Misyonumuz Evrensel Nitelikte Müesses Bir Nizam Kurmak Olmalı...

Hazım Koral

23-06-2022 18:41

Sayın okuyucumuz yazılarımızda sıklıkla toplumsal mükellefiyetlerimize temas ediyoruz. Özellikle Sevgili Peygamberimiz'in Medine'de tesis ettiği anaysal düzen bizim için "usvetun hasene" olması hasebiyle "Asr-ı Saadet "ten, "Medine-i Fazıla"dan örnekler vermekteyiz. Bu örnekliğin evrensel nitelikli olmasından dolayı biz ümmet için kıyamate kadar geçerliliği vardır. İran coğrafyası hariç ümmet bütünlüğü içerisinde müesses nizam sorumluluğu ifa edilmediğinden dolayı Furkan Sûresi'nin 30'ncu ayetinde belirtildiği üzere Kûr'ân'ın mahcur (terkedilmiş) olarak bırakıldığına tanık olmaktayız. Ne üzücüdür ki, içerisinde bulunduğumuz toplumun ezici çoğunluğu Kûr'anî değerlerin terk edilmiş olduğunun farkında bile değil. İslâm'ı namaz, oruç ve güzel ahlâktan ibaret sanıyorlar. Güzel ahlâkın muhtevasını da bilmiyorlar. Bireysel ahlâk dibe vurmuş vaziyette. Şu sokakların hâline bakın, bu toplum sahiden İslâm toplumu mu? Bireysel sorumluluklara bigâne kalındığı gibi toplumsal mükellefiyetlerimiz de rafa kaldırılmış.

Şunu ifade etmiş olalım ki, yüce dinimiz İslâm ile alakalı insanlarımızın pek çoğunda algı eksikliği ve kavram kargaşası var. İslâm'ın muhteva ve içeriği hususunda birçok insanımızın zihni eski deyimle müşevveş, yani belirsiz, karışık ve düzensiz düşünce yapısına sahip.. Kısacası, İslâmiyetin fonksiyonel yapısı ve ön gördüğü etkinlik alanı ile ilgili insanlarımızın kafası karışık. Zira içerisinde bulunduğumuz rejimin kurucu iradesi Batılı laik yöneticilere öykünerek onların Hıristiyanlığa biçtiği rolün bir benzerini yüce İslâm dinine biçmişler ve halka bu anlayışı empoze etmişler. Buna ilişkin en önemli argümanları, "din ile devlet işlerinin birbirinden ayrılması" prensibidir.

Bu anlayış, bu prensip laikliğin gereği olarak TC Anayasası'na "değiştirilemez ve değiştirilmesi teklif dahi edilemez" bir kural olarak konmuş. Bu ilke Batı toplumlarında kabul görmekle birlikte pratik olarak sadece Fransa'da uygulanmaktadır. (Kabul görmüş çünkü Avrupa'da 1789 Fransız devrimi öncesi din adına Engizisyon mahkemelerinin baskıcı/totaliter/despotik yönetim anlayışı egemendi ve halk bu yönetimden bizar olmuştu, yani memnun değildi.) Laik/seküler diye bildiğimiz Avrupa ülkelerinin anayasalarına bakın, ilk sayfasını açtığınızda "Gottes namen" (Allah'ın adıyla) ibaresi karşınıza çıkacaktır. Elbette bu demek değildir ki Avrupa ülkeleri din kurallarına göre yönetiliyor. Zaten ellerindeki kutsal kitap İncil tahrifata uğramış olduğu için toplumsal düzenin tanzimine ilişkin pratikte uygulayacakları kurallardan/kanun ve hükümlerden mahrumlar. Kendilerini "Ehl-i Sünnet Vel Cemaat" diye tanımlayan kesim ise, tarihteki uygulamalarla alâkalı şöyle bir açmazları bulunmaktadır: Örnek alacakları yönetim biçimi Emeviler mi, Abbasiler mi, Selçuklular mı, yoksa Osmanlı mı olacak? Osmanlı'yı veya diğer yönetimlerden birini referans almakalksalar İslâm'a mugayir olan monarşi/saltanat yöntemi ile karşılaşmış olacaklar. Bu yüzden insanlarımız kavram kargaşası yaşamaktadır.

