Ülkemizde 2020’nin başında başlayan Kovid-19 virüsü ilk başlangıcında gerekli ciddiyetle karşılanmadı.
Bir kesim siyasi bir komplo olduğunu söylüyordu. Bilim adamları bunun bir biyolojik savaş ve insan nüfusunu azaltma projesi olduğunu ciddi bir şekilde söylüyorlardı. Yıl içerisinde katlanarak artan vakalar kaybedilen canlarla olayın vahameti kavranmaya başlanıldı.
Sosyal medyada olayların başında dolaştırılan videoları hatırlarsanız insanlar sokak ortasında düşüp ölüyorlardı. İnsanlarımız cenazeyi gömerken bile kürek almaya çekiniyorlardı. Cenazeler ceset torbasında defin ediliyordu. Sonraları yavaş yavaş bu korku gitmeye başladı ve insanlarımız rutin hayatına devam etti.
Böylelikle tüm tedbirler unutulmaya ve ihlal edilmeye başladı. Parti kongreleri, sivil toplum kuruluşlarının yapmış olduğu meydan ve salon etkinliklerine ara verilmedi. Makam sahibi kişilerin cenazeleri camiden kalkarken, garibanların cenazeleri gasilhane önünde ve mezarlıkta kılındı.
Lebalep dolu kongrelerin yapıldığı dönemde, donmuşa fazla yolcu aldığı için bir minibüs şoförüne ceza kesilmişti. Ayrıca gariban kağıt toplayıcısının, maske takmadığı için de ceza kesildiğine şahit olduk. Ama parti kongrelerine gidenlerin bu cezalardan muaf olduğunu görüyoruz. Bu zulümdür, adaletsizliktir. Zulüm abâd olmaz, adalette herkes için birdir.
Kongrelerde, cenaze törenlerinde pazarlarda marketlerde otobüs metro metrobüslerde bulaşmayan virüs ne hikmetse lokanta berber kafe gibi küçük esnaf dükkanlarında bulaşıyor. 80 kişilik bilim kurulunun esiri olduk. Faturalar kiralar ödenemiyor. 3 yıl önce muhalefetin teklifiyle emekliye bayram ikramiyesi seçim dönemine gelmişti. Üç yıl sonunda yüz tl artan bir ikramiye yerine tam verilen emekli maaşlarına ihtiyaç vardır.
Pandemi sürecinde en büyük zararı ilkokul öğrencileri gördü. Nedense bizde eğitimin bir önemi yok. Aldığımız ilk tedbirlerden biri okulları kapatmak oluyor. Özellikle ilkokulların kesinlikle açık tutulması gerekiyor. Bu süreçte eve hapsedilen ilkokul seviyesindeki çocuklar iyice ekran bağımlısı oldular. Bu durumun çocukların gelişimini olumsuz etkileyeceği açık.
Ülkemize aşıların gelmesiyle yeni bir kaos oluştu. Aşıların güvenilirliği tartışılırken aşılar yapılmaya başlandı. Bu süreçle beraber güzel günlere ulaşmayı umut ediyoruz.
Bu seneki Ramazan-ı Şerifimiz ve bayramımız daha mahzun ve garip geçiyor. Daha önceleri eski bayram ve ramazanlardan bahsederdik hasretini çekerdik. Ne yazık ki şuan biz iki yıl öncenin bayram ve ramazanının hasretini çekmeye başladık.
Tam kapanma süreci insanları daha da bireyselleşmeye sürüklüyor. Tam kapamayla beraber hizmet sektörünün aldığı yarayı başta tekstil sektörü ve diğerleri aldı. Bu olumsuzluklar yüzünden milyonlarca emekçi, küçük esnaf bayramını mahzun geçirdiği gibi yoksulluk içerisinde de geçireceğini şahit oluyoruz. Bu süreç büyük market zincirlerine yaradı, gelin bu döngüyü kıralım. Küçük esnaflarımızdan, mahalle bakkallarımızdan alışveriş yapalım ki, o insanlarımızda ayakta kalabilsin.
Bizler diyoruz ki zaman iyilik zamanıdır. Bu süreçte insanlarımız el ele vermeli, yoksul, mağdur ve muhtaçlarımıza bir vesileyle katkı sunmalı. Bizzat alanlarda olduğum için, kirasını, faturalarını ve gıdalarını karşılayamayan binlerce insana şahit oldum ve olmaya devam ediyorum.
Tabii bu yoksullukta güzelliklerinde görüyoruz. Toplumumuzda merhamet duygusunun yok olmadığını, garip gurabaya sahip çıkıldığını ve bu yardımların acı günümüz de daha da arttığı kanaatindeyim. Özellikle yardım kuruluşları bu dönemde dış ülkelere gönderilen yardımlardan ziyade, içe daha çok yoğunlaşmalarının daha faydalı olacağını düşünmekteyim.
Rabbim bir an önce bu musibeti yok etsin. Gelecek günlerimiz umutlu, sıhhatli olur inşallah. Bu bayramımız mahzun da geçse, inşallah ilerleyen zamanlarda kapımızın çalınacağı günlerimiz de gelecektir.
Hayırlı bayramlar diliyorum.