DOLAR 0,0000
EURO 0,0000
STERLIN 0,0000
ALTIN 000,00
BİST 00.000
Ayşegül Akdeniz
Ayşegül Akdeniz
Giriş Tarihi : 30-03-2024 11:11

Kritik Bir Seçimde Akl-ı Selimin Önemi...

Mahallî seçimler yaklaşırken siyasîler mitingten mitinge koşturmaya devam ediyorlar.

Anket sonuçlarına göre İstanbul'da Murat Kurum ve Ekrem İmamoğlu arasında kıyasıya bir mücadele olacağa benziyor. Bu arada sosyal medya da her gün yeni haberlerle çalkalanıyor. Ekrem İmamoğlu'nun mal beyanı esnasında  gizlediği villaları, para kuleleri, belediyenin bütçesinden yapılan israflar vb...

Meselâ, "İsrafı bitirdik, hizmeti getirdik" kampanyası için TV ve açık hava reklamlarına 230 milyon lira ödenmiş. 2023'te ise reklam için 1 milyar 822 bin lira harcanmış. Eylül ayında Akit'te yer alan bir haber'e göre de İmamoğlu eğlence ve yemek vb için dünyanın parasını harcamış. Habere kulak verelim:

İmamoğlu seçime aylar kala sözde Türkiye Cumhuriyeti’nin 100. Yıl coşkusunu Demokrasi Yüzyılı başlığı ile İstanbul’un 39 ilçesinde 122 güne yayılan seminer ve festivallerle kutlamak için kesenin ağzını açtı. 4.5 yılda reklamlarla, konserlerle belediye bütçesini sıfırlayan ve 28 milyar lira borçla devraldığı İBB’nin borcunu 2022 yılı sonu itibariyle 103 milyar liraya çıkaran Ekrem eğlenceye doymadı.

Seçim öncesi “İsrafın önüne geçilirse ulaşıma, suya zam yapmayız” dediği halde seçimden sonra vatandaşın suyuna, ekmeğine ve ulaşımına göz diken İmamoğlu, 2023 yılı içerisinde iki adet eğlence ihalesi daha düzenlemişti. 5 Ocak 2023’te 555 milyon 402 bin lira, 20 Mart 2023’te ise 431 milyon 108 bin 825 liralık eğlence ihalesi düzenleyen İmamoğlu’nun 1 yıllık eğlence faturası böylece 1 milyar 540 milyon 382 bin 225 lira gibi devasa bir rakama ulaşmış oldu. “Kasamızda para yok” diyerek acılı ailelere verilen taziye yemeğini iptal eden, personelin bayramlık çikolatasını vermeyen, şehir hastanesinin bağlantı yolunu yapmayan ve Levazım Tüneli projesini durduran Ekrem İmamoğlu'nun, yandaşını semirtmek için eğlenceye bir yılda 1.5 milyar lira aktarması, İBB’deki israf düzenini bir kez daha gözler önüne serdi.
      *             *            *
Oysa bu paralarla yüzbinlerce dar gelirli aileye erzak ve para yardımı yapılabilirdi, sokakta yaşayan evsizler için misafirhane ve rehabilitasyon merkezleri açılabilirdi.

Dar gelirli vatandaşlara görüşlerini sorduğumda "Biz zaruri ihtiyacımızı karşılayamıyoruz. İnsanlardan yardım isteyen dilenci konumuna düştük. Etraftan borç aldık, ödeyemiyoruz. Bize destek olmak yerine hakkımız olan parayı israf eden İmamoğlu'na hakkımızı kesinlikle helâl etmiyoruz" diyorlar.

Hâl böyle iken, buna rağmen muhafazakâr seçmen oy konusunda kararsız. Emekliye ve engelliye verilen düşük maaşlar, dul kadınlara yapılan yetersiz yardımlar, hayat pahalılığı, geçim sıkıntısı, hükümeti destekleyenleri hayâl kırıklığına uğratmış durumda. Bununla birlikte Filistin meselesinde gerekenin yapılmaması, hukuka-adalete güven kalmaması da Ak Parti'yi destekleyenleri kızdıran ve küstüren en önemli hususlardan bazıları... 

Geçen gün bilgisayar öğretmenliği ve web tasarımı yapan bir tanıdığımla sohbet ediyorduk. Ak Parti'ye çok tepkili olduğu için "İmamoğlu'na oy vermeyi düşünüyorum" dedi. Şaşırdım ve "Şimdiye kadar hangi partiye oy vermiştiniz?" diye sordum. "Ak Parti'ye" diye cevap verdi. "Şimdi niye tepkilisiniz?" diye sordum. Haksızlıklar sebebiyle olduğunu söyledi. "İsrail'le ticaret devam ediyor. Hukukî konularda da çok haksızlıklar yaşandı. Hâkim Gülsüm Coşar hadisesini duymuş muydunuz? Bir bakıp araştırın, daha ne dramlar var." şeklinde cevap verdi. İnternette yazıp baktım. Başarılı bir hakim KHK ile mağdur edilmiş, ardından cezaevine atılırım korkusuyla Almanya'ya sığınmış ve 31 yaşında mülteci kampında vefat etmiş. Eşi ise cezaevine atılmış, 5 yaşındaki çocukları da ortada kalmış.

