İnsan Bir Yolcudur....

Cevdet Işık

07-06-2022 06:20

Kur’an’ın yirmi dokuzuncu suresi olan Ankebut Suresi’nin yirminci ayetinde Rabbimiz Teâlâ şöyle buyuruyor: “De ki: Yeryüzünde gezip dolaşın da, böylelikle (Allah’ın) yaratmaya nasıl başladığına bir bakın. Sonra Allah ahiret yaratmasını (veya son yaratmayı) da inşa edip yaratacaktır. Şüphesiz Allah, her şeye güç yetirendir.”

Unutkanlık, insandaki önemli özelliklerden birisidir. Rabbimiz iyi ki bu özelliği insana vermiştir. Yoksa insanın karşılaştığı acı ve kederleri uzun süre taşıması mümkün olmazdı. Fakat burada üzerinde duracağım konu bu değildir. Unutmanın insan için oluşturduğu en büyük handikap, hak ve hakikati görmemesi ve böylece büyük zarar ve ziyana sebebiyet vermesidir.

Rabbimiz Teâlâ yukarıdaki ayette öncelikle, insanın gezip dolaşmasını dile getiriyor. Bu gezip dolaşmayı sadece zaman geçirmek, dinlenmek ve eğlenmek için bizlere tavsiye etmiyor. Buradaki amaç; Rabbimizi yaptığı iş, eylem ve fiiller üzerinden tanımak içindir.

Allah kendisini tanımamızı istiyor. Sıfatlarından biri olan ‘yaratma’ fiilini nasıl gerçekleştirdiğini görmemizi istiyor. Aslında bu merak insan fıtratına yerleştirilmiş bir meraktır. Bir yerde bir şey varsa, o şeyin ne olduğunu merak etmek doğal bir durumdur. Merakımızı gidermek için, o şeyin üzerindeki giz perdesini kaldırır bakarız. Böylece merakımızı gidermiş ve dolayısıyla bizi rahatsız eden bir sorunun cevabını bulmuş oluruz. Böylece varlığa giydirilmiş olan anlamla ilgili olarak anlayışımız kadar birer tanık durumuna geliriz.

Demek ki insan gezerken, dolaşırken yani yolculuk yaparken bir amacı olacaktır. Bu amaç da Allah’ın yaratmaya nasıl başladığını görmektir. Dünyanın değişik zaman ve mekânlarında doğan insan ve hayvanlar, yeşeren bitkiler bize Allah’ın nasıl yarattığının canlı örnekleridir. Rabbimiz, canlı veya cansız, ölmüş veya yaşayan bütün varlıklardan dersler ve ibretler çıkarmamızı istemektedir. Böylece Allah’ı tanımak mümkün olacaktır. İnsanın yapmış olduğu yolculukta bu, birinci amaçtır.

İkinci amaç ise, son yaratma olan ahiret yaratmasının da Allah tarafından yapılacağının bilgisine varmaktır. Zira biz, yaptığımız yolculuklarda, Allah’ın her şeye gücünün yeteceğini zaten gözlemiş oluyoruz. Böylece insan, gözlediği somut yaratma eylemleriyle beraber, gelecekte yaşanacak yaratma eylemlerinden de haberdar oluyor. Bütün bu son derece yararlı sonuçlara varmak için, insanın akletmesi, tedebbür etmesi ve tefekkür etmesi gerekir.

Rum Suresi, 30:50. ayeti, insanı daha da aydınlatmakta ve bir basamak üst seviyeye yükseltmektedir: “Şimdi Allah’ın rahmetinin eserlerine bak; ölümünden sonra yeryüzünü nasıl diriltmektedir. Şüphesiz O, ölüleri de gerçekten diriltecektir. O, her şeye güç yetirendir.”

Burada insanı üst düzey bir basamağa götüren durum, insanın kendi geleceği ile ilgili bir bilgiye ulaşmasıdır. Önce Allah’ın rahmetinden söz edilerek insanın ruhu endişelerden uzaklaştırılmaktadır. Varlık âlemini oluşturan her şeyin, aslında Allah’ın rahmetinin birer eseri olması, insan için bir güvenli alanın tesisi demektir. Böylece insanın da tıpkı yeryüzünde görüldüğü gibi, öldükten sonra gerçekten tekrar diriltilecek olması, insanın karşılaşacağı meçhul girdaplara karşı uyanık bir bilincin yolunu açacaktır.

Rabbimiz, insanda hiçbir endişenin kalmaması için dikkatleri geçmişte yaşamış insanlara yöneltmektedir. Birçok ayet, ‘yeryüzünde gezip dolaşın’ diye başlamaktadır. (Enam, 6:11; Neml, 27:69; Rum, 30:42 …) Sonrasında Vahyi yalanlayanların, suçlu günahkârların akıbetlerinin nasıl olduğunu görmemizi istemektedir. Evet, daha öncekiler, büyük bir hüsrana uğramışlardı. Daha bu dünyada iken hezimeti çok acı bir şekilde tatmışlardı. Tabi bir de yaptıklarının gerçek bedelini görecekleri bir hesap günü olacaktır. Ve onların çoğu müşrik kimselerdi. Bu son yargı, asıl sorunun ne olduğunu ve yolculuk yaparken dikkat edilmesi gereken en nemli yasak meyveyi bize göstermektedir.

İnsan bir yolcudur şüphesiz. Ama yolculuğun sadece bir versiyonuna takılıp kalmamak gerek. Yeryüzünü dolaşarak, çeşitli coğrafyaları görmek için yolculuk yaparız. Ama bundan başka da yolculuklar vardır. Düşüncede de yolculuk yaparız. Birçok konu üzerinde düşünmemiz, birçok konu üzerinde fikir yürütmemiz, birçok sonuçlar elde etmemiz, hep düşüncede yaptığımız yolculuklardır. Aynı zamanda doğumla ölüm arasında geçen ömür de bir nevi yolculuktur.

İnsan her haliyle bir yolcudur. Alıp verdiği nefeslerle bir yolcudur. Yaşadığı saat, gün, ay ve yıllarla bir yolcudur. Yatıp uyandığı gece ve gündüzlerle bir yolcudur. Düşünce ve dilinde ifadesini bulan sözlerle, kelimelerle bir yolcudur. Yaşadığı zaman ve mekânda bir yolcudur. Öyle ise insana yakışan bir yolcu gibi yaşamak olmalıdır. Yarın terk edeceği bir yer ve zaman için boş hayallere kapılarak ebedi düşlere dalmamalıdır. Hesap Günü hariç bir daha karşılaşmayacağı insanlarla kanlı bıçaklı bir hayat yaşamamalıdır. Her şeyden önemlisi yarın yüzleşeceği yaşantıların utanca dönüşeceği tasarruflardan beri olmalıdır.

DİĞER YAZILARI Gazze Bir İşarettir 01-01-1970 03:00 Yanılsamaları Fark Etmek.. 01-01-1970 03:00 Olduğun Yer Bulunduğun Durum... 01-01-1970 03:00 Kanla Yazılan Manifesto: Gazze 01-01-1970 03:00 İnsani Bir Sorun ve Sorumluluk Olarak Filistin... 01-01-1970 03:00 Ben Öteki ve Ötekileştirme... 01-01-1970 03:00 Açık Vermek... 01-01-1970 03:00 İleri Toplumsal Tahayyül Ve Kuran.... 01-01-1970 03:00 Akılsız ve Düşüncesiz Umutlar... 01-01-1970 03:00 Deprem ve Ölüm.. 01-01-1970 03:00 Sistemsel Meşruiyet... 01-01-1970 03:00 Sistemin İçi Ve Dışı... 01-01-1970 03:00 Bir Umut Devrimi Yapmak 01-01-1970 03:00 Mezopotamya’da Hüzün: Engelleri Aşıp Da Geldim... 01-01-1970 03:00 Algısal Yanılgılar 01-01-1970 03:00 Yakınlaşmanın Doğası Üzerine-1 01-01-1970 03:00 Adalet Düşüncesinin İnşası 01-01-1970 03:00 Gerçekliğe Düşen Cemre: Oruç 01-01-1970 03:00 Bir Yolcu Gelir Gibi... 01-01-1970 03:00 Dumdum Kurşunu 01-01-1970 03:00 Tarih Felsefesinin Gerekliliği 01-01-1970 03:00 Konuşan Kuran Hz. Ali.... 01-01-1970 03:00 Mikro Milliyetçilikler 01-01-1970 03:00 Sezai Karakoç Tanıklığım.. 01-01-1970 03:00 Milliyetçi Tasavvurları Aşmak-2- 01-01-1970 03:00 Milliyetçi Tasavvurları Aşmak-1 01-01-1970 03:00 İtibar Üzerine... 01-01-1970 03:00 İktidar Tiryakiliği 01-01-1970 03:00 Kesintisiz Çoklu Okumalar 01-01-1970 03:00 Hayatsız Gündem Gündemsiz Hayat.. 01-01-1970 03:00 Kudüs Gerçekliğini Doğru Okumak... 01-01-1970 03:00 Nadide Zamanlar 01-01-1970 03:00 Yaşamsal Bir Unsur Olarak “Müphemlik” 01-01-1970 03:00 Bir Sorunsal Olarak Gündem 01-01-1970 03:00 Sorumluluğun Zirvesinde Bir Mü’min: Mehmet Akif.. 01-01-1970 03:00 Öznelliğin İktidarı-2 01-01-1970 03:00 Öznelliğin İktidarı-1 01-01-1970 03:00 Zamanın Ayarını Kaçırmak 01-01-1970 03:00 Öznel Özerklik-3 01-01-1970 03:00 Öznel Özerklik-2 01-01-1970 03:00 Öznel Özerklik-1 01-01-1970 03:00 Hayat Ve Hicret 01-01-1970 03:00 Yanıltıcı Varoluşsal Katılık... 01-01-1970 03:00 Kur’an Ahlakının Gerekliliği 01-01-1970 03:00 Hüzünle Giden Ramazan.. 01-01-1970 03:00 İnsanı Tanımak 01-01-1970 03:00 Müslümanların Kafes Hayatı 01-01-1970 03:00 Şuradan Şuraya 01-01-1970 03:00 Post Truth Dünyada Müslüman Kalmak 01-01-1970 03:00 Adaletin Ayağa Kalkması 01-01-1970 03:00 Yaraların Kabuk Bağlaması... 01-01-1970 03:00 Bir Nitelik Olarak Adaleti Ayakta Tutmak.. 01-01-1970 03:00 Sanal Resepsiyon.. 01-01-1970 03:00 Can Alıcı Ve Can Yakıcı Kısım 01-01-1970 03:00 İçerik Bakımından Adalet Çarkı 01-01-1970 03:00 Adl Üzere Bir Hayat 01-01-1970 03:00 Adaletin Kuşatıcılığı 01-01-1970 03:00 Aklın Hakikatinden Uzaklaşmak 01-01-1970 03:00 Cenneti Arayan Adam 01-01-1970 03:00 Felsefik Bir Nazarla Seçim Olgusu 01-01-1970 03:00 Kilitli Labirent: Üstünlük Çıkmazı 01-01-1970 03:00