Milyonlarca çalışanı ilgilendiren asgari ücretin miktarının tartışıldığı şu günlerde işçi cinayetleri hızla devam diyor.
Asgari ücret tespit komisyonu toplantılarına devam ediyor şu günlerde. Bu yıl ilk kez asgari ücretle çalışan bir işçi toplantıya dahil edilerek dinlendi. Söylemleri hepimizin bildiği gerçeklerdi. Aldığı asgari ücretin cebine girmeden kira ve kredi borcunun taksitlerini ödeyebildiğini, faturaları ise kredi kartlarıyla ödediğini söyledi.
Biz biliyoruz ki milyonlarca insan bu durumda mücadele içerisinde. Toplantı öncesi masada çay simit vardı. Bu popülist bir yaklaşım. Orada ulaşım, kira, doğalgaz temel gıdalar konuşulmalıydı.
Yıllardan beri her yıl askeri ücret tespit komisyonu toplanıyor. Maalesef işçi kesimi çok yukardan, iş verende ücreti çok aşağıdan tutuyor. Birbirleriyle tabiri yerinde ise cambaz oyunu oynuyorlar. Artık bu bırakılmalı, müreffeh bir hayat yaşanması için acilen kararlar alınmalıdır.
Asgari ücret köle düzenidir. Bizim dinimizin önderi Hz. Muhammed “ işçinin ücretini alın teri kurumadan önce veriniz.” Ne yazık ki bu hadisi şerif bizler de söylemden öteye gitmiyor. Yeri geldiğinde mangalda kül bırakmıyoruz ama işçi ölümlerine rıza gösteriyoruz. İşçi taşeronluğu bunun cabası.
Son bir yılda bütün temel gıdadan, elektriğe, suya neredeyse %70 zam geldi. Asgari ücret bürüt 1.603 TL. Ortalama bir asgari ücret %70 yapılan zam üzerinden hesaplanırsa ortalama 2500 TL olmalı. Asgari ücretin geçim koşullarına uygun artması hem işçiler hem ülke için yararlıdır. Asgari ücret geçim ücreti olmalı ki ülkede adalet sağlansın. Hak ve hukuk olsun.
Önce insan öncelik adalet diyoruz. Bu sözde değil özde olmalı. Bu yıl Türkiye’de işçi kazalarından Kasım ayı itibariyle 1797 kişi işte çalışırken yaşamını yitirdi. Bu ortalamam günde 5 işçi demektir. 5 işçi de kaza geçirerek iş görmez raporu alıyor. Bu günde 10 işçi cinayeti demektir.
Gebze’de çöken bir viyadükte hayatını kaybeden işçi için “ iş kazasına uğradı” deniliyor. Bu kaza değil cinayettir. İş adamlarımızda bir ay 2000 ile geçinmeyi denemelerini isterim. O zaman işçiliğin ne demek olduğunu anlayacaklar. İşçi şu dönem de bir binadan daha kıymetsiz. Tarih öncesi firavunlar döneminde piramitler yapılıyordu. Binlerce işçi ölüyor ve değersiz olarak hiç sayılıyordu. Şu an modern bir çağda hava alanlarında, maden ocaklarında, viyadüklerde, kazan dairelerinde, inşaatlarda, değişik iş kollarında pervasızca iş güvenliği olmadan işe başlayan insanların sonucu her yıl binlerce insan cinayete kurban gidiyor. Ve hükümet yetkilileri son dönemlerde bu konulara yayın yasağı getiriyor. Nedir bu yasakların nedeni? Hatalarının izlerin görülmesini mi istemiyorlar?
Biz Avrupa’yı kendimize örnek gösteririz. Petrol bizden pahalı olduğu sürekli vurgulanıyor. 1 litre benzin 1.50 Euro iken askeri ücretli işçinin 1500 Euro olduğunu düşünürsek bu kıyasa göre asgari ücretin ülkemizde 5000 olması gerekiyor. Bu gündeme taşınmıyor. Gelin insanlık gereği bu ülkenin müreffeh hayat yaşaması için, güzel günler için, kardeşçe birlik ve beraberlik içerisinde huzurlu bir şekilde yaşamak istiyorsak önce insan ve adalet diyelim.