Filistin’i, Gazze’yi Kurtarmaya Var Mısınız? Buyrun Buradan Başlayalım!

Geçen gün MEB CAMİASINDAN değerli birkaç dostumla konuşma imkânım oldu.

O sohbetten edindiğim izlenimlerimi onların izniyle siz değerli okurlarımla paylaşmak istiyorum.

Öğrencilerin de, öğretmenlerin de memnun olmadığı bir eğitim sistemimiz var.

Ne öğretmen, ne de öğrenci kimse durumundan memnun değil!

 Okuldan dershaneye, dershaneden okula... Herkes perişan.

Aileler, bireyler, toplum… Devlet hakeza... Dert çok, derman yok!

MEB’in dağıttığı kitapların çoğu sayfaları açılmadan çöpe ya da geri dönüşüme gidiyor.

Milli servete, emeğe yazık!

Dershanelerin tamamı kapatılarak özel okul yapılmalı.

Okul- dershane İşkencesine son verilmeli.

TYT - AYT kitapları cep yakıyor!

Devletin verdiği kitaplar varken velileri isyana, öğrencileri bunalıma sevk eden bu kaynak kitaplar özgürlüğüne ya da işkencesine son verilmeli.

OKULLARDA OKUTULAN KÜLTÜR KİTAPLARI, ROMANLAR ince bir elekten geçirilmeli.

Bir çorap alırken gösterdiğimiz hassasiyeti, okuttuğumuz kitaplara göstermiyoruz.

Okullarda hangi romanlar okutulmaktadır?

Hangi yazarlar okutulmaktadır?

Okutulan yazarları, kitapları, yayınevlerini kimler belirliyor?

Milli bir bilinç, şuur, kavrayış ve duruş kazandırılmadan çocuklarımızın ellerine tutuşturduğumuz kitaplar, onları hangi düşüncelerin, hangi ideolojilerin, hangi kaypak zeminlerin militanları haline getiriyor?

Sömestri ya da yaz tatillerinde şehrimize gelen velilerin ellerindeki kitap listelerini gördünüz mü hiç?

Ne tevafuk ki Edirne’den Kars’a; Sinop’tan Hatay’a; Van’dan İzmir’e kadar tüm okullarda tavsiye edilen kitap listeleri aynı!

Neden? Niçin? Nasıl?

Kolejlerde, özel okullarda, devlet okullarında, Proje İmam Hatip okullarında vesaire okutulan kitapların hepsi aynı!

Bu listeleri kim, nerede, hangi emellerle hazırlıyor?

AYNI ELDEN ÇIKMIŞ İNTİBAI UYANDIRAN ORGANİZE LİSTELER!

Çok organize listeler olduğunu anlamamak için akıldan yoksun olmak lazım.

Sözün özü:

Birileri yorulmadan, aşkınan çalışıyor, emek sarf ediyor!

Siyaseten merhum KILIÇDAROĞLU ne demişti?

“ALTTAN GELEN NESİL BİZE OY VERİYOR!”

Bir zamanlar merhum Alparslan Türkeş’in dediği sözü ne de çok anımsatıyor!

“Biz hapisteyiz ama fikirlerimiz iktidardır!”

Alttan gelen neslin kime oy verdiğiyle ilgilenmiyorum ama sonuç itibariyle bu sözün doğruluk payı herkesin malumu!

Bu alt yapıyı hazırlayan, 20 yıllık iktidarında AK PARTİ hükümetlerinin kontrolündeki MEB’in okullarında okuyan çocukları KILIÇDAROĞLU ZİHNİYETİNE oy vermeye sevk eden nedir?

KILIÇDAROĞLU’na bu özgüveni sağlayan saikler nelerdir?

Kitap listelerinde muhafazakâr, dindar, milli ve manevi değerlerimize sahip çıkan, yaratılış gayemizi, Allah-Peygamber sevgisini, tarih şuurunu işlemeyi kendilerine dert edinmiş yazarlarımız, romancılarımız neden yok?

