Çin’de başlayıp neredeyse bütün dünyanın hepsini esir alan tarihler öncesinde veba ve kolera hastalıkların farklı bir versiyonu olan Kovit- 19 denen virüs maalesef biz insanları esir almış durumda.
Bizlerin bu musibetten ders alması isabetli kararlar alması sağ duyulu olması gerekiyor. Ülkemizde Korana virüsün başlamasıyla insanlarımızın maalesef fırsatçılık yapmaları ve bu fırsatçılığa sebep veren panik atakta ki insanların marketlere saldırması haberlerini hepimiz izledik.
Sumağın virüse faydalı olduğunun yayıldığı saatlerde fiyatının yüzde yüz, yüzde elli artması hepimizin malumu. Kolonya ve maske fiyatlarının artması bunu yapan insanların sınıfta kaldıklarının etik davranmadıklarının göstermesidir.
Ücretsiz kolonya ve maske dağıtan insanları ayrı tutuyoruz… Yaşlılara saygı duyulması desturunu kenara bırakıp alay durumun ciddiyetinden uzak bir şekilde alay konusu edildiklerini gördük. Tüm olumsuz örneklerin yanı sıra güzel şeylere de şahit oluyoruz. Ev ortamının canlandığı aile bağlarının kuvvetlendiği zamanlardan geçiyoruz. Komşuluklarımız canlandı. Büyük acılara vesile olmuş ve olacak bu salgın köreltilen merhamet duygularını açığa çıkardı. Daha güzel şeylere de vesile olacağına canı gönülden inanan insanlardanım.
Korana virüsün biyolojik saldırı olmakla beraber altından ileride farklı şeylerin çıkacağı kanaatindeyim. İnşallah bu tuzak başlarına geçer. Allah’tan gelmiş ise bizlere de sabır da ile çaresini aramak düşer.
Dünyanın değişik yerlerinde inanca sığınanların çoğaldığını görüyoruz. Ülkemizde dinli dinsizler lale devri, Tanzimat ve ittihat terakkiden beri aldıkları o zehirli fikirleriyle bu musibetlere rağmen algı yapmaya devam ediyor. İmamlarımızın laborant olmadığını bir şeye yaramaz olduklarını söylüyorlar. Yatan yüz binlerce öğretmen ve profesörden bahsetmiyorlar. Virüs tartışmalarının dahi siyasetten arındırılamadığını görüyoruz.
Önümüzde ki birkaç ayın sıkıntılı geçeceği görülüyor. Ülkemizde sigortasız çalışan yüzbinler var özellikle hizmet sektöründe. Bunların çoğu sosyal haklardan mahrum. Şimdiden başlayan sıkıntılarına şahit oluyoruz kardeşlerimizin. Kısa bir süre sonra Ramazan ayına gireceğiz. Zenginler iş adamları sanat camiası millet vekilleri taşın altına ellerini koyup fedakarlık yapmaları gerekiyor. Sokak sokak ev ev dolaşıp bir nebzede olsa insanların ihtiyaçlarına merhem olmaları gerekiyor.
Biz karın kararınca Kudüs Gönüllüleri olarak bir yardım kampanyası başladık. “Şimdi iyilik zamanı” dedik.
ardımları ihtiyacı olan insanlara ulaştırmaya çalışıyoruz. Bunu gücümüzün yettiğince yapacağız. Bu sürecin sonunda birbirimize karşı merhametli imanlarımız tazelenmiş günlenmiş bir şekilde ayağa kalkacağız. Hapsolduğumuz evlerimizi terk edip daha güzel günler için çalışacağız.
Mescidi Aksa’nın esaretinden bahsederken canımızı malımızı feda edip özgürlüğü için savaşacağımızı söylerken şuan Mescidi Haram ve tüm dünyada ki şubelerinin kapalı olmasının hüznünü yaşıyoruz. Yeryüzünü bizlere mescit kıldığını bildiğimiz gibi evlerimizin de mescit kıldığını biliyoruz. Biz evlerimizde Allah’la baş başa kaldığımız zaman daha ihlaslı olarak dualar ederek af dileyeceğiz. Bu musibetin yok olması için, Müslümanların başına bela olan Siyonizm virüsünün de yok olmasını dua edeceğiz.