'Bir Oy Erdoğan'a, Bir Oy Erbakan'a'

Çevremdeki insanlarla ve tanıdığım bilgili, kültürlü kişilerle konuşup seçimle ilgili bir nabız yoklaması yapıyorum bir süredir. Dolayısıyla gözlemlerimi ve  mülâhazalarımı tarafsız bir şekilde kaleme almak istedim. 

Muhafazakâr seçmenlerin büyük bir kısmı, CHP ile işbirliği yapıp millet ittifakı içinde bulunan Deva, Gelecek ve Saadet Partisi'ne çok tepkili. 'Düşmanımın düşmanı dostumdur.' mantığıyla hareket eden bu partilerin kendi ayaklarına sıktıkları ve siyasî hayatlarını mahvettikleri düşünülüyor. 

CHP listelerinden seçime girmeleri de -muhtemelen seçmenin tepkisini aldıkları için- kendilerine pek fazla güvenemediklerini açıkça gösteriyor. Yakında hepsi de boylarının ölçüsünü alacaklar inşallah.

En içler acısı durumda olan da Saadet Partisi ne yazık ki... PKK ile iltisaklı oldukları mahkeme kararıyla sabit olan HDP'yi masanın tam da göbeğine oturtmuş bir CHP ile kanka olmuş durumdalar. Ak Parti ve Yeniden Refah Partisi ise iki büyük düşman birçok Saadet Partili nezdinde malesef... 

Başka bir sitede daha yazılarım yayınlanıyor ve sitenin yayın yönetmeni Saadet Partili. Orada daha önce Ak Parti'ye eleştiri ve uyarı mahiyetinde yazılarım ve Sayın Cumhurbaşkanımız'a hitaben yazdığım açık mektup da yayınlanmıştı. Bugün cevabını tahmin ettiğim halde kendisine, 'Şimdi ben Saadet Partisi'ni eleştiren, Yeniden Refah Partisi'ni destekleyen bir yazı göndersem siz onu da yayınlamazsınız herhalde, değil mi sayın yayın yönetmenim?' diye sordum. 'Tabii ki' diye cevap verdi. Sitede yazan bir yazarın görüşünü açıklamasına ve Saadet Partisi'ni eleştirmesine dahi tahammül edemeyen bir zihniyet... 

Ne diyelim? Allah akıl-fikir ve basiret ihsan etsin. 

Ak Parti seçmenleri ise birkaç kısma ayrılıyor. Etliye sütlüye karışmayan, gündemi pek fazla takip etmeyen, Erdoğan hayranı fanatik bir 'Ak Partici' seçmen grubu var. Bunlara göre her şey güllük gülistanlık. 

Daha bilgili ve kültürlü olan, icabında Ak Parti'yi ve Erdoğan'ı sosyal medyadaki paylaşımlarıyla zaman zaman eleştiren bir seçmen kitlesi var. Onlar da seçim zamanı gelince 'İlle de Reis ve Ak Parti' diyorlar.

Ayrıca çeşitli sebeplerle, bilhassa da ayyuka çıkan rüşvet ve yolsuzluk iddialarından dolayı Ak Parti'ye çok tepkili olan bir  seçmen kitlesi var ki, bunların da çoğu Yeniden Refah Partisi'ne yönelmiş durumda. 

Kırgın ve küskün bir zümre de var Fetö ve KHK mağdurları gibi... Onlar da 'Denize düşen yılana sarılır' hesabı CHP ve Kılıçdaroğlu'na yönelmiş durumdalar ne yazık ki... 

Bir de Ak Parti'ye tepkili oldukları için Yeniden Refah Partisi'ni eleştirenler var. Bir komşum cumhur ittifakına katılıp Ak Parti'ye destek olmasaydı oy verirdim ama onlara da kızgınım dedi meselâ... 'Ülkeyi ve milleti CHP ve gizli-açık tüm müttefiklerinin vereceği zarardan korumak için mecburen cumhur ittifakına katılmak durumunda kaldılar. Dolayısıyla akıllıca ve doğru bir karar aldılar. Eminim bu ülkeye büyük hizmetleri olan rahmetli Necmettin Erbakan hocamız da sağ olsaydı bu kararı desteklerdi.' dediğimde ise hak verdiler bana. 

