DSÖ’nün Dişine Kan Değdi Bir Kere!-2

Geçen yazımızda, küreselci elitlerin hazırlayıp, DSÖ’nün küresel ölçekteki güdümlemesiyle yürütmeyi tasarladığı p(l)andemi senaryolarından birkaçını aktarmış ve yaratılışın özünü bozmaya dönük bu küresel ölçekteki planlara karşı “insan kalma hakkını” savunacak olan Âdem’in çocuklarına karşı, İblis’in evlatlarının elbette pes edip geri çekilmeyeceklerini söylemiştik.

https://www.ekrangazetesi.com/kose-yazisi/1949/dsonun-disine-kan-degdi-bir-kere.html 

Yeni Dünya Düzenine (NWO) giden yolun en manipülatif sihirbazı olan küresel sağlık terörü örgütü DSÖ (WHO) ve onun ipine tutunarak Hâviye’ye* inmekte olan işbirlikçileri vazgeçerek, “Tüh! İnsanlar uyandı artık, medyada kıvrıla büküle oynattığımız bilimsel ip ve sopaların birer illüzyon (vesvese) olduğunu anladılar, yemiyorlar…” deyip kuyruğunu kıstırarak gidecek değil tabi ki.

Dünyanın her yerinde insanların topluca direnç göstermelerinin önlenmesi amacıyla; DSÖ üyesi Julie Inman Grant, “İfade özgürlüğünden, çevrimiçi şiddetten özgür olma özgürlüğüne veya veri koruma hakkından, çocuk onuru hakkına kadar…” insan haklarının yeniden düzenlenmesini istemiş; küreselci çetenin sözcüsü, eşcinsel Siyonist tarihçi Yuval Noah Harari de “İnsan hakları seviyesi çok yüksek; tırpanlanması gerekiyor.” demişti.

https://www.activistpost.com/2022/05/the-wef-wants-to-recalibrate-human-rights.html (24 Mayıs 2022)

İnsan haklarını nasıl ezeceklerini, Allah’ın bizlere verdiği temel haklarımızı nasıl yok edeceklerini, Dünya Ekonomik Forumu (WEF) başkanı Klaus Schwab gibi çete liderleri gayet net söylüyor; “Açık konuşalım; gelecek, sadece gerçekleşmekle kalmıyor, güçlü bir topluluk olan bizim tarafımızdan inşa ediliyor. Biz, dünyanın geleceğini, durumunu şekillendirecek araçlara sahibiz.”

https://twitter.com/cryptowala65/status/1528920002111283200?s=21&t=leEZFK4q8RA0hRv852ijTw

İnsanların küresel ifsat planına karşı dirençlerini kırmak için, devletlerin egemenliklerini, DSÖ içindeki kontrol grubuna devrettirerek, GERM gibi uluslar üstü ordular, politikacılar, bürokratlar ve Bill’in adamları eliyle müdahale yasaları çıkarmayı, uygulamayı, yürütmeyi planlıyorlar.
Aslında bu senaryolar özetle şunu diyor; “Kalocivir’i önce çare olarak insanlara yutturacağız (hatırlayın; Hidroksiklorokin, Favipiravir, Mulnopiravir…). Bir süre sonra bu hapları yutturduğumuz üç yaşındaki masum bir erkek çocuğunu öldürerek, “çocuğun kusma videolarıyla” bu trajik cinayet üzerinden halkta panik yaratacağız ve sonra “maalesef bu hap işe yaramıyor” diyerek, onları CoroVax adını verdiğimiz yeni nesil mRNA aşısına (biyolojik sıvı silaha) yönlendireceğiz. Yeniden ağızlarına torba takıp, özgürlüklerini kısıtlamak için dijital kodlar kullanacağız ve insanları “Hayat Eve Sığar” diyerek evlerine hapsedip, işsiz ve çaresiz bırakarak, tasarladığımız Yeni Dünya Düzeni (NWO)’ne teslim olma kıvamına getireceğiz. Satın almayı zorlaştıracak, hatta imkânsızlaştıracak kadar hayatı pahalılaştırmak suretiyle, (küresel elitler ve onların nam-ı hesabına çalışanlar hariç, tüm insanlar için)

“YAYGINLAŞTIRILMIŞ FAKİRLİK;  PLANLANMIŞ KITLIK; MÜLKİYETSİZLEŞTİRİLMİŞ TOPLUM”

Projesini uygulayarak insanların, suya, gıdaya, barınmaya, enerjiye, teknolojiye, ulaşıma, iletişime, konfora erişimlerini kısıtlayacağız. Oluşturduğumuz panik havasıyla hastanelere ittiğimiz insanlara, entübasyona kadar düşüreceğimiz tedavi protokolleri uygulayacağız. Ancak, insanlar kolayca boyunduruğumuz altına girmeyecekleri ve bize karşı örgütlenmeye başlayacakları için, işimiz hiç de kolay olmayacak. Biz de onları ezmek için, devletlerin anayasalarını askıya alacak yasal uygulamalara, tedbirlere başvuracağız ve devletlerin ulusal ordularının dışında GERM gibi küresel müdahale orduları kuracağız. İnsanlar, yaptığımız her şeyi kendilerinin sağlığı, iyiliği için sanacaklar ve bize tabi olacaklar. Manipüle edemediklerimiz illaki olacak; işte onları da elimizdeki devletlerin gücüyle etkisizleştireceğiz.”

