Kesintisiz Çoklu Okumalar

Cevdet Işık

17-07-2021 16:24

İnsan açısından hayatı izah edecek tanımlar arasına “okuma”yı da dâhil edebiliriz. Çünkü insan hayatı akıl, irade ve tercihle birlikte devam etmektedir. Okumayı ıstılahi manada ele aldığımız zaman, okumanın da akıl, irade ve tercihle direkt veya endirekt olarak bir ilişkisinin olduğu fark edilecektir. Yani hayat eşittir okuma dense yanlış olmayacaktır.

İnsan, hayatını sürdürürken en yararlı olan neyse ona göre hayatını sürdürmek ister. Bunun için gerekli koşullar neyse, o koşullar üzerinde düşünür ve araştırmalar yapar. İnsan düşünürken aklını, harekete geçerken iradesini kullanarak tercihte bulunur. Bu işlem, hayatın bütünü için kesintisiz olarak devam eder. Hayatın bütünü için yapılan bu eylemlilik durumunu okuma olarak niteliyoruz. İnsanın yaşadığı hayatta yapıp ettiklerini bilinçli olarak yaptığı bu okumalara kesintisiz çoklu okumalar diyoruz.

İnsan düşünen bir varlık olduğu için, yaşadığı hayatın da öznesi olmaktadır. Eğer insan yaşadığı hayatın öznesi değilse, o zaman yaşadığını sandığı hayat da kendisinin hayatı olmaz. Burada esas olan yapıp ettiklerinin kendi tercihlerinin bir sonucu olmasıdır. Bunun için de öncelikle bilgi ve bilinç sahibi olmalıdır. Bilgi olmazsa bilinç de olmaz.

Bilginin bilmeyi, bilmenin de eylemi oluşturan dominant karakterini muhafaza etmek çok önemlidir. Ne demek istiyorum? Şunu: İnsan, sahte olmayan yani hakiki bilgi sahibi olduğu zaman, o bilginin gösterdiği istikamete de sahip olmalıdır. Aksi takdirde insan kendisiyle çelişir ve bir çürüme sürecine girer. Öz itibariyle bütün sahtelikler yoldan çıkarıcı yanılsamaları bünyesinde bulundurur. Öyle ise öncelikle doğru bilgi sahibi olmak demek koruyucu bir kalkana sahip olmak demektir. Bunun için de sorgulayıcı bir akla sahip olmak büyük bir öneme sahip olmaktadır.

Hızla gelip geçen zaman içinde yapılıp edilenlerin sorgusunu, insanın okuması olarak vasıflandırıyoruz. Bu manada akıl ve irade sahibi her insan, okuma imkânına sahip olmaktadır. Bu imkânın kullanılıp kullanılmaması veya doğru kullanılıp kullanılmaması gibi sonuçlar insanın sahip olduğu duyarlılıkla ilgili bir durumdur. Duyarlılığı oluşturanın ise bilmeyle oluşan bilinç olduğunu söyleyebiliriz. İnsan ne kadar çok fark etmişse o kadar çok bilinçlenmiş olacaktır.

Hayatın izahını okumayla eşdeğer olarak gördüğümüze göre, bir bakıma her insan da kendi hayatının aynı zamanda yazarı olmaktadır. Yani insan okumak suretiyle hayatı yaşar, yaşamak suretiyle de hayatın kitabını yazar. Bu okuma, yaşama ve yazma süreci, insanın farkı fark etme kıvamına gelmesiyle başlayan bir süreçtir. Bu süreçle birlikte insanın tercih şeklinde yapmış olduğu takdirler, girilen/düşülen yol anlamına gelmektedir. Bu yol, insanın son nefesini verdiği ölümle birlikte sona eren bir yoldur. Böylece her insanın ölümle sonuçlanan ömrü, yazmış olduğu kitabı olur.

Her insan kendi hayat kitabını yazarken/yaşarken dayanmak ve atıfta bulunmak zorunda olduğu referanslar olacaktır. İnsan, referanslara göre yol alır. Müslümanların temel referansını Kur’an oluşturmaktadır. Kur’an, hakikati işaret eden niteliksel ilkeleri kabul etmeyi olmazsa olmaz olarak izah eder. Bunların en önemlisini tevhid ilkesi oluşturur. Bu ilkeden başka insan için her zaman dayanak niteliğindeki; cennet ve cehennem gibi ölüm sonrası varoluşları haber veren ilkeler gelir. Söz konusu ilkelerle insan, gelecek ile ilgili zihinsel soruların verdiği ruhsal sıkıntılardan kurtulur. Böylece fiziksel ve ruhsal bir güven iklimine de kavuşmuş olur.

Kur’an, insanın yaptıklarının tümünden sorumlu olacağını haber vermekle kalmaz, aynı zamanda hem bireysel ve hem de toplumsal olarak doğru ve yanlış davranışları da dile getirir. Bunların en başına ise adaleti yerleştirir. Dolayısıyla her Müslüman, hayat kitabını yazarken neye dikkat edeceğini bilerek yazacak ve okumalarını da ona göre yapacaktır.

