DOLAR 0,0000
EURO 0,0000
STERLIN 0,0000
ALTIN 000,00
BİST 00.000
Recai Yurdan
Recai Yurdan
Giriş Tarihi : 21-06-2021 08:39

Kıyam Rehberi Şeyh Said’in Şehadeti Mübarek Olsun...

Şeyh Said, kıyama katılmak için hazırlığını yapar, evden çıkacağı zaman hanımı şöyle der: “Sen bizi kime bırakıp gidiyorsun?” bu soru karşısında Şeyh Said tarihi cevabını şöyle verir: “Hanım ne ben Hz. Hüseyin’den değerliyim ne de siz onun hanımları ve çocuklarından değerlisiniz. Hz. Hüseyin zalimlere karşı nasıl kıyama kalktıysa biz de onun yolunu sürdüreceğiz. Çünkü biz Hüseynileriz.”

Bu safer kardeşi Abdurrahim kendisine seslenir; “Efendi bu kıyama kalkarken neyine güveniyorsun, askerlerin nerede ordun, silahların nerede?” Şeyh Said efendi, kardeşine de şöyle cevap verir: “Abdurrahim, Abdurrahim, arkamda hiç bir asker, elimde hiç bir silah olmasa bile elimdeki bu asa ile zalimlerin karşısına çıkıp onlarla tek başıma mücadele edeceğim.”

Zulme ve tağuta karşı mücadelede hak ve adalet yolunun sönmeyen meşalesi Şeyh Said efendi hanımına ve kardeşine verdiği bu cevaplarla aslında tarihin en kutlu mücadelelerinden biri olan o mübarek kıyamının anlam ve özünü özetlemiş oluyordu. Onun yüreğinde ne dünyevi bir kaygı ne de bir korku vardı. Çünkü o her şeyden önce Hz. Peygamberin şerefli yiğit bir varisiydi...

Şeyh Said aslen Amid (Diyarbakır) şehri ile şimdiki Bismil ilçesi arasında bulunan Çılstün (Kırkstun) köyünden olduğu bilinmektedir. Sultan VI. Murat  Bağdat seferi dönüşü Diyarbakır’daki misafirliği sırasında kendisine yeterince iltifat etmediklerinden dolayı Şeyh Said’in ailesini cezalandırır. Çılstün köyü yakılıp yıkılır ve Şeyh Said’in ailesi önce Palo’ya oradan da Hınıs’a göçer.

Şeyh Said uzun süre eğitim ve öğretim işleriyle meşgul olmuş, medreselerde müderrislik yapmıştır. Aynı zamanda Nakşibendi Tarikatı Şeyhi olan Said, bu vesileyle halkın dert ve problemleri ile ilgilendiği gibi eğitim ve terbiyesiyle de yakından alakadar olmuştur. Bu özellikleri ona hem ilim çevrelerinde ve hem de halk arasında büyük bir itibar ve saygınlık kazandırmıştır.

Şeyh Said Kürdistan’ın en önemli şahsiyetlerinden biriydi. Türkiye, Irak, İran ve Suriye’ye kadar uzanan geniş bir yelpazede etkisi bulunan büyük bir alim, önder bir şahsiyet idi. Cumhuriyetin ilanı ile Müslümanların değerlerine saldırılar başlamış ve halifelik kaldırılmış, İslami kanunlar yok edilmeye başlanmıştı. Bu yapılanlar Müslüman Kürt halkında kırılmaya neden olmuştu. Müslümanların bütün değerlerine saldırılar artarak devam ediyordu. İslam hukuku için büyük öneme sahip olan Şer’iyye ve Evkaf vekaleti kaldırılmış, İslami şeriate darbe vurulmuştu. Özellikle Kürt halkının eğitim damarları olan medreseler kapatılmıştı. Tüm bu zulümlerin artmasının  ardından Şeyh Said ve arkadaşları kıyam kararı aldılar ve Piran köyüne geldiler.

