DOLAR 0,0000
EURO 0,0000
STERLIN 0,0000
ALTIN 000,00
BİST 00.000
Cevdet Işık
Cevdet Işık
Giriş Tarihi : 10-07-2020 15:50

Kur’an Ahlakının Gerekliliği

Ahlak, kapsamlı bir kavram olarak hayatın tümünü kapsar.

Hayat ile ilgili olan her şey ahlak ile de ilgilidir.

Hayat anlayışını sadece biyolojik faaliyetlere indirgeyen anlayış ve tanımların, ahlak ile bir ilgi ve alakaya sahip olmaları mümkün değildir.

Hayatı hayat yapan bilinçli tercihlerdir.

Hayatın seyrini ve rengini yapılan tercihlerin belirlediğini; inanç, kültür, gelenek, sanat ve edebiyatın da, birer tarz, biçim ve ürün olarak hayatta yer alması, söz konusu tercihlerin bir neticesi olarak meydana gelmektedir.

İnsan, doğru bildikleriyle hayatını sürdürürken, bir istikamet belirlemek ve belirlediği istikamette gitmek için yapmış olduğu iş ve eylemleri, sahip olduğu imkânlar dâhilinde tasarrufta bulunarak gerçekleştirmektedir.

İnsan için söz ve davranış birlikteliğinin anlamını dürüstlük olarak niteliyoruz.

Söz ne kadar doğru ve değerli olursa olsun, sözün gerektirdiği davranış eğer bir yanlışlığın ifadesi olmuşsa, sözün taşıdığı etkisel güç sıfırlanacak ve bir kıymeti harbiyesi olmayacaktır.

Söylenen/verilen söze ihanet, sözün namusunu kirletmek, sözü iğfal etmek ve sözü öldürmek anlamına gelir.

Sözün ölümü ya anlamını örten bir karanlığın/cehaletin ya da anlamını kaydıran/saptıran bir ikiyüzlülüğün/münafıklığın neticesinde olmaktadır.

Tarih boyunca sözün gücüyle yol alanların oluşturduğu imar ve inşa faaliyetleriyle dünyada taş üstüne taş konulmuş, barış ve selamın başat nitelikler olduğu uygarlıklar vücuda getirilmiştir.

Tarih boyunca gücün sözüyle yol alanlar ise hep bir yıkımın, hep bir kargaşanın, hep bir savaşın ve dolayısıyla hep bir kan ve gözyaşının başat özellikler olduğu dramatik ve trajik dünyalar vücuda getirmiştir.

Söz öldüğü zaman insan, insan öldüğü zaman da hayat ölmüş olur.

Kur’an, sözü davranıştan ayırmaz; et ve tırnak ne ise söz ve davranış da odur.

Kur’an’ın inşa ettiği insanın/müminin en temel, en görünür ve en karakteristik niteliğini söz ve davranış arasındaki tutarlılık oluşturur.

Müminin/Müslümanın söz ve davranışları arasındaki tutarlılığı oluşturan en önemli dinamik, Kur’an’ın ilahi kelam olmasından ve belirtmiş olduğu bütün konuların ve bütün sınırların doğruluğundan şüphe etmemesidir.

Tutarlılık bakımından Müslümanlar için en önemli sorun, hakikat olduğundan şüphe etmediğini söylediği İlahi Vahyin gereklerini yapmasıdır. Çünkü aksi takdirde Müslüman olmak mümkün olmayacaktır.

Kur’an ahlakının gerekliliğini söz konusu etmekten amaç, Müslümanların söyleyip yapmadıklarının oluşturduğu trajikomik duruma dikkat çekmek ve oluşturulan dehşet tablolarından kurtuluşa işaret etmektir.

Kur’an, insanın, hayatı diri varlıklar olarak sürdürmesi için, dikkat çektiği kavram ve olgular üzerinden özne olma niteliğiyle sözünü söyler.

Kur’an okunurken yapılan iş ve eylem, Kur’an’ın kavram ve olgularının bilinçlere arz edilmesidir. Bilinçsel olmayan hiçbir okuma, okuma niteliğine sahip olamaz.

Kur’an ahlakı, Kur’ani kavramlar üzerinden hayatı okumak ve yaşamaktır. Kur’an’ın kavram ve olguları üzerinden hayatla ilgili okumaların yapılmadığı bir Müslümanlık, en hafif tabirle bir gösteri budalalığından öteye geçmeyen bir Müslümanlık olur.

Müslümanca bir hayat için, Kur’an ahlakının gerekliliği, farz niteliğinde olan bir gerekliliktir. Bu yargının içinin doldurulması, kavli ve fiili hayatın birbirine bakan yüzlerinin bir uyum ve ahenk içinde olmasıyla mümkün olur.

Bugün Müslümanların hayatları büyük çelişkilerin, büyük tutarsızlıkların ifadesi olan, hakikatten uzak hayatlardan meydana gelmektedir. Büyük kalabalıklar ve büyük sayılarla büyük gösterilerde bulunmak, hayatta başarılı olmanın ölçütü haline gelmiştir.