Oysa Merhum Erbakan Hocamız zaman zaman Osmanlı'ya atıfta bulunsa da motamot referans alacağı Osmanlı değil Asr-ı Saadet örnekliği idi. Hatta Erbakan Hocamız birçok konuşmasında Sevgili Peygamberimiz'in Medine'de tesis etmiş olduğu site devletine atıfta bulunarak "Adil Düzen" ifadesini kullanmaktaydı. Erbakan Hocamız din-devlet ilişkisini şöyle refere ediyordu: "Bana diyorlar ki ne işin var siyasetle, otur Kûr'ân'ını oku. Ben de oturup Kûr'ân okuduğumda, Kûr'ân bana diyor ki, 'ayağa kalk ve kötülüklere karşı cihat et/mücadele et ve adil bir düzen kur." Hiç kuşkusuz Merhum Erbakan Hocamız Kûr'ân okuyan ve Kûr'ân'ın emirlerini bilen ve bu minvâl üzere hareket eden bir siyasî liderdi...

İslâm her şeyden önce yasama, yürütme ve yargı organlarıyla hukukun üstünlüğünü esas alan ve bunu ibadî bir görev olarak ümmete sunan bir dindir. Yani kısacası İslâm ibadeti siyaset, siyaseti ibadet olan bir dindir. Bakınız, yadsınamaz ilâhî bir hakikat olarak vereceğimiz bir kaç ayet örneği ile din-devlet ilişkisini birbirinden ayıramayacağımız ortaya çıkmaktadır. "Yeryüzünde adaleti kaim kılmanız için Kûr'ân'ı ve mizanı indirdik." (Hadid: 25)

Demek oluyor ki, adalet temeline dayalı bir düzen kurulması için Kûr'ân'daki hukuk kuralları referens alınması gerekiyor.

"Yeryüzünde fitneden eser kalmayıncaya ve din hükümleri Allah adına tatbik edilinceye kadar zalimlere karşı mücadele ediniz." (Bakara: 193)

Bu ilâhî buyruktan çıkan sonuç; din hükümlerine dayanan bir müesses nizamın kurulması için gayri meşru (adil olmayan/zalim) yönetimlere karşı mücadele bir zorunluluktur...

Şimdi aktaracağımız ayet ise üstteki mükellefiyetimizi teyit etmektedir.

"Siz insanlar için çıkarılmış hayırlı bir ümmetsiniz iyi olanı tesis eder olumsuz olanı bertaraf edersiniz." (Al-i İmrân: 110)

İlâhî buyruklarda görüldüğü gibi din-devlet ilişkisini birbirinden ayırabilmemiz için bu ayetleri ilga etmemiz ve yok saymamız gerekmektedir. Böyle bir şey yapmaya teşebbüs etsek, yani devlet idaresi ile ilgili hukuk kurallarını Kûr'ân'dan çıkarmaya kalkacak olursak Allah Teâlâ'nın bizi şiddetli bir şekilde uyardığı şu hükmün muhatabı oluruz: "Siz kitabın bir kısmına inanıp bir kısmını inkâr mı ediyorsunuz? Bunu yapanların cezası dünya hayatında istikrarsız bir hayat yaşamaktır. Ahirette ise bunu yapanların cezası şiddetli azaba uğramaktır." (Bakara: 85) Bir başka ayette de benzeri bir uyarı yapılmaktadır: "Benim zikrimden yüz çevirenlere yeryüzünde istikrarsız bir yaşam vardır. Ahirette ise kör olarak haşredileceklerdir." (Tâ Hâ: 124)

Açıkçası Allah Teâlâ, kulluk muvacehesinde kamusal alanın, yani devlet düzeninin tanzimine ilişkin İslâm ümmetine bir misyon yüklemiş bulunmaktadır. Bu misyonun aksine davrananlar hakkında şu ayetle son noktayı koyuyor:

"Allah'ın hükümleriyle hükmetmeyenler kâfirlerin ta kendileridir." (Mâide: 44)

Ayetlerden de görüldüğü gibi biz Müslümanlar olarak Allah Teâlâ'nın hükümlerine kayıtsız şartsız teslim olmak durumundayız. Zaten Müslüman kelimesinin terminolojik anlamı; "Allah Teâlâ'nın hükümlerine kayıtsız şartsız teslim olan" demektir. Müslümanlar olarak Allah Teâlâ'nın yasalarına uygun bir hayat yaşamak zorundayız. Biz aile kurarken, biz kamusal alanı tanzim ederken Allah Teâlâ'nın kanun ve yasalarını referens almak durumundayız. Allah Teâlâ, biz Müslümanları beşerî kanun ve ideolojilere yönelmememiz için uyarıyor: "Zalime meyletme yoksa sana da ateş dokunur." (Hûd: 113) "Allah'tan daha iyi hüküm koyan var mıdır?" (Mâide: 50)

Bir başka ayette ise, "Allah hüküm koymada kendisine ortak kabul etmemektedir." (Kehf: 26) diyerek katışıksız bir şekilde Allah Teâlâ'nın hükümlerine tabi olmamız emrediliyor. Bu teslimiyet bizim için Müslüman olmamızın gereğidir.

Sonuç olarak ifade edecek olursak, Allah Teâlâ bizi kendisine kulluk etmemiz için yaratmış. Kulluk sadece namaz, oruç, zekât ve güzel ahlâktan ibaret değil. Biz Allah Teâlâ'nın buyrukları muvacehesinde müesses bir nizam kurmak durumundayız. Bunun çabasını göstermek bizim için imânî bir vecibedir. Merhum Erbakan Hocamız diyor ki: "Adil düzen kurmak ve İslâm birliğini tesis etmek için Allah Teâlâ sana yüz adım atma gücü vermişse buna mukabil sen doksan beş adım atmışsan geriye kalan beş adımın hesabını mahşer günü Allah sana soracaktır." Allah Teâlâ, Hûd Sûresi'nin 116 ve 117'nci ayetlerinde toplumsal düzenin tanzimine ilişkin kamusal sorumluluklarımıza işaret etmektedir. Bu tür ayetler devlet mekanizmasının gerekliliğini hatırlatıyor....

"Sizden önceki nesillerin yöneticileri, yeryüzünde kötülüklere engel olmalı değil miydiler? Onlardan kurtardıklarımız pek azdır. Kendilerine verilen nimete karşı nankörlük edenler suçlu oldular." (Hud:116)

"Rabbin, halkı iyilik peşinde olan ülkeleri haksız yere helâk edecek değildir." (Hud: 117)

Rabbim bizleri sorumluluklarını kuşanan kullarından eylesin...

Vesselâm.

