Piri Aşk’ın, Davası Devrimden Özgür Kudüs’e…

Ramazan DEVECİ

09-02-2018 15:21

Piri aşk, 24 Eylül 1902’de İran’ın Merkezi eyaletine bağlı Humeyn şehrinde dünyaya geldi. Hz. Fatıma ’nın soyundan geldiği söylenen Piri Aşk’ın babası Merhum Ayetullah Seyyid Mustafa’dır. Piri Aşk beş aylık iken babası Humeyn-Erak yolunda şehit edildi.

Çocukluk yıllarından itibaren medreselerde dini eğitim alan Piri Aşk (İmam Humeyni) Fıkıh ve usul derslerinde çok başarılı olarak kısa zamanda ictihad (Muctehidlik) derecesine ulaşarak Ayetullah ünvanını aldı.

İlahi aşkın ne olduğunu yaşadığı hayatla gösteren ve hayatını tevhid ve adalet mücadelesine adayan Piri Aşk, öğrencilik belki de çocukluk yıllarında başladığı tevhid mücadelesinin merkezine tağutlarla mücadeleyi koymuştu. O ibadet ve mücadelenin cennet sevdası, yada cehennem korkusu ile değil sadece Allah’ın sevgisi ve rızası gözetilerek yapılması gerektiğini söylüyor ve aşkı böyle tarif ediyordu.

Piri Aşk, Her Nemrud’a bir İbrahim, her firavuna bir Musa gerekir diyerek 1958’de Şah rejimini Tağuti bir rejim ilan ederek, sarsılmaz bir aşkla mücadelesini başlattı. 5 Haziran 1961’de meydana gelen kanlı olaylardan sonra rejim aleyhine yaptığı bir konuşma sonucu tutuklanarak Tahran’daki İşretâbâd askeri ceza evine konuldu.

Ceza evinde yaklaşık bir yıl kalan İmam kapitülasyon tasarısı aleyhine yaptığı ateşli konuşmasının ardından şah rejimi tarafından tekrar tutuklandı ve daha sonra 4 Kasım 1965’te Türkiye’ye sürgüne gönderildi. İmam Türkiye kısa süren bir sürgün hayatı yaşadı. Daha sonra sürgün hayatına Irak’ta devam eden Piri Aşk, Irak’ın Necef kentinde onbeş yıla yaklaşan, uzun bir sürgün hayatı yaşadı.

İmam bu süre zarfında İran’daki taguti rejimle mücadelesini sürdürürken, bir taraftan da öğrenci yetiştiriyordu. Piri Aşk’ın Necef’teki mücadelesinden rahatsız olan taguti güçler onu üçüncü sürgününün de  Necef’ten de Paris’e sürmüşlerdi.

Piri Aşk’ın oğlu Seyyid Mustafa’nın, Şah rejiminin gizli istihbarat servisleri tarafından şehit edilmesinin ardından İran’da karışıklıklar meydana geldi. İmam Humeyni “Şah bir tağuttur ve yıkılması gerekir” demişti. İran halkı zalim Şah rejimi aleyhine ayaklanmıştı. Piri Aşk “Kan kılıca galip gelecektir” diyordu. Ve İran halkı kanın kılıca galip geldiğini ispatlıyor, öldürerek değil ölerek bir devrim gerçekleştiriyordu.

İmam Humeyni’nin önderliği altında yürütülen bu hareketler sonucunda 1 Şubat 1979’da Şah’ın İran’dan kaçmasının sonra İmam Humeyni onbeş yıllık bir sürgünün ardından İran’a geri döndü. Onun geri dönüşü devrimin gidişatını daha da hızlandırdı ve 11 Şubat 1979’da İmam Humeyni’nin başlattığı uzun mücadele zafere ulaştı ve halkın büyük desteği ile Şah rejimi tarihe karışarak yerine İran İslâm Cumhuriyeti kuruldu.

İslam devrimin gerçekleştiği ilk günlerde 28 Şubat 1979’de Tahran’dan Kuma gelen Piri Aşk, bir müddet Kum’da yaşadı. Daha sonra 16 Mayıs 1980’de kendi isteğiyle Tahranın Cemeran bölgesinde küçük ve sade bir eve taşındı ve vefat edinceye kadar da orada yaşadı.

