TEFSİR
Giriş Tarihi : 14-07-2023 07:45   Güncelleme : 27-07-2023 22:58

Tefsir Notları: Bakara Suresi -27- Ayetler: 131-135

Onlar bir ümmetti; gelip geçti. Onların kazandıkları kendilerinin, sizin kazandıklarınız sizindir. Siz, onların yaptıklarından sorumlu tutulmayacaksınız.

Tefsir Notları: Bakara Suresi -27- Ayetler: 131-135

131- Rabbi ona: "Teslim ol" deyince (o:) "Alemlerin Rabbine teslim oldum" demişti.

Metinde kullanılan Arapça kelime, "Müslüman ol" veya "İslâm'ı kabul et" (Allah'ın isteğine boyun eğ) anlamlarına gelen "eslim"dir. O halde müslüman, kendisini tamamen Allah'a teslim eden ve O'na itaat eden, Rab, Mâlik, Hâkim, Yönetici, Kanun koyucu ve Mâbud olarak yalnız Allah'ı kabul eden O'nun koyduğu hayat düzenini yaşayan kimsedir.

İslâm, bu inanç ve tutum üzerine kurulan bir dinî sistemdir. Farklı ülke ve milletlere gelen bütün peygamberlerin dini de buydu.

132- Bunu İbrahim, oğlullarına vasiyet etti, Yakup da: "Oğullarım, şüphesiz Allah sizlere bu dini seçti, siz de ancak Müslüman olarak can verin" (diye benzer vasiyette bulundu.)

İsrailoğulları doğrudan Hz. Yakub'un (a.s.) torunları olduğu için özellikle O'nun adı anılıyor.

Bu ayetlerin ilk muhatapları olan Medine topluluğunda ki Yahudiler Resulallah’a imanı reddederken şöyle bir gerekçe ileri sürüyorlardı.

Peygamberlik bizim soyumuzun hakkı. Çünkü Allah İsmail’e ve İshak’a söz verdi. Peygamberler onun içinde sırf İsrail oğullarına mensup olarak gelecek. Sırf Yahudilerden gelecek o nedenle biz sana inanmayız. Çünkü bizim soyumuzdan değilsin.

İşte bu gerekçelerini çürütmek için tıpkı Yakup’un duası gibi, İbrahim’in de duası ve vasiyeti vardı. O vasiyeti de Kur’an gündeme getiriyor. İşte bu isim, Yakup ismi onun için anti parantez olarak ayette yer alıyor.

Ne demişti İbrahim çocuklarına? Allah sizin için, Allah size en saf, en temiz inancı din olarak seçti. Şu halde ona teslim olmadan ölümün size gelip çatmasına izin vermeyin. Ölüm gelip çatmadan ona teslimiyetinizi ispat edin.

Arapça "din" kelimesi, İngilizce'deki "religion" kelimesinden daha geniş kapsamlı bir kelimedir. O hayatın tümünü kapsar, fert ve toplum hayatının hiçbir yönü onun sınırları dışında kalmaz.

133 Yoksa siz, Yakub'un ölüm anında, orada şahidler miydiniz? O, oğullarına: "Benden sonra kime ibadet edeceksiniz?" demişti de, onlar: "Senin ilahına ve babaların İbrahim, İsmail ve İshak'ın ilahı olan tek bir ilaha ibadet edeceğiz; bizler ona teslim olmuşuz." demişlerdi.

Kitab-ı Mukkaddes'te Hz. Yakub'un (a.s.) ölümüyle ilgili tüm ayrıntıların anlatılmasına rağmen, Onun bu son isteğine değinilmemektedir.

Talmud'da ise ayrıntılı bir şekilde ele alınmaktadır ve özü hemen hemen Kur'an'dakiyle aynıdır: "Yakub dünyadan ayrılacağı zaman oğullarını çağırdı ve onlara dedi ki: Rabbiniz olan Allah'a ibadet edin; O atalarınızı kurtardığı gibi, sizi de bütün zorluklardan kurtaracaktır.  Çocuklarınıza Allah'ı sevmeyi ve O'nun emirlerine uymayı öğretin; çünkü Allah âdil olanları ve her işinde doğru yolda yürüyeni korur..." Yakub'un oğulları cevap verdiler. "Babamız, bize emrettiklerinin hepsini yapacağız. Allah, bizim yardımcımız olsun."

