Kerbelâ’da Âşura Öncesi

Hazım Koral

08-10-2016 09:34

Ömer b. Sa’d, muharrem ayının dokuzuna tekabül eden perşembe günü akşam üstü, saldırı için askerlerine hazır olmaların söylüyor. Komutu alan askerler bunun akabinde teçhizâtlarını yoklayıp saldırıya hazır vaziyet alıyorlar. Bu ara Şimr adındaki melun biraz daha öne geçip İmâm’ın (a.s) tarafına doğru şöyle sesleniyor: “Kız kardeşimin oğulları neredesiniz?“ Şimr, İmâm Ali’nin (a.s) oğullarından Abbas, Câfer, Abdullah ve Osman’ı kastediyordu. Zira, bunlar İmâm Ali’nin (a.s) eşi Ümmü’l-Benin’den olan çocuklarıydı. Ümmü’l Benin ise Benî Kilab kabilesine mensuptu. Şimr b. Zilcevşen de Benî Kilab kabilesinden idi. Kısacası Şimr kendisini bu çocukların dayısı olarak görüyor ve aklı sıra onlara aman vermek istiyordu. 

Şimr sözlerine şöyle devam ediyor: “Gelin Yezid’e biat edin ki size güvence verelim, böylece canlarınızı kurtarmış olursunuz.“ Şimr, “yeğenlerim” dediği karşısındaki cengâverlerden beklemediği tepkisellikte tokat gibi cevap alıyor: “Allah sana da, amanına da lânet etsin.“ Abbas konuşmasını şöyle sürdürüyor: “Ellerin kurusun. Bize vaadettiğin amana da lânet olsun, ey Allah’ın düşmanı! Kardeşimiz, efendimiz Fatıma’nın oğlu Hüseyin’i yalnız bırakmamızı ve melun oğlu melunların tasallutu altına girmemizi mi istiyorsun?!“

Bu ara Ömer b. Sa’d askerlerine şöyle sesleniyor: “Ey Allah’ın süvarileri! Atlarınıza binin ve cennetle sevinin!“ Başka rivâyetlerde geçtiğine göre Ömer b. Sa’d’ın askerleri saldırıya geçmeden önce abdest alıp ikişer rekât namaz kılıyorlar! 

Ömer b. Sa’d’ın emri ile askerler atlarına binip harekete geçiyorlar. İmâm Hüseyin‘in (a.s) çadırlarıyla aralarında kısa bir mesafe kalıyor. O esnada İmâm Hüseyin (a.s) kılıcına yaslanmış vaziyette çadırının önünde oturuyordu. Bir ara hafif bir uykuya dalmış ve başı dizlerine doğru eğilmişti. Tam o esnada kız kardeşi Zeyneb üzerlerine doğru gelmekte olan süvarî birliklerin gürültüsü ile irkilip İmâm’a (a.s) sesleniyor. 

İmâm (a.s) başını kaldırıp kız kardeşine gördüğü rüyayı anlatıyor: “Şimdi rüyamda dedem Resûlullah’ı (s.a.a) görüyordum. Bana dedi ki: ‘Sen, bize geliyorsun.“  Zeyneb validemiz  şaşkınlık ve üzüntü içerisinde ağlamaya başlıyor. İmâm Hüseyin (a.s) bacısını şu sözlerle teskin etmeye çalışıyor: “Canım kardeşim! Ağlamak sana yakışmaz, sessiz olup sabretmelisin. Rabbim sizleri korusun.“ 

Abbas yanlarına gelip heyecan içerisinde, yaklaşmakta olan atlıları işaret ederek, “Ey ağam! Bu süvariler üzerimize doğru geliyor“ diyor. İmâm (a.s) ayağa kalkıp, “Ey kardeşim! Atına bin ve onların yanına git, ne amaçla geldiklerini sor.“  

Hazreti Abbas, Züheyr b. Kayn ve Habib b. Mezahir ile birlikte yirmi dolayında atlı ile üzerlerine gelmekte olan askerleri karşılayıp, hangi niyetle geldiklerini soruyor. Onlar, “Ubeydullah b. Ziyad’ın emri o ki: ‘Ya boyun eğip Yezid’e biat edersiniz veya sizinle savaşacağız!‘ diyorlar. Buna karşılık Hazreti Abbas diyor ki, “Durun bakalım, acele etmeyin! Teklifinizi rehberimize söyleyelim! Siz burada bekleyin!“  Bunun üzerine durup beklemeye başlıyorlar. 