Piri Aşk’ın, tevhid adalet mücadelesinde hedefi, insanların vahiyle Allah’ın kitabı ile tanışması, bir olan eşi ve benzeri olmayan Allah’a kulluk yapmaları idi. Yeryüzünde zulme ve zalimlere karşı durarak İmam Ali’nin adalet devletini gerçekleştirmekti. Piri Aşk, hayatı boyunca bunun için yaşadı. O devrim yapmış bir lider olarak saraylarda yaşamayı değil, küçük ve sade bir evde yaşamayı tercih etmişti. O aşıkların piri olarak biz aşk ehliyiz diyordu.

Rahmetli Aliya İzzetbegoviç “Mehdi bizim tembelliğimizin adıdır” der. İmam Humeyni ‘mehdi’ye en yoğun inanan bir toplumdan devrim yapacak bir halk yetiştirmişti. İran’da yeryüzünde günahlar artsın ‘mehdi’nin gelişi çabuklaşsın diye bekleyenlere İmam, mehdiye hazır bir toplu oluşturmaları gerektiği gerçeğini öğretmiş ve o mücadele ruhu ile devrimci bir halk yetiştirmişti.

İmam Humeyni’nin mücadelesinin merkezinde devrimden öncede devrimden sonrada Tevhid ve adaletten sonra Filistin ve kutsal Kudüs davası vardı.

İmam’ın bakış açısına göre Kudüs bir iman ve İslam davasıdır. Kudüs davası şaşmaz bir mihenk taşıdır. Bir Müslümanın İslami düşüncesinin sağlıklı olup olmadığını Kudüs’e İsrail’e bakış açısından anlayabilirsiniz. Kudüs’ün özgürlüğü davasını ideal edinmeyen bir Müslüman küresel güçlerin oyuncağıdır ve Kuran’ı anlamda bir İslam anlayışına sahip değildir. O öz Muhammedi İslam ve Amerikancı İslam ayrımız yaparken insanların Kudüs davasındaki duruşlarına bakıyordu.

O “Kudüs meselesi şahsi bir mesele değildir veya bir ülkeye ait bir meselede değildir. Hatta çağımızda yaşayan Müslümanlara ait bir meselede değildir. Kudüs geçmişte şimdi ki zamanda ve gelecekte yaşayan dünyanın tüm muvahhid ve mü’min insanların meselesidir” diyordu.

İmam bir konuşmasında İran halkının Şah’a kıyam etmesinin bir nedeni de Şah’ın İsrail’i desteklemesidir der. Şah işgalci İsrail’in en önemli müttefiki idi. Şah döneminde İsrail’in petrol ihtiyacının çoğu İran’dan karşılanıyordu. Zalim Şah İsrail sadece göstermelik olarak kınıyor ama işgalci İsrail ile her türlü ticari ilişkiye giriyordu.

1979 İslam devriminden sonra Piri Aşk İsrail’in gayrı meşru bir devlet olduğunu ve İran İslam Cumhuriyeti’nin İsrail devlet olarak tanımadığını ilan etti. Devrimden sonra İsrail elçiliği kapatılarak Filistinlere verildi.

Daha sonra Ramazan ayının son cumasını Dünya Kudüs günü olarak ilan eden İmam Humeyni bir konuşmasında:

“Ben uzun yıllar boyunca gasıp İsrail tehlikesini Müslümanlara hatırlatıp durdum. Ben bütün Müslüman devletler ve dünya Müslümanlarından bu gasıp ve destekleyicilerinin ağzının payını verme amacıyla birleşmelerini istiyorum. Keza bütün dünya Müslümanlarına; Filistin halkı için kader belirleyici olabilecek olan ve Kadir günlerinden de sayılan mübarek Ramazan ayının son Cuma gününü “Kudüs Günü” olarak seçip bu günü Müslüman Filistin halkının kanuni haklarını destekleme konusunda dünya Müslümanlarının milletlerarası dayanışma günü olarak belli program ve merasimlerle geçirmeyi öneriyorum. Allah Teâlâ'dan Müslümanları küfür ehline galip kılmasını dilerim.” Diyordu.

