Hz. Fatıma Timsali Bir Anne ve Onun Çocuk Eğitimi
Ehli beyt sevdalısı bu annenin Hz. Fatıma’ya olan benzerliği çocukluk yıllarına kadar uzanır. Çocukluğunda Hz.Fatıma gibi mücadeleci bir kişiliği vardır. Zorluklar karşısında yılmadan mücadele eder. Bildiği, öğrendiği doğruları kınayanların kınamasından çekinmeden yaşamaya çalışır. Büyüklerine saygıda kusur etmez ama erkek diye küçük kardeşine saygı göstermesini isteyen ailesine hep şöyle demiştir. Ben ablayım, ben büyüğüm onun bana saygı göstermesi gerekir. Kızım o erkek sözlerine hep karşı çıkmıştır. O erkek olabilir ama abla olan büyük olan benim diyerek. Erkek çocuklara gösterilen ayrıcalığı kabullenememiştir. Kadın ve erkek insan olarak birbirine denktir ve eşittir. Öyleyse kardeşlerde kız ve erkek farkı olmaksızın büyüklerine saygı göstermelidirler.
Başarılı bir öğrenci olmasına rağmen kız olduğu için ailesi tarafından ilkokuldan sonra okula gönderilmedi. Kuran kursu eğitimi aldı. Okumayı çok sevmesine rağmen neden okumak için direnmedi hala anlayamam. Annesi zaman zaman okuyacak bir kız varmış onu da okutmamışız der. Kitap okumayı çok seviyordu, onun için çok miktarda kitap okudu. Daha sonra, evlendikten sonra ortaokulu dışarıdan liseyi açıktan bitirdi. Başörtüsü problemi çıkmasaydı üniversite okuyacaktı. Başörtüsü problemi çıkınca vazgeçti.
Seksenli yılların sonu idi anayasa mahkemesi Anap hükümetinin çıkarttığı başörtüsüne serbestlik getiren yasayı iptal etmişti. Ankara ve İstanbul’da başörtülü kızlar kararı kınayan yürüyüşler yapmışlardı. Gazetelerdeki haberi ona gösterdiğimde gözyaşları içerisinde abi biz hiçbir şey yapmayacak mıyız demişti. Elbette yapacağız bize düşeni demiştim. O gün Cumhurbaşkanına, Anayasa mahkemesine kınama telgrafları çekilmişti İslahiye’den. Fatıma çehreli bu annenin gözü yaşlı bu fotoğrafı zihnime kazınmıştı. Onu ne zaman hatırlasam bu duyarlılığı ile hatırlarım.
Hz. Fatıma’yı kendisine örnek seçen bu annenin çocuklarına uyguladığı eğitim metodu da Hz. Fatıma’nın eğitim metodundan izler taşıyor.
Hz. Fatıma’nın çocuklarının eğitiminde uyguladığı metodu sevgi, adalet, ibadet, fedakarlık, dürüstlük, merhamet ve korkusuzluk ilkelerini çocuklara benimsetme ve bu ilkeler etrafında örneklik oluşturma, olarak nitelendirmek mümkündür.
Çocukları ile sevgi bağını, hamilelik sürecinde kuran ve dokuz ay karnında onları sevgi ve dua ile büyüten bir anne. Rabbinin bir emanetini, bir canı taşıdığının bilincinde, o duyarlılıkla yaşayan ve duyarlılıkla hareket eden bir anne. Benim çocuklarım farklı olacak diyordu. Çocuklarını en güzel şekilde eğitmek terbiye etmek için okuyor önce kendini yetiştiriyordu. Onlara Zekeriya (as)’ın Hz. Meryem’e bahçıvanlık yapması gibi bahçıvanlık yapmak istiyordu. Kızları Hz. Meryem’in Hz. Fatıma’ın ahlakına sahip olsun istiyordu. Bunun için çabalıyordu.
