Kadınlardan Yönetici Olur mu?
Kadınların yöneticiliği konusu İslam fıkhı açısından tartışmalı bir konudur. Kimi Hanifi fakihlerine göre kadınların mali konularda hakimlik yapması caizdir. Çünkü günlük muamelelerde onun şahitliği geçerlidir. Ancak had ve kısas cezasını gerektiren davalarda kadın hakim görev yapamaz. Çoğunluk fakihlere göre ise hakimlikte ve devlet başkanlığında erkek olmak şarttır. Dolayısı ile kadın devlet başkanlığı yapamaz. Fakihleri bu düşünceye ulaştıran Buhari’nin rivayet ettiği şu hadistir. “İşlerini bir kadına bırakan bir topluluk asla iflah olmaz” aynı hadis bazı rivayetlerde şöyle geçmektedir. “Kendilerine bir kadını devlet başkanı yapan bir topluluk asla felah bulmaz”
İslam fıkıh ansiklopedisi yazarı Vehbi ez Zuheyli Taberi’nin “Kadının her konuda hakimlik yapması caizdir. Çünkü kadının müftü olması caiz olunca hakimlik yapması da caiz olması gerekir.” Dediğini nakleder. (1)
Diyanet işleri başkanlığının din işleri yüksek kurulu bu konuda şöyle der; “İslam`ın öngördüğü temel prensip ve hükümlere, genel ahlak kurallarına uyulmak kaydıyla, kadın ve erkek herkes, çalışma, ticaret yapma ve iş hayatına katılma hakkına sahiptir. Gerekli fıtri donanıma haiz, liyakatli kadınların her türlü yönetimde görev almasında dini açıdan bir sakınca bulunmamaktadır.”
Süleyman Ateş Buhari’deki hadisin Hz. Aişe’nin Cemel ashabına önderlik yapmasını eleştirmek için uydurulduğunu söyler.(2) Bazı hadis alimleri ise Buhari’nin rivayet ettiği bir hadise uydurma diyemediklerinden söz konusu hadisin geneli değil özel kimi durumları anlattığını söylerler. Söz konusu uydurma hadisin Cemel ashabı ile bir ilgisi var mıdır? Bilmiyorum. Buhari’nin Şii raviler konusundaki hassasiyeti bilindiği için bu hadisin Şiiler tarafından uydurulma ihtimali biraz zayıf gibi gözüküyor. Esasen kadınlarla ilgili başka uydurma hadisleri de rivayet ettiği için Buhari’nin böyle bir hadis rivayet etmesine şaşırmamak gerekiyor.
Kadınların yöneticiliği konusuna Kuran ne diyor diye Kuran’a baktığımızda, Kuran’da kadınların yöneticiliğini açıkça yasaklayan bir ayetin olmadığını görürüz. Rabbimiz “Allah size emanetleri ehline vermenizi ve insanlar arasında hükmettiğiniz zaman adaletle hüküm vermenizi emreder…”(Nisa- 58) buyuruyor. Yöneticilik konusunda Kuran’ın ortaya koyduğu temel ilke bu ayette belirtilmiştir. Cinsiyetine ırkına rengine bakmadan ehil, liyakatli insanları yönetici yapmaktır. Bu yöneticilerinde adaletle hüküm vermeleridir.
İnsanlık tarihi erkek egemen bir tarihtir. İnsanlık tarihi içerisinde kadınların yöneticilik yaptıkları dönemler erkeklere nispetle kıyaslanmayacak kadar az olmuştur. İnsanlık tarihinin zulümle dolu geçmişine baktığımızda erkeklerin yöneticilik noktasında, iyi örnekler ortaya koymadıklarını söylemek mümkündür.
Kur’an Hz. Davut, Hz. Süleyman, Hz. Yusuf gibi erkek iyi yönetici örneklerini anlattığı gibi, Firavun ve Nemrut gibi kötü yönetici örneklerini de anlatır. Kadın yönetici olarak Kuran’da anlatılan tek kişi saba kraliçesi Belkıs’tır.
Kur’an-ı Kerim ayetlerinde bahsi geçen Saba kraliçesinin, Hz. Süleyman’ın daveti ve onunla karşılaşması sırasındaki, sağlam karakteri ve dengeli davranışları ile halkı için iyi bir yönetici olduğu anlatılmaktadır. Neml suresindeki Saba kraliçesinin yöneticiliğini anlatan ayetler okunduğunda bu açıkça görülecektir.
“Ve devam etti: Onlara bir kadın hükümdarlık ediyor. Bu kadın, hemen hemen her şeye sahip, orada güçlü bir devlet kurmuş. Onun da halkının da, Allah`ı bırakıp güneşe tapındıklarını gördüm. Şeytan onlara yaptıklarını güzel gösterip, hepsini yoldan çıkarmış; bu yüzden doğru yolu bulamıyorlar. Şeytan bunu, sırf onlar, Allah`a secde etmesinler diye böyle yapıyor… göklerde ve yerde saklı olan her şeyi ortaya çıkaran; gizlediğinizi de açığa vurduğunuzu da bilen; Kendisinden başka tanrı olmayan, yüce hükümranlık tahtının Rabbi Allah`a secde etmesinler diye… " Süleyman, "Doğru mu söylüyorsun yoksa yalancının biri misin, göreceğiz!" dedi. "Al bu mektubumu onlara götür; sonra bir kenara çekilip onları kendi hallerine bırak ve bak bakalım, nasıl bir sonuca varacaklar."
