş Milletler tarafından 14 Mayıs 1948 yılında iki devletli çözüm ilân edildiği gün aradan üç saat geçmemişti ki Siyonist çete en acımasız, en barbarca yöntemlerle Müslüman köylere baskın yapıp katliamlarını sürdürmeye başladı. Nasıl olsa İngilizlerden yeterli silah ve mühimmat almışlardı. Bu katliam ve saldırılar esnasında on binlerce Filistinli öldürüldü, 600 dolayında köy yerle bir edilerek haritadan silindi ve 700 bin Filistinli doğup büyüdüğü topraklardan sürülmüş oldu. Bu yüzden Filistinliler bu acı güne "Nekbe Günü" (kara gün veya felaket günü) demektedirler...
Siyonist çete katliamlarını İngilizlerin manda yönetimi döneminde de Irgun, Hagana ve Stern terör örgütleri olarak sürdürmüşlerdi. Kısacası katliam ve vahşet uygulamaya ilişkin tecrübeliydiler. Bu sefer yine aynı vahşilikte devlet adı altında terör ve katliam eylemlerini sürdürmeye başladılar. Koruyucu/hami olarak yaşlı/melun İngiltere kenara çekilmiş yerine büyük şeytan ABD devreye girmişti.

Siyonist çete ABD'yi arkasına alarak kurulduğu tarihten bu yana mütemadiyen saldırılarını sürdürdü. Aslında Siyonist çetenin yaptığı "zamana yayılmış soykırım"dan başka bir şey değildi. Her yaptığı saldırı ve katliamların ardından işgal ettiği toprakları genişletmiş oldu. Ne 67 "6 gün" savaşı, ne "Yom Kippur" 73 savaşı onu geri adım attırmadı. Aksine Mısır'dan Sina Yarımadası'nı, Ürdün'den Nehir Bölgesi'ni ve Suriye'den Golan Tepeleri'ni koparmış oldu. Ayrıca İslâm'ın başkenti Kudüs kentimizi de işgal etmiş oldu. Bu operasyonlardan sonra Siyonist çete dünya kamuoyu tarafından adeta "yenilmezlik efsanesi"ne dönüştü. Bükemediğin bileği öpeceksin zilletine düşen Arap ülkelerinin çoğu bu aşamadan sonra Siyonist işgal çetesine karşı teslimiyet bayrağını çekerek uzlaşma yoluna gitmeye başladılar. Bu durum karşısında mazlum Filistin halkı uzun yıllar sahipsiz kaldı. Maatteessüf ki, İslâm ümmetinin başındaki yöneticilerin ezici çoğunluğu ilk kıblemiz Mescid-i Aksa'ya ve namusu ekberimiz olan kutsal Filistin topraklarımıza yönelik aidiyet duygusu taşımamaktadırlar. Kısacası İslâm ümmetinin başındaki siyasîlerin kahir ekseriyeti hiçbir mesuliyet duygusuna kapılmadan, sergiledikleri vurdum duymaz kayıtsızlıkla Filistin davasına en büyük ihaneti yapmış olmaktadırlar. Diğer taraftan, "nasıl olsa yardım edeni, arka çıkanı yok" rahatlığı içerisinde meydanı boş bulan Siyonist çete şirretçe ve fütursuzca saldırılarını arttırdı. Öyle ki, Siyonist eşkiya sürüsü zulüm, katliam ve işgaline ara vermeden Filistin halkını pres gibi ezmeye devam etti. O gün, bugündür mazlum Filistin halkı Siyonist çetenin saldırı, katliam ve işgaline maruz kalmaktadır.

