14 Mayıs Seçimleri Üzerine…

Ramazan DEVECİ

23-05-2023 07:02

14 Mayıs 2023 tarihinde yüzde 88 katılımlı bir seçim yaşadık. Seçimde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan kullanılan oyların yüzde 49,5’ni almasına rağmen ilk turda seçilemedi. Rakibi Kemal Kılıçdaroğlu ise ancak yüzde 44,89 oy alabildi.

Seçimlerden önce yapılan seçim anketlerinin ezici çoğunluğu Kemal Kılıçdaroğlu’nu Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın enaz 2-3 puan önünde gösteriyorlardı. Bu seçimlerin ilk kaybedeni öncelikle anket şirketleri oldu.

14 Mayıs seçimlerinde Ak Partinin oyları 2018 seçimlerine göre 7 puan gerilemiş olsa da, yüzde 42’den yüzde 35’e düşmüş olsa da, Ak Parti hala birinci parti ve Cumhur İttifakı olarak 322 milletvekili alarak meclis çoğunluğunu elde etti.

2018 Haziran seçimlerinde Cumhurbaşkanlığı Seçimlerini yüzde 52,59 oyla birinci turda kazanan Cumhurbaşkanı Erdoğan 14 Mayıs seçimlerinde 49,5 oy aldı. Bu sonuçlara göre Cumhurbaşkanı Erdoğan en yakın rakibine 5 puan fark atsada 2018’e göre 3 puan oy kaybı yaşadı. Milletvekilliği seçimlerinde partisi 7 puan gerilerken Cumhurbaşkanı seçimlerinde Cumhurbaşkanı Erdoğan’da 3 puan gerilemiş oldu.

Bu gerilemeye rağmen esasen 21 yıllık iktidarın yıpranmışlığına ve bunca hayat pahalığına rağmen, adaletsizlik ve yolsuzluk tartışmalarına rağmen, hem Ak Partinin hem de Cumhurbaşkanın birinciliği almış olmasını kesin olarak bir seçim zaferi olarak görmek gerekiyor.

14 Mayıs seçimlerinin en belirleyici unsuru Milliyetçilik oldu. MHP ve İYİ Parti gibi kendilerini Milliyetçi parti olarak isimlendiren iki parti oyların yüzde 20’sini alırken, kendini muhafazakar demokrat olarak nitelendiren ve oyların yüzde 35’ini alan Ak Parti’de en az onlar kadar milli bir söylem kullandı.

Ak Parti’nin  21 yıllık iktidarın yıpranmışlığını, ekonomik sorunların yıkıcılığını, hayat pahalılığı eleştirilerini milli bir söylemle etkisizleştirdiğini, söylemek mümkün.

Ak Partini iktidarının seçim başarısının en büyük nedenlerinin, devlet imkanlarından halka çeşitli vesilelerle yaptığı sosyal yardımlar, emekli ve memur maaşlarına, asgari ücrete yaptığı zamlar, EYT, duble yol, hızlı tren gibi hizmetler, savunma sanayindeki yerli üretimdeki artış, yerli arabanın yapımı ve tüm bunların reklamın iyi yapılması olarak görmek mümkün. Diğer yandan muhalefetin ciddi alternatif bir söylem geliştirememesini, yapılan vaadlarının inandırıcı olmamasını ve özellikle de HDP çıkmazını belirtmekte gerekiyor.

Ak Parti 21 yılı bulan iktidarı sonucunda halkın değerleri ve inancı ile laik devleti barıştırmış, Ancak bu barışmadan laikliği eleştiren İslami hayat nizamını insanlığın kurtuluş reçetesi olarak sunan İslami düşünce değil laik devlet anlayışı daha kazançlı çıkmıştır.

Bu barışma sonrasında başörtüsü yasağı kalkmış, dindar kitle devlet tarafından bir tehlike olarak görülmekten kurtulmuş, Ayasofya ibadete açılmış, Kuran kursu ve İmam Hatip lisesi sayıları artmıştır. Ancak tüm bunlar ülkede İslamcılığın ve dindarlığın artmasını sağlamamış daha çok dindar kitlelerin devletçileşmesiyle, milliyetçileşmesiyle ve laikleşmesiyle sonuçlanmıştır.