Saba kraliçesi Süleyman`ın mektubunu alınca, etrafındakilere, "Beyler!" dedi, "Bana çok önemli bir mektup gönderilmiş! Mektup Süleyman`dan geliyor. Mektuba Rahman ve Rahim olan Allah`ın adıyla başlamış ve `Sakın bana karşı büyüklük taslamayın; Allah`a teslim olarak davetime icabet edin!` demiş. Beyler! Karşı karşıya kaldığım bu konu hakkında görüşünüz nedir? Siz görüşünüzü bana açıklamadan benim bir karara varmam mümkün değil."
Onlar, "Biz" dediler, "güçlü ve savaşçı kimseleriz; istersen onunla savaşırız. Ama yine de karar senin. Bak, düşün, sen ne karar verirsen biz onu uygularız."
Kraliçe dedi ki: Krallar bir ülkeye girdiler mi orayı tarumar ederler; oranın soylu ve onurlu insanlarını aşağılarlar; maalesef istilacılar hep böyle yaparlar. Bu yüzden ben, onlara hediyeler yollamayı ve elçilerin nasıl bir tepkiyle karşılaşacaklarını beklemeyi daha uygun buluyorum! (Neml 23-35)
Saba kraliçesi başlangıçta iyi niyetinin göstergesi olarak Hz. Süleyman’a hediye göndermiş ve sonuç itibariyle de Allah’ın Peygamberine teslim olmuştur. Bu davranış, hiç kuşku yok, mevcut şartlarda onun şahsiyetinin ve ölçülü kararının göstergesidir. Kur’an bir anlamda bu örneklikle kadınların yönetici olabileceğini onaylamış olmaktadır. Kaldı ki Kuran’da kadınların yönetici olamayacağını ifade eden tek bir ayet bile yoktur.
Peygamberimizin uygulamasında da kadınlara idarecilik görevinin verildiğini görüyoruz. Peygamberimizin yöneticiliğindeki Medine’de kadınlar, öğretmenlik, memurluk, doktorluk, hemşirelik, zabıta memurluğu gibi çeşitli özel ve kamu işlerinde çalışmışlardır. Nitekim Hz. Ömer, Medine pazarına Şifa b. Abdullah`ı denetim görevlisi olarak tayin etmiştir. Bu konuda, hemen bütün fakihler görüş birliği içindedirler.
Dolayısı ile Kuran’ın saba kraliçesi örneğini verdiği Neml suresindeki ayetlere ters düşen ve peygamberimizin uygulaması ile çelişen bir hadisten hareketle, insanlığın yarısını dışlayan bir hüküm çıkarmak vahiy dini İslam’a uygun olmasa gerektir. Bir hadis Kuran’la çelişiyorsa o hadisin sahihlik derecesini tartışmak daha doğru olur diye düşünüyorum. Yaşadığımız zaman diliminde batı toplumlarında kadın yöneticilerin ülkeleri güzel bir şekilde yönettiklerini görüyoruz. Dolayısı ile sorun yöneticinin kadın ve erkek olmasında değil işe ehil olup olmamasındadır.
Allah emanetlerin ehline verilmesi emretmekte ehil olanları cinsiyetine rengine ırkına göre ayırmamaktadır.
Kadınlar daha duygusaldır yöneticilik yapamazlar yargısı doğru bir hüküm olmaz. Esasen duygusallık yöneticilerde olması gereken bir vasıftır. Günümüz Türkiye’sinde bazı kadın yöneticilerin kaprisli olması iyi yöneticilik yapamamaları kadınlar yöneticilik yapmaz yargısına bizi ulaştırmamalıdır. Ülkemizde kimi şartlardan dolayı erdemli ve ahlaklı kadınlar daha yöneticilik makamlarına hiç gelmediler. Bazı erkeklerin kötü yönetici olmalarından dolayı erkeklerin yöneticilik yapmasını nasıl yasaklayamazsak, bazı kadınların kötü yöneticilik yapmasından dolayı da kadınların yöneticilik yapmasını yasaklayamayız.
İnsanlık tarihi toplumunu kötü yönteminden dolayı felakete sürükleyen bir kadın yöneticiyi kaydetmemiştir. Ama toplumunu felakete sürükleyen bir çok erkek yönetici saymak mümkündür. Kur’an örnekliğinde Ad ve Semud kavminin yöneticileri ve Firavun, yakın tarihimizde Hitler ve Saddam hemen aklımıza geliveren örneklerdir. Allah resulünün yalan söylemesi mümkün olmadığına göre bu uydurma hadisi tarihi gerçeklerde yalanlamaktadır.
Sonuç olarak Elbette bu yazdıklarımdan kadınlar mutlaka yöneticilik yapmalılar diye bir şey çıkartılamaz. Kadın öncelikle annedir. Bu annelik görevi kadını toplumdaki kimi görevlere talip olmaktan alıkoymaktadır. Bu durum kadının fedakarlığının bir ifadesidir. Evlerimize kadın eli değince nasıl evlerimize düzen ve intizam geliyorsa ehil kadın yöneticilerin elinin değdiği yerlere de bir güzellik gelecektir diye düşünüyorum. Sözün özü tarihi gerçeklerle örtüşmeyen Kuran’ın ayetleri ile çelişen bir hadisten hareketle, Emevi kültürünün etkisi ile verilmiş olan ve özünde kadını aşağılama içeren, kadınlar yöneticilik yapamaz hükmü, İslam’a uygun bir hüküm değildir. Şartları uygun olan Müslüman kadınlar ehil oldukları her işte yöneticilik hakimlik kadılık yapabilirler. Diyanet işleri başkanlığının fetvası da bu yöndedir vesselam.
1.(c.4 s. 483)
2.(S. Ateş kuran tefsiri S. 399-400)