DOLAR 0,0000
EURO 0,0000
STERLIN 0,0000
ALTIN 000,00
BİST 00.000
Ramazan DEVECİ
Ramazan DEVECİ
Giriş Tarihi : 11-11-2017 09:57

Yalnız Devrimciler Ali ve Ebuzer

 

Mekke’de tevhidi mücadelenin ilk yılları idi. Allah resulü akrabalarını açıktan İslam’a davet etmiş, Mekke sokaklarında bu yeni dinin varlığını konuşuluyordu. Bu yeni din Mekke dışına kadar ulaşmış, Gıfar kabilesinden Ebuzer bu yeni dinin ve Peygamberin varlığından haberdar olmuştu.

Ebuzer cahiliye devrinde putlara tapmayan, Allah’a iman eden ve bir şekilde namaz kılan biriydi. Mekke halkından biri bir gün Ebuzer’e Mekke’de biri çıkmış senin gibi Allah’ın bir olduğunu ve kendisinin de Peygamber olduğunu söylüyor demişti.[1]

Ebuzer önce kardeşi Üneys’i Mekke’ye göndermişti, Peygamber olduğunu söyleyen bu adamla görüşmesi için. Kardeşi Mekke’ye gitmiş ve Peygamberimizin varlığını haber vermişti Ebu Zer’e. Ama aldığı haber Ebu Zer’i tatmin etmemişti. O bizzat gidip peygamberimizle tanışmak için Mekke’ye gelmişti.

Ebuzer Mekke’ye gelmişti ama kimseye Peygamberimizi soramamıştı. Kabe’de yatmış Zemzem suyundan içmiş böylece birkaç gün geçmişti. 

Bir gün Hz. Ali, Kâbe’nin yanından geçerken, bir yabancı gözüne takıldı. Her halinden garip ve yabancı olduğunu anlaşılan Ebuzer’e

“Sen garip biri misin?”  diye sormuş, O’da  “Evet” demişti.

“Buyur, benimle gel, seni misafir edeyim” dedi Hz. Ali, Ebu Zer’de kabul etmişti bu daveti.

Ali ve Ebuzer dostluğu işte böyle başladı. Ebu Zer bir anlamda Hz. Ali’nin tevhidi mücadelesini tebliğinin bir ürünüdür. Tanımadığı o yabancıyı İslam ile vahiy ile tanıştırmak için evine davet etmişti Hz. Ali.

Bu ilk gecede pek bir şey konuşmadılar, o gün birbirlerine bir şey söylemediler, sadece birbirlerini tanımaya çalıştılar. Sabah olunca Ebu Zer hemen kalkıp yine Kâbe’ye gitmişti, belki Yeni Peygamber’i görebilirim! diye düşünüyordu.

Akşama kadar kimseye yine Peygamberimizi soramamış, Peygamberimizi de görememişti. Akşama yakın yine Hz. Ali gündüz boyunca takip edip gözlediği bu tanrı misafirinin yanına yaklaştı.

Ebuzer’in yine garip garip beklediğini görünce onu tekrar evine davet etti. Birlikte gittiler. Eve vardıklarında Hz. Ali misafirine

“Doğru söyle, seni buraya getiren bir şey olmalı! Sen bir şeyler arar gibisin”  dedi.

“Gizli tutacağına söz verirsen söylerim” dedi Ebu Zer

Ve Hz. Ali’den eminlik sözü alınca  “Bize burada birinin çıkıp Peygamberlik iddia ettiği haberi ulaştı. Ondan ha­ber getirmesi için kardeşimi gönderdim. Ancak kardeşimin getirdiği haber beni tatmin etmediği gibi, bu zata karşı merakımı daha da artırdı. Bunun için bizzat gelip onunla görüşmek ve konuşmak istedim” dedi.

Bunun üzerine Hz. Ali “Şüphesiz, sen tam aradığının içine düştün! Ben de onun yanına gideceğim. Sen arkamdan gel. Beni takip ederek onun huzuruna girersin. Yalnız ben yolda sana zarar verecek bir durum görürsem, ayakkabımı düzeltir gibi bir duvara yönelirim. Sen de durmaksızın ilerlersin” dedi.

