“Müminlerden öyle erler vardır ki Onlar Allah’a verdikleri sözde durdular; Kimisi adağını yerine getirip şehit oldu. Kimisi de şehit olmayı bekliyor. Onlar Allah’a verdikleri sözü asla değiştirmediler” (Ahzab 23)
“Allah yolunda öldürülen şehittir. Allah yolunda ölen şehittir” (Müslim)
Şehit hayatını Allah yolunda feda eden insandır.
Şehit tevhide şahitlik eden ve bu şahitliğini canını feda ederek, ispatlayan kişidir. Onun için şehitlerin şahitlikleri ebediyen devam eder, çünkü onlar tevhide şahitlik etmekle ölümsüzlüğe ulaşmışlardır.
O şahitlerden biri Üstad Seyyid Kutub’tur.
O şahitliğini şehitlikle taçlandırırken şu sözü ile tarihe geçmiştir;
“Ben Allah yolunda yaptığım iş için asla özür dilemem. Namazda Allah’ın birliğine şehadet eden parmağım asla bir tağutun hükmünü onaylayan tek bir harf bile yazmayacaktır”
Şahit gibi yaşamayanlar şehit gibi ölmezler.
Allah’ın birliğine, Muhammed (as) peygamberliğine şahadet etmeden, şahit olmadan Müslüman olunmaz. Dilimizle dile getirdiğimiz bu şahadeti yaşamımızla somutlaştırmamız gerekir.
Bütün bir hayatları tevhide şahadet edenlerin ölümleri de tevhide şahadet eder.
Şehadet hayatını Allah’a vererek cenneti satın almaktır.
Şehadet ebediyen diri kalmaktır.
Şahadet Kudüs’tür,
Kudüs şehadetin şehridir, nicedir şehitler büyütüyor içinde… Hani şair diyor ya “Söyleyin anama ölecek çocuklar doğursun” diye. [1] İşte Kudüslü anneler çoktandır ölecek çocuklar doğruyor ve ölecek çocuklar büyütüyorlar kucaklarında….
Şahadet Kudüs’e Kudüs’ün özgürlüğüne aşık olmaktır.
Özgür Kudüs ideali büyütmektir içinde… Annelerin kucaklarında çocuklarını büyütmesi gibi… Çocukları için kendini feda etmesi gibi, Kudüs için feda olmaktır.
Şahadet Kudüs’ün özgürlüğüne şahit olabilmek için, hayatından vazgeçebilmektir.
Şahadet Kerbela’dır,
Kerbela şehadetin nasıl bir berekete dönüşe bileceğinin en büyük ispatıdır.
Kerbela aklın durduğu aşkın yol aldığı yerdir…
Kerbela aşkın şahadete dönüştüğü yerdir
Şehadet İmam Hüseyin’e arkadaş olmaktır, İmam Hüseyin’e aşık olmaktır.
Şehadet, kanın kılıca galip gelmesidir.
Şehit denilince aklıma İmam Hüseyin gelmektedir. Kerbela’nın mazlum şehidi şehitlerin sultanıdır. Kanın kılıca galip gelmesinin ispatıdır.
Şubat ayı bir anlamda şahadet ayıdır.
Şubat ayı şehitlerimizden biri Abbas Musevi’dir.
O, 16 Şubat 1994`de, Şehid Ragıb Harb`ı anma programından dönerken, Güney Lübnan’da, Siyonist hava kuvvetlerinin saldırısı sonucu hanımı ve bir çocuğuyla beraber şehit edilmiştir.
Şehit, Abbas Musavi o güne kadar yenilmez denilen İsrail efsanesini bitiren, Hizbullah’ın genel sekreteriydi. Özellikle Güney Lübnan’daki siyonist işgale karşı yürütülen cihadda önemli yeri vardı. Güney Lübnan’ı İsrail’den kurtaran İsrail’e yenilginin acısını tattıran bir büyük Mücahiddi.
O şöyle diyordu;
“Gidin İsraillilere Söyleyin. Biz Muhammed Ordusuyuz! Geri Döndük ve Kudüs Yolunda İlerliyoruz!”
Şubat ayı şehitlerimizden bir diğeri Molcolm x dir. 21 Şubat 1965’te şehit edildi. Hac bir insanı nasıl değiştirir, bir insana gerçek İslam’ı nasıl öğretir onu Şehit Malcolm x’in hayatında somut bir şekilde görebilirsiniz.
Şehit Malcolm x şöyle diyordu; “Huzuru özgürlükten ayıramazsınız çünkü hiç kimse özgürlüğüne sahip olmadan huzur içinde olamaz. Ve özgürlük elde edebilmemizin tek yolu kendimizi dünyadaki her mazlum insanla birlikte tanımlamaktır.”
Bundan 38 yıl önce…
23 Şubat 1979 Cuma…
Soğuk bir Şubat günü…
Bu toprakların bir yiğit insanı, genç bir fidan daha 21 yaşında…
Şehit Metin Yüksel Cuma namazını kıldıktan sonra cami avlusunda, namaz çıkışında şehit edildi.
“Şehadet Bir Çağrıdır, Tüm Nesillere Ve Çağlara”
Böyle diyordu şehit Metin Yüksel…
Tevhidin zulme haksızlığa direniş olduğunu,
Zulümlerin yeryüzünden kalkması için yegane yolun, Allah yolunda mücadele etmek ve bu uğurda ölmek olduğunu, öğretti bize şehidin pak ve temiz kanı.
O pak kan Kerbela şehitlerinin kanı ile buluştu, 38 yıldır zülme ve zalimlere karşı direnişi öğretmeye devam ediyor.
21 yıllık yaşamı tevhide şahitlik yapmakla geçen bir mücadele insanı, bir aşk ehliydi… Şehit Metin Yüksel
O maşukuna, sevdiklerine, diğer şehitlere, şehitlerin şahı İmam Hüseyin’e kavuşmuştu. 38 yıl önce 23 şubatta.
Selam olsun Hz. Hüseyin’e Selam olsun Abbas Musevi’ye, Selam olsun Metin Yüksel’e Selam olsun tüm Şehitlere.
[1] M. İslamoğlu Kızgın Yürek şiiri