Mesela ne gibi yasalar çıkartılmasını istiyorlar?

Ellerindeki ezici dünyevi gücü kullanarak, “Halk arasında endişe, korku veya panik yaratmak amaçlarıyla, …. halkın GENEL SAĞLIĞI ile ilgili gerçeğe (!) aykırı bir bilgiyi yayan kimselere hapis cezaları öngören” yasalar bunlar.

Bu tür yasalarla, elbette televizyonlarda, gazetelerde, sosyal medyada boy göstererek, “öldünüz, bittiniz, mahvoldunuz, el sıkışmayın, büyüklerinizi ziyaret etmeyin, işe gitmeyin, maskesiz dolaşmayın, dijital kimliği olmayanlara hizmet vermeyin…” yaveleriyle halk arasında korku, panik, endişe yayan Bill’in kurulu üyelerini; küresel plana tabi doktorları; “Sizi köpekler gibi aşılayacağız” derken, öfkesinden ağzı köpürenleri; “1 aylık, 3 aylık bebeklere yanlışlıkla mRNA kovid aşıları vurduk, ama sonuçlar çok iyi” derken pişmiş kelle gibi sırıtanları değil, “Ey İnsanlar! Bunlar yalan söylüyor, insanların sağlığıyla oynuyorlar, çocuklarımızı köle yapmak, geleceğimizi karartmak, bizi insanlıktan çıkarmak istiyorlar.” diye uyaran insanlar cezalandırılacak; ellerine geçirdikleri kamu gücüyle halkı yanıltan, onları köleliğe icbar eden Bill’in adamları ve küreselcilerin işbirlikçileri, kendilerine tanınan “yasal otorite zırhı” nedeniyle işledikleri suçun (!) (bu dünyada) yargılananları olmayacaklar.

Bu konuda iki önemli bilgiye bakalım;

Aralık 2021’de DSÖ’nün en üst karar alma organı Dünya Sağlık Asamblesi, özel oturumda “Birlikte Dünya” başlıklı karar tasarısını oy birliğiyle kabul etti. Böylece, devletlerin egemenlik haklarının üzerinde, ulusal anayasaları askıya alan uluslararası salgın anlaşması için ilk somut adım atılmış oldu ve gelecekte muhtemel salgınları önleme (!), hazırlık ve müdahaleyi güçlendirmek için hükümetler arası bir müzakere kurulunun kurulması için süreç başlatıldı.

https://www.aa.com.tr/tr/dunya/dsoden-salginlarin-onlenmesi-icin-hukumetler-arasi-muzakere-kurulu-karari/2435956 

Yürütülmekte olan tuzağı fark eden onurlu siyasetçilerden biri olan Brezilya Devlet Başkanı Jair Bolsonaro, ülkelerin anayasalarını askıya alacak uluslararası bir müdahale gücünün kurulmasına zemin hazırlayan “Pandemi Anlaşmasını” imzalamayacağını söyledi ve “Ulusal egemenliğimiz, DSÖ’ye devredilecek bir şey değildir.” dedi.

https://tr.euronews.com/2020/06/06/brezilya-devlet-baskan-bolsonaro-dso-ideolojik-taraf-olmaya-devam-ederse-ayr-l-r-z 

Bir diğer bilgi de şöyle;

Küreselci çete lideri Bill Gates, yeni bir pandemiyi önlemek, küresel salgına karşı müdahale ve mobilizasyon sağlamak amacıyla GERM (Küresel Epidemiye Müdahale ve Seferberlik-Global Epidemic Response and Mobilization) adını verdiği küresel bir acil müdahale ordusu kurulması yönündeki fikrini açıklayarak, bunun için yılda 1 milyar dolarlık yatırım yapacağını söyledi.

https://www.cnnturk.com/dunya/bill-gatesten-flas-dso-iddiasi-siradaki-tehdidi-duyurdu?page=4

Gates’in, DSÖ’nün koordine ettiği 3 bin doktor, epidemiyolog, diplomat, politika ve iletişim uzmanından oluşmak üzere kurulmasını istediği bu ordu, yani GERM, (güya) ölümcül salgınlara karşı ülkelerin yerel sağlık birimlerine yardım edecekmiş. (Şeytan ve yaverleri hakkında ne diyordu Yüce Allah; “Onlar dünyayı düzeltmek istediklerini söylüyorlar, oysa gerçekte terör planlıyorlar.” (Bakara 11). Bir başka ifadeyle, “Dünya hayatı hakkında hoşunuza giden hangi süslü kelimeleri kullanırlarsa kullansınlar (Bakara 204), siz, onların aslında yalancılar olduğunu bilin.)

https://www.independentturkish.com/node/498836/sa%C4%9Flik/ds%C3%B6-direkt%C3%B6r%C3%BC-ghebreyesus-bill-gatesin-bir-sonraki-pandemiyle-ilgili-yeni

Fakaaaat, bir şeyi unutuyorlar!

Sana her türlü silah, teçhizat, asker, para, politika, propaganda desteğini verdiğimiz hâlde, neden Çanakkale Savaşı’nda, yokluklar içinde savaşan Osmanlı ordusuna yenildin, diye hesap soran Lordlar Kamarası’na, küreselcilerin ağababalarından olan Winston Churchill şu cevabı vermişti; “Çünkü biz, onların Allah’ını hesaba katmadık!”

(*) Hâviye: İçine düşenlerin artık geri dönmeyeceği cehennem uçurumu.