DOLAR 0,0000
EURO 0,0000
STERLIN 0,0000
ALTIN 000,00
BİST 00.000
Recai Yurdan
Recai Yurdan
Giriş Tarihi : 12-03-2021 16:47

Taksim Meydanına Cami Çok Yakıştı...

“Ta ilk günden temeli takva üzerine kurulan mescit elbet içinde namaza durmana daha layıktır. Onun içerisinde temizlenmeyi seven kişiler vardır.” (Tevbe-108)

“Kim Allah için bir ev inşa ederse ( mescit yaparsa) Allah’ta onun için cennette bir ev yapar.” (Hadisi Şerif)

Türkiye Cumhuriyeti kurulduktan sonra 1950 yılına kadar süren tek parti döneminde maalesef  ‘Camilere’ hor bakılmış, camiler mezbelelik olarak kullanan şahıslara bile satılmıştır. Bu camiler ahır, müzikhol gibi farklı, yapımından uzak, mukaddesatına hakaret içeren, alanlarda çekinilmeden kullanılmıştır.

1950 yılında Demokrat Parti döneminde İstanbul’da imar çalışmaları adı altında, yol ve meydanlar yapılması için onlarca cami, medrese, çeşme, mescit, hamam ve tekke yıkılmıştır. Bu yıkım için Fransa’dan Mimar Henry Prost getirtilmiş tavsiyelerine hiç düşünülmeden uyulmuştur. Tavsiyeler tarihi kıyım ile doluydu ve harfiyen uygulandı. Yol kenarında kalan mescitler dahi yıkılmıştır. Bu iki dönemin Parti sorumluları ahirette nasıl cevap verecekler bilemiyorum. O yapıtları insanlar vakfetmişti. Vakıf malları peşkeş çekilmeden korunmalıydı. Çok elzem durumlarda camiler taşınmalıydı. Yıkılan bazı yapıların proje alanlarında olmamasına rağmen yıkıldığı kayıtlarda mevcuttur. Dünyanın hiçbir tarafında bu şekilde tarih kıyımı yapılmamıştır.

Şahit olduğum birkaç örnekte ben vermek isterim. Sirkeci Garı’nın mescidi yıllarca meyhane ve pavyon olarak kullanılmıştı. 1980’li yıllardan  sonra elhamdülillah mescit görevini ifa etmeye devam etmektedir. Karaköy meydan düzenlenmesi yapılırken 1958 yılında Karaköy camisi yıkılarak Kınalı adaya götürülmek isteniyor. Taşıma işlemi esnasında bir kısmı gemi yan yattığı için denize dökülüyor. Bir kısmı hala Kınalı Ada da bekletiliyor.

Cağaloğlu’nda demokrat parti döneminde yol çalışması için yıkılan bir başka yapı ise Cezeri Kasım Camisidir. Uzun bir dönem arsası otopark olarak kullanıldı. 1985’li yıllarda cami yapılması için çalışmalara başlanınca o dönem Hürriyet Gazetesi ve Cağaloğlu’nda ofisleri bulunan bazı gazeteler camiye ne gerek var diyerek kampanya başlatmıştı. Günümüzde Taksim Camisinin yapılmaması için kullanılan argümanlar o günlerde de yüksek perdeden dillendiriliyordu. Sıkıntılı bir sürecin ardından cami arsası yeniden kimliğine büründü ve 1989 yılı Ramazanın son cuması binlerce insanın katılımıyla açılış gerçekleşti. Bizler göğsümüzü gere gere acılaşa katılmanın bir ibadet olduğu bilinci ile çoğu insanın akıttığı gözyaşları eşliğinde o günü yaşamıştık. Bu açılış vesayetin yıkılmasının işaretlerinden biriydi. Allaha hamd olsun “zincirler kırılsın Ayasofya açılsın” sloganlarıyla geçirdiğimiz gençlik yıllarımızın ardından bu sene bir  açılışa daha şahit olduk. On binlerce insanla açılışa katılma şerefine nail oldum. İnanın ki Ayasofya sadece bir taştan mescitten ibaret değil. Ayasofya’nın Camiye çevrilmesi İstanbul’un İslam topraklarına katıldığı günü temsil ediyordu. Tüm dünya için anlamı çok büyüktü. Yeniden bunu kazandık.

Yıllardan beri değişik muhafazakâr oluşumlar Taksimde Cami yapılmasını gündeme taşımışlardı. Buna karşı seküler kesim “Camiye ne ihtiyaç var” diyerek seslerini hep yüksek tuttular.  42 yıldır İstanbul’da yaşayan ve İstanbul’u az çok bilen biriyim. Taksime yolumuz bir vesileyle düşünce Cami eksikliğine şahit oluyorduk.  Şuan inşa edilen Cami’nin yerinde ufak bir mescit vardı ve namaz için sıra olurdu. Yahut kalabalık bir etkinlik varsa İstiklalde bulunan Hüseyin  Ağa camisine gitmek gerekirdi. Elhamdülillah 4 yıl önce temeli atılan Taksim Camisi Ramazan’ın son haftasında ibadete açılacak. Bizler Taksim Camisinin açılışına Allah kısmet ederse gideceğiz ve o güzel ana şahit olacağız.

Bir gün Sultanahmet meydanında tanıdığım bir rehberin turist kafilesine Sultan Ahmet Camisinin mimari yapısını uzun uzun hayranlıkla anlattığını gördüm. Kendisini az çok tanıdığım için kendisine  aynen bu samimiyetle arkadaşlarına da bu muhteşem yapıları  anlatırsan aramızdaki düşmanlığa götüren etkenler ortadan kalkacak ve kardeşliği yeniden tesis edeceğiz dedim. Bu ülkenin Müslüman olduğunu biliyoruz. Gelin ortak paydalarda buluşalım tarihimize sahip çıkalım. Bu medeniyet insanlığa barış ve huzur getireceğinden şüphemiz olmasın.

Ayasofya nasıl özgür olduysa Mescid-i Aksa’da bir gün özgür olacaktır.   Ramazanın son cuması Dünya Kudüs günüdür. Kudüs’ün özgür şafağında buluşalım… Rabbimiz Mescid-i Aksa’da özgürce saf tutmayı en kısa zamanda nasip etsin.

Amin

NELER SÖYLENDİ?
@
Recai Yurdan

Recai Yurdan

DİĞER YAZILARI Gazze Savaşı Ekolü İşgal Rejiminin Dinamosu ve Boykot... Dünya Kudüs Gününü Anmak ve Anlamak... Şiarımız Adalet Enkaz Şehir Hatay’daki İzlenimlerim... Şeyh Said’in Kıyamı ve Şehadeti Ramazan Ayıyla Beraber Gelin Hep Beraber Marketleri Zincire Vuralım... Batıya Göç Bu Bayram Fabrika Ayarlarına Dönelim.. Kıyam Rehberi Şeyh Said’in Şehadeti Mübarek Olsun... Kudüs Direnişine Selam Olsun..… Zaman İyilik Zamanı... Ramazan Ayı Geldi Pandemiden Dolayı İşsiz Kalan Yüzbinleri Unutmayalım.. Selam Olsun Kudüs Şehidi Serdara.. Kovid- 19 Zehirli Sarmaşık Gibi Sardı Etrafımızı Peygambere Ve Kuran’a Uzanan Eller Kırılsın Diller Kopsun.. Kurban Toplarken Kurban Olan Gençlerimizi Sokaklardan Kim Toplayacak? Kudüs Gönüllüleri, Yardım Kampanyası ve Dünya Kudüs Günü Korona ile Birlikte Ramazan-ı Şerife Giriyoruz... Korana Virüs ’ün Gelmesiyle Milletimizin Hal-i Pürmelali.. Yüzyıllar Önce Batı Doğuya Göç Ederken Günümüzde ki Durum Tam Tersi.. Dedemiz Ahmet Turan Kılıç’ın Akıbeti, Şeyh Ömer Abdurrahman Gibi Olmasın Işıklı Caddelerden Arka Sokaklara Hasta Ve Hasta Yakınları Yol Gözlüyor Evrensel Kerbela Erbain Yürüyüşünde Gördüklerim Ve Hissettiklerim... Cezaevlerinde Mazlum Kardeşlerimiz Var… Kadırga İslam Cumhuriyeti ve Şehit Selami Yurdan.. 52. Bayramını Cezaevinde Geçiren Dedemiz Var.. Zekat Ve Fitrelerimizi Pay Ederken Asgari Ücretli İşçi Emekçileri’de Gözetelim Haçlıların Ayasofya’yı Kiliseye Çevirme Niyetleri ve Mescid-i Aksa Üzerindeki Siyonist Emeller.. Kürdistan’da Hawar’ların (imdatların) Arşı Alaya Yükseldiği Yer: Halepçe Kutsal Ekmeğin Bizi Çarpmasına Ramak Kaldı.. Metin Yüksel Yasin Börü Ve Şehadet Ayı Cezaevinden Mektup Var-3 Miladi Yılbaşı, Mekke’nin Fethi Mi? İmam Zeynel Abidin Ve Noel Baba... Asgari Ücret İşçi Cinayetleri Komşunun Külüne Muhtaç İken Şimdilerde Yüzüne Hasretiz Doğudan Batıya Umut Yolculuğunun Adresi Cezaevinden Mektup Var -2- Marshall İle Başlayan ABD’nin Türkiye Aşkı Bayram Çocuklarla Güzel, Uyuşturucu Bataklığındaki Gencin Ablasından 'Biz On Yıldır Yaşamıyoruz Mektubu' Şeyh Said’i Anarken Ümmetçilikten Ulusalcılığa Geçiş Serüveni Zindanda Kırkıncı Bayram Ramazan Ayı Ve Kirkor Usta Kıraathane Kültüründen Cafe Kültürüne Rengarenk Lale Cümbüşünün Hatırlattıkları Cezaevinden Mektuplar Var 28 Şubatı Unutmadık Unutmayacağız Ümmetin Şehitleri Ve Mirasları Üzerine İncirlik Üssü'ne İncir Ağacı Dikilmeli Kudüs Davamız Saman Alevi Yusufiler; Onlar Zindan Güllerimiz.
Gazete Manşetleri
Yol Durumu
E-Bülten Kayıt
ARŞİV ARAMA