Şeyh Said 1925 yılı Şubat ayı içinde Piran (Dicle)’da bulunan kardeşi Şeyh Abdurrahim’in misafiri iken köye gelen ufak bir jandarma birliğinin kasıtlı olarak çıkardığı bir olay sonucu köyde çatışma olur. Çatışmalar bir anda halk ile jandarmanın baskısı arasında bir hesaplaşmaya döner ve dönüşü olmayan bir mecraya girilir. Çatışmalar yayılır ve süreklilik kazanır. Bu baskın kıyam hareketinin erken doğmasına sebep olmuştur.

Şeyh Said, toplanan kuvvetlerini Diyarbakır üzerine yürütürse de sonunda üstün silah gücüne karşılık veremez ve geri çekilmek zorunda kalır. Bu ara inisiyatifi de kaybeder. Kuvvetleri dağılma ve çözülmeye başlar ve bir daha toparlanma imkânı da bulamaz. İran’a giderken ihanete uğrayarak yakalanır. Ve daha sonra yargılanır ve idam kararı alınır. İdam edilmeden önce Şeyh Said ve arkadaşları bir arada zikirlerle, tekbirlerle son anlarını geçirerek yüzlerinde ve hareketlerinde hiçbir korku ve tereddüt olmamakla beraber, izzetli ve şerefli bir şekilde idam sehpasına gitmişlerdir. Şeyh Said  kırk altı arkadaşıyla beraber idam edilir.

Hareketin lideri Şeyh Said, hareketin temel amacını ve hedeflerini mahkemelerde izah ettiği gibi, idam sehpasına götürülürken usulen kendisine son arzusunun ne olduğunu içeren soruya karşılık yine hareketin amacını ifade eden şu sözleri söylemiştir: “Değersiz dallarda beni asmanıza pervam yoktur. Muhakkak ölümüm Allah ve İslam dini içindir.”

Bu olay rejim tarafından gerekçe gösterilerek, Kürdistan ve Müslüman Kürtler topluca cezalandırılır. Bu ceza; zulüm, işkence, katliam ve soykırıma dönüşür. İslam adına her ne değer varsa ayak altına alınır. Birçok cami ve medrese ya kapatılır ya da askeri birliklerce ahır olarak kullanılır. İslam’ın izzet ve şerefi ayaklar altına alınır. Müslümanım bile demek suç sayılır. Çok sayıda aile sürgüne gönderilerek mal varlıklarına el koyulur.

Düşmanların her zaman başvurdukları yol, halkın arasında saygın bir yeri ve ağırlığı olan lider şahsiyetleri yıpratma ve itibarsızlaştırma amaçlı, propagandalar yapması ve onların hakkında “işbirlikçi” “ajan” gibi suçlamalar geliştirmesidir. Şeyh Said İngiliz ajanlığı ile suçlanmıştır. Ancak Şeyh Said kesinlikle İngiliz uşaklığı yapmamıştır, bu tamamen iftiradır. Aksine o İngiliz ve batı emperyalizminin siyasi projelerini İslam ülkesinde Müslüman halklara zulüm ve dipçikle dayatan zalim ve zorbalara karşı milletinin hakları ve değerlerine adına mücadele etmiştir.

Şeyh Said’e ajan demek kendisini tarih önünde itibarsızlaştırma faaliyetidir. Şeyh Said, İngilizler ile birlik içinde olmuş olsaydı, Kuzey ve Güney Kürdistan’da çok rahat devlet kurardı. Ama ümmetçi bir insan olduğu için bunun bedelini çok ağır ödemiş ve şehadet şerbetini içmiştir.

Bizler on dokuz yıldır hükümette olan Ak Parti yetkililerine ulaşmaya çalışarak, Şeyh Said’in kabri şeriflerinin yapılarak, halka açılması taleplerimizi ilettik. Nasıl ki İskilipli Atif Hocanın kabri bulunup açıldıysa, aynı özverinin Şeyh Said ve arkadaşlarına yapılmasını talep ediyoruz.

Kıyam rehberi Şeyh Said ve arkadaşlarını doksan altıncı şehadet yıl dönümünde, saygı ve rahmetle anıyoruz.