İmam Ali “Devletin dini adalettir” der. Bir devleti Allah’ın rızasına uygun kılan değer adalettir. 21 yıllık iktidarın sonunda Ak Parti iktidarının en başarısız olduğu alanlardan biri toplumda ekonomik ve hukuki adaletin sağlanamamasıdır.

Ak Parti döneminde özellikle 2011 yılından sonra adalet tartışmaları artarak devam etmiştir. 21 yıldır iktidarda olan bir parti, 21 yılın sonunda ekonomik ve hukuki adaleti gerçekleştirecek bir sistem geliştirememişse, yolsuzlukları engelleyecek bir sistem oturtamamışsa, bu iktidar başarısız olmuş demektir.

İşin en acı yanı ise iktidar yanlısı İslamcıların tüm bu adaletsizlikleri sorgulamadan kılıf bulmaya çalışmalarıdır. Ak Parti yöneticilerinin dindar kimliğine, İslamcıların bu tavrı da eklenince toplumda dindar insanlara karşı güven azalmış, “dindar insanlar haksızlık yapmazlar, çalmazlar” sözü artık söylenmez olmuştur. 

Elbette Ak Parti iktidarı için, 21 yıl içerisinde yapılmış birçok güzel hizmet saya bilirsiniz. 2002 yılında 2500-3000 dolardan alınan milli gelirin önce 13000 dolara çıkıp sonra 9000 dolara gerilemesini ekonomik bir başarı hikayesi olarak görebilirsiniz. Bu değerlendirmeleri doğruda kabul edebilirim. Ancak benim için asıl ölçü dindar kimliği ile de ön plana çıkan bir iktidarın asıl başarı hikayesi yolsuzluklar ve adalet konusundaki yaptıklarında gizlidir. Yolsuzluk ve adalet konusunda başarı yoksa o iktidar başarısız demektir.

Ak saçlı bilge Atasoy Müftüoğlu "Aziz İslam’ı, yerli-milli-makyavelist bir muhafazakarlığa dönüştüren, Türklüğü ve kapitalizmi de içselleştirerek meşrulaştıran, tek vatan, tek bayrak, tek millet, tek devlet sloganlarını şiar edinen bir politik sürecin ve yaklaşımın “siyasal İslamcılık” olarak yorumlanması çok kirli ve çirkin bir yakıştırmadan ibarettir. Makyavelist muhafazakarlığı, “siyasal İslamcılık” olarak okumak, önyargılı-ideolojik bir okuma biçimidir." İfadelerini her fırsatta dile getirerek Ak Parti iktidarının siyasal İslamcı olarak nitelendirilmesine şiddetle karşı çıkar. 

Ak Parti kuruluşundan bu yana hiçbir dönemde kendini siyasal İslamcı olarak nitelendirmemesine rağmen, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Milli Görüş geçmişinden ve dindar kimliğinden dolayı siyasal İslamcı bir parti olarak görüle bilmektedir. Esasen Ak Parti’yi özellikle 15 Temmuz hain darbe girişiminden sonra geliştirdiği söylemle, milliyetçi bir parti olarak nitelendirmek daha doğru olacaktır.

Bu seçimde kullanılan söylemleri ve partilerin aldığı oylar üzerinden toplumu okursak, toplumumuzun giderek milliyetçileştiğini, kendini milliyetçi bir parti olarak nitelendirmeyen siyasal partilerinde milli bir söylem kullandıklarını görürüz.

Kendini Milliyetçi olarak nitelendiren partileri aldığı oy yüzde 25’e ulaşmış durumda. Bu sayıya Ak Parti’deki muhafazakar milliyetçiliği CHP’sindeki laik ve ulusalcı milliyetçiliği de eklersek toplumdaki milliyetçileşmeyi daha net bir şekilde görmüş oluruz.

Yusuf Yavuzyılmaz’ın tespiti ile ifade edersek Türkiye'nin en büyük sorunu Kemalist/ ulusalcı/ seküler milliyetçilik ile muhafazakar / ülkücü milliyetçiliğin etkin olduğu bir siyasal iklime sahip olmasıdır. Bu ideoloji ile demokrasi, hukuk devleti ve toplumsal barış alanında değişim yapmak ve reformlar gerçekleştirmek imkansız.Türkiye siyaseti uzun vadede milliyetçiliğin minimize edildiği bir siyasal anlayış ve ittifak geliştirmek zorundadır.