Ve Ebu Zer, Hz. Ali’nin peşine takılıp gitti. Allah resulünün evine yaklaştılar. Hz. Ali önden, Ebu  Zer de arkadan takip etti ve içeri girdiler.

Ebu Zer Peygamber’i görür görmez ona hayretle baktı ve Allah’ın selamı ile selamlayarak  “Bana İslam’ın ne olduğunu anlat” dedi.  Peygamberimiz önce sen kimsin deyip Ebu Zer’in kim olduğunu örendikten sonra kendisine vahiy edilen dini anlattı.

"İslam, Allah’tan başka ilah olmadığına, Muhammed'in onun elçisi olduğuna şahadet etmen ve namaz kılmandır" dedi ve tevhidin gerçekliğine dair bir çok şey söyledi.

Ebu Zer oracıkta Müslüman oldu. [2]

Ebu Zer’in İçi içine sığmıyordu. Sanki dünyaya meydan okuyacaktı. Duyduğu hakikati kâinata haykırmak, her önüne gelene İslam’ı tebliğ etmek istiyordu. Peygamberimiz ona tedbirli olması tavsiye etti. “Ey Ebu Zer! Bu işi şimdilik gizli tut. Memleketine dön. Bizim ortaya çıktığımızı haber aldı­ğında döner, gelirsin.” Dedi.

Ebu Zer, “Seni hak ile gönderen Allah’a yemin ederim ki, ben bu haki­kati Müslüman olduğumu açıklamak istiyorum” dedi.

Ve Ebu Zer Allah Resulü’nün Mekkeliler sana zarar verir uyarılarına rağmen versinler deiyerek, Kâbe’de Kureyş müşriklerinin toplu bulunduğu yerde, “Ey Kureyş ce­maati! Beni dinleyin. Biliniz ki, ben Ebu Zer, Allah’tan başka ilah olma­dığına ve Muhammed’in O’nun kulu ve Resulü olduğuna kesin olarak şahadet ediyorum” diyerek imanını ilan etti.

Bu meydan okuyuşu duyan müşrikler, ellerine geçirdikleri taş ve sopa­larla Ebu Zer’in üzerine saldırdılar, ta ki Peygamberimizin amcası Abbas’ın, Kureyş’e, “Ne yapıyorsunuz? Dövdüğünüz bu zat, sizin ticaret yolunuz üzerindeki Gıfar kabilesindendir.” Deyinceye kadar ona eziyet ettiler ve dövdüler. [3]

Ebu Zer bundan sonra Medine civarındaki Gıfar yurduna döndü.

Hz. Ali Müslüman olmasına vesile olduğu, misafirini yolcu ederken, Ebu Zer ile çok iyi dost olacaklarını, yalnızlık kaderlerinin ortak olacağını belki de bilmiyordu.

 "Bu âlemde insana eziyet veren onun yalnızlığıdır" der, Ali Şeriati. Ebu Zer’e ‘yalnızlık zor değil mi’ dediklerinde ‘İnsanlar daha zor’ demişti. Ebu Zer yalnızlığı tercih etmişti. Ali’nin yalnızlığı ise tercih ettiği bir yalnızlık değildi. 

Ali Peygamberimizin vefatından sonra, sevgili eşi Hz. Fatıma’da vefat edince kendini yalnız hissetmişti. Etrafında binlerce dostu varken de Ali yalnızdı. Çünkü insanlar Ali’yi ve Ali’nin adalet anlayışını anlayamamışlardı.

Hz. Ali Nehcül Belaga’da şöyle der; “Bir topluluğa düştüm ki emrettim mi itaat etmezler, davet ettim mi kabulden sakınırlar. Babasızlar, Allah’ın yardımı için ne bekliyorsunuz? Sizi bir araya toplayan bir dininiz yok mu? Sizi sarsan bir gayretiniz himmetiniz yok mu? Aranızda durmuş feryat ediyor yardım diliyorum, sizler sözlerimi dinlemiyorsunuz,  emrime itaat etmiyorsunuz. Sonunda kötü olayların ortaya çıkacağını göreceksiniz.”[4]

