Batıya Göç

Recai Yurdan

13-09-2021 22:06

İnsanlığın Batı’ya göçü tüm hızıyla devam ediyor.  İnsanlığın diyoruz çünkü mültecilerin coğrafyamızda Suriyeli göçmenlerin hatta Afganların göçünü hiçbir  olay durduramıyor. Ne Korona salgını ne denizlerin azgın dalgaları ne dondurucu çevre koşulları ne de batılıların aşağılayıcı  hakaretleri göçün/kaçışın önünü alamıyor.. 

Tarihin derinliklerine baktığımızda İslam medeniyetinin revaçta olduğu dönemlerde buna Osmanlı’da dahil olmak üzere Batı’dan Doğu’ya göç edilmiş olduğunu görebiliriz. Doğu’da var olan ilmi birikim, eserler araştırılmış,  ilmi kaynaklarından yararlanılmış hatta kimilerine göre Amerika’nın şu an ki yönetim modeli Osmanlının yönetim anlayışı incelenerek geliştirilmiştir. Tarihte sadece Türkiye coğrafyası hakkında seyyahların araştırmalarına söylemlerine bakıldığında bile, İslam toplumunun örnek ve model olarak zikredildiğini açıkça görürüz.
1500’lü yıllarda Endülüs’te Yahudiler  katledilirken Osmanlı Yahudilere kapısını açmıştı. Bir dönem Polonyalılara kapılarını açmış ve Polenezköy onlara hediye edilmiştir.

2. Dünya savaşında ise Ruslar, Almanlar bu ülkeye sığınmış burayı geçiş noktası olarak görmekle kalmayıp aynı zamanda mesken edinmişlerdir. Sadece gayrimüslimler değil özellikle Balkanlardan, Kafkaslardan gelenler burayı mesken edinmişler, Buraya kök salmışlardır.

Ne acıdır ki bu gün geldiğimiz durum tam tersine bir seyir içerisinde. Müslüman toplum, topraklarını terk edip Batı’ya göç ediyorsa bunun nedenini iyi düşünmeliyiz. Bunun sebeplerinden birinin de İslami değerlerin uygulanmadığı bu sebeple doğan eşitsizlik, adaletsiz gelir dağılımı, öz dilinde eğitim hakkı gibi birçok sebebi ifade edebiliriz.  
Sadece savaş ve iç karışıklık yoğunluğunu bulunduğu bölgelerde değil yukarıda ifade ettiğimiz gibi imkanların sınırlandırıldığı bölgelerden de kaçış söz konusu.

Bu durumla birlikte mazlum, mustazaf, ezilmiş halkların göç hareketleri meselesi daha kapsamlı değerlendirilmelidir. Sadece yoksul insanlarla sınırlandırılmayan bu toplumun göçebeleri arasında alimler, zengin Müslüman iş adamları da göze çarpmaktadır. Hatta biraz imkan sahibi olanlar Amerika’nın ve Avrupa’nın değişik yerlerini mesken edinmiş durumdalar. Son olarak Suriye meselesinden dolayı ise göç olayı daha trajik bir şekilde gözler önüne serilmiştir.

Suriye savaşının başlangıç dönemlerinde Türkiye’nin Suriye sınırının birkaç yerinde çadırlar kurmuş ve oradaki insanları vaatlerle buraya davet edilmişlerdi. Türkiye, kapıların sonuna kadar açık olduğunu beyan etmişti. Bu süre içerisinde dört milyon Suriyeli ülkemize sığınmış, bu geçiş kolaylığı sayesinde de  Türkistan Afganistan ve Afrika’dan akın akın insan grupları ülkemize gayri resmi yollardan giriş yapmış ve Meriç nehrinden, Ege sahillerinden Avrupa’ya geçmeye çalışmıştır ve halen de bu geçiş yolları tercih edilmekte ve ne yazıkki  çoğunlukla da can kaybıyla sonuçlanmaktadır..  

