ANALİZ
Giriş Tarihi : 17-05-2023 10:26   Güncelleme : 28-05-2023 15:20

Ali Bulaç Yazdı: Sakin bir 14 Mayıs seçim analizi..

Ali Bulaç Yazdı: Sakin bir 14 Mayıs seçim analizi..

14 mayıs’ta önemli bir seçim yaşadık, neticenin alınması ikinci tura kaldı. Elimden geldiğince objektif yani adil şahitlik yaparak mevcut durumu nasıl anladığımı anlatmaya çalışacağım.

Önce somut veriler ışığında genel tabloya göz gezdirelim:

A. Partiler açısından

1. Ak Parti yüzde 35,3’le 266 vekil alarak Meclis çoğunluğunu sağlamış oldu, bu rakamın içinde 4 vekil HüdaPar’a ait olunca gerişe 262 vekil kalıyor.

Ancak 2018 seçimlerinde oy oranı 21 milyon 338 bin ile yüzde 42,5 iken 14 Mays 2023’te yaklaşık iki milyon oy kaybıyla yüzde 35,3’e geriledi.

2. CHP yüzde 25,4 ile 168 vekil çıkardı. Ama
a. Deva: 15
b. SP: 10
c. Gelecek: 10
d. DP’ye: 3 vekil gittiğinde, CHP’nin elinde 138 vekil kalıyor.

3. Milliyetçi partiler genel anlamda her beş seçmenden 1’nin oyunu almış bulunmaktadırlar:
a. MHP: Yüzde 9,9
b. İYİ P: Yüzde 8,9
c. Ata İttifakı: Yüzde: 2, 4

4. Yeniden Refah akıllı bir strateji ile 1 milyon 514 bin oyla parlamentoya 5 vekil soktu

5. HDP ise önceki seçime göre yüzde 11,7’den, 8,8’e düştü

B. İttifaklar açısından
1. Cumhur ittifakı 25 milyon 899 bin oyla yüzde 49,2
2. Millet İttifakı 18 milyon 578 bin oyla yüzde 35, 3
3. Emek ve Özgürlük İttifakı 5 milyon 524 binle yüzde 10,5
4. Ata İttifakı 1 milyon 305 binle yüzde 2,4
5. Sosyalist Güç Birliği 154 bin 308 ile, yüzde 0, 2

C. Cumhurbaşkanı adayları açısından
1. R. Tayyip Erdoğan 26 milyon 085 binle yüzde %49.5
2. Kemal Kılıçdaroğlu 23 milyon 871 binle yüzde 45
3. Sinan Oğan 2 milyon 796 binle yüzde 5,2 oy aldı.

a. R. Tayyip Erdoğan 2018 seçimlerinde yüzde 52,5 alırken 14 Mayıs’ta yüzde 49,2’ye gerilemiştir

b. 2018 seçimlerinde CHP’nin adayı Muharrem İnce yüzde 30,6 almışken 14 Mayıs seçimlerinde Kemal Kılıçdaroğlu, bu oranı yüzde 45’e çıkarmış bulunmaktadır

c. Ata İttifakı, seçmenin yüzde 2,4’ünün oyunu almışken, Sinan Oğan 2 milyon 796 binle oyların yüzde 5,2’ni almıştır.

Soru şu: Atta ittifakının oyu 1 milyon 305 bin iken, fazladan Sinan Oğan 1 milyon 491 bin oyu hangi parti seçmeninden almıştır? MHP’den almadığı açık, MHP araştırma şirketlerini ters köşeye yatırarak yüzde 9,9 oy aldı. Bu durumda geriye tek seçenek kalıyor, o da İYİ Parti seçmeninin, Kemal Kılıçdaroğlu’na değil, Sinan Oğan’a oy vermiş olmasıdır.