Yine Şeriati’nin ifadesi ile söylersek, “Aslında insan yalnız bir varlıktır. Tüm kıssalarda, insanla ilgili tüm mitolojilerde, tüm beşerî dinlerde, insanın yalnızlığı tarih boyunca muhtelif şekillerde ve çeşitli dillerde ifade edilmiştir: Bundan daha acı verici olansa Ali'nin kendisine âşık olan taraftarları arasında bile yalnız olmasıdır. O, aşklarını, hislerini, kültürlerini ve tarihlerini kendisine yönelten ümmeti arasında da yalnız. Ona büyük bir kahraman, mitolojik bir tanrı gibi bakıyorlar; ama tanımıyorlar, kim olduğunu, derdinin, sözünün ve ıstırabının ne olduğunu ve neden sustuğunu bilmiyorlar.”[5]

Ali ve Ebu Zer iki yalnız devrimci idi. Ebu Zer Muaviye’nin haksız uygulamalarını eleştirdiği için Rebeze’ye sürgüne gönderilmişti. Orada yalnız başına vefat etmişti. Yanında sadece eşi vardı. Ebu Zer Rebeze’ye sürgüne gönderilirken Hz. Ali onu uğurlamış ve şöyle demişti; “Ey Ebu Zer sen Allah için kızdın. Kendisi için kızdığın kimseye ümit bağla. Bu kavim ise dünyası için senden korktu. Sana ancak hak arkadaş olur. Senden yalnız batıl kaçar.”[6]

Ali ise insanlar içinde yalnızdı.

 

 

[1] İbn-i Saad Tabakat c.4 s. 223

[2] İbni Saad- Buhari- Hakim Asım Köksal age c. 4 s. 33-35

[3] İbni Saad- Buhari- Asım Köksal age c. 4 s. 36-37

[4] Nehcül Belaga s. 82

[5] Ali Şeriati Ali s.132

[6] Nehcül beleğa s. 180

NELER SÖYLENDİ?
@
Ramazan DEVECİ

Ramazan DEVECİ

DİĞER YAZILARI Filistin Direnişi ve Aksa Tufanı... ‘Kayıp Direniş’ Kitabı ve Direnişi Tanımak… 14 Mayıs Seçimleri Üzerine… Oruç Tutmak İhram Giymek, Ramazan Kuran Ahlakını Kuşanmaktır... 13 Recepte Kâbe’de Doğdu Onun Adı Ali… Hz. Fatıma'ya Mektup..... Adalet ve Merhamet Timsali Peygamberimizin Örnek Kişiliği… Muhammed Emin Yıldırım Hoca Ve Muaviye Sevgisi... Adalet Liyakat ve İktidar... İslam ve İslamcılık Üzerine… Kötülüğe İyilikle Karşılık Vermek ve Hatalara Karşı Af Edici Olmak... Hz. Ali: Adalet İçin Hilafet  Adaleti Somutlaştırmak, Somutlaşmış Adalet İmam Ali’dir… ‘Baba’ Aşk, Ahlak, Direniş, Sevgi Ve Fedakarlık Dizisi… Ali Şeriati Üzerine… Okullar Açılmaz Yine İşyerleri Kapatılırsa Üçüncü Aşıyı Yaptırmayacağım… Saadet Partisi Cumhur İttifakında mı yoksa millet ittifakında mı yer almalı? Babalar Günü Üzerine… 20 Soruya 20 Cevap… Dünyadan Ahirete, Anneme Mektup… İslam’ın Özgürlük Anlayışı ve Adem-Şeytan Kıssası… Allah'ın İstediği Gibi Müslüman Olmak... Yemen’den Yükselen Feryad, Bu Feryadı Duyun… İslamofobi Ve İslam’a Saldırılar… Yusuf’un İmtihanı Züleyha… Konuşan Kuran Hz. Ali Kitabını Niye Yazdım? Müslüman Ahlak İlişkisi ve Riya, İhlas Arasına Sıkışan Amellerimiz .. Filistin’e Sadece Türkiye mi Sahip Çıkıyor? Amerika’ya Karşı Olmak, Küresel Adalet Mücadelesi Vermektir… Adalet İçin Mücadele Örneği: Hılfu’l-Fudûl… 41. Yılında İran İslam Devrimi: Başarıları Ve Başarısızlıkları? Cemaatten PY'ya, PY'dan Terör Örgütüne FETÖ, FETÖ Mücadelesinde Yapılan Adaletsizlikler Takva Adalet Sahibi Olmak, Adalet Mücadelesi Vermektir.. Nijerya İslami Hareketi ve Şeyh İbrahim Zakzaki… Şehitlerin Mesajı: Tevhid- Adalet- Vahdet- Özgürlük- Kudüs 31 Mart seçimlerinin düşündürdükleri… İmam Humeyni Düşüncesinde ve İslam Devrimi'nin 40 Yıllık Sürecinde İslami Vahdet Günümüzün Kerbela’sı Yemen’in Serencamı ve Ümmetin Duyarsızlığı… Hz. Osman’ın Kanı Üzerinden, Hz. Ali’den İstenen Adalet mi, Yoksa Adaletsizlik mi? Ak Parti ve 24 Haziran Seçimleri... ‘Türkiye- ABD İlişkilerinin Psikolojisi’ Kitabı ve Büyük Şeytan Amerika’yı Tanımak… Erzincan İzlenimleri Erzincan Candır…. Bize de Ali’nin yalnızlığı düştü… Piri Aşk’ın, Davası Devrimden Özgür Kudüs’e… Üstad Bediüzzaman’ı ve Risale-i Nur’ları Doğru Anlamak… Kudüs İçin ne Yapmak gerekiyor, Kudüs eylemleri Müslümanların gazını mı alıyor? Ümmetin Dirilişi ve Direnişi Kudüs’ten Geçer… Kurban Yaklaşırken, İbrahim’in İmtihanına Hazır Mıyız? Hz. Ali Örnekliğinde: Tevhid, Adalet ve Vahdet 15 Temmuz Darbe Girişiminin Düşündürdükleri… İktidarın Dayanılmaz Cazibesi ve İslamcılardaki Değişim.. İyi olmak kolaydır zor olan adil olmaktır…. Devletin Dini adalettir, dinin devleti de özgürlüktür... Emperyalizm ve Sömürgecilik Karşısında İnsanlığa Umut Olmak… İmam Ali ve Nefsini Tanımak… Şubat Ayı Şahadet Ayıdır; Şahadet Kudüs’tür…. İnsanı Tanımak mı Zor Yoksa Anlamak mı? Aşk Yolculuğu Kerbela... Kuran’da Sevgi ve Aşk.. Ali’nin Adaleti, Muaviye’nin Maslahatçılığı… Medeniyet ve Modernizm Üzerine ….. İmamı Azam Ebu Hanife’nin Siyasi Mücadelesi... İmamı Azam Ebu Hanife… Müslümanların Kardeşliği ve Vahdet Çağdaş Medrese; İslami Değerler Akademisi… İslami Mücadelede Metot Ebul Fazl Abbas; Kerbela’nın Yiğit Savaşçısı Mustafa İslamoğlu hoca ve Uydurulmuş din-İndirilmiş din söylemi… Ak saçlı bilge: Atasoy Müftüoğlu İran Gezi Notları Miraç, Namaz ve Kudüs Aşka ve Sevgiye Dair Kuran'da Müslüman Fıtratın İlahi Yanı; Kamil İnsan Olmak Hz. Zeynep; Babasının Süsü…. Kerbela ve Kuran Kurbanda İbrahim’ce Bir Duruş… Kudüs, İslahiye Ve İstanbul Kuran Rehberliğinde Huriyi Doğru Anlamak Kudüs Sevdamız Aşkımız Hayalimiz Bizim. Bireysellik Ve Bencillik Hayat Sigortamı Annemi Kaybettim Dostluk Üzerine Nisa Suresi Tevhid Adalet ve Kadın Dünya Sevgisi ya da Dünyevileşme Kadınlardan Yönetici Olur mu? Annem.... Müslümanların Suriye İmtihanı Hz. Fatıma Timsali Bir Anne ve Onun Çocuk Eğitimi Bebeğini Özleyen Anne
Gazete Manşetleri
Yol Durumu
E-Bülten Kayıt
ARŞİV ARAMA