Günümüz itibariyle bu kesintisiz işgal Filistin topraklarının % 88'nin kaybedilmesine neden oldu. Ayrıca 2005 yılından bu yana Gazze'ye yönelik ambargolar da devam etmektedir. İnsanlara ilaç ve gıda ürünleri kısıtlı olarak verilmektedir. Yeni meskenler yapılmaması için buraya başta çimento olmak üzere her türlü inşaat malzemesi de girmesi yasak. Öylesine bir abluka altındalar ki, Gazze halkı için adeta hayat çekilmez olmuş. Dünyada m² olarak insan başına düşen toprak en az Gazze'de bulunmaktadır. 2 milyon insan dar bir alana sıkıştırılmış vaziyette. Ve her canı istediğinde ve bahanesiz bir şekilde başlarına bomba yağdıran bir katil sürüsünün muhatapları olmaktadırlar. Aslında "canları istediğinde" değil, bunu akidevî bir vecibe olarak yapıyorar. Tahrif edilmiş kutsal kitapları, "Arz-ı Mevud'a ulaşmak için öldüreceksin" diyor. Zira Siyonistler Filistin dahil olmak üzere Fırat'tan Nil Nehri'ne kadar bütün Mezopotamya topraklarının kendilerine Allah tarafından miras olarak verildiğine inanmaktadır. Onların akidesi budur ve öldüre öldüre, katliam yapa yapa hedeflerine ulaşmak istemektedirler. Bu emel ve inançlarına ilişkin uzun vadeli planlarını aşama aşama tatbik etmektedirler.

Bakınız, tahrif edilmiş kutsal kitapları kendilerine nasıl bir soykırım canavarlığını emrediyor:
 "Allah'ın Rabbin sana miras olarak vermekte olduğu bu kavimlerin şehirlerinden nefes alan kimseyi sağ bırakmayacaksın. Allah'ın bu Rabbin sana emrettiği gibi tamamen yok edeceksin."  (Tevrat, Tesniye, Bap 20, Ayet 16,18)

 "Vurun; gözünüz esirgemesin ve acımayın; ihtiyarı, genci ve ere varmamış kızı ve çocuklarla kadınları helak için vurun."  (Tevrat, Hezekiel, Bap 9, Ayet 5-6)

Evet, sayın okuyucumuz, aktarmış olduğumuz bu iki pasajdan Siyonistlerin tahrif edilmiş kutsal kitaplarında onlarcası var. Siyonist çete bu insanlık dışı buyruklarden yola çıkarak Filistin topraklarına çöktüğü günden bu yana kesintisiz bir şekilde ve sistematik olarak işgal ve katliamlarını sürdürüyor. Kadın, çocuk, bebek, yaşlı ve genç demeden mütemadiyen orantısız güç kullanıp katliamlarını sürdürüyor. 75 yıldan beri sürdürdüğü katliam ve işgaller sonucu mazlum Filistin halkına % 12'lik bir toprak parçası kaldı ve bunu da ellerinden almak istemektedirler...

Biz Müslümanlar olarak kabul etmemekle birlikte Birleşmiş Milletler "iki devletli çözüm" önerisinde bulunmaya devam ederken Siyonist çete lideri Netanyahu iki hafta öncesinde Birleşmiş Milletler kürsüsüne çıkarak elindeki harita ile dünya kamuoyunu alaya alırcasına, "Bakınız bu elimdeki haritada Filistin diye bir yer, bir devlet yoktur" küstahlığında bulunmuştu. (Onların inançları, onların akideleri bu.) Bu durum karşısında mazlum Filistin halkı öfkelenmesin de ne yapsın? 75 yıldan bu yana her türlü zulüm ve katliama maruz kalan ve en temel insanî gereksinimleri bile karşılanmayıp yıllardır ambargolara muhatap olan mazlum Gazze halkı bir çıkış yolu aramasın da ne yapsın? Her seferinde Siyonist katiller saldırıyor ve onlar tüm imkânsızlıklarına rağmen taşla, sapanla kendilerini savunmaya çalışıyordu. Yıllar böyle akıp giderken Müslüman bir ülkenin Müslüman mesulleri (İran İslâm Cumhuriyeti) Gazzeli kardeşlerine ufak çaplı silah ve roketleri ulaştırmayı başardı. Artık Gazzeli kardeşlerimiz, kendilerine saldıran ve son kalan Gazze topraklarını işgale girişen Siyonist çeteye karşı taşla, sapanla değil silah ve roketlerle karşılık vermeye başlamıştı. Fakat buna rağmen Siyonist çete "Arz-ı Mevud" emellerinden vazgeçmeyip her fırsatta saldırılarını sürdürmeye devam ettiler. Şunu da belirtmiş olalım ki, bir yönüyle Gazze halkı kendilerine yönelik bu saldırılar karşısında adeta travma yaşıyordu. Özellikle savaşçı kardeşlerimizin aileleri, çoluk çocukları için adeta hayat çekilmez olmuştu. Tek cümle ile ifade edecek olursak Gazze halkı topyekûn travmatik bir vaka ile karşı karşıya kalmıştı.