Yakub şöyle dedi: "Eğer O'nun yolundan sağa ve sola sapmazsanız, Allah sizinle olacaktır."

Hz. Yakub (a.s.) Rodwell'de "Midr Rabbah"dan naklen aynı şeyi zikretmektedir: "Bir tek olan Kutsal Varlık hakkında kalbinizde hiç şüphe var mı?" Onlar şöyle dediler: "Ey İsrail babamız, dinle. Senin kalbinde şüphe bulunmadığı gibi bizimkinde de şüphe yoktur. Çünkü Rab, bizim Allah'ımızdır ve O tektir."

134- Onlar bir ümmetti; gelip geçti. Onların kazandıkları kendilerinin, sizin kazandıklarınız sizindir. Siz, onların yaptıklarından sorumlu tutulmayacaksınız.

Yani, "Siz onların torunları olmanıza rağmen, onlarla aranızda gerçek bir bağ yoktur. Onların yolundan saptıktan sonra, onlarla aranızda bir bağ olduğunu iddia etmeye hakkınız da yoktur. Alah size atalarınızın ne yaptığını değil, kendinizin ne yaptığını soracaktır.

Bizim "amel ve iş" dediğimiz şeyler, Kuran'a göre, bizim kazançlarımızdır. Çünkü her hareket, her iş, ya iyi ya da kötü bir sonuç doğurur.

Eğer yaptığımız iş iyi ise, Allah bizden razı olacak ve bize bunun karşılığı olan mükâfatı verecektir. Eğer yaptığımız iş kötü ise, Allah buna denk gelen cezayı bize verecektir. Kur'an sonuçlarının ciddiyetine dikkat çekmek için yapılan iş ve hareketleri kazanç olarak niteliyor.

135 Dediler ki: "Yahudi veya Hıristiyan olun ki hidayete eresiniz." De ki: "Hayır, (biz) Hanif (muvahhid) olan İbrahim'in dini (üzereyiz); o müşriklerden değildi."

Üstad Mevdudi Bu cevabın önemini kavrayabilmek için iki şey gözönünde bulundurulmalıdır diyor:

1) Yahudilik ve Hıristiyanlık, Hz. İbrahim'in (a.s.) ölümünden çok sonra ortaya çıkmıştır. Özel âyinleri, düzenlemeleri vs. ile birlikte Yahudilik, Hz. İsa'dan (a.s.) dört yüz yıl kadar önce doğmuş ve bu adı almıştır. Hıristiyanlık ise, Hz. İsa'nın (a.s.) göğe yükselmesinden çok sonra bu adı almış ve bu özel inanç ve şekle girmiştir. Bu nedenle doğru yolda olmak için Hıristiyan veya Yahudi olunması gerektiği iddiası tarihsel olarak uygulanamaz bir iddiadır. Çünkü bu durumda Hz. İbrahim (a.s.), Hz. İsa (a.s.) ve diğer bütün peygamberler, Hıristiyanlık ve Yahudiliğin ortaya çıkmasından önce yaşayan tüm iyi insanlar, sadece onların yaşadıkları dönemde bu dinler olmadığı için doğru yolda sayılmayacaklardır. Bu nedenle Yahudi ve Hıristiyanlar ne Peygamberlerin doğru yolda olmadığını, ne de onların Hıristiyan veya Yahudi olduklarını iddia edemezlerdi. Bunun aksine, onlara göre, gerçek hidayet, onları ayrı dinlere bölen belirli özellikler değil, Allah'ın bütün peygamberleri tarafından gösterilen ve tüm çağlardaki iyi insanların uyduğu evrensel bir yoldur.

 2) Bu cevap aynı zamanda şirk işleyen ve böylece ibadette, teslimiyette, saygıda ve itaatte Allah'a ortak koşmayan Hz. İbrahim'in (a.s.) yolundan sapan Yahudi ve Hıristiyanları uyarmayı amaçlıyor. Onlar bunu inkâr edemezler; çünkü, kendi ellerindeki kitaplar buna şahitlik etmektedir.

ZehraZehra

seyyidezehra@outlook.com