28 Mayıs’ta yapılacak ikinci tur seçimleri yüzde 99 ihtimalle Cumhurbaşkanı Erdoğan kazanmış olacak. Ata ittifakı Cumhurbaşkanı aday Sinan Oğan’ın Cumhurbaşkanı Erdoğan’a desteğini açıklamasından sonra toplumun ezici çoğunluğu böyle düşünmeye başlamıştır. Ancak Ak Parti’nin zaferini İslamcılığın zaferi gibi gören iktidara yakın İslamcı arkadaşların bu zaferin aziz İslam’a nasıl bir katkı sunduğunu yeniden düşünmeleri gerekiyor.

Çeyrek asrı, 25 yılı geçecek olan Ak Parti iktidarında daha adil ve daha ahlaklı, daha güvenilir bir toplum olabildik mi? Daha adil, daha ahlaklı, daha erdemli, daha güvenilir bir nesil yetiştirebildik mi? Aziz İslam’ın değerlerini şahsi ve toplum hayatımızda hakim kılabildik mi? Bugün bizim hayatımıza, toplum hayatımızda vahyin emrettiği ilahi değerler mi yön veriyor yoksa daha dünyevi ve daha seküler bir topluma mı yöneliyoruz. Bu soruların cevabı, Ak Parti iktidarının gerçek başarı hikayesinin cevabıdır.

Tüm bu değerlendirmelerimden Ak Parti başarısız o halde CHP’sini, Millet ittifakını, yada Kılıçdaroğlu’nu destekleyelim dediğim sonucunu çıkarmasın kimse.

Ekonomik ve hukuki adalet ve yolsuzluklar konusunda, Millet ittifakının da Cumhurbaşkanları adayları sayın Kılıçdaroğlu’nun da daha başarılı olacağına kesinlikle inanmıyorum.

Bizim toplumumuz kendine yapılmadığı müdetçe adalet ve yolsuzluk konusunu çok önemsemez. Ancak muhalefetin ekonomi konusunda dahi başarısına inanmadığı ve Milliyetçilik konusunda daha yetersiz gördüğü için Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı bunca yıpranmışlığına rağmen yüzde 49,5 oyla yine birinci yaptı. Büyük ihtimalle de ikinci turda yeniden Cumhurbaşkanı olarak seçecek….

Çünkü seçmenin çoğunluğu 21 yıllık yıpranmışlığına, hayat pahalılığına rağmen, yine de sorunları Erdoğan'ın çözeceğine inanıyor. Deprem bölgesinde insanlar devlet ancak ikinci, üçüncü gün yetişse de evlerimizi yaparsa yine Erdoğan yapar diyor.  Muhalefetin en büyük sorunu, bu güveni, sorunlara çözüm olacağı güvenini seçmene verememiş olmasıdır. Esasen muhalefetin içinde bulundukları sorunlarla yüzleşme cesaretleri yok. Muhalefet daha çok Erdoğan karşıtlığı üzerinden hareket etmeyi tercih ediyor. Ancak halka Erdoğan karşıtlığı yeterli gelmiyor, sorunlarına çözüm bulunacağına inanmak istiyor.

Türkiye’de seçmenin önemli bir kısmı takım tutar gibi parti tutuyor. Başarılı olsa da olmasa da kendi partisinden vazgeçmiyor. Bir kısmı da  oyunu birazda ehveni şerci  bir mantıkla bu aday diğerine göre daha az kötü, yada daha iyi diyerek oyunu kullanıyor. Oyumuzu hangi gerekçe ile kullanırsak kullanalım iyiliklerin destekçisi, adaletsizliklerin eleştiricisi olmamız gerekiyor.

Tercihlerimizde adalet hassasiyeti ne zaman belirleyici olursa işte o zaman daha erdemli daha İslami bir toplum olmuşuz demektir.