Bu nevrotik vaka beraberinde bir öfke patlamasını getirmesi gayet doğal bir durumdur. Nitekim 7 Ekim tarihinde böyle bir öfke patlaması yaşandı.

Başta Hamas olmak üzere diğer kurtuluş savaşçısı gruplar ortak irade göstererek ve kolektif hareket ederek ilk defa işgal edilen topraklarını kurtarmak adına Siyonist çeteye saldıran taraf oldular. "Aksa Tufanı" adını verdikleri operasyonla, işgalci İsrail'in askerî karargâhlarına yaptıkları baskınlarda 800 dolayında işgal askerini tesirsiz hâle getirdiler. İlk defa yaşanan bu gelişmeye bir kesim insanlar çeşitli komplo teorileri üreterek, "bu İsrail'in 11 Eylül'üdür" diyebilmektir. Neymiş, "Hamas bu saldırıyı gerçekleştirmekle işgal çetesinin tepkisini üzerine çekeceğinden dolayı kendi ayağına sıkmış bulunmaktadır." Yani işgal çetesinin Gazze'ye saldırması için eline bahane verilmektedir. Oysa Siyonist çete o topraklara yerleştiği tarihten bu yana sürekli bahanesiz olarak saldırılarını sürdürmektedir ve her seferinde ilk saldırıyı gerçekleştiren taraf kendisi olmaktadır. Bu durum karşısında Filistinli kardeşlerimiz, "Saldırsak da saldırmasak da onlar bize saldırmaya ve bizi öldürmeye devam ediyor, madem her iki durumda ölen taraf biziz o hâlde saldırarak ölelim 'kan kılıca galip gelsin' diyorlar.