Çocuklarına sevgisini üst düzeyde gösteriyor ama huysuzluk yapıp fazla ağladığı zamanda bırakırdı çocuklarını doyana kadar ağlasınlar derdi. Çocuk ağlamakla her şeyi yaptıramayacağını bebekliğinde öğrenmeli derdi. Çocukları kendiliğinden susana kadar sabırla beklerdi. Bu tavır diğer annelerde görmediğim ilkeli bir tavırdı. Günümüz anne babalarının belki de en eksik oldukları ve en çok sıkıntısını çektikleri durum idi burası. Çocuklar ağlayarak huysuzluk yaparak sonunda istediklerini yaptırıyorlar anne, babalarına. Çocuklarımıza bebekliklerinde başlayarak ağlayarak her şeyi yaptıramayacaklarını öğretmemiz gerekiyor.
Çocuklarının görüşlerine çok önem verir, onların kendi kişiliklerinin gelişmesine özen gösterirdi. Ama kişilikleri gelişsin diyerek alışveriş merkezlerini gezdirmedi. Kapitalizmin tüketim kültüründen mümkün olduğu kadar az etkilensinler diyordu. Onun için çocukları harçlıkları ile güzel elbiseler yerine güzel kitaplar almayı tercih ettiler. Çünkü çocuklarına küçük yaşlarında kitap okuma alışkanlığı kazandırmıştı. Ve onları günlük tutmaya teşvik ederek duygularını yazmalarını istedi. Kabiliyetlerini dikkate alarak eğilim ve kabiliyetlerine göre eğitim vermeye çalıştı. Fatıma cehreli bu annenin çocukları ufku ve hayali geniş çok okuyan hatta yazan çocuklar oldular. Bununla da yetinmedi çocuklarının toplumsal olaylarda daha fazla sorumluluk yüklenmesini istiyordu.
Bu noktada infakı öğretiyor, dünyada zulüm gören Müslümanlar için sorumlu olmayı öğretiyor, aç yoksul insanlar için sorumluk duygusuna sahip olmayı öğretiyordu çocuklarına. Birikmiş üç beş kuruşu kendi ihtiyacı varken, bir yoksula verdiğini görüyor çocukları veya dünyanın bir başka coğrafyasındaki Müslümanlara gönderdiğini görüyorlar annelerinin. Ve onlarda haçlıklarından kazandıkları burslardan infak ediyorlar Allah için. Gazze’ye gönderiyorlar veya harçlıklarını bir yoksulla paylaşıyorlar. Fedakarlığı yaşayarak öğretiyor çocuklarına. Öncelikle güzel örnek olmaya çalışıyor.
Ve ibadeti öğretiyor çocuklarına. İbadetler konusunda hassas olmayı. Birde Ehli beyt sevgisini. Örnek olarak Hz. Fatıma’yı anlatıyor kızlarına sizde onun gibi olmaya çalışın diyor her daim. Fatıma’yı örnek alırsanız dünyanın çehresini değiştirebilirsiniz diyor çocuklarına ve tüm Müslüman kadınlara
Çocuklarından birine sağladığı imkanı mutlaka diğerine de sağlayarak çocuklardaki adalet duygusunu sarsmamaya özel bir gayret gösteriyor. Adalet İslam dinin en temel esaslarından biridir çünkü. Çocuklarından başlayarak herkese adil olmak adil davranmak zorundadır Müslüman.
Fatıma yüzlü bu anne çocuklarının eğitiminde o kadar titizdir ki, günah konusundaki hassasiyeti yanında çocukları olduğu zaman zirveye çıkar. Normal zamanlara da yaptığı konuşmaları çocukları dedikodu şeklinde algılaya bilir diye onların yanında yapmaz. Bazen pembe yalanlar söyleriz iyi niyetle. Bu yalanları sonunda hayır olacağını düşündüğümüz için söylemişizdir. İşte bu anne çocuklarının yanında bu iyi niyetli pembe yalanları da söylememeye özen gösterir. Çocukları bir Meryem gibi, bir Fatıma gibi tertemiz yetişmesi için çabalar. Çocuklarındaki hassasiyeti gördükçe bu annenin çocuk eğitiminde çok başarılı olduğunu düşünürüm.