ANALİZ
Giriş Tarihi : 26-01-2024 21:10

Emin Güneş Yazdı: Şeyh Ahmet Yasin ve Suriye..

Emin Güneş Yazdı: Şeyh Ahmet Yasin ve Suriye..

Şehit Şeyh Ahmet Yasin bir röportajında;

Muhabir:

 _ Filistin direniş gurupları ve Hizbullah’a verdiği desteği geri çekmesi için Suriye yönetimine yapılan baskılar ve ağır yaptırımlar var. Sizce bu baskılar sonuç verirse Suriye ve Lübnan’da bulunan yönetim kadronuz nereye gidecek? Bunun HAMAS’a etkisi ne olur?

Şehit Şeyh Ahmet Yasin:

_ Suriye bugüne kadar bu baskılara dayandı ve boyun eğmedi, baskıları reddetti. Bahsettiğiniz yaptırımlar ise hepsi eskiden beri var, yeni değil. Ancak bizler hiçbir Arap devletinin Amerika ve İsrail’in çıkarları için, ne olursa olsun Filistin Direnişinin aleyhine olan kararlarına boyun eğmesini kabul etmiyoruz. Kabul etmiyoruz çünkü Arapları bu savaşta her ne şekilde olursa olsun yanımızda olmaya çağırıyoruz.  

Muhabir:

_ Yani üstad; Siz Suriye’nin Amerika’nın bu baskılarına boyun eğmesini beklemiyorsunuz.

Şehit Şeyh Ahmet Yasin:

_Bugüne kadar Suriye’nin baskılara boyun eğdiğini, iradesinin kırıldığını görmedik. Suriye’nin bu baskılara karşı güçlü ve başı dik durmasını istiyoruz. Çünkü bu baskılara teslim olmanın anlamı yenilgidir. 

Demek ki neymiş! Asıl mesele diktatör devirmek falan değilmiş! Mesele mazlum Suriye halkını korumak olsaydı mazlum Filistin halkını korumak için çok daha fazla ülkenin bir araya gelmesi gerekmez miydi?! Şimdi çok daha iyi anlıyoruz ki seksen küsur ülkeden oluşan “Suriye dostları” adlı koalisyon ve emrindeki vahşi çetelerin amacı Suriye’nin Amerika’ya boyun eğmeyen çelik iradesini kırmaktı. Ama Allah’ın yardımı İslam İnkılabının desteği ile başaramadılar. Amerika, Irak’ta yenildiği gibi Suriye’de ve Yemen’de de yenildi, müttefikleri ile beraber rezil oldu.  

Şehit Şeyh Ahmet Yasin’in “Arapları bu savaşta her ne şekilde olursa olsun yanımızda olmaya çağırıyoruz.” İfadesi bir türlü karşılık bulmadı. Tam aksine bütün Arap devletleri Amerika ve İsrail’in yanında yer aldılar. Amerika’nın müttefiki diğer Müslüman ülkelerle birlikte halen İsrail’e lojistik destek sağlıyorlar.

5 yıl önce Arapça bir paylaşımımda "Allah'a hamd olsun ki, Lübnan'da işgalci İsrail'e, Suriye'de teröristlere ve Yemen'de Husilere verdiği destekle mücrim Suudi Arabistan'a karşı direnen İran var" ifadelerini kullanmıştım.(1) Bunun üzerine NATO Müslümanlarının sosyal medya linçine maruz kalmıştım. Umarım şimdi yaptıklarından utanmışlardır. Ama utanacak yüzü olmayanlar hala direnişe hatta Ensarullah’a saldırmaya devam ediyorlar.

Benim İran İslam Cumhuriyetine yaptığım tebrik, teşekkür ve övgünün çok daha fazlasını Hamasın askeri ve siyasi kanadına mensup liderlerinin tamamı yaptılar. Bana kinini kusanlar onlarla poz verme yarışına girdiler. Şehit Kasım Süleymaniye “Şehit” dediğim için bana höykürenler O’na “Şehidül Kudüs” diyen İsmail Haniye ile tokalaşırken, kucaklaşırken poz vermek için takla atıyorlar. Ne kadar iğrenç, ne kadar mide bulandırıcı bir yüzsüzlük değil mi?!

Yine azgın zalimler karşısında mazlumlara kendilerini siper etmekle ümmetin ve insanlığın haysiyetini koruyan Husi Ensarullaha karşı Cihad çağrısında bulunan (z)Âlimleri de hatırlayalım. Şimdi Hamas lehine dünya halklarında oluşan rüzgârdan pay almak ve Müslüman kitlelerin teveccühünü kaybetmemek adına güya Filistin direnişinin yanında gibi görünüyorlar. Ama kin ve hasetlerinden Ensarullahın Amerikan savaş gemilerine saldırılarını tebrik dahi edemiyorlar. Hizbullah’ın 8 Ekimden itibaren İsrail’le girdiği savaşta verdikleri şehitlere kör numarası yapıyorlar. Utanmasalar İsrail’in Suriye ve Irak’ta katlettiği direniş komutanları için bayram yapacaklar.

Bunlar hangi mezhepten derseniz derim ki bunlar Şii’si ile Sünni’si ile Selefi/Vehhabi’si ile birlikte “ZULÜM” mezhebindendirler. Zalimler için yaşasın cehennem.

İslamiAnaliz

ZehraZehra

seyyidezehra@outlook.com