DİĞER YAZILARI Nedir Bu İran Düşmanlığınız? 01-01-1970 03:00 Yenileceksiniz Ve Cehenneme Sürüleceksiniz 01-01-1970 03:00 İslam Birliği Ve Şirk... 01-01-1970 03:00 İslâm Devrimi Ve Düşündürdükleri... 01-01-1970 03:00 Siyonist Çetenin İşgal Ve Tahakküm Alanı... 01-01-1970 03:00 BM Değil Ümmet Olarak Biz Suçluyuz... 01-01-1970 03:00 Hamas'ın Esirlere Yaptığı Muamele Peygamber Ahlakıdır... 01-01-1970 03:00 Canavar Siyonizm ve Canavar Batı Rejimleri 01-01-1970 03:00 Gazze'ye Sağır Olmak Katliama Ortak Olmaktır 01-01-1970 03:00 Mescid-i Aksa Tufanı... 01-01-1970 03:00 İmanımızı Gözden Geçirmek... 01-01-1970 03:00 Devlet Yapılanması Kapsamında ve Hayatın Her Alanında İslam Bir Paket Programdır... 01-01-1970 03:00 20 Temmuz Kıbrıs Barış Harekatı ve Bilmemiz Gerekenler... 01-01-1970 03:00 15 Temmuz Ve Hatırlattıkları... 01-01-1970 03:00 Kurbanın Hikmet Ve Felsefesi 01-01-1970 03:00 İmam Humeyni'yi Rahmetle Anmak... 01-01-1970 03:00 Seçim Tartışmaları ve Bizim Sorumluluğumuz... 01-01-1970 03:00 Seçimin Düşündürdükleri... 01-01-1970 03:00 Siyasi Sorumluluğumuz... 01-01-1970 03:00 Siyonist Çete Yine Şaşırtmadı... 01-01-1970 03:00 Oruç'un Fayda Ve Hikmetleri... 01-01-1970 03:00 Sigaranın Zararları 01-01-1970 03:00 Depremde Ölenlerin Katili Kim... 01-01-1970 03:00 Depremin Düşündürdükleri 01-01-1970 03:00 ABD'nin Bitmeyen Entrikaları 01-01-1970 03:00 Hak Batıl Savaşında Kukla Charlie Hebdo ve Pİyon Rasmus Paludan... 01-01-1970 03:00 Charlie Hebro Çağdaş Kab Bin Eşref 01-01-1970 03:00 Çocuk Gelin Mevzusu... 01-01-1970 03:00 Terör Ve Kısas 01-01-1970 03:00 Atatürk'ün Son Meclis Konuşması İle İlgili Tartışmalar 01-01-1970 03:00 Aliya İzzetbegoviç'i Rahmetle Anmak... 01-01-1970 03:00 İran'da Yaşanan Olaylar ve Türkiye Kıyaslaması... 01-01-1970 03:00 T.C'nin Siyonist Çete İle İlişkileri 01-01-1970 03:00 Allah'a Koşunuz... 01-01-1970 03:00 Suriye ve Diğer Arap Ülkelerinin Filistin'e Bakışı... 01-01-1970 03:00 Takva Mücadeledir 01-01-1970 03:00 28 Şubat Darbesinin Hatırlattıkları.... 01-01-1970 03:00 Biz Neyin Derdindeyiz Suud Ve Avanesi Ne Yapıyor? 01-01-1970 03:00 Haya İmandandır... 01-01-1970 03:00 Merhamet İnsanın En Temel Hasleti Olmalı... 01-01-1970 03:00 Allah'a Koşunuz 01-01-1970 03:00 Azerbaycan ABD Ve Siyonist İsrail Kıskacında... 01-01-1970 03:00 Tarih Tekerrür Ediyor ve Taliban'lı Yeni Dönem 01-01-1970 03:00 Evlilikte Liyakat Ve Sadakat.. 01-01-1970 03:00 Bosna Savaşı ve Srebrenica Katliamı... 01-01-1970 03:00 Ey Allah'ın Kulları Kardeş Olunuz... 01-01-1970 03:00 Ateşkes Filistin'i Unutturmamalı... 01-01-1970 03:00 Sicili Bozuk Ve Küstah ABD 01-01-1970 03:00 Erbakan'ı Tanımak 01-01-1970 03:00 Tarım Ve Ekolojik Sorunlarımız 01-01-1970 03:00 Sürdürülebilir Aile Yuvasının Ön Şartı İyi Geçimdir.. 01-01-1970 03:00 Batıl Ehlinin İslâm'a Ve Peygamberimiz'e Olan Düşmanlığı... 01-01-1970 03:00 İftira Dezenformasyon Ve Tezvirat Olguları Üzerinden İran Düşmanlığı.. 01-01-1970 03:00 Kısasta Hayat Vardır 01-01-1970 03:00 Kerbelâ Kıyamını Anlamak... 