DİĞER YAZILARI Filistin Direnişi ve Aksa Tufanı... 01-01-1970 03:00 ‘Kayıp Direniş’ Kitabı ve Direnişi Tanımak… 01-01-1970 03:00 Oruç Tutmak İhram Giymek, Ramazan Kuran Ahlakını Kuşanmaktır... 01-01-1970 03:00 13 Recepte Kâbe’de Doğdu Onun Adı Ali… 01-01-1970 03:00 Hz. Fatıma'ya Mektup..... 01-01-1970 03:00 Adalet ve Merhamet Timsali Peygamberimizin Örnek Kişiliği… 01-01-1970 03:00 Muhammed Emin Yıldırım Hoca Ve Muaviye Sevgisi... 01-01-1970 03:00 Adalet Liyakat ve İktidar... 01-01-1970 03:00 İslam ve İslamcılık Üzerine… 01-01-1970 03:00 Kötülüğe İyilikle Karşılık Vermek ve Hatalara Karşı Af Edici Olmak... 01-01-1970 03:00 Hz. Ali: Adalet İçin Hilafet  01-01-1970 03:00 Adaleti Somutlaştırmak, Somutlaşmış Adalet İmam Ali’dir… 01-01-1970 03:00 ‘Baba’ Aşk, Ahlak, Direniş, Sevgi Ve Fedakarlık Dizisi… 01-01-1970 03:00 Ali Şeriati Üzerine… 01-01-1970 03:00 Okullar Açılmaz Yine İşyerleri Kapatılırsa Üçüncü Aşıyı Yaptırmayacağım… 01-01-1970 03:00 Saadet Partisi Cumhur İttifakında mı yoksa millet ittifakında mı yer almalı? 01-01-1970 03:00 Babalar Günü Üzerine… 01-01-1970 03:00 20 Soruya 20 Cevap… 01-01-1970 03:00 Dünyadan Ahirete, Anneme Mektup… 01-01-1970 03:00 İslam’ın Özgürlük Anlayışı ve Adem-Şeytan Kıssası… 01-01-1970 03:00 Allah'ın İstediği Gibi Müslüman Olmak... 01-01-1970 03:00 Yemen’den Yükselen Feryad, Bu Feryadı Duyun… 01-01-1970 03:00 İslamofobi Ve İslam’a Saldırılar… 01-01-1970 03:00 Yusuf’un İmtihanı Züleyha… 01-01-1970 03:00 Konuşan Kuran Hz. Ali Kitabını Niye Yazdım? 01-01-1970 03:00 Müslüman Ahlak İlişkisi ve Riya, İhlas Arasına Sıkışan Amellerimiz .. 01-01-1970 03:00 Filistin’e Sadece Türkiye mi Sahip Çıkıyor? 01-01-1970 03:00 Amerika’ya Karşı Olmak, Küresel Adalet Mücadelesi Vermektir… 01-01-1970 03:00 Adalet İçin Mücadele Örneği: Hılfu’l-Fudûl… 01-01-1970 03:00 41. Yılında İran İslam Devrimi: Başarıları Ve Başarısızlıkları? 01-01-1970 03:00 Cemaatten PY'ya, PY'dan Terör Örgütüne FETÖ, FETÖ Mücadelesinde Yapılan Adaletsizlikler 01-01-1970 03:00 Takva Adalet Sahibi Olmak, Adalet Mücadelesi Vermektir.. 01-01-1970 03:00 Nijerya İslami Hareketi ve Şeyh İbrahim Zakzaki… 01-01-1970 03:00 Şehitlerin Mesajı: Tevhid- Adalet- Vahdet- Özgürlük- Kudüs 01-01-1970 03:00 31 Mart seçimlerinin düşündürdükleri… 01-01-1970 03:00 İmam Humeyni Düşüncesinde ve İslam Devrimi'nin 40 Yıllık Sürecinde İslami Vahdet 01-01-1970 03:00 Günümüzün Kerbela’sı Yemen’in Serencamı ve Ümmetin Duyarsızlığı… 01-01-1970 03:00 Hz. Osman’ın Kanı Üzerinden, Hz. Ali’den İstenen Adalet mi, Yoksa Adaletsizlik mi? 01-01-1970 03:00 Ak Parti ve 24 Haziran Seçimleri... 01-01-1970 03:00 ‘Türkiye- ABD İlişkilerinin Psikolojisi’ Kitabı ve Büyük Şeytan Amerika’yı Tanımak… 01-01-1970 03:00 Erzincan İzlenimleri Erzincan Candır…. 