Van’da donarak hayatlarını kaybeden Afganların, Aylan bebek ve nicelerinin görüntüleri zihnimizde dipdiri duruyor. Yeni politik sebeplerden dolayı öncesinde çıkışlarını yasak edip kısmen izin verdiği sığınmacıların Avrupa’ya  göç etme yolunda ki engel kısmen kalkmış oldu.

Bu mültecilerin çoğu Suriyeli değil farklı ülkelerden insanlar. Bizler silkelenmeli tarihin derinliklerine fabrika ayarlarına Müslüman toplum olarak dönmeliyiz. Yine Doğu’dan Batı’ya göç değil; bizi ilham alan Batı’nın bize göç edecek duruma geldiği günler hayal değildir. Bu da ancak güçlü, dirayetli, üretken Müslüman toplumla olur. Ekonomisiyle değerleriyle yükselişte olan bir ülke olduğumuz zaman o günleri yeniden yaşayacağız.

Mülteci ve göçmen olmak gerçekten çok zor. Allah hiçbir topluma yaşatmasın. Maddi ve manevi her şeyi göze alarak bu insanlar yollara dökülüyor. Aşağılanmalarına üzerlerine gaz bombaları atılmasına rağmen eşleri ve çocuklarıyla hala sınırdan ayrılmayan binlerce insan varsa  baştan  aşağı kadar kendimizi sorgulamalıyız. Ülkelerini sömüren karıştıran Batı “gelme seninle ekmeğimi paylaşamam ” diyor. Sömürge politikası ile refah seviyesi üst seviyede olan Avrupa göçmenler olmadan huzurlu yaşamak istiyor. Soğuk denizlerden kıyıya vuran çocuk bedenleri görmezden geliniyor. Batı sömürdüğü halkların sayesinde yükseliyor.

Halklar ferasetsiz şekilde onları zelil ve mazlum bırakanlara koşmaya çalışıyor. Bize düşende bunun nedenleri üzerinde düşünüp bu soruna çözüm üretmek…

Huzur İslam’da diyoruz ancak Müslümanlar huzuru İslam yurtlarında değil de batıda arıyorsa ciddi bir sorun var demektir…