01-01-1970 03:00 Istanbul Sözleşmesi Mi, İslam Sözleşmesi Mi.... 01-01-1970 03:00 Bir Hukuk Skandalı Ve 22 Yıllık Hasret... 01-01-1970 03:00 Aile Mahremiyeti Üzerine 01-01-1970 03:00 Dünya Kudüs Günü Ve Asıl Mesele 01-01-1970 03:00 Oruç Ve Nefs Tezkiyesi.. 01-01-1970 03:00 Koronavirüs (Kovid-19) Hakkında... 01-01-1970 03:00 Mayın Eşeği Olmamak 01-01-1970 03:00 İslâm Devriminin 41'nci Yılı Muhasebesi 01-01-1970 03:00 İran'ın Suriye'de Ne İşi Var? 01-01-1970 03:00 Kadına Şiddet Ve Evlilik Hayatını Bitiren Faktörler... 01-01-1970 03:00 Nikâh Akdi.. 01-01-1970 03:00 Evlilikte Liyakat Ve Sadakat.. 01-01-1970 03:00 Kadına Şiddet Ve Kadın Cinayetleri 01-01-1970 03:00 Önce Ahlâk Ve Maneviyat... 01-01-1970 03:00 Takva İslam’ı En İyi Şekilde Yaşamaktır 01-01-1970 03:00 Gürültü Kirliliği 01-01-1970 03:00 Ramazan Ayı Ve Oruç 01-01-1970 03:00 Tesettürün Cılkının Çıkarılması Ve Müstehcenliğin Yaygınlaşması Üzerine... 01-01-1970 03:00 Şer Ekseni 01-01-1970 03:00 İslâm Devrimi’nin 40. Yılı 01-01-1970 03:00 Nikâhta Keramet Vardır 01-01-1970 03:00 Uygurlu Müslüman Türklere Uygulanan Çin Zulmü 01-01-1970 03:00 Evliliğe Giden Yolda Kıskançlık... 01-01-1970 03:00 Unutulan Vecibe Emr-İ Maruf -Nehyi Münker Ve Nasihat.. 01-01-1970 03:00 Akraba Ve Komşuluk İlişkileri 01-01-1970 03:00 Art Niyet - Suizan Veya Önyargı 01-01-1970 03:00 Emin, Güvenilir Ve Nezaket Sahibi Olmak 01-01-1970 03:00 Gelin Ve Damat Mevzusu 01-01-1970 03:00 Yarınlar Bizim 01-01-1970 03:00 Siyonistlerin Kuklası Küstah Trump 01-01-1970 03:00 Evlilik Oyunu (!) 01-01-1970 03:00 Geçimsizlik Ve Boşanma Hadiseleri 01-01-1970 03:00 Anlamlı Ve Bir O Kadarda Stratejik Ziyaret... 01-01-1970 03:00 Evlilik Huzurun Teminatıdır… 01-01-1970 03:00 Evlilik İçin Mümeyyiz Olmak… 01-01-1970 03:00 Medeniyetimiz Ve Ufak Ayrıntılar 01-01-1970 03:00 Eşler Arasındaki Kıskançlık Ve Duygu Kontrolü... 01-01-1970 03:00 Sevgi Ve Aşk Üzerine Kısa Bir Analiz.... 01-01-1970 03:00 Farkındalık... 01-01-1970 03:00 Mesuliyet Hissi Ve Merhamet Duygusu.. 01-01-1970 03:00 İnsanı Ve Misyonunu Tanımak. 01-01-1970 03:00 Terör Ve Şiddetin Meşruiyeti Yoktur. 01-01-1970 03:00 Fethullah Gülen’in İnanç Ve Psikolojisi... 01-01-1970 03:00 Kerbelâ’da Âşura Öncesi 01-01-1970 03:00 Azmettirici ABD Tetikçi FETÖ Destekçi NATO 01-01-1970 03:00 İşgalci Siyonist İsrail İle Anlaşmaya Hayır.. 01-01-1970 03:00 Kanlı Darbe Girişimine Bir Başka Açıdan Bakış... 01-01-1970 03:00 Kanlı Darbe Girişimi Hangi Amaca Matuf.. 01-01-1970 03:00 Sıbgatullah; Allah'ın Boyası.. 01-01-1970 03:00 Ramazan Ve Oruç 01-01-1970 03:00 İkra 01-01-1970 03:00 Önce Ahlâk Ve Manevîyat 01-01-1970 03:00 Edep 01-01-1970 03:00 Erbain Yürüyüşü 01-01-1970 03:00 Kerbelâ’yi Anmak Bidat Mi? 01-01-1970 03:00 Kûr’ân Ve İmâm Hüseyin 01-01-1970 03:00 Üst Kimlik Manifestomuz.. 01-01-1970 03:00 Teberrâ Ve Tevellâ 01-01-1970 03:00 Uhuvvet Ve Tasavvuf 01-01-1970 03:00 Ümmet Birlikteliğinin Önündeki Engeller 01-01-1970 03:00 Diyalog Ve Uhuvvet'in Ön Şartları… 01-01-1970 03:00 Tekfircilik Hastalığı (2) 01-01-1970 03:00 Tekfircilik Hastalığı -1- 01-01-1970 03:00 Tevhid Selâm Terör Örgütü Mü? 01-01-1970 03:00