DİĞER YAZILARI Nedir Bu İran Düşmanlığınız? 01-01-1970 03:00 Yenileceksiniz Ve Cehenneme Sürüleceksiniz 01-01-1970 03:00 İslam Birliği Ve Şirk... 01-01-1970 03:00 İslâm Devrimi Ve Düşündürdükleri... 01-01-1970 03:00 Siyonist Çetenin İşgal Ve Tahakküm Alanı... 01-01-1970 03:00 BM Değil Ümmet Olarak Biz Suçluyuz... 01-01-1970 03:00 Hamas'ın Esirlere Yaptığı Muamele Peygamber Ahlakıdır... 01-01-1970 03:00 Canavar Siyonizm ve Canavar Batı Rejimleri 01-01-1970 03:00 Gazze'ye Sağır Olmak Katliama Ortak Olmaktır 01-01-1970 03:00 İmanımızı Gözden Geçirmek... 01-01-1970 03:00 Devlet Yapılanması Kapsamında ve Hayatın Her Alanında İslam Bir Paket Programdır... 01-01-1970 03:00 20 Temmuz Kıbrıs Barış Harekatı ve Bilmemiz Gerekenler... 01-01-1970 03:00 15 Temmuz Ve Hatırlattıkları... 01-01-1970 03:00 Kurbanın Hikmet Ve Felsefesi 01-01-1970 03:00 İmam Humeyni'yi Rahmetle Anmak... 01-01-1970 03:00 Seçim Tartışmaları ve Bizim Sorumluluğumuz... 01-01-1970 03:00 Seçimin Düşündürdükleri... 01-01-1970 03:00 Siyasi Sorumluluğumuz... 01-01-1970 03:00 Siyonist Çete Yine Şaşırtmadı... 01-01-1970 03:00 Oruç'un Fayda Ve Hikmetleri... 01-01-1970 03:00 Sigaranın Zararları 01-01-1970 03:00 Depremde Ölenlerin Katili Kim... 01-01-1970 03:00 Depremin Düşündürdükleri 01-01-1970 03:00 ABD'nin Bitmeyen Entrikaları 01-01-1970 03:00 Hak Batıl Savaşında Kukla Charlie Hebdo ve Pİyon Rasmus Paludan... 01-01-1970 03:00 Charlie Hebro Çağdaş Kab Bin Eşref 01-01-1970 03:00 Çocuk Gelin Mevzusu... 01-01-1970 03:00 Terör Ve Kısas 01-01-1970 03:00 Atatürk'ün Son Meclis Konuşması İle İlgili Tartışmalar 01-01-1970 03:00 Aliya İzzetbegoviç'i Rahmetle Anmak... 01-01-1970 03:00 İran'da Yaşanan Olaylar ve Türkiye Kıyaslaması... 01-01-1970 03:00 T.C'nin Siyonist Çete İle İlişkileri 01-01-1970 03:00 Misyonumuz Evrensel Nitelikte Müesses Bir Nizam Kurmak Olmalı... 01-01-1970 03:00 Allah'a Koşunuz... 01-01-1970 03:00 Suriye ve Diğer Arap Ülkelerinin Filistin'e Bakışı... 01-01-1970 03:00 Takva Mücadeledir 01-01-1970 03:00 28 Şubat Darbesinin Hatırlattıkları.... 01-01-1970 03:00 Biz Neyin Derdindeyiz Suud Ve Avanesi Ne Yapıyor? 01-01-1970 03:00 Haya İmandandır... 01-01-1970 03:00 Merhamet İnsanın En Temel Hasleti Olmalı... 01-01-1970 03:00 Allah'a Koşunuz 01-01-1970 03:00 Azerbaycan ABD Ve Siyonist İsrail Kıskacında... 01-01-1970 03:00 Tarih Tekerrür Ediyor ve Taliban'lı Yeni Dönem 01-01-1970 03:00 Evlilikte Liyakat Ve Sadakat.. 01-01-1970 03:00 Bosna Savaşı ve Srebrenica Katliamı... 01-01-1970 03:00 Ey Allah'ın Kulları Kardeş Olunuz... 01-01-1970 03:00 Ateşkes Filistin'i Unutturmamalı... 01-01-1970 03:00 Sicili Bozuk Ve Küstah ABD 01-01-1970 03:00 Erbakan'ı Tanımak 01-01-1970 03:00 Tarım Ve Ekolojik Sorunlarımız 01-01-1970 03:00 Sürdürülebilir Aile Yuvasının Ön Şartı İyi Geçimdir.. 01-01-1970 03:00 Batıl Ehlinin İslâm'a Ve Peygamberimiz'e Olan Düşmanlığı... 01-01-1970 03:00 İftira Dezenformasyon Ve Tezvirat Olguları Üzerinden İran Düşmanlığı.. 01-01-1970 03:00 Kısasta Hayat Vardır 01-01-1970 03:00 Kerbelâ Kıyamını Anlamak... 