Abbas, düşman ordusunun mesajını İmâm’a (a.s) ulaştırmak için atını mahmuzlayıp bir solukta çadırların yanına dönüyor. Bu ara Abbas’ın arkadaşları bekleme süresini fırsat bilip düşman askerlerine nasihat etmeye başlıyorlar. Bu amaçlarının doğru olmadığını, Allah Resûlü’nün (s.a.a) yadigârına, Allah Resûlü’nün (s.a.a) ümmete vasî tayin ettiği ve emanet bıraktığı torununa yönelik her hangi bir menfî girişimin dünyevî muvaffakiyetle sonuçlansa da bunun ceremesinin-vebâlinin büyük olacağını, Allah Resûlü’nün (s.a.a) ciyerpâresine yapılacak her hangi bir kötülüğün karşılığı kıyamete kadar lânetle anılmak olacağını, ahiretteki azabın ise ebedî cehennem olacağını oradakilere hatırlatıp duruyorlar..

Yezid gibi pespâye ve alçak birinden (geçici dünya hayatı için) nemalanma adına gözleri dönmüş olan bu askerlerin kendilerine yapılan öğütleri dinlemeye niyetli olmadıkları anlaşılıyordu. Zira bu kandırılmış zavallı askerler kendilerine yapılan nasihatlere itiraz edip, İmâm’ı (a.s) zamanın hâlifesine asî olmakla suçluyorlardı. Bu cahil askerlerin ne velâyetten ve ne de vasîlikten yana hiçbir bilgileri yoktu. Çünkü Şam’da bu tür bilginin esamesi okunmuyordu.. Onlar Allah Resûlü’nün (s.a.a) vasî tayin etmediğine inanıyordu. Onlar Yezid’in babası tarafından böyle inandırılmışlardı.

Öte yandan İmâm (a.s), kendisine mesajı getiren Abbas’a şöyle diyor: “Onların yanına dön ve bize sabaha kadar mühlet vermelerini söyle. Onları bu gece bizden savmaya çalış. İstediğim o ki, bu gece Rabbimiz için namaz kılalım, O’na dua ve niyazda bulunup, bağışlanma dileyelim.“   

Abbas, gidip İmâm’ın (a.s) teklifini onlara iletiyor. İbn Sa’d  teklifi kabul etmek istemeyince Amr b. Haccac ez-Zübeydî ve Kays b. Eş’as b. Kays devreye girip mühlet verilmesinden yana tavır koyuyorlar. İbn Sa’d kendisine yapılan itirazlardan sonra ikna olunca Abbas ve arkadaşları da İmâm’ın (a.s) yanına geri dönüyorlar.

İmâm Hüseyin (a.s), o gece yârenlerine bir hutbe irad ediyor. Bu meşhur hutbeyi bizlere İmâm Zeynelabidin (a.s) şöyle aktarmaktadır:  “Hastaydım ve yatıyordum ancak babamın ne konuşacağını da merak ediyordum. Zorlukla yanlarına sokuldum. Babam Allah Subhanehu ve Teâlâ’ya şükürler edip hamd-ü sena da bulunduktan sonra sözlerine şöyle devam etti: ‘Bilesiniz ki ben, arkadaşlarımdan daha vefalı ve daha iyi arkadaşlar, ailemden daha iyi ve daha akarabalık bağlarını gözeten bir aile bilmiyorum. Bana karşı bu tavrınızdan dolayı Allah sizi hayırla mükâfatlandırsın. Şunu bilin ki, kuşatılmış olduğumuz bu zalimler yarın bizlere saldırmaları büyük bir ihtimal dahilindedir. Allah’u âlem belki bu gece son gecemizdir. Onların derdi ise benimle: Bu nedenle sizin hepinize izin veriyorum, serbestsiniz. İşte gecenin zifiri karanlığı basmış bulunuyor. Bu geceyi fırsat bilin. Her biriniz, benim ailemden bir adamın elinden tutun ve gecenin karanlığına karışıp dağılın. Sizi kınayacak değilim. Beni bunlarla yalnız bırakın. Dediğim gibi, onların istediği siz değilsiniz, benim.“  