01-01-1970 03:00 Bize de Ali’nin yalnızlığı düştü… 01-01-1970 03:00 Piri Aşk’ın, Davası Devrimden Özgür Kudüs’e… 01-01-1970 03:00 Üstad Bediüzzaman’ı ve Risale-i Nur’ları Doğru Anlamak… 01-01-1970 03:00 Kudüs İçin ne Yapmak gerekiyor, Kudüs eylemleri Müslümanların gazını mı alıyor? 01-01-1970 03:00 Yalnız Devrimciler Ali ve Ebuzer 01-01-1970 03:00 Ümmetin Dirilişi ve Direnişi Kudüs’ten Geçer… 01-01-1970 03:00 Kurban Yaklaşırken, İbrahim’in İmtihanına Hazır Mıyız? 01-01-1970 03:00 Hz. Ali Örnekliğinde: Tevhid, Adalet ve Vahdet 01-01-1970 03:00 15 Temmuz Darbe Girişiminin Düşündürdükleri… 01-01-1970 03:00 İktidarın Dayanılmaz Cazibesi ve İslamcılardaki Değişim.. 01-01-1970 03:00 İyi olmak kolaydır zor olan adil olmaktır…. 01-01-1970 03:00 Devletin Dini adalettir, dinin devleti de özgürlüktür... 01-01-1970 03:00 Emperyalizm ve Sömürgecilik Karşısında İnsanlığa Umut Olmak… 01-01-1970 03:00 İmam Ali ve Nefsini Tanımak… 01-01-1970 03:00 Şubat Ayı Şahadet Ayıdır; Şahadet Kudüs’tür…. 01-01-1970 03:00 İnsanı Tanımak mı Zor Yoksa Anlamak mı? 01-01-1970 03:00 Aşk Yolculuğu Kerbela... 01-01-1970 03:00 Kuran’da Sevgi ve Aşk.. 01-01-1970 03:00 Ali’nin Adaleti, Muaviye’nin Maslahatçılığı… 01-01-1970 03:00 Medeniyet ve Modernizm Üzerine ….. 01-01-1970 03:00 İmamı Azam Ebu Hanife’nin Siyasi Mücadelesi... 01-01-1970 03:00 İmamı Azam Ebu Hanife… 01-01-1970 03:00 Müslümanların Kardeşliği ve Vahdet 01-01-1970 03:00 Çağdaş Medrese; İslami Değerler Akademisi… 01-01-1970 03:00 İslami Mücadelede Metot 01-01-1970 03:00 Ebul Fazl Abbas; Kerbela’nın Yiğit Savaşçısı 01-01-1970 03:00 Mustafa İslamoğlu hoca ve Uydurulmuş din-İndirilmiş din söylemi… 01-01-1970 03:00 Ak saçlı bilge: Atasoy Müftüoğlu 01-01-1970 03:00 İran Gezi Notları 01-01-1970 03:00 Miraç, Namaz ve Kudüs 01-01-1970 03:00 Aşka ve Sevgiye Dair 01-01-1970 03:00 Kuran'da Müslüman 01-01-1970 03:00 Fıtratın İlahi Yanı; Kamil İnsan Olmak 01-01-1970 03:00 Hz. Zeynep; Babasının Süsü…. 01-01-1970 03:00 Kerbela ve Kuran 01-01-1970 03:00 Kurbanda İbrahim’ce Bir Duruş… 01-01-1970 03:00 Kudüs, İslahiye Ve İstanbul 01-01-1970 03:00 Kuran Rehberliğinde Huriyi Doğru Anlamak 01-01-1970 03:00 Kudüs Sevdamız Aşkımız Hayalimiz Bizim. 01-01-1970 03:00 Bireysellik Ve Bencillik 01-01-1970 03:00 Hayat Sigortamı Annemi Kaybettim 01-01-1970 03:00 Dostluk Üzerine 01-01-1970 03:00 Nisa Suresi Tevhid Adalet ve Kadın 01-01-1970 03:00 Dünya Sevgisi ya da Dünyevileşme 01-01-1970 03:00 Kadınlardan Yönetici Olur mu? 01-01-1970 03:00 Annem.... 01-01-1970 03:00 Müslümanların Suriye İmtihanı 01-01-1970 03:00 Hz. Fatıma Timsali Bir Anne ve Onun Çocuk Eğitimi 01-01-1970 03:00 Bebeğini Özleyen Anne 01-01-1970 03:00