Bazı seçmenlerin kafası hâlâ çok karışık ve kararsız. Oysa seçimlerde mükemmel, hatasız-kusursuz liderleri ve partileri seçmiyoruz. Zaten kusursuz insan yok. Dolayısıyla mevcut olanlar içinde en iyisini seçmek durumundayız. Şahsen ben daha iyisi olsa cumhurbaşkanlığı seçiminde başka bir lidere oy vermeyi tercih ederdim. Ancak hal-i hazırdaki cumhurbaşkanlığı adayları içinde bu makama en çok yakışanı yine şüphesiz Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan. Ayrıca çok ilginç ki, gelmiş geçmiş siyasî liderler içinde hem en çok eleştirilen, hem de hatasıyla-kusuruyla en çok sevilen lider de yine hiç kuşkusuz Erdoğan. Mitinglerdeki sevgi seli bunu açıkça gösteriyor. 

Kanımca 'siyasî deha' sıfatına en çok lâyık olan lider de Erbakan hocamız idi. Birçok yanlışını eleştirsek de, yine bu ülkeye en çok hizmet eden, bilhassa inanç hürriyeti noktasında devrim niteliğinde bir değişimin mimarı olan bir lider olmak da onun dizi dibinde yetişen Erdoğan'a nasip oldu. Allah daha nice hizmetlere muvaffak kılsın. 

Milletvekili seçimlerine gelince, ben şahsen Erbakan hocamızın vefatından sonra, kazanabilecek partiler içinde en iyisi olarak gördüğüm için hep Ak Parti'yi destekledim. Ak Parti'nin bu ülkeye büyük hizmetleri de oldu. Bunu görmemek için kör, kabul etmemek için de nankör olmak gerekir. Ancak birçok sebepten dolayı son zamanlarda bir güven sarsılması yaşadığım için diğer parti liderlerini de -tarafsız bir şekilde- dinledim. Yaptığım araştırmalar neticesinde de hem aklımın, hem de yüreğimin sesine kulak vererek Yeniden Refah Partisi'ni destekleme kararı aldım.  Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Sayın Fatih Erbakan'ın 'Önce ahlak ve maneviyat' ilkesi üzerinde durması, partinin birbirinden güzel hedefleri ve ilkeleri, bilhassa aile mefhumuna önem veren ve 6284 sayılı kanunun zararlarına vurgu yapan tek parti olması, problemlere getirilen çözüm önerileri, Sayın Fatih Erbakan'ın ve Genel Başkan Yardımcıları Sayın Doğan Aydal ve Sayın Doğan Bekin gibi isimlerin efendiliği, güzel üslûplarıyla siyasete zarafet ve nezaket getirmeleri de ayrıca hoşuma giden hususlardan birkaçı...

(6284 sayılı kanunla ilgili Yeniden Refah Partisi'nin sitesinde harika bir yazı kaleme almış Avukat Abdulkadir Yılmaz. İlgilisi için linkini paylaşıyorum: https://yenidenrefahpartisi.org.tr/page/6284-sayili-kanun-ile-ilgili-goruslerimiz/2464) 

Doğrusu bir sonraki seçimlerde, Millî Görüş çizgisinin hakkını vererek devam ettiren ve Erbakan hocamızın birçok hedefini gerçekleştirme niyetinde olan Sayın Fatih Erbakan'ı cumhurbaşkanı, Sayın Doğan Aydal'ı adalet veya iç işleri bakanı, 5 dil bilen, bilhassa Arapça ve İngilizce'ye çok iyi derecede vakıf olan Sayın Doğan Bekin'i de dış işleri bakanı olarak görmek isterim. Umarım bu dilek ve temennilerim gerçekleşir Allah'ın izniyle... 

Seçimlerin ülkemiz, milletimiz ve âlem-i İslâm için hayırlara vesile olmasını diliyorum ve Sayın Fatih Erbakan'ın meydanlarda dediği gibi '1 Oy Erdoğan'a, 1 Oy Erbakan'a' diyorum.