Vesselam…

NELER SÖYLENDİ?
@
Recai Yurdan

Recai Yurdan

DİĞER YAZILARI İşgal Rejiminin Dinamosu ve Boykot... Dünya Kudüs Gününü Anmak ve Anlamak... Şiarımız Adalet Enkaz Şehir Hatay’daki İzlenimlerim... Şeyh Said’in Kıyamı ve Şehadeti Ramazan Ayıyla Beraber Gelin Hep Beraber Marketleri Zincire Vuralım... Batıya Göç Bu Bayram Fabrika Ayarlarına Dönelim.. Kudüs Direnişine Selam Olsun..… Zaman İyilik Zamanı... Ramazan Ayı Geldi Pandemiden Dolayı İşsiz Kalan Yüzbinleri Unutmayalım.. Taksim Meydanına Cami Çok Yakıştı... Selam Olsun Kudüs Şehidi Serdara.. Kovid- 19 Zehirli Sarmaşık Gibi Sardı Etrafımızı Peygambere Ve Kuran’a Uzanan Eller Kırılsın Diller Kopsun.. Kurban Toplarken Kurban Olan Gençlerimizi Sokaklardan Kim Toplayacak? Kudüs Gönüllüleri, Yardım Kampanyası ve Dünya Kudüs Günü Korona ile Birlikte Ramazan-ı Şerife Giriyoruz... Korana Virüs ’ün Gelmesiyle Milletimizin Hal-i Pürmelali.. Yüzyıllar Önce Batı Doğuya Göç Ederken Günümüzde ki Durum Tam Tersi.. Dedemiz Ahmet Turan Kılıç’ın Akıbeti, Şeyh Ömer Abdurrahman Gibi Olmasın Işıklı Caddelerden Arka Sokaklara Hasta Ve Hasta Yakınları Yol Gözlüyor Evrensel Kerbela Erbain Yürüyüşünde Gördüklerim Ve Hissettiklerim... Cezaevlerinde Mazlum Kardeşlerimiz Var… Kadırga İslam Cumhuriyeti ve Şehit Selami Yurdan.. 52. Bayramını Cezaevinde Geçiren Dedemiz Var.. Zekat Ve Fitrelerimizi Pay Ederken Asgari Ücretli İşçi Emekçileri’de Gözetelim Haçlıların Ayasofya’yı Kiliseye Çevirme Niyetleri ve Mescid-i Aksa Üzerindeki Siyonist Emeller.. Kürdistan’da Hawar’ların (imdatların) Arşı Alaya Yükseldiği Yer: Halepçe Kutsal Ekmeğin Bizi Çarpmasına Ramak Kaldı.. Metin Yüksel Yasin Börü Ve Şehadet Ayı Cezaevinden Mektup Var-3 Miladi Yılbaşı, Mekke’nin Fethi Mi? İmam Zeynel Abidin Ve Noel Baba... Asgari Ücret İşçi Cinayetleri Komşunun Külüne Muhtaç İken Şimdilerde Yüzüne Hasretiz Doğudan Batıya Umut Yolculuğunun Adresi Cezaevinden Mektup Var -2- Marshall İle Başlayan ABD’nin Türkiye Aşkı Bayram Çocuklarla Güzel, Uyuşturucu Bataklığındaki Gencin Ablasından 'Biz On Yıldır Yaşamıyoruz Mektubu' Şeyh Said’i Anarken Ümmetçilikten Ulusalcılığa Geçiş Serüveni Zindanda Kırkıncı Bayram Ramazan Ayı Ve Kirkor Usta Kıraathane Kültüründen Cafe Kültürüne Rengarenk Lale Cümbüşünün Hatırlattıkları Cezaevinden Mektuplar Var 28 Şubatı Unutmadık Unutmayacağız Ümmetin Şehitleri Ve Mirasları Üzerine İncirlik Üssü'ne İncir Ağacı Dikilmeli Kudüs Davamız Saman Alevi Yusufiler; Onlar Zindan Güllerimiz.
Gazete Manşetleri
Yol Durumu
E-Bülten Kayıt
ARŞİV ARAMA