İnsan olmak neyi gerektirir? Bu soru insanı, insan olmanın nitelikleriyle karşı karşıya getirir. Şüphesiz herkesin kaş escort insanla ilgili olarak, öncelik sırasına göre ileri süreceği farklı nitelikler olabilir. Bu nitelikler sadece fiziki ve biyolojik bir bağlamda ele alınabileceği gibi, sadece ruhi ve düşünsel bir bağlamda da ele alınabilir. Ama doğru bir değerlendirmeyi yapmak ve anlamlı bir sonuca varmak için, bütüncül bir perspektifle hem fiziki/biyolojik ve hem de ruhi/düşünsel boyutlarıyla bu edremit escort nitelikler ele alınmalıdır. Böylesi bir tanımaya niteliksel tanıma diyebiliriz. Ancak bu yol ve yöntemle, insan olmanın ve insan kalmanın hakikatine ulaşmak imkân dâhiline girebilir.
İnsanın varoluş amacını seçim ile bağlantılı kılan bir dünya görüşünün mensupları olarak Müslümanların, yapıp ettiklerinin tümünü bir seçim bilinciyle yapma duyarlılığını en üst düzeyde tutmaları gerekir. Bu duyarlılığın oluşturacağı dikkatle hayatı sürdürmenin gerekliliği İlahi Vahiy tarafından özellikle vurgulanmaktadır. Bunun içindir ki, hayata elazığ escort bir sınav olarak bakılırken, yapılan seçimlere/tercihlere de sorulan sorulara verilen cevaplar olarak bakılmıştır. Pek tabii olarak her sınavın bir neticesi olarak, iyi ve kötü notlarla takdir edilmek de beklenen bir durum olmaktadır.
Seçim/seçme ehliyetine sahip olmak için, yapılıp edilenlerin niçin yapıldığını, yani dayandıkları gerekçelerin neler olduğunun bilincinde olmak gerekir. Gerekçesiz eylemler, akletme yetisi olmayan canlıların eylemleridir. Akletmeyen canlıları tahrik eden sebepler, genellikle fiziki/biyolojik sebeplerdir. Örneğin bir aslanın acıkması, aslanı, avlanmak için tahrik eden bir sebeptir. Akıl ve irade sahibi olan insan için sadece fiziki/biyolojik sebepler değil, aynı zamanda ruhi/düşünsel sebepler de seçim/seçme/tercih yapmada muharrik unsurlar olmaktadır.
Seçim yapmak demek tercihte bulunmak demektir. Her tercih için bir tanıma sürecine ihtiyaç vardır. Tanınmayan, bilinmeyen bir şeyin tercih edilmesi mümkün değildir. Tanıma eyleminin sonucunda yapılacak tercihlerde isabet etmek veya isabet etmemek gibi iki akıbetten biriyle karşılaşır insan. Bu karşılaşma, insanın kendi elleriyle hazırlamış olduğu bir karşılaşmadır. Her karşılaşma aslında insanın yaşadığı bir yüzleşmedir: İnsanın kendisiyle yüzleşmesi. Hesap Günü’nde yaşanacak yüzleşmenin bir mini provası olarak da bakabiliriz buna. Dolayısıyla insan, sahip olması gereken sorumluluğun farkında olursa, daha sonra yaşanacak yüzleşmede muhtemel pişmanlıkların önünü de almış olur. Onun için insan, yaptığı seçimleri ciddiye almalı ve her attığı adımın nasıl ve ne için attığını bilerek atmalıdır. Biz, aklını kullanarak bu şekilde hareket eden insanlar için ‘akıllı insanlar’ diyoruz.
Modern seküler demokratik devlet yapılarının bir gereği olarak, iktidara talip olanlar halk tarafından kullanılan oylarla seçilmektedirler. Burada bir seçimden söz ettiğimize göre, birbirinden farklı teklif, sav ve vaatleri görme beklentisinin oluşması icap eder. Fakat yaşanan süreçte, rahatsızlıkların sebebi olan statüko ile ilgili ileri sürülen herhangi bir tekliften çok, statükoyu muhafaza edecek teklifler ileri sürülmektedir. Dikkat edilirse burada değişimi esas alan politik içerikler üretecek bir seçim yapılmamaktadır. Yapılan seçimler statükoyu koruyup kollayacak askerleri tercih etme seçimi olmaktadır. Yani çok bilindik bir örnekle söylemek gerekirse, bataklığın kurutulmasından çok, sivrisineklerin öldürülmesi esas alınmaktadır. Hatta şunu açıkça belirtelim ki, bataklığı kurutmaya yönelik bütün söylemler suç kapsamında görülmektedir. Böylesi politik bir arenada insanların karşısına çıkan partilerin birbirinden herhangi bir farkı olabilir mi? Birbirinden belirgin bir farka sahip olmayan partilerden birine oyunuzu verdiğinizde, bu verdiğiniz oyla bir seçim yapmış olur musunuz?
Gücü elinde bulunduranların mubah görerek yaptıkları manipülasyonlarla zihinsel ve fiziksel tutsaklıklar oluşturulmaktadır. İnsanlar, kimisi maddi ve kimisi de manevi olan uyuşturucularla eleştirel niteliklerden mahrum bırakılmaktadır. Böylece aynı yolun ve aynı söylemin tedarikçileri olan aktörlerin işlevsel paralelliği fark edilmemektedir. Bu yanılsama ve aldatmacanın fark edilmesi için, soru işaretlerini oluşturacak okumalara gereksinim vardır. Bütünüyle bağımsız ve hakkaniyetli değerlendirmeler için, İlahi Vahyin rehberliğine müracaat etmek gerekir.