Çok isim var mesela birkaç isim hemen aklıma geldi, yazayım: Ahmet Günbay Yıldız, Yavuz Bahadıroğlu, Hekimoğlu İsmail, İbrahim Ulvi Yavuz, Rasim Özdenören, Nuri Pakdil, Sezai Karakoç, Sibel Eraslan vesaire…

Bu listeleri hazırlayanlar ortaokul listelerine bile Yaşar kemalin İNCE MEMED’ini, Orhan Kemal’i, Fakir Baykurt’u koyabiliyorlarsa anlaşılan o ki liste hazırlayıcılar bilinçli kişilerdir!

Bürokratları, okul müdürlerini AK PARTİ atıyor, ne güzel!

Müdür bizim adamımız canım! Okullar, öğrenciler güvende!

Ama okutulacak kitap listelerini hazırlayanlar başka!

Hatta öyle başka ki yeri geldiğinde okul müdürlerini bile itibarsızlaştırmak için değişik kanallar vesilesiyle şikâyet eden, edebilen, çamur atan, atabilen öğretmenler türüyor, türeyebiliyor!

“Kahrolsun İsrail!” diyorsun ama Tel Aviv ile ortak projeler geliştiren yazar-çizerlerin kitaplarını açtığın proje imam hatip okullarında okutabiliyorsun ve ruhun bile duymuyor!

Bu ne kepazelik, bu ne akıl tutulması!

Allah, peygamber, aile, Kurân, tarih, medeniyet sevgisi yerine hayvan, köpek, börtü böcek, dağ-bayır, çimen-çemen, dere sevgisi işleyen kitaplar okutursan zıvanadan çıkmış, evlenmek, çoluk çocuk yetiştirmek yerine köpeklerle yatıp kalkan, onların altını temizleyen, kıçını yıkayan ne idüğü, neye hizmet ettiği belirsiz, amaçsız bir neslin mimarı olursun!

Yazık, yazık, yazık!

Tüm iyi öğretmenlere, milli ve manevi değerlerimizi dert edinen dert sahibi müminlere çağrımdır:

Gelin biz de birleşelim, organize olalım, şu cemaat, bu cemaat kaygılarını bir tarafa bırakalım, ümmet olalım, mümin olalım, Müslüman olalım, Hazreti Muhammed (sav)’in davası, Tevhid Davası’nda yekpâre olalım.

Güzel işler başaralım!

Neslimizi, çocuklarımızı, geleceğimizi, ülkemizi, Ümmet-i Muhammedi ne idüğü belirsiz karanlık, kirli emelli fraksiyonların tasallutundan kurtaralım!

Musablar yetiştirelim, Allah ve Resulünün adı anıldığında yürekleri titreyen nesiller yetiştirelim!

Fatihler, Yavuzlar, Alparslanlar yetiştirelim!

Nureddin Mahmud Zengiler, Baybarslar, Selahaddin Eyyubiler yetiştirelim!

Akşemseddinler, Hacıbayram-ı Veliler, Halid-i Bağdadiler yetiştirelim!

Hasan El-Bennalar, Aliya İzzetbegoviçler, Erbakanlar yetiştirelim,

Zaman dar, iş çok, dert haddizatında…

Gel!

Sağına soluna bakmadan gel!

İş başa düştü!

İş sana, bana düştü!

Nerdesin ey mücahit kardeşim?

İşte vakit o vakittir, vakit bu vakittir

Hadi davran kardeşim, silkelen ve

YENİ BİR DÜNYAYI HEP BİRLİKTE KURALIM.

Artık oyalanma değil, kıyama kalkma vaktidir!

Filistin’den, Gazze’den gelen çığlıklara koşma vaktidir!

Kısacası kurşunu namluya sürme vaktidir!

Haydi brem!