D. Seçmenin yarısı neden hala Cumhur İttifakını tercih etti?
Cumhur ittifakına ekonomi, tek adam yönetimi, yolsuzluklar, skandal açıklamalar/videolar, mülteciler ve işinden olan KHK’lılar ile haksız yere hapis yatanların Erdoğan’a ve Cumhur İttifakına oy kaybettireceği düşünülüyordu. Oy kaybettirmedi.

Bunun sebepleri üzerinde ayrıca düşünmek lazım ki, -kısmet olursa ileride yazarım- bana göre konunun biri özelde Türkiye siyasetinin kendine özgü iç dinamikleri, diğeri genel olarak demokrasi teorisiyle ilgisi var. Bu iki konunun vuzuha kavuşturulması bugüne kadar yapılan ve gelecekte yapılacak seçimlerden daha önemlidir.

E. Millet İttifakının kaybının sebepleri

1. Yukarıda değinildiği üzer İYİ Parti’nin –en azından kahir ekseriyetiyle- Kemal Kılıçdaroğlu’nu değil, Sinan Oğan’ı tercih etmiş olması. Bir önceki Cumhurbaşkanlığı seçiminde de Meral Akşener, yüzde 25 alacağını umarak Abdullah Gül’ün aday olmasını engellemişti; ne var ki partisi barajın altında kaldığı gibi, kendisi de partisinin gerisine düşmüştü.

2. Deva, SP ve Gelecek Parti’nin üçü bir arada tek bir logo altında seçimlere girmemiş olması. Gelecek Partisi çok ısrarlı değildi ama Deva ile Saadet, illa da kendi logoları ile seçime girmekte ısrar edince, sonuçta anlaşma sağlanamadı –ne sana ne bana diye- CHP logosu altında seçime girmek zorunda kaldılar. Eğer Deva veya SP logosu altında seçime girselerdi –DP’nin de onlara katılması durumunda- 70-80 vekil çıkarmaları kuvvetle muhtemeldi, şimdi üç parti 35 vekille yetinmek zorunda kaldılar; bu da CHP’nin vekil sayısının 138’e düşmesine sebep oldu. Söz konusu yanlış strateji Yeniden Refah Partisi’nin işine yaradı; CHP’ye sureta dahi oy vermek istemeyen, eli gitmeyen seçmenin Fatih Erbakan’a kaçmasına yol açtı; buna bir miktar AK Parti’den hoşnut olmayan seçmeni de eklemek mümkün.

3. Tartışmasız Kılıçdaroğlu 14 Mayıs seçimlerinde önemli bir başarı kazanmış bulunuyor. Kendisine 23 milyon 871 bin kişinin oy vermesini sağladı, önceki seçime göre oy oranını yüzde 30,6’dan yüzde 45’e çıkardı.

a. 2014 seçimlerinde Ekmelettin İhsanoğlu 15 milyon 877 milyon oyla yüzde 38,4 almıştı. Ekmelettin İhsanoğlu sağ muhafazakar kanattan telakki ediliyordu. Aradan geçen 4 dört yıllık nüfus artışına rağmen, Muharrem İnceden 8 puan fazla oy almıştı; bu da bize gösteriyor ki, siyaset yelpazesinde solun tek başına cumhurbaşkanı çıkarması mümkün değil.

b. Bu seçimde de sağ muhafazakar bir aday üzerinde anlaşma sağlanabilseydi muhtemelen aradaki 5 puan kapanabilirdi.

4. R. Tayyip Erdoğan, 0,5 puanla ilk turda seçilemedi. Ancak bugüne kadar katıldığı bütün seçimleri kazandı. Hiç şüphesiz bu önemli bir rekor, görmezlikten gelinmesi mümkün olmayan bir başarıdır. Bugünden bakıldığında 28 Mayıs’ta ipi göğüslemeye Erdoğan daha yakın görünüyor.

a. Erdoğan’ın sağladığı başarı korku içinde yaşayan mülteciler ve onlara Ensar olmayı vecibe bilenler ