Tarih Tekerrür Ediyor ve Taliban'lı Yeni Dönem

Hazım Koral

12-09-2021 18:11

İslâm tarihinde Cemel, Sıffin ve Nehrevan ile başlayan iç savaşlar ne yazık ki tarih boyu sürüp günümüze kadar gelmiş bulunmaktadır. Emevî ve Abbasîler arasında devam eden bu süreç Selçuklu ve Osmanlı'da da varlığını sürdürmüştü. Abbasîler döneminde Harun Reşid'in oğulları arasında "taht kavgası" yüzünden çıkan çatışmalarda her iki taraftan oluk oluk kanlar akıtılmıştı. Ne yazık ki, İslâm tarihi bu kötü örneklerle dolu.

Osmanlı'nın kurulması aşamasında da beylikler arası savaşlarda kan gövdeyi götürmüştü. Osmanlı yüz yılı aşkın bir zaman diliminde sürdürdüğü iç savaşlardan sonra imparatorluk emeline ulaşmış oldu.

Özellikle en son Karamanoğulları ile giriştiği savaş uzun yıllar sürmüş ve her iki taraftan da çok kanlar akmıştı. Kûr'ân-ı Kerim'e, Sünnet-i Seniye'ye vel hasılı İslâm'a göre olması gereken bu değildi. Allah Resulü ashabını ve kıyamete kadar gelecek olan Müslümanları şöyle uyarmıştı: "Sakın ola ki benden sonra cahiliye dönemindeki gibi asabiyet güderek birbirinizin boynunu vurmayın." Allah Teâlâ ise iki ayet-i kerimede sarsıcı ikazda bulunuyor: "Taammüden bir insanı öldüren bütün insanlığı öldürmüş gibidir." (Mâide: 32) "Kasten bir insanı öldürenin yeri ebedi cehennemdir." (Nisâ: 93)

Savaş hukukunu/cihadın koşullarını bilmeyen gençlerin eline silah vererek ve "Allah yolunda fi sebilillah cihad" denilerek savaşa sürülüyorlar. Onlar da bindirilmiş kıtalar olarak Allah yolunda cihad ettiklerini sanıyorlar. Sormak gerek, "Siz kardeş kanı akıtmayı müstevlilere/işgalci gâvurlara karşı yapılan savaş mı sanıyorsunuz?" Karşılarındaki grubu öylesine ötekileştirmişler ki, kendilerinden kabul etmedikleri Müslümanları "işgal askeri" olarak görüyorlar. Ne kadar acı değil mi? Allah Teâlâ'nın ve Sevgili Peygamberimizin ikaz ve uyarıları Müslümanım diyen kişi tarafından nasıl görmezden gelinir? Sormak lâzım... Afganistan'da Sovyet işgal güçlerine karşı elbirlik dayanışma içerisinde ve zorlu koşullarda savaştılar. Ve bi iznillah düşmanı da kovmuş oldular. Afganistan halkının özgürlüğüne düşkün cihatçı ruhu eskiden beri var. İşgal altında yaşamaya, köleliğe asla tahammülleri yok. Sayın Ali Bulaç'ın ifade ettiği gibi, "Afganlılar, Büyük İskender’den Cengiz Han’a, Hindulardan İngilizlere, Ruslar’dan Amerikalılara kadar hiçbir yabancı güce geçit vermediler, onların hegemonyası altına girmediler."

Ancak ne yazık ki, bir türlü aralarında siyasî birlik sağlayıp istikrara kavuşamadılar. Kısacası kavim asabiyetinden bir türlü kurtulamadılar. Bakınız, Mehmet Akif nasıl bir uyarıda bulunuyor: "Ben ki Arnavut'um, küfrolur başka değil kavmini sürmek ileri." Sevgili Peygamberimiz ise şu çarpıcı ikazda bulunuyor: "Kavmiyetçilik adına savaşan bizden değildir."

İşte ne yazık ki, Afgan halkı işgal güçlerini defettikten sonra  kavmiyetçilik nifakı ile birbirlerine girdiler. Bu iç savaş yıllar sürdü ve her iki taraftan binlerce insan öldü. Ne kadar büyük vebâllere girdiler. Sonra 1994 yılında Taliban (Öğrenciler) diye bir örgüt piyasaya çıktı. Bunlar Afgan kökenli Pakistan'da medrese eğitimi gören öğrencilerden müteşekkildi. Önce Kandahar kentini ele geçirdiler. Ardından diğer bütün örgüt ve grupları karşılarına alarak savaşa savaşa, kan döke döke iki yıl içerisinde başta Kabil olmak üzere hemen hemen bütün şehirlere hakim oldular. 1996 yılında hükümeti kurdular. Kurdular kurmasına ancak uygulamalarına baktığımızda tam bir gestapo rejimini görmüş olduk. Sadece kadınlara değil toplumun her kesimine zulmetmeye başladılar. Elbette kadınların çarşı/pazarda "hadi evinize" denilerek kamçı ile tartaklanıp dövülmeleri, sosyal hayattan tecrit edilmeleri, eğitim, çalışma ve sosyal aktivite haklarının ellerinden alınması başlı başına zulüm, başlı başına insanlık suçuydu.

Din adına, şeriat adına yapılan uygulamalar tam bir baskı politikasıydı. Sadece İslâm âlemi değil bütün dünya Taliban'ın çağdışı/ despotik uygulamalarını dehşetle izliyordu. Batılılar "İslâm bu mu?" diyerek biz Müslümanlarla adeta alay ediyorlardı. Öte yandan kendi halklarına medya vasıtasıyla İslâmofobiyi körüklüyorlardı. Biz ise büyük bir taaccüp ve utanç içerisinde adeta lal olmuştuk. Meramımızı anlatırken akla karayı seçiyor, çeşitli mazeretlerle İslâm'ın bu olmadığını, İslâm şeriatının merhamet, affedicilik, adalet ve hukukun üstünlüğü esas alınarak herkesin evrensel yasalar karşısında eşit olduğunu anlatmaya çalışıyorduk. İslâm'ın sevgi, merhamet, hoşgörü, dayanışma ve adalet temeline dayalı bir din olduğunu; bırakın Müslümanı bir zımmiye zulmetmenin, hakkını/hukukunu çiğnemenin şefaatten mahrumiyeti beraberinde getireceğini anlatmaya çalışıyorduk.

Öyle ki, İslâm insanın insana kızgın bakmasını, surat ekşitmesini men eden bir dindir. İslâm'da konuşurken ses tonunu yükseltmek haramdır. İslâm'da insanın insana tebessümle bakması sadakadır.

Ama ne yazık ki Taliban'ın ilk dönem uygulamalarında bunu görmedik. Sadece zulüm ve baskı politikaları gördük. Zulüm ile abad olunmazdı her hâlde? Nitekim büyük şeytan ABD 11 Eylül saldırılarını bahane ederek ve suçlu olarak Usame bin Ladin'i göstererek gelip ülkelerini işgal etti.

ABD işgal sonrası bir taraftan kukla bir hükümet kurdu, diğer taraftan Taliban güçleriyle savaşmaya devam etti. Ülke bir türlü istikrara kavuşamıyordu. ABD Taliban'ı bahane ederek sivil halkı da katletmekten geri durmuyordu. Hatırlayınız zaman zaman düğün ve cenaze evlerine helikopterlerle roketler fırlatıp toplu katliamlar yapıyordu. Yine Taliban bahanesiyle ülke genelinde sürek avı yapıp tutuklama furyaları ile hapishaneleri dolduruyor ve buraları işkencehanelere dönüştürüyordu. Yetmedi tutukladığı insanları Guantanamo'ya götürüp orada akla hayale gelmeyen yöntemlerle, korkunişkencelerden geçiriliyorlardı. Bu uygulamayı Irak'ı işgal ettiklerinde de yaptılar...

ABD'nin bütün bu yapmış olduğu zulüm ve katliamlar Taliban'ı yıldırmamış aksine büyük bir hınçla ABD askerlerinin konuşlandığı askerî karargâhlara saldırılarını kesintisiz bir şekilde süsürdürmelerini sağlamıştı.

Sayın okuyucumuz burada bir parantez açma ihtiyacı hissettik! Edindiğimiz bilgiye göre bu savaş süreci içerisinde İran Kudüs Gücü komutanları Taliban'ın üst düzey yöneticileri ile irtibata geçiyor ve dayanışma içerisine giriyorlar. Kudüs Gücü onlara silah ve gerilla eğitimi veriyor, onlara lojistik destek sağlıyor. Her ne kadar Taliban 1996 yılında Mezar-ı Şerif kentinde Şiî halka yönelik katliam yapmış olsa da ve 11 İranlı diplomatı kurşuna dizmiş olsa da Kudüs Gücü bağrına taş basıp "düşmanımın düşmanı dostumdur" diyerek (edindiğimiz bilgilere göre) böyle bir dayanışmaya girdiği kanaatindeyiz. Önemli olan büyük şeytan ABD'nin İslâm topraklarından sökülüp atılması olunca İran İslâm Cumhuriyeti mesulleri için gerisi teferruat olmaktadır. Biz İran'ı, ABD'nin Irak'ı işgalinden sonraki tutumundan tanıyoruz. Saddam'ın liderliğinde kendisine karşı 8 yıl savaşmış Irak'ı affetmesini bildi ve ABD işgalinin bu ülkede de son bulması için aleni bir şekilde Irak'a yardım ediyor. Hatta Kudüs Gücü komutanı general Kasım Süleymanî ABD tarafında Bağdat havaalanında şehid edilmişti...

Sonuç olarak ifade edecek olursak, önemli olan ABD işgalinin sonlandırılmasıydı. Olayı bu zaviyeden değerlendirdiğimizde Taliban sicili bozuk olmasına rağmen sadece ABD askerlerinin zillet içerisinde ve aşağılanmış bir şekilde 20 yıllık işgalini bi iznillah sonlandırmış olması ümmetin yüreğini serinletmiş oldu. Bundan sonrası için ümmet olarak Taliban'dan beklentimiz taahhüt etmiş olduğu hususlara riayet etmesi ve komşu Müslüman ülkelerle iyi ilişkiler geliştirip onların güven ve desteğini alarak 42 yıl boyunca harabeye dönmüş olan ülkenin imarına girişmesidir.
 

DİĞER YAZILARI Nedir Bu İran Düşmanlığınız? 01-01-1970 03:00 Yenileceksiniz Ve Cehenneme Sürüleceksiniz 01-01-1970 03:00 İslam Birliği Ve Şirk... 01-01-1970 03:00 İslâm Devrimi Ve Düşündürdükleri... 01-01-1970 03:00 Siyonist Çetenin İşgal Ve Tahakküm Alanı... 01-01-1970 03:00 BM Değil Ümmet Olarak Biz Suçluyuz... 01-01-1970 03:00 Hamas'ın Esirlere Yaptığı Muamele Peygamber Ahlakıdır... 01-01-1970 03:00 Canavar Siyonizm ve Canavar Batı Rejimleri 01-01-1970 03:00 Gazze'ye Sağır Olmak Katliama Ortak Olmaktır 01-01-1970 03:00 Mescid-i Aksa Tufanı... 01-01-1970 03:00 İmanımızı Gözden Geçirmek... 01-01-1970 03:00 Devlet Yapılanması Kapsamında ve Hayatın Her Alanında İslam Bir Paket Programdır... 01-01-1970 03:00 20 Temmuz Kıbrıs Barış Harekatı ve Bilmemiz Gerekenler... 01-01-1970 03:00 15 Temmuz Ve Hatırlattıkları... 01-01-1970 03:00 Kurbanın Hikmet Ve Felsefesi 01-01-1970 03:00 İmam Humeyni'yi Rahmetle Anmak... 01-01-1970 03:00 Seçim Tartışmaları ve Bizim Sorumluluğumuz... 01-01-1970 03:00 Seçimin Düşündürdükleri... 01-01-1970 03:00 Siyasi Sorumluluğumuz... 01-01-1970 03:00 Siyonist Çete Yine Şaşırtmadı... 01-01-1970 03:00 Oruç'un Fayda Ve Hikmetleri... 01-01-1970 03:00 Sigaranın Zararları 01-01-1970 03:00 Depremde Ölenlerin Katili Kim... 01-01-1970 03:00 Depremin Düşündürdükleri 01-01-1970 03:00 ABD'nin Bitmeyen Entrikaları 01-01-1970 03:00 Hak Batıl Savaşında Kukla Charlie Hebdo ve Pİyon Rasmus Paludan... 01-01-1970 03:00 Charlie Hebro Çağdaş Kab Bin Eşref 01-01-1970 03:00 Çocuk Gelin Mevzusu... 01-01-1970 03:00 Terör Ve Kısas 01-01-1970 03:00 Atatürk'ün Son Meclis Konuşması İle İlgili Tartışmalar 01-01-1970 03:00 Aliya İzzetbegoviç'i Rahmetle Anmak... 01-01-1970 03:00 İran'da Yaşanan Olaylar ve Türkiye Kıyaslaması... 01-01-1970 03:00 T.C'nin Siyonist Çete İle İlişkileri 01-01-1970 03:00 Misyonumuz Evrensel Nitelikte Müesses Bir Nizam Kurmak Olmalı... 01-01-1970 03:00 Allah'a Koşunuz... 01-01-1970 03:00 Suriye ve Diğer Arap Ülkelerinin Filistin'e Bakışı... 01-01-1970 03:00 Takva Mücadeledir 01-01-1970 03:00 28 Şubat Darbesinin Hatırlattıkları.... 01-01-1970 03:00 Biz Neyin Derdindeyiz Suud Ve Avanesi Ne Yapıyor? 01-01-1970 03:00 Haya İmandandır... 01-01-1970 03:00 Merhamet İnsanın En Temel Hasleti Olmalı... 01-01-1970 03:00 Allah'a Koşunuz 01-01-1970 03:00 Azerbaycan ABD Ve Siyonist İsrail Kıskacında... 01-01-1970 03:00 Evlilikte Liyakat Ve Sadakat.. 01-01-1970 03:00 Bosna Savaşı ve Srebrenica Katliamı... 01-01-1970 03:00 Ey Allah'ın Kulları Kardeş Olunuz... 01-01-1970 03:00 Ateşkes Filistin'i Unutturmamalı... 01-01-1970 03:00 Sicili Bozuk Ve Küstah ABD 01-01-1970 03:00 Erbakan'ı Tanımak 01-01-1970 03:00 Tarım Ve Ekolojik Sorunlarımız 01-01-1970 03:00 Sürdürülebilir Aile Yuvasının Ön Şartı İyi Geçimdir.. 01-01-1970 03:00 Batıl Ehlinin İslâm'a Ve Peygamberimiz'e Olan Düşmanlığı... 01-01-1970 03:00 İftira Dezenformasyon Ve Tezvirat Olguları Üzerinden İran Düşmanlığı.. 01-01-1970 03:00 Kısasta Hayat Vardır 01-01-1970 03:00 Kerbelâ Kıyamını Anlamak... 01-01-1970 03:00 Istanbul Sözleşmesi Mi, İslam Sözleşmesi Mi.... 01-01-1970 03:00 Bir Hukuk Skandalı Ve 22 Yıllık Hasret... 01-01-1970 03:00 Aile Mahremiyeti Üzerine 01-01-1970 03:00 Dünya Kudüs Günü Ve Asıl Mesele 01-01-1970 03:00 Oruç Ve Nefs Tezkiyesi.. 01-01-1970 03:00 Koronavirüs (Kovid-19) Hakkında... 01-01-1970 03:00 Mayın Eşeği Olmamak 01-01-1970 03:00 İslâm Devriminin 41'nci Yılı Muhasebesi 01-01-1970 03:00 İran'ın Suriye'de Ne İşi Var? 01-01-1970 03:00 Kadına Şiddet Ve Evlilik Hayatını Bitiren Faktörler... 01-01-1970 03:00 Nikâh Akdi.. 01-01-1970 03:00 Evlilikte Liyakat Ve Sadakat.. 01-01-1970 03:00 Kadına Şiddet Ve Kadın Cinayetleri 01-01-1970 03:00 Önce Ahlâk Ve Maneviyat... 01-01-1970 03:00 Takva İslam’ı En İyi Şekilde Yaşamaktır 01-01-1970 03:00 Gürültü Kirliliği 01-01-1970 03:00 Ramazan Ayı Ve Oruç 01-01-1970 03:00 Tesettürün Cılkının Çıkarılması Ve Müstehcenliğin Yaygınlaşması Üzerine... 01-01-1970 03:00 Şer Ekseni 01-01-1970 03:00 İslâm Devrimi’nin 40. Yılı 01-01-1970 03:00 Nikâhta Keramet Vardır 01-01-1970 03:00 Uygurlu Müslüman Türklere Uygulanan Çin Zulmü 01-01-1970 03:00 Evliliğe Giden Yolda Kıskançlık... 01-01-1970 03:00 Unutulan Vecibe Emr-İ Maruf -Nehyi Münker Ve Nasihat.. 01-01-1970 03:00 Akraba Ve Komşuluk İlişkileri 01-01-1970 03:00 Art Niyet - Suizan Veya Önyargı 01-01-1970 03:00 Emin, Güvenilir Ve Nezaket Sahibi Olmak 01-01-1970 03:00 Gelin Ve Damat Mevzusu 01-01-1970 03:00 Yarınlar Bizim 01-01-1970 03:00 Siyonistlerin Kuklası Küstah Trump 01-01-1970 03:00 Evlilik Oyunu (!) 01-01-1970 03:00 Geçimsizlik Ve Boşanma Hadiseleri 01-01-1970 03:00 Anlamlı Ve Bir O Kadarda Stratejik Ziyaret... 01-01-1970 03:00 Evlilik Huzurun Teminatıdır… 01-01-1970 03:00 Evlilik İçin Mümeyyiz Olmak… 01-01-1970 03:00 Medeniyetimiz Ve Ufak Ayrıntılar 01-01-1970 03:00 Eşler Arasındaki Kıskançlık Ve Duygu Kontrolü... 01-01-1970 03:00 Sevgi Ve Aşk Üzerine Kısa Bir Analiz.... 01-01-1970 03:00 Farkındalık... 01-01-1970 03:00 Mesuliyet Hissi Ve Merhamet Duygusu.. 01-01-1970 03:00 İnsanı Ve Misyonunu Tanımak. 01-01-1970 03:00 Terör Ve Şiddetin Meşruiyeti Yoktur. 01-01-1970 03:00 Fethullah Gülen’in İnanç Ve Psikolojisi... 01-01-1970 03:00 Kerbelâ’da Âşura Öncesi 01-01-1970 03:00 Azmettirici ABD Tetikçi FETÖ Destekçi NATO 01-01-1970 03:00 İşgalci Siyonist İsrail İle Anlaşmaya Hayır.. 01-01-1970 03:00 Kanlı Darbe Girişimine Bir Başka Açıdan Bakış... 01-01-1970 03:00 Kanlı Darbe Girişimi Hangi Amaca Matuf.. 01-01-1970 03:00 Sıbgatullah; Allah'ın Boyası.. 01-01-1970 03:00 Ramazan Ve Oruç 01-01-1970 03:00 İkra 01-01-1970 03:00 Önce Ahlâk Ve Manevîyat 01-01-1970 03:00 Edep 01-01-1970 03:00 Erbain Yürüyüşü 01-01-1970 03:00 Kerbelâ’yi Anmak Bidat Mi? 01-01-1970 03:00 Kûr’ân Ve İmâm Hüseyin 01-01-1970 03:00 Üst Kimlik Manifestomuz.. 01-01-1970 03:00 Teberrâ Ve Tevellâ 01-01-1970 03:00 Uhuvvet Ve Tasavvuf 01-01-1970 03:00 Ümmet Birlikteliğinin Önündeki Engeller 01-01-1970 03:00 Diyalog Ve Uhuvvet'in Ön Şartları… 01-01-1970 03:00 Tekfircilik Hastalığı (2) 01-01-1970 03:00 Tekfircilik Hastalığı -1- 01-01-1970 03:00 Tevhid Selâm Terör Örgütü Mü? 01-01-1970 03:00