Her insan yaptığı okumaların, yani hayatını sürdürürken yapıp ettiklerinin bir başarı mı yoksa bir başarısızlık mı olduğunu Hesap Günü’nde görecektir. O gün yaptıklarından dolayı ödüllendirilecek kimseler gerçekten övünmeyi de hak eden kimseler olacaktır. İşte bu övünmenin karşılığı olacak gerçek bir başarı hikâyesi için, kesintisiz çoklu okumalar yapılmalıdır. Bununla şunu kastediyoruz: Başta Kur’an olmak üzere sadece kitap okumaları değil, aynı zamanda tabiat, insan, toplum, tarih ve kâinat da okunmalıdır. Tanıklık yapılan veya yapılmayan her ne varsa her şeyin varoluşsal hikmetine yönelik okumalar yapılmalıdır. Ancak bu şekilde insanın ayakları yara basabilecektir. İnsanın ayakları yere basınca, insan nerde olduğunu bilecektir. Nerde olduğunu bilen insan ise nereye gittiğini bilme imkânına kavuşacaktır. Nereye gittiğini bilen insan, yol kazalarından emin olmak için azami dikkat gösterir.

Vesselam.

 

DİĞER YAZILARI Gazze Bir İşarettir 01-01-1970 03:00 Yanılsamaları Fark Etmek.. 01-01-1970 03:00 Olduğun Yer Bulunduğun Durum... 01-01-1970 03:00 Kanla Yazılan Manifesto: Gazze 01-01-1970 03:00 İnsani Bir Sorun ve Sorumluluk Olarak Filistin... 01-01-1970 03:00 Ben Öteki ve Ötekileştirme... 01-01-1970 03:00 Açık Vermek... 01-01-1970 03:00 İleri Toplumsal Tahayyül Ve Kuran.... 01-01-1970 03:00 Akılsız ve Düşüncesiz Umutlar... 01-01-1970 03:00 Deprem ve Ölüm.. 01-01-1970 03:00 Sistemsel Meşruiyet... 01-01-1970 03:00 Sistemin İçi Ve Dışı... 01-01-1970 03:00 Bir Umut Devrimi Yapmak 01-01-1970 03:00 Mezopotamya’da Hüzün: Engelleri Aşıp Da Geldim... 01-01-1970 03:00 Algısal Yanılgılar 01-01-1970 03:00 Yakınlaşmanın Doğası Üzerine-1 01-01-1970 03:00 İnsan Bir Yolcudur.... 01-01-1970 03:00 Adalet Düşüncesinin İnşası 01-01-1970 03:00 Gerçekliğe Düşen Cemre: Oruç 01-01-1970 03:00 Bir Yolcu Gelir Gibi... 01-01-1970 03:00 Dumdum Kurşunu 01-01-1970 03:00 Tarih Felsefesinin Gerekliliği 01-01-1970 03:00 Konuşan Kuran Hz. Ali.... 01-01-1970 03:00 Mikro Milliyetçilikler 01-01-1970 03:00 Sezai Karakoç Tanıklığım.. 01-01-1970 03:00 Milliyetçi Tasavvurları Aşmak-2- 01-01-1970 03:00 Milliyetçi Tasavvurları Aşmak-1 01-01-1970 03:00 İtibar Üzerine... 01-01-1970 03:00 İktidar Tiryakiliği 01-01-1970 03:00 Hayatsız Gündem Gündemsiz Hayat.. 01-01-1970 03:00 Kudüs Gerçekliğini Doğru Okumak... 01-01-1970 03:00 Nadide Zamanlar 01-01-1970 03:00 Yaşamsal Bir Unsur Olarak “Müphemlik” 01-01-1970 03:00 Bir Sorunsal Olarak Gündem 01-01-1970 03:00 Sorumluluğun Zirvesinde Bir Mü’min: Mehmet Akif.. 01-01-1970 03:00 Öznelliğin İktidarı-2 01-01-1970 03:00 Öznelliğin İktidarı-1 01-01-1970 03:00 Zamanın Ayarını Kaçırmak 01-01-1970 03:00 Öznel Özerklik-3 01-01-1970 03:00 Öznel Özerklik-2 01-01-1970 03:00 Öznel Özerklik-1 01-01-1970 03:00 Hayat Ve Hicret 01-01-1970 03:00 Yanıltıcı Varoluşsal Katılık... 01-01-1970 03:00 Kur’an Ahlakının Gerekliliği 01-01-1970 03:00 Hüzünle Giden Ramazan.. 01-01-1970 03:00 İnsanı Tanımak 01-01-1970 03:00 Müslümanların Kafes Hayatı 01-01-1970 03:00 Şuradan Şuraya 01-01-1970 03:00 Post Truth Dünyada Müslüman Kalmak 01-01-1970 03:00 Adaletin Ayağa Kalkması 01-01-1970 03:00 Yaraların Kabuk Bağlaması... 01-01-1970 03:00 Bir Nitelik Olarak Adaleti Ayakta Tutmak.. 01-01-1970 03:00 Sanal Resepsiyon.. 01-01-1970 03:00 Can Alıcı Ve Can Yakıcı Kısım 01-01-1970 03:00 İçerik Bakımından Adalet Çarkı 01-01-1970 03:00 Adl Üzere Bir Hayat 01-01-1970 03:00 Adaletin Kuşatıcılığı 01-01-1970 03:00 Aklın Hakikatinden Uzaklaşmak 01-01-1970 03:00 Cenneti Arayan Adam 01-01-1970 03:00 Felsefik Bir Nazarla Seçim Olgusu 01-01-1970 03:00 Kilitli Labirent: Üstünlük Çıkmazı 01-01-1970 03:00