"Siz tanıyor musunuz bu kişileri?" diye sordum. "Hayır, ama ben Ak Parti'ye oy verirsem onların zulmüne ortak olurum." dedi. Mağdur insanların uğradığı haksızlıklar vicdanları kanatıyor maalesef...  "O zaman Yeniden Refah Partisi'ne oy verin. Kazanamasa bile en azından CHP'ye oy verme vebaline girmezsiniz" dedim. "Olur öyle yaparım" diye cevap verdi.

Bazı tanıdıklar da "Gönlümüz Yeniden Refah Partisi'nin kazanmasından yana, ama yarış iki Parti  arasında olacağa benziyor. Ak Parti'ye oy vermek de gelmiyor içimizden. Acaba ne yapsak? Hangisine versek? " diye soruyorlar. "Tabii ki İmamoğlu'na değil, Murat Kurum'a oy vermeniz daha isabetli olur. Bence Murat Kurum, İmamoğlu'na bin basar" diyorum cevaben. 

Kimi büyükşehirde mecburen Murat Kurum'a, ilçede ise Yeniden Refah Partisi'ne destek vermeyi düşündüğünü ifade ediyor, kimi de hiç seçime katılmama niyetinde. Seçime katılmak istemeyenlere, "Katılsanız da katılmasanız da biri seçilecek sonuçta. Meseleye parti destekleme, yani ideolojik olarak bakmayıp, kazanabilecek adaylar içinde hizmet yapabilecek olana vermek lâzım. Seçmen kızıp seçime gitmeyince sonuçta olan yine İstanbullu'ya oluyor." diyorum. 
          *             *             *
Murat Kurum'un güzel projeleri ve halkın yararına olacak takdire şayan vaadleri var. Umarım bunlar gerçekleşir. Ancak bu projeleri arasında bir şey dikkatimi çekti. Sokak hayvanları için barınak ve rehabilitasyon merkezi yapılacağı da vardı projeler arasında. İyi güzel de, sokak hayvanlarından önce sokakta yaşayan evsiz vatandaşlar için misafirhaneler ve rehabilitasyon merkezleri yapılması gerekmiyor mu? Dilerim sorumluluk bilinciyle ve "Önce İnsan" prensibiyle hareket edilir ve sokakta yaşayan evsizler için de gereken projeler yapılır. 
       *           *           *
Şimdiye kadar Ak Parti'ye desteğini her fırsatta dile getiren eski manken ve oyuncu Tuğçe Kazaz'ın bir videosuna rastladım dün sosyal medyada. Erdoğan'a Filistin politikasından dolayı kızgın olduğunu, dolayısıyla aslında Ak Parti'ye destek vermek istemediğini, ama Yeniden Refah Partisi'ne oy verdiği takdirde İmamoğlu kazanır endişesiyle yine Ak Parti'yi desteklemeyi düşündüğünü ifade ediyordu. Ayrıca CHP'nin kazanma ihtimali olan büyükşehirlerde Yeniden Refah Partisi'nin adaylarını çekip Ak Parti'ye destek vermesi gerektiğini, Ak Parti'nin de Yeniden Refah Partisi'nin kazanma ihtimali olan yerlerde adaylarını çekerek Yeniden Refah Partisi'ne destek vermesinin çok daha doğru bir karar olacağını ifade ediyordu. 

Aklın yolu bir. Aslında Tuğçe Kazaz, akl-ı selim ile konuşup pek çok seçmenin duygu ve düşüncelerine tercüman olmuş. Seçim önemli bir karar. Kazanma hırsıyla hatalı davrananlar milletin nazarındaki itibar ve güveni kaybediyorlar. Kırgın ve küskün olduğu için sandığa gitmeyenler, ya da bunlara bir ders vermek lazım diye düşünerek duygusal bir tepkiyle yanlış hareket edenler de iyi düşünmeliler. Zira Allah'tan korkmayan, kuldan utanmayan, sorumluluk bilinci olmayan, müsriflikleri icraatlarıyla tescil edilen, Kuran'ın ifadesiyle şeytanın kardeşleri olan haramzade müsriflerin belediye başkanlığı koltuğunu işgal edip, "Devletin malı deniz, yemeyen keriz" mantığıyla fakirin- muhtacın hakkını yemelerine sebebiyet vermek de büyük bir vebâldir.

NELER SÖYLENDİ?
@
Gazete Manşetleri
Yol Durumu
E-Bülten Kayıt
ARŞİV ARAMA