Kur’an ahlakı niteliklerin vücuda geldiği bir ahlakın ifadesidir. Hiçbir çokluk ve hiçbir gösteri, Allah’ın razı olduğu niteliksel bir iş ve oluştan daha önemli olamaz.

Kur’an ahlakı, edilgin olmayı değil, etkin olmayı gerektiren bir ahlaktır. Bugün Müslümanlar etkin olmadıkları için, kendilerine ait kavram ve olgulara ve dolayısıyla kendilerine ait bir dil ve söyleme de sahip değiller.

Müslümanların varoluşsal hakikati, ancak ve ancak Kur’an ahlakının işlevselliğiyle gerçeklik kazanabilir. Bugün Müslümanlar günümüzde, günümüz gerçekliğinde, kendilerini gerçekleştirecek sahici değerlerden ve dolayısıyla ahlaktan yoksun bulunmaktadırlar.

Kur’an ahlakından yoksunluğun, yoksunlukların en büyüğü olduğu hususunda, hiçbir bilinçsel kırıntıdan söz etmek mümkün görünmemektedir.

Eğer Müslümanlar Kur’an ahlakına sahip olsalardı, bunca mezhepçiliklerin, bunca parçalanmışlıkların bunca istismarcılıkların nesnesi durumunda olmayacaklardı. Çünkü Kur’an ahlakı özne olmayı, öncelik almayı, danışmayı, dayanışmayı, fedakârlığı, “katmayı”, “katlanmayı”, durup dinlenmeden çalışmayı, sorumluluk almayı ve her türlü konformizmi elinin tersiyle reddetmeyi gerektiren bir ahlaktır.

Çölde istikametini kaybetmiş, aç ve susuz kalmış bir yolcunun ihtiyacı olan istikamet ve gıda ne kadar büyük bir anlam ve öneme sahip ise, biz Müslümanlar için de Kur’an ahlakının gerekliliği de o ölçüde büyük bir anlam ve öneme sahiptir. Bu gereklilik giderilmeden, varoluşsal kaygı ve sorunları gidermek de, gün yüzü görmek de, ancak hayalleri süsleyen bir fanteziden ibaret olacaktır.

 

NELER SÖYLENDİ?
@
Cevdet Işık

Cevdet Işık

DİĞER YAZILARI Olduğun Yer Bulunduğun Durum... Kanla Yazılan Manifesto: Gazze İnsani Bir Sorun ve Sorumluluk Olarak Filistin... Ben Öteki ve Ötekileştirme... Açık Vermek... İleri Toplumsal Tahayyül Ve Kuran.... Akılsız ve Düşüncesiz Umutlar... Deprem ve Ölüm.. Sistemsel Meşruiyet... Sistemin İçi Ve Dışı... Bir Umut Devrimi Yapmak Mezopotamya’da Hüzün: Engelleri Aşıp Da Geldim... Algısal Yanılgılar Yakınlaşmanın Doğası Üzerine-1 İnsan Bir Yolcudur.... Adalet Düşüncesinin İnşası Gerçekliğe Düşen Cemre: Oruç Bir Yolcu Gelir Gibi... Dumdum Kurşunu Tarih Felsefesinin Gerekliliği Konuşan Kuran Hz. Ali.... Mikro Milliyetçilikler Sezai Karakoç Tanıklığım.. Milliyetçi Tasavvurları Aşmak-2- Milliyetçi Tasavvurları Aşmak-1 İtibar Üzerine... İktidar Tiryakiliği Kesintisiz Çoklu Okumalar Hayatsız Gündem Gündemsiz Hayat.. Kudüs Gerçekliğini Doğru Okumak... Nadide Zamanlar Yaşamsal Bir Unsur Olarak “Müphemlik” Bir Sorunsal Olarak Gündem Sorumluluğun Zirvesinde Bir Mü’min: Mehmet Akif.. Öznelliğin İktidarı-2 Öznelliğin İktidarı-1 Zamanın Ayarını Kaçırmak Öznel Özerklik-3 Öznel Özerklik-2 Öznel Özerklik-1 Hayat Ve Hicret Yanıltıcı Varoluşsal Katılık... Hüzünle Giden Ramazan.. İnsanı Tanımak Müslümanların Kafes Hayatı Şuradan Şuraya Post Truth Dünyada Müslüman Kalmak Adaletin Ayağa Kalkması Yaraların Kabuk Bağlaması... Bir Nitelik Olarak Adaleti Ayakta Tutmak.. Sanal Resepsiyon.. Can Alıcı Ve Can Yakıcı Kısım İçerik Bakımından Adalet Çarkı Adl Üzere Bir Hayat Adaletin Kuşatıcılığı Aklın Hakikatinden Uzaklaşmak Cenneti Arayan Adam Felsefik Bir Nazarla Seçim Olgusu Kilitli Labirent: Üstünlük Çıkmazı
Gazete Manşetleri
Yol Durumu
E-Bülten Kayıt
ARŞİV ARAMA