İmâm’ın (a.s), bu sözleri karşısında yârenleri ve akrabaları asla böyle birşey yapmayacaklarını söyleyip itirazlarını dile getiriyorlar: “Hangi yiğitliğe, hangi insanlığa sığar İmâm’ı (a.s) naçar bırakıp düşmana teslim etmek. Allah Resûlü’nün (s.a.a) emanetine, Allah Resûlü’nün (s.a.a) vasîsine sahip çıkmamak, onunla birlikte çarpışmamak zillet değil de nedir? Bu bizim için en büyük bir züldür. İmâm’sız (a.s) bir hayat bize haram olsun. Allah’a andolsun ki, biz Musa‘yı (a.s) yalnız bırakanlar gibi olmayacaız. Ey aziz İmâm (a.s), şunu bil ki, biz kanımızın son damlasına kadar düşmanla savaşacağız. Şehid olursak bu bizim için en büyük bir mutluluktur. Biz bunun için yola çıkıp seninle buralara kadar geldik. Şimdi seni yalnız bırakmamızı, seni kurtlara, çakallara ve sırtlanlara teslim etmemizi mi istiyorsun?“ 

İmâm’ın (a.s) yârenleri ve akrabaları bu ve benzeri sözlerle sadakat ve bağlılıklarını ifade edip Allah Resûlü’nün (s.a.a) vasîsini yalnız bırakmamaya ahd ediyorlar. Onlar için bu tavır ahid ve biat tazelemekten başka birşey değildi. Gerçekten de İmâm’ın (a.s) ifade ettiği gibi bu insanlar dünyanın en sadık insanlarıydı. Onlar kıyamate kadar en büyük saygı ve ihtiramı hak etmiş, İslâm ümmetinin medâr-ı iftiharı olan yiğit ve cengâver insanlardır. (Rabbim bizleri şefaatlerine nâil eylesin.)

İmânları ve Allah’a tevekkülleri öyle bir zirveye ulaşmış ki, bu insanların yapmış olduğu fedakârlık (“Ashab-ı Uhdûd“ örneğinde olduğu gibi) kadim tarihten bu yana çok müstesna bir yer tutmaktadır. İmâm Hüseyin (a.s), “Gidin! Onların işi benimle“ derken onlar kararlılıkla verdikleri cevapta “asla“ diyordu. Bu öyle bir teslimiyet, öyle bir benlikten geçişti ki, ne bir tereddüt gösterdiler ve ne de bir sarsıntı.. İmân ve teslimiyetleri onları yücelerin yücesine taşımış Allah Subhanehu ve Teâlâ’nın lütûf ve ihsanına mazhar kılmıştı.

İmâm Hüseyin (a.s) buyurmuştu ki: “İmtihan koşulları zorlaştıkça dindârların sayısı azalır.“  Nitekim öyle olmuştu. Düşünebiliyor musunuz, koskoca bir ümmet ve içerisinde sadece 72 adanmış insan?!.. 

Niceleri için “Müslümanım“ demenin telaffuzu belki kolaydı ama Allah Subhanehu ve Teâlâ’ya teslimiyette “sabit ber kadem“ kalabilmek kimileri için gerçekten zordu! Niceleri için belki dünyanın güzelliklerini ve lezzetlerini elinin tersi ile itivermek kolaydı ama kanları fışkırtan kılıç darbelerine, ciyer ve bağırsakları kasıp kavuran ok, kargı ve mızrak saplanmasına hedef olmayı göze almak kolay değildi!.. 

İmâm Hüseyin (a.s) ve yârenleri bu dünya hayatındaki son gecelerinde Allah Subhanehu ve Teâlâ’ya iltica ve inkîyâd ederek zikirle, namazla, ibadetle, dua ve niyazla meşgûldü. Sonra İmâm’larına (a.s) olan sadakat ve biatlerini tazelemiş olmanın huzuru ile herkes çadırlarına dönmüş yarınki “Büyük Kıyam” ve “Büyük Devrim“ için istirahate çekilmişlerdi.

 

DİĞER YAZILARI Nedir Bu İran Düşmanlığınız? 01-01-1970 03:00 Yenileceksiniz Ve Cehenneme Sürüleceksiniz 01-01-1970 03:00 İslam Birliği Ve Şirk... 01-01-1970 03:00 İslâm Devrimi Ve Düşündürdükleri... 01-01-1970 03:00 Siyonist Çetenin İşgal Ve Tahakküm Alanı... 01-01-1970 03:00 BM Değil Ümmet Olarak Biz Suçluyuz... 01-01-1970 03:00 Hamas'ın Esirlere Yaptığı Muamele Peygamber Ahlakıdır... 01-01-1970 03:00 Canavar Siyonizm ve Canavar Batı Rejimleri 01-01-1970 03:00 Gazze'ye Sağır Olmak Katliama Ortak Olmaktır 01-01-1970 03:00 Mescid-i Aksa Tufanı... 01-01-1970 03:00 İmanımızı Gözden Geçirmek... 01-01-1970 03:00 Devlet Yapılanması Kapsamında ve Hayatın Her Alanında İslam Bir Paket Programdır... 01-01-1970 03:00 20 Temmuz Kıbrıs Barış Harekatı ve Bilmemiz Gerekenler... 01-01-1970 03:00 15 Temmuz Ve Hatırlattıkları... 01-01-1970 03:00 Kurbanın Hikmet Ve Felsefesi 01-01-1970 03:00 İmam Humeyni'yi Rahmetle Anmak... 01-01-1970 03:00 Seçim Tartışmaları ve Bizim Sorumluluğumuz... 01-01-1970 03:00 Seçimin Düşündürdükleri... 01-01-1970 03:00 Siyasi Sorumluluğumuz... 01-01-1970 03:00 Siyonist Çete Yine Şaşırtmadı... 01-01-1970 03:00 Oruç'un Fayda Ve Hikmetleri... 01-01-1970 03:00 Sigaranın Zararları 01-01-1970 03:00 Depremde Ölenlerin Katili Kim... 01-01-1970 03:00 Depremin Düşündürdükleri 01-01-1970 03:00 ABD'nin Bitmeyen Entrikaları 01-01-1970 03:00 Hak Batıl Savaşında Kukla Charlie Hebdo ve Pİyon Rasmus Paludan... 01-01-1970 03:00 Charlie Hebro Çağdaş Kab Bin Eşref 01-01-1970 03:00 Çocuk Gelin Mevzusu... 01-01-1970 03:00 Terör Ve Kısas 01-01-1970 03:00 Atatürk'ün Son Meclis Konuşması İle İlgili Tartışmalar 01-01-1970 03:00 Aliya İzzetbegoviç'i Rahmetle Anmak... 01-01-1970 03:00 İran'da Yaşanan Olaylar ve Türkiye Kıyaslaması... 01-01-1970 03:00 T.C'nin Siyonist Çete İle İlişkileri 01-01-1970 03:00 Misyonumuz Evrensel Nitelikte Müesses Bir Nizam Kurmak Olmalı... 01-01-1970 03:00 Allah'a Koşunuz... 01-01-1970 03:00 Suriye ve Diğer Arap Ülkelerinin Filistin'e Bakışı... 01-01-1970 03:00 Takva Mücadeledir 01-01-1970 03:00 28 Şubat Darbesinin Hatırlattıkları.... 01-01-1970 03:00 Biz Neyin Derdindeyiz Suud Ve Avanesi Ne Yapıyor? 01-01-1970 03:00 Haya İmandandır... 01-01-1970 03:00 Merhamet İnsanın En Temel Hasleti Olmalı... 01-01-1970 03:00 Allah'a Koşunuz 01-01-1970 03:00 Azerbaycan ABD Ve Siyonist İsrail Kıskacında... 01-01-1970 03:00 Tarih Tekerrür Ediyor ve Taliban'lı Yeni Dönem 01-01-1970 03:00 Evlilikte Liyakat Ve Sadakat.. 01-01-1970 03:00 Bosna Savaşı ve Srebrenica Katliamı... 01-01-1970 03:00 Ey Allah'ın Kulları Kardeş Olunuz... 01-01-1970 03:00 Ateşkes Filistin'i Unutturmamalı... 01-01-1970 03:00 Sicili Bozuk Ve Küstah ABD 01-01-1970 03:00 Erbakan'ı Tanımak 01-01-1970 03:00 Tarım Ve Ekolojik Sorunlarımız 01-01-1970 03:00 Sürdürülebilir Aile Yuvasının Ön Şartı İyi Geçimdir.. 01-01-1970 03:00 Batıl Ehlinin İslâm'a Ve Peygamberimiz'e Olan Düşmanlığı... 01-01-1970 03:00 İftira Dezenformasyon Ve Tezvirat Olguları Üzerinden İran Düşmanlığı.. 01-01-1970 03:00 Kısasta Hayat Vardır 01-01-1970 03:00 Kerbelâ Kıyamını Anlamak... 01-01-1970 03:00 Istanbul Sözleşmesi Mi, İslam Sözleşmesi Mi.... 01-01-1970 03:00 Bir Hukuk Skandalı Ve 22 Yıllık Hasret... 01-01-1970 03:00 Aile Mahremiyeti Üzerine 01-01-1970 03:00 Dünya Kudüs Günü Ve Asıl Mesele 01-01-1970 03:00 Oruç Ve Nefs Tezkiyesi.. 01-01-1970 03:00 Koronavirüs (Kovid-19) Hakkında... 01-01-1970 03:00 Mayın Eşeği Olmamak 01-01-1970 03:00 İslâm Devriminin 41'nci Yılı Muhasebesi 01-01-1970 03:00 İran'ın Suriye'de Ne İşi Var? 01-01-1970 03:00 Kadına Şiddet Ve Evlilik Hayatını Bitiren Faktörler... 01-01-1970 03:00 Nikâh Akdi.. 01-01-1970 03:00 Evlilikte Liyakat Ve Sadakat.. 01-01-1970 03:00 Kadına Şiddet Ve Kadın Cinayetleri 01-01-1970 03:00 Önce Ahlâk Ve Maneviyat... 01-01-1970 03:00 Takva İslam’ı En İyi Şekilde Yaşamaktır 01-01-1970 03:00 Gürültü Kirliliği 01-01-1970 03:00 Ramazan Ayı Ve Oruç 01-01-1970 03:00 Tesettürün Cılkının Çıkarılması Ve Müstehcenliğin Yaygınlaşması Üzerine... 01-01-1970 03:00 Şer Ekseni 01-01-1970 03:00 İslâm Devrimi’nin 40. Yılı 01-01-1970 03:00 Nikâhta Keramet Vardır 01-01-1970 03:00 Uygurlu Müslüman Türklere Uygulanan Çin Zulmü 01-01-1970 03:00 Evliliğe Giden Yolda Kıskançlık... 01-01-1970 03:00 Unutulan Vecibe Emr-İ Maruf -Nehyi Münker Ve Nasihat.. 01-01-1970 03:00 Akraba Ve Komşuluk İlişkileri 01-01-1970 03:00 Art Niyet - Suizan Veya Önyargı 01-01-1970 03:00 Emin, Güvenilir Ve Nezaket Sahibi Olmak 01-01-1970 03:00 Gelin Ve Damat Mevzusu 01-01-1970 03:00 Yarınlar Bizim 01-01-1970 03:00 Siyonistlerin Kuklası Küstah Trump 01-01-1970 03:00 Evlilik Oyunu (!) 01-01-1970 03:00 Geçimsizlik Ve Boşanma Hadiseleri 01-01-1970 03:00 Anlamlı Ve Bir O Kadarda Stratejik Ziyaret... 01-01-1970 03:00 Evlilik Huzurun Teminatıdır… 01-01-1970 03:00 Evlilik İçin Mümeyyiz Olmak… 01-01-1970 03:00 Medeniyetimiz Ve Ufak Ayrıntılar 01-01-1970 03:00 Eşler Arasındaki Kıskançlık Ve Duygu Kontrolü... 01-01-1970 03:00 Sevgi Ve Aşk Üzerine Kısa Bir Analiz.... 01-01-1970 03:00 Farkındalık... 01-01-1970 03:00 Mesuliyet Hissi Ve Merhamet Duygusu.. 01-01-1970 03:00 İnsanı Ve Misyonunu Tanımak. 01-01-1970 03:00 Terör Ve Şiddetin Meşruiyeti Yoktur. 01-01-1970 03:00 Fethullah Gülen’in İnanç Ve Psikolojisi... 01-01-1970 03:00 Azmettirici ABD Tetikçi FETÖ Destekçi NATO 01-01-1970 03:00 İşgalci Siyonist İsrail İle Anlaşmaya Hayır.. 01-01-1970 03:00 Kanlı Darbe Girişimine Bir Başka Açıdan Bakış... 01-01-1970 03:00 Kanlı Darbe Girişimi Hangi Amaca Matuf.. 01-01-1970 03:00 Sıbgatullah; Allah'ın Boyası.. 01-01-1970 03:00 Ramazan Ve Oruç 01-01-1970 03:00 İkra 01-01-1970 03:00 Önce Ahlâk Ve Manevîyat 01-01-1970 03:00 Edep 01-01-1970 03:00 Erbain Yürüyüşü 01-01-1970 03:00 Kerbelâ’yi Anmak Bidat Mi? 01-01-1970 03:00 Kûr’ân Ve İmâm Hüseyin 01-01-1970 03:00 Üst Kimlik Manifestomuz.. 01-01-1970 03:00 Teberrâ Ve Tevellâ 01-01-1970 03:00 Uhuvvet Ve Tasavvuf 01-01-1970 03:00 Ümmet Birlikteliğinin Önündeki Engeller 01-01-1970 03:00 Diyalog Ve Uhuvvet'in Ön Şartları… 01-01-1970 03:00 Tekfircilik Hastalığı (2) 01-01-1970 03:00 Tekfircilik Hastalığı -1- 01-01-1970 03:00 Tevhid Selâm Terör Örgütü Mü? 01-01-1970 03:00