Vesselam…

DİĞER YAZILARI Gazze Savaşı Ekolü 01-01-1970 03:00 İşgal Rejiminin Dinamosu ve Boykot... 01-01-1970 03:00 Dünya Kudüs Gününü Anmak ve Anlamak... 01-01-1970 03:00 Şiarımız Adalet 01-01-1970 03:00 Enkaz Şehir Hatay’daki İzlenimlerim... 01-01-1970 03:00 Şeyh Said’in Kıyamı ve Şehadeti 01-01-1970 03:00 Ramazan Ayıyla Beraber Gelin Hep Beraber Marketleri Zincire Vuralım... 01-01-1970 03:00 Bu Bayram Fabrika Ayarlarına Dönelim.. 01-01-1970 03:00 Kıyam Rehberi Şeyh Said’in Şehadeti Mübarek Olsun... 01-01-1970 03:00 Kudüs Direnişine Selam Olsun..… 01-01-1970 03:00 Zaman İyilik Zamanı... 01-01-1970 03:00 Ramazan Ayı Geldi Pandemiden Dolayı İşsiz Kalan Yüzbinleri Unutmayalım.. 01-01-1970 03:00 Taksim Meydanına Cami Çok Yakıştı... 01-01-1970 03:00 Selam Olsun Kudüs Şehidi Serdara.. 01-01-1970 03:00 Kovid- 19 Zehirli Sarmaşık Gibi Sardı Etrafımızı 01-01-1970 03:00 Peygambere Ve Kuran’a Uzanan Eller Kırılsın Diller Kopsun.. 01-01-1970 03:00 Kurban Toplarken Kurban Olan Gençlerimizi Sokaklardan Kim Toplayacak? 01-01-1970 03:00 Kudüs Gönüllüleri, Yardım Kampanyası ve Dünya Kudüs Günü 01-01-1970 03:00 Korona ile Birlikte Ramazan-ı Şerife Giriyoruz... 01-01-1970 03:00 Korana Virüs ’ün Gelmesiyle Milletimizin Hal-i Pürmelali.. 01-01-1970 03:00 Yüzyıllar Önce Batı Doğuya Göç Ederken Günümüzde ki Durum Tam Tersi.. 01-01-1970 03:00 Dedemiz Ahmet Turan Kılıç’ın Akıbeti, Şeyh Ömer Abdurrahman Gibi Olmasın 01-01-1970 03:00 Işıklı Caddelerden Arka Sokaklara 01-01-1970 03:00 Hasta Ve Hasta Yakınları Yol Gözlüyor 01-01-1970 03:00 Evrensel Kerbela Erbain Yürüyüşünde Gördüklerim Ve Hissettiklerim... 01-01-1970 03:00 Cezaevlerinde Mazlum Kardeşlerimiz Var… 01-01-1970 03:00 Kadırga İslam Cumhuriyeti ve Şehit Selami Yurdan.. 01-01-1970 03:00 52. Bayramını Cezaevinde Geçiren Dedemiz Var.. 01-01-1970 03:00 Zekat Ve Fitrelerimizi Pay Ederken Asgari Ücretli İşçi Emekçileri’de Gözetelim 01-01-1970 03:00 Haçlıların Ayasofya’yı Kiliseye Çevirme Niyetleri ve Mescid-i Aksa Üzerindeki Siyonist Emeller.. 01-01-1970 03:00 Kürdistan’da Hawar’ların (imdatların) Arşı Alaya Yükseldiği Yer: Halepçe 01-01-1970 03:00 Kutsal Ekmeğin Bizi Çarpmasına Ramak Kaldı.. 01-01-1970 03:00 Metin Yüksel Yasin Börü Ve Şehadet Ayı 01-01-1970 03:00 Cezaevinden Mektup Var-3 01-01-1970 03:00 Miladi Yılbaşı, Mekke’nin Fethi Mi? İmam Zeynel Abidin Ve Noel Baba... 01-01-1970 03:00 Asgari Ücret İşçi Cinayetleri 01-01-1970 03:00 Komşunun Külüne Muhtaç İken Şimdilerde Yüzüne Hasretiz 01-01-1970 03:00 Doğudan Batıya Umut Yolculuğunun Adresi 01-01-1970 03:00 Cezaevinden Mektup Var -2- 01-01-1970 03:00 Marshall İle Başlayan ABD’nin Türkiye Aşkı 01-01-1970 03:00 Bayram Çocuklarla Güzel, 01-01-1970 03:00 Uyuşturucu Bataklığındaki Gencin Ablasından 'Biz On Yıldır Yaşamıyoruz Mektubu' 01-01-1970 03:00 Şeyh Said’i Anarken Ümmetçilikten Ulusalcılığa Geçiş Serüveni 01-01-1970 03:00 Zindanda Kırkıncı Bayram 01-01-1970 03:00 Ramazan Ayı Ve Kirkor Usta 01-01-1970 03:00 Kıraathane Kültüründen Cafe Kültürüne 01-01-1970 03:00 Rengarenk Lale Cümbüşünün Hatırlattıkları 01-01-1970 03:00 Cezaevinden Mektuplar Var 01-01-1970 03:00 28 Şubatı Unutmadık Unutmayacağız 01-01-1970 03:00 Ümmetin Şehitleri Ve Mirasları Üzerine 01-01-1970 03:00 İncirlik Üssü'ne İncir Ağacı Dikilmeli 01-01-1970 03:00 Kudüs Davamız Saman Alevi 01-01-1970 03:00 Yusufiler; Onlar Zindan Güllerimiz. 01-01-1970 03:00