DOLAR 0,0000
EURO 0,0000
STERLIN 0,0000
ALTIN 000,00
BİST 00.000
Recai Yurdan
Recai Yurdan
Giriş Tarihi : 24-06-2022 22:08

Şeyh Said’in Kıyamı ve Şehadeti

Cumhuriyet’in kurulmasıyla ıslahat adı altında izlenen siyaset, halk tarafından kabul görmemiş ve buna karşılık rejim taraftarı binlerce insana baskı, zulüm ve inkar politikası uygulamıştı. 1924 yılına gelindiğinde medreseler kapatıldı, din ve vakıflar bakanlığı kapatıldı, halifeliğin kaldırılmasıyla yeni rejimin Batı’yı kendisine referans ettiğini açık şekilde beyan etmiş oldu. Ne zaman ki son damlalar bardağı taşırınca bunu gören Şeyh Said, kıyam kararı aldı ve şöyle bir fetva çıkarttı: “Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla. Bizler İslam’ın ve İslam peygamberinin yücelttiği ve zalim Mustafa Kemal’in kendi eliyle kurduğu hükümetin zevale uğratacağı ve onların yeryüzünde silineceği bir zamana girmiş bulunuyoruz. Cihat etmek her Müslümana farzdır. Bu savaş, İslam’ın bu topraklarda yeniden hâkim kılınması içindir. Bu çağrı sizin Müslüman kabileniz bu büyük cihada katılması içindir. Ben bu davete içtenlikle ‘lebbeyk’ diyeceğinize inanıyorum. Ey insanlar! İslam’ı bu kâfirlerin ellerinden koruyalım. Aksi takdirde bu kâfir hükümet bizi de kendisi gibi yapacaktır. Bunun için ona cihat etmek farzdır.” Bu fetvayı bölgenin şeyhlerine ve aşiret liderlerine, elçilerinin aracılığıyla gönderdi.

Piran’da kardeşi Abdurrahman’ı ziyaret eden Şeyh Said köyün camisinden şu hutbeyi okuyordu: “Medreseler kapatıldı, din ve vakıflar bakanlığı kapatıldı ve dini mektepler milli eğitime bağlandı. Gazetelerde bir takım dinsiz yazarlar dine hakaret etmeye, peygambere dil uzatmaya cürret ediyorlar. Bugün Allah’ın dini için ilk savaşacak olan benim” diyordu. Ne var ki Şeyh Said kıyamı elde olamayan nedenlerden ötürü zamansız başladı, altı asker kaçağı Şeyh Said’in olduğu bir sırada Piran’a sığınır; köye gelen jandarma komutanı söz konusu kaçakları ister, Şeyh Said kaçakları teslim etmek istemez. Ancak komutan bunu kabul etmez. Şeyh Abdurrahman hepsinin suçlu olmadığını belirterek, suçsuzların serbest bırakılmasını teklif edince komutan bunu kabul eder. Ne yazık ki orada jandarma kuvvetleri ile Şeyh Said’in adamları arasında çatışmalar çıkmış ve böylece kıyam başlamış olur. Bununla beraber ilk ateş eden taraf kesin olarak bilinmemektedir. Bu olayı duyan halk, hükümet görevlilerini kendi şehir ve köylerinden kovar. Şeyh Said 15 Şubat’ta Hakik köyüne girer, ertesi gün adamları Derahiniy’i (Genç) ele geçirince burası onun geçici karargâhı olur. Şeyh Said burada emirül mücahid’in ( mücahitlerin emri) sıfatıyla ilk resmi kararı göndererek kendisine bağlı kabilesinden Fakîh Hasan’ı Derahiniy, Botan, Tavas ve Silvan’ı kapsayan bölgeyi reis olarak tayin eder. Şeyh Said, söz konusu bölgeyi sağlama alınca bu sefer Diyarbakır üzerine yürür, bu arada Şeyh Abdurrahman ve Şeyh Eyyüp kuvvetlerinin yardımı ile 29 Şubat’ta Şırnak’ı ele Hani  ve Elazığ şehrine giren şeyh şerifi vali olarak atanmıştı burada hanili salih beyin büyük etkisi olmuştu urfa Siverek  kıyamında'da destek şeyh eyüp'ten gelmişti  Ardından önemli bir yerleşim yeri olan Ergani’de ele geçirilir.  Ankara hükümeti 23 Şubat 1925’de Doğu illerinde örfe dayalı hükümler çıkarır ve kıyamı bastırmak için asker gönderir. Öyle ki, Mart ayının sonlarına doğru rejimin sonu gelir gibi olmuştu. Olaylara yumuşak baktığı için Başbakan Fetih Okyar görevinden istifa ettirilir ve yerine İsmet İnönü getirilir. 2 Mart’ta İnönü hükümeti ciddi salahiyetlerle donatılıp göreve başlar.

Şeyh Said’in ordusu Diyarbakır’ın içinden destek göremeyince ve rejim güçleride çok büyük askeri yığınak yapınca ablukayı kaldırarak, geri çekilir. Kendisi ihanete uğrayarak, Muş’ta Abdurrahman köprüsü üzerinde rejim askerleri tarafından tutuklanır ve Diyarbakır’a getirilir. 29 Haziran 1925’de Diyarbakır’da kırk altı arkadaşıyla birlikte idama mahkûm edilerek, şehit edilirler.

 Şeyh Said Türkiye’deki laik ve batıl zihniyetine meydan okuyan muttaki bir insandı. Son arzusunu ne olduğunu soran cellattan bir kalem ve bir kâğıt ister ve şunu yazar: “Değersiz dallarda asılmama pervam yoktur, muhakkak ki mücadelem Allah ve din içindir.” Diyerek şehadet şerbetini içer. Rabbim şehadetlerini kabul etsin. 

Bizler  yirmi  yıldır hükümette olan AK PARTİ yetkilerine ulaşmaya çalışarak Şeyh Said efendinin kabir-i şeriflerinin yapılarak halkın ziyarete açılması taleplerimizi ilettik. Nasıl ki şehidimiz İskilipli Atıf hocanın kabir-i şerifleri bulunup açıldıysa, aynı özverinin Şeyh Said ve arkadaşlarında yapılmasını talep ediyoruz. ,

Selam olsun ümmetin tüm şehitlerine.

Vesselam

NELER SÖYLENDİ?
@
Recai Yurdan

Recai Yurdan

DİĞER YAZILARI İşgal Rejiminin Dinamosu ve Boykot... Dünya Kudüs Gününü Anmak ve Anlamak... Şiarımız Adalet Enkaz Şehir Hatay’daki İzlenimlerim... Ramazan Ayıyla Beraber Gelin Hep Beraber Marketleri Zincire Vuralım... Batıya Göç Bu Bayram Fabrika Ayarlarına Dönelim.. Kıyam Rehberi Şeyh Said’in Şehadeti Mübarek Olsun... Kudüs Direnişine Selam Olsun..… Zaman İyilik Zamanı... Ramazan Ayı Geldi Pandemiden Dolayı İşsiz Kalan Yüzbinleri Unutmayalım.. Taksim Meydanına Cami Çok Yakıştı... Selam Olsun Kudüs Şehidi Serdara.. Kovid- 19 Zehirli Sarmaşık Gibi Sardı Etrafımızı Peygambere Ve Kuran’a Uzanan Eller Kırılsın Diller Kopsun.. Kurban Toplarken Kurban Olan Gençlerimizi Sokaklardan Kim Toplayacak? Kudüs Gönüllüleri, Yardım Kampanyası ve Dünya Kudüs Günü Korona ile Birlikte Ramazan-ı Şerife Giriyoruz... Korana Virüs ’ün Gelmesiyle Milletimizin Hal-i Pürmelali.. Yüzyıllar Önce Batı Doğuya Göç Ederken Günümüzde ki Durum Tam Tersi.. Dedemiz Ahmet Turan Kılıç’ın Akıbeti, Şeyh Ömer Abdurrahman Gibi Olmasın Işıklı Caddelerden Arka Sokaklara Hasta Ve Hasta Yakınları Yol Gözlüyor Evrensel Kerbela Erbain Yürüyüşünde Gördüklerim Ve Hissettiklerim... Cezaevlerinde Mazlum Kardeşlerimiz Var… Kadırga İslam Cumhuriyeti ve Şehit Selami Yurdan.. 52. Bayramını Cezaevinde Geçiren Dedemiz Var.. Zekat Ve Fitrelerimizi Pay Ederken Asgari Ücretli İşçi Emekçileri’de Gözetelim Haçlıların Ayasofya’yı Kiliseye Çevirme Niyetleri ve Mescid-i Aksa Üzerindeki Siyonist Emeller.. Kürdistan’da Hawar’ların (imdatların) Arşı Alaya Yükseldiği Yer: Halepçe Kutsal Ekmeğin Bizi Çarpmasına Ramak Kaldı.. Metin Yüksel Yasin Börü Ve Şehadet Ayı Cezaevinden Mektup Var-3 Miladi Yılbaşı, Mekke’nin Fethi Mi? İmam Zeynel Abidin Ve Noel Baba... Asgari Ücret İşçi Cinayetleri Komşunun Külüne Muhtaç İken Şimdilerde Yüzüne Hasretiz Doğudan Batıya Umut Yolculuğunun Adresi Cezaevinden Mektup Var -2- Marshall İle Başlayan ABD’nin Türkiye Aşkı Bayram Çocuklarla Güzel, Uyuşturucu Bataklığındaki Gencin Ablasından 'Biz On Yıldır Yaşamıyoruz Mektubu' Şeyh Said’i Anarken Ümmetçilikten Ulusalcılığa Geçiş Serüveni Zindanda Kırkıncı Bayram Ramazan Ayı Ve Kirkor Usta Kıraathane Kültüründen Cafe Kültürüne Rengarenk Lale Cümbüşünün Hatırlattıkları Cezaevinden Mektuplar Var 28 Şubatı Unutmadık Unutmayacağız Ümmetin Şehitleri Ve Mirasları Üzerine İncirlik Üssü'ne İncir Ağacı Dikilmeli Kudüs Davamız Saman Alevi Yusufiler; Onlar Zindan Güllerimiz.
Gazete Manşetleri
Yol Durumu
E-Bülten Kayıt
ARŞİV ARAMA