01-01-1970 03:00 Istanbul Sözleşmesi Mi, İslam Sözleşmesi Mi.... 01-01-1970 03:00 Bir Hukuk Skandalı Ve 22 Yıllık Hasret... 01-01-1970 03:00 Aile Mahremiyeti Üzerine 01-01-1970 03:00 Dünya Kudüs Günü Ve Asıl Mesele 01-01-1970 03:00 Oruç Ve Nefs Tezkiyesi.. 01-01-1970 03:00 Koronavirüs (Kovid-19) Hakkında... 01-01-1970 03:00 Mayın Eşeği Olmamak 01-01-1970 03:00 İslâm Devriminin 41'nci Yılı Muhasebesi 01-01-1970 03:00 İran'ın Suriye'de Ne İşi Var? 01-01-1970 03:00 Kadına Şiddet Ve Evlilik Hayatını Bitiren Faktörler... 01-01-1970 03:00 Nikâh Akdi.. 01-01-1970 03:00 Evlilikte Liyakat Ve Sadakat.. 01-01-1970 03:00 Kadına Şiddet Ve Kadın Cinayetleri 01-01-1970 03:00 Önce Ahlâk Ve Maneviyat... 01-01-1970 03:00 Takva İslam’ı En İyi Şekilde Yaşamaktır 01-01-1970 03:00 Gürültü Kirliliği 01-01-1970 03:00 Ramazan Ayı Ve Oruç 01-01-1970 03:00 Tesettürün Cılkının Çıkarılması Ve Müstehcenliğin Yaygınlaşması Üzerine... 01-01-1970 03:00 Şer Ekseni 01-01-1970 03:00 İslâm Devrimi’nin 40. Yılı 01-01-1970 03:00 Nikâhta Keramet Vardır 01-01-1970 03:00 Uygurlu Müslüman Türklere Uygulanan Çin Zulmü 01-01-1970 03:00 Evliliğe Giden Yolda Kıskançlık... 01-01-1970 03:00 Unutulan Vecibe Emr-İ Maruf -Nehyi Münker Ve Nasihat.. 01-01-1970 03:00 Akraba Ve Komşuluk İlişkileri 01-01-1970 03:00 Art Niyet - Suizan Veya Önyargı 01-01-1970 03:00 Emin, Güvenilir Ve Nezaket Sahibi Olmak 01-01-1970 03:00 Gelin Ve Damat Mevzusu 01-01-1970 03:00 Yarınlar Bizim 01-01-1970 03:00 Siyonistlerin Kuklası Küstah Trump 01-01-1970 03:00 Evlilik Oyunu (!) 01-01-1970 03:00 Geçimsizlik Ve Boşanma Hadiseleri 01-01-1970 03:00 Anlamlı Ve Bir O Kadarda Stratejik Ziyaret... 01-01-1970 03:00 Evlilik Huzurun Teminatıdır… 01-01-1970 03:00 Evlilik İçin Mümeyyiz Olmak… 01-01-1970 03:00 Medeniyetimiz Ve Ufak Ayrıntılar 01-01-1970 03:00 Eşler Arasındaki Kıskançlık Ve Duygu Kontrolü... 01-01-1970 03:00 Sevgi Ve Aşk Üzerine Kısa Bir Analiz.... 01-01-1970 03:00 Farkındalık... 01-01-1970 03:00 Mesuliyet Hissi Ve Merhamet Duygusu.. 01-01-1970 03:00 İnsanı Ve Misyonunu Tanımak. 01-01-1970 03:00 Terör Ve Şiddetin Meşruiyeti Yoktur. 01-01-1970 03:00 Fethullah Gülen’in İnanç Ve Psikolojisi... 01-01-1970 03:00 Kerbelâ’da Âşura Öncesi 01-01-1970 03:00 Azmettirici ABD Tetikçi FETÖ Destekçi NATO 01-01-1970 03:00 İşgalci Siyonist İsrail İle Anlaşmaya Hayır.. 01-01-1970 03:00 Kanlı Darbe Girişimine Bir Başka Açıdan Bakış... 01-01-1970 03:00 Kanlı Darbe Girişimi Hangi Amaca Matuf.. 01-01-1970 03:00 Sıbgatullah; Allah'ın Boyası.. 01-01-1970 03:00 Ramazan Ve Oruç 01-01-1970 03:00 İkra 01-01-1970 03:00 Önce Ahlâk Ve Manevîyat 01-01-1970 03:00 Edep 01-01-1970 03:00 Erbain Yürüyüşü 01-01-1970 03:00 Kerbelâ’yi Anmak Bidat Mi? 01-01-1970 03:00 Kûr’ân Ve İmâm Hüseyin 01-01-1970 03:00 Üst Kimlik Manifestomuz.. 01-01-1970 03:00 Teberrâ Ve Tevellâ 01-01-1970 03:00 Uhuvvet Ve Tasavvuf 01-01-1970 03:00 Ümmet Birlikteliğinin Önündeki Engeller 01-01-1970 03:00 Diyalog Ve Uhuvvet'in Ön Şartları… 01-01-1970 03:00 Tekfircilik Hastalığı (2) 01-01-1970 03:00 Tekfircilik Hastalığı -1- 01-01-1970 03:00 Tevhid Selâm Terör Örgütü Mü? 01-01-1970 03:00