Kimi zaman Ali’yi kim öldürdü? deriz; kimi zaman da Ne öldürdü? Eğer Ali’yi kim öldürdü dersek, tabii ki Abdurrahman ibn Mülcem öldürdü. Ve eğer Ali’yi ne öldürdü dersek, beyin donukluğu, taş kafalılık, bağnazlık ve fikrî durgunluk demeliyiz. Murtaza Mutahhari...
Hz. Ali(ra) ve Hz. Hüseyin’in(ra) şahadetleri konuşulduğu zaman konunun kapatılması, kurcalanmaması aksi takdirde fitnenin uyandırılacağı tehditleri havada uçuşuyor. Şöyle vahim bir çarpıtma ile saf zihinler iğfal ediliyor. Bu konuları öğrenmek, hadiselerden ders çıkarmak, Resulullahın ailesini yakından tanımak, Onların maruz kaldığı zulüm ve katliamları öğrenmek isteyenler “kan davası gütmek”le itham ediliyorlar. (Haşa) Müminler o kadar ahmak mı ki ibn-i Mülcem ve Yezit’ten intikam almanın peşine düşsünler. Onların intikamı kimden alınacak! Nesillerinden kim var! Yezid’in nesli tükenmedi mi?!
Müminler, Hz. Ali(ra) ve Hz. Hüseyin’i(ra) kimin öldürdüğünün değil NEYİN öldürdüğünün peşindeler ve öğrenmeye anlamaya çalışıyorlar. Zamanımızın Ali (ra) ve Hüseyin’lerini(ra) İbn-i Mülcem ve Yezit’lere karşı nasıl koruyacaklarını öğrenmeye çalışıyorlar. Tanımaya ve tanıtmaya çalıştıkları “Mülcemizm ve Yezidizm” zihniyetidir. Çünkü bu “beyin donukluğu, taş kafalılık, bağnazlık ve fikrî durgunluk” zihniyeti ümmetin azizlerinin kanını 21. Yüzyılda da dökmeye devam ediyor.
Tarih toplumların hafızasıdır. Müminler bu konuları araştırırken hafızalarını canlı tutmanın peşindedirler. Onlar ise arı duru hafızamızı bulandırıp silmek ve kendi virüslü yalan yanlış yazılımlarını yüklemenin derdindedirler. Tarihte yaşanan savaşları öğrenenler için kimse bu bilgiler kan gütme amaçlıdır diyebilir mi? Bu iddia tarih ilminin amacını saptırmak değil midir? Kur’an’ı Kerimin eski kavimlerden verdiği haberler “geçmişi kurcalamak” gibi hafife alınabilir mi?
Onlar da çok iyi biliyorlar ki, Mümin abesle iştigal etmez. 1400 kusur yıllık kan davası gütmek abesle iştigaldir. Burada sinsice kurulan tuzak Müminleri bilinçlenmekten uzaklaştırmak ve kendileri gibi taş kafalı bağnazlar yapmaktır. Hakikati perdeleyerek azizlerimizi ortadan kaldırıp tesis ettikleri zulüm ve saltanatlarını sürdürmektir.
Her zaman yaptıkları gibi resmi tarih anlatımı serbest, alternatif ve karşı okumalı tarih öğrenmek yasak! O günün zorba devletlerinin dizayn ettiği, yazıya döktüğü tarihi öğrenmek sevap ama farklı bilgileri öğrenmek haram, öyle mi?!
Tarihte en azizlerimiz zalim sultanlar tarafından acımasızca katledilmiş, saray uleması bu cinayetlere fetva vermiş, nedenlerini öğrenmek isteyenler fitneyi uyandırmakla itham edilerek susturulmuşlardır. Tıpkı zamanımızın Yezit’leri; Sisi, Muhammed Bin Selman, Muhammed bin Zayed, Hamad bin İsa Al Halife ve benzerlerinin katlettikleri gibi!
Kaç Hanefi, kaç Şafii İmamlarının maruz kaldığı zulüm ve işkenceleri sebepleri ile birlikte biliyor! Bu İmamların katilleri Hıristiyan, Yahudi veya putperestler miydi? Onları katledenler sözde halifeler değil miydi?! Sözde Resulullah’ın makamında sözde O’nun kılıcı ile O’nun evladı iyalini vahşice katletmişlerdi. Şimdi bunları öğrenmek araştırmak, öğrenmek O mazlumların izinden gitmek, bu günün zalimlerini deşifre edeceğinden fitne oluyor öyle mi?!
Merhum Yaşar Kaplan’ın mahkûmiyetine neden olan bir kitabı vardı: “ demokrasi risalesi”. Hatırladığım kadarı ile zindanda mafya babalarından iki kişi O’na “sende suçlu tipi yok, sen neden buradasın” deyince, “yazdığım bir kitaptan dolayı” der. Onlar önce inanmazlar ama kitabı okuduktan sonra “seni asmaları lazım, sana verilen ceza az bile” derler. Merhum, “niye ki! Ben ne suç işlemişim” deyince “sen kerizi uyandırma suçu işlemişsin” derler.
Evet! Şimdi kerizi uyandırmak isteyenler, fitneyi uyandırmakla suçlanıp susturulmaya çalışılıyor.
İslami Analiz