Piri Aşk, Dünya Kudüs gününü ilan ederek, Kudüs’ün özgürlüğünü Müslümanlar için bir hedef olarak ortaya koydu. O bu tavrı ile Kudüs’ün özgürlüğü meselesinin sürekli olarak Müslümanların gündeminde kalmasını istiyordu. Bu düşüncelerle İran’da bir Kudüs ordusu kurulmasını istedi. Ve Devrim sonrasında İran Dünya’ya Kudüs’ün özgürlüğünü hedefleyen resmi bir ordu kurduklarını ilan etti.

İmam Kudüs’ün özgürlüğü için Müslümanların vahdetinin çok önemli olduğunu söylüyordu. O “Eğer Müslümanlar bir araya gelse ve her biri bir kova su dökse İsrail’i sel götürürdü. Halbuki şimdi Müslümanlar İsrail karşısında alçalmış vaziyetteler. Halbuki şaşılacak olan şu ki Müslümanlar tek ve kesin doğru, çözüm yolu olan birlik ve beraberliğe yönelmiyorlar.” Diyordu.

İmam bir başka konuşmasında ise vahdetin Kudüs’ün özgürlüğünün önemini vurgularken “İnşallah bir gün bütün Müslümanlar yekdiğeriyle kardeş olacak ve bütün İslam ülkelerindeki hastalıklı kökler kazınıp temizlenecek ve İsrail -adlı- bu hastalıklı kök; Mescid'ul Aksa ve İslami ülkemizden sökülüp atılacak ve hep birlikte Kudüs'e gidip orada vahdet namazı kılacağız inşallah.” Diyordu.

İmam Humeyni’ye göre işgalci İsrail ile siyasi ve ticari ilişkiye girmek haramdı. Müslümanların İsrail mallarını kullanmaktan sakınması gerekiyordu.

O “İsrail’e yardım etmek haram olup İslam yasalarına ters düşmektedir. İsrail ile siyasi ve ticari ilişkiye girmek haramdır ve İslam yasalarına ters düşmektedir. Müslümanlar İsrail mallarını kullanmaktan sakınmalıdırlar” diyordu. İmam Humeyni’ye göre İslam ülkeleri İsrail’e yardım eden ülkelere bile petrol satmamalılar.

İmam Humeyni İslam ülkelerine, dünya Müslümanlarına seslenerek “Sizler birleşerek böyle bir fesat kaynağını ortadan kaldırmalısınız. Eğer sizler onu ortadan kaldırmazsanız bilin ki o bir kanserdir. Golan’la yetinmeyecek bilakis diğer yerlere de bulaşacaktır. Onlar İsrail’in bütün ırklardan üstün olduğuna Fırat’tan Nil nehrine kadar bütün yerlerin İsrail’e ait olduğuna ve oralara sahip olmaları gerektiğine inanmaktadırlar” diyerek, tıpkı Rahmetli Erbakan hoca gibi İsrail’in sadece güçten anladığını ifade ediyordu.

İmam’a göre işgalci İsrail’le müzakere ve görüşmelerle bir mücadele yürütülemez. İki devletli çözüm arayışları boşa uğraşlardır ve gerçekçi değildir. İşgalci İsrail sadece güçten anlar ve İsrail ile mücadelede direnişten başka seçenek yoktur. Onun için İslam ülkeleri işgalci İsrail ile tüm diplomatik ve ticari ilişkileri sonlandırmalı ve direniş örgütlerine her türlü yardımı yapmalıdır.

Sonuç olarak İmam Humeyni’ye göre; Kudüs kurtarılmalı ve işgalci İsrail Filistin topraklarından kovulmalıdır. Ve İsrail yok olana kadar denizden nehire bütün Filistin kurtulana kadar mücadele etmek her Müslümanın görevidir…

Bu yazı 'Özgün İrade' dergisinin Ocak sayısında yayınlanmıştır...


 

DİĞER YAZILARI Filistin Direnişi ve Aksa Tufanı... 01-01-1970 03:00 ‘Kayıp Direniş’ Kitabı ve Direnişi Tanımak… 01-01-1970 03:00 14 Mayıs Seçimleri Üzerine… 01-01-1970 03:00 Oruç Tutmak İhram Giymek, Ramazan Kuran Ahlakını Kuşanmaktır... 01-01-1970 03:00 13 Recepte Kâbe’de Doğdu Onun Adı Ali… 01-01-1970 03:00 Hz. Fatıma'ya Mektup..... 01-01-1970 03:00 Adalet ve Merhamet Timsali Peygamberimizin Örnek Kişiliği… 01-01-1970 03:00 Muhammed Emin Yıldırım Hoca Ve Muaviye Sevgisi... 01-01-1970 03:00 Adalet Liyakat ve İktidar... 01-01-1970 03:00 İslam ve İslamcılık Üzerine… 01-01-1970 03:00 Kötülüğe İyilikle Karşılık Vermek ve Hatalara Karşı Af Edici Olmak... 01-01-1970 03:00 Hz. Ali: Adalet İçin Hilafet  01-01-1970 03:00 Adaleti Somutlaştırmak, Somutlaşmış Adalet İmam Ali’dir… 01-01-1970 03:00 ‘Baba’ Aşk, Ahlak, Direniş, Sevgi Ve Fedakarlık Dizisi… 01-01-1970 03:00 Ali Şeriati Üzerine… 01-01-1970 03:00 Okullar Açılmaz Yine İşyerleri Kapatılırsa Üçüncü Aşıyı Yaptırmayacağım… 01-01-1970 03:00 Saadet Partisi Cumhur İttifakında mı yoksa millet ittifakında mı yer almalı? 01-01-1970 03:00 Babalar Günü Üzerine… 01-01-1970 03:00 20 Soruya 20 Cevap… 01-01-1970 03:00 Dünyadan Ahirete, Anneme Mektup… 01-01-1970 03:00 İslam’ın Özgürlük Anlayışı ve Adem-Şeytan Kıssası… 01-01-1970 03:00 Allah'ın İstediği Gibi Müslüman Olmak... 01-01-1970 03:00 Yemen’den Yükselen Feryad, Bu Feryadı Duyun… 01-01-1970 03:00 İslamofobi Ve İslam’a Saldırılar… 01-01-1970 03:00 Yusuf’un İmtihanı Züleyha… 01-01-1970 03:00 Konuşan Kuran Hz. Ali Kitabını Niye Yazdım? 01-01-1970 03:00 Müslüman Ahlak İlişkisi ve Riya, İhlas Arasına Sıkışan Amellerimiz .. 01-01-1970 03:00 Filistin’e Sadece Türkiye mi Sahip Çıkıyor? 01-01-1970 03:00 Amerika’ya Karşı Olmak, Küresel Adalet Mücadelesi Vermektir… 01-01-1970 03:00 Adalet İçin Mücadele Örneği: Hılfu’l-Fudûl… 01-01-1970 03:00 41. Yılında İran İslam Devrimi: Başarıları Ve Başarısızlıkları? 01-01-1970 03:00 Cemaatten PY'ya, PY'dan Terör Örgütüne FETÖ, FETÖ Mücadelesinde Yapılan Adaletsizlikler 01-01-1970 03:00 Takva Adalet Sahibi Olmak, Adalet Mücadelesi Vermektir.. 01-01-1970 03:00 Nijerya İslami Hareketi ve Şeyh İbrahim Zakzaki… 01-01-1970 03:00 Şehitlerin Mesajı: Tevhid- Adalet- Vahdet- Özgürlük- Kudüs 01-01-1970 03:00 31 Mart seçimlerinin düşündürdükleri… 01-01-1970 03:00 İmam Humeyni Düşüncesinde ve İslam Devrimi'nin 40 Yıllık Sürecinde İslami Vahdet 01-01-1970 03:00 Günümüzün Kerbela’sı Yemen’in Serencamı ve Ümmetin Duyarsızlığı… 01-01-1970 03:00 Hz. Osman’ın Kanı Üzerinden, Hz. Ali’den İstenen Adalet mi, Yoksa Adaletsizlik mi? 01-01-1970 03:00 Ak Parti ve 24 Haziran Seçimleri... 01-01-1970 03:00 ‘Türkiye- ABD İlişkilerinin Psikolojisi’ Kitabı ve Büyük Şeytan Amerika’yı Tanımak… 01-01-1970 03:00 Erzincan İzlenimleri Erzincan Candır…. 01-01-1970 03:00 Bize de Ali’nin yalnızlığı düştü… 01-01-1970 03:00 Üstad Bediüzzaman’ı ve Risale-i Nur’ları Doğru Anlamak… 01-01-1970 03:00 Kudüs İçin ne Yapmak gerekiyor, Kudüs eylemleri Müslümanların gazını mı alıyor? 01-01-1970 03:00 Yalnız Devrimciler Ali ve Ebuzer 01-01-1970 03:00 Ümmetin Dirilişi ve Direnişi Kudüs’ten Geçer… 01-01-1970 03:00 Kurban Yaklaşırken, İbrahim’in İmtihanına Hazır Mıyız? 01-01-1970 03:00 Hz. Ali Örnekliğinde: Tevhid, Adalet ve Vahdet 01-01-1970 03:00 15 Temmuz Darbe Girişiminin Düşündürdükleri… 01-01-1970 03:00 İktidarın Dayanılmaz Cazibesi ve İslamcılardaki Değişim.. 01-01-1970 03:00 İyi olmak kolaydır zor olan adil olmaktır…. 01-01-1970 03:00 Devletin Dini adalettir, dinin devleti de özgürlüktür... 01-01-1970 03:00 Emperyalizm ve Sömürgecilik Karşısında İnsanlığa Umut Olmak… 01-01-1970 03:00 İmam Ali ve Nefsini Tanımak… 01-01-1970 03:00 Şubat Ayı Şahadet Ayıdır; Şahadet Kudüs’tür…. 01-01-1970 03:00 İnsanı Tanımak mı Zor Yoksa Anlamak mı? 01-01-1970 03:00 Aşk Yolculuğu Kerbela... 01-01-1970 03:00 Kuran’da Sevgi ve Aşk.. 01-01-1970 03:00 Ali’nin Adaleti, Muaviye’nin Maslahatçılığı… 01-01-1970 03:00 Medeniyet ve Modernizm Üzerine ….. 01-01-1970 03:00 İmamı Azam Ebu Hanife’nin Siyasi Mücadelesi... 01-01-1970 03:00 İmamı Azam Ebu Hanife… 01-01-1970 03:00 Müslümanların Kardeşliği ve Vahdet 01-01-1970 03:00 Çağdaş Medrese; İslami Değerler Akademisi… 01-01-1970 03:00 İslami Mücadelede Metot 01-01-1970 03:00 Ebul Fazl Abbas; Kerbela’nın Yiğit Savaşçısı 01-01-1970 03:00 Mustafa İslamoğlu hoca ve Uydurulmuş din-İndirilmiş din söylemi… 01-01-1970 03:00 Ak saçlı bilge: Atasoy Müftüoğlu 01-01-1970 03:00 İran Gezi Notları 01-01-1970 03:00 Miraç, Namaz ve Kudüs 01-01-1970 03:00 Aşka ve Sevgiye Dair 01-01-1970 03:00 Kuran'da Müslüman 01-01-1970 03:00 Fıtratın İlahi Yanı; Kamil İnsan Olmak 01-01-1970 03:00 Hz. Zeynep; Babasının Süsü…. 01-01-1970 03:00 Kerbela ve Kuran 01-01-1970 03:00 Kurbanda İbrahim’ce Bir Duruş… 01-01-1970 03:00 Kudüs, İslahiye Ve İstanbul 01-01-1970 03:00 Kuran Rehberliğinde Huriyi Doğru Anlamak 01-01-1970 03:00 Kudüs Sevdamız Aşkımız Hayalimiz Bizim. 01-01-1970 03:00 Bireysellik Ve Bencillik 01-01-1970 03:00 Hayat Sigortamı Annemi Kaybettim 01-01-1970 03:00 Dostluk Üzerine 01-01-1970 03:00 Nisa Suresi Tevhid Adalet ve Kadın 01-01-1970 03:00 Dünya Sevgisi ya da Dünyevileşme 01-01-1970 03:00 Kadınlardan Yönetici Olur mu? 01-01-1970 03:00 Annem.... 01-01-1970 03:00 Müslümanların Suriye İmtihanı 01-01-1970 03:00 Hz. Fatıma Timsali Bir Anne ve Onun Çocuk Eğitimi 01-01-1970 03:00 Bebeğini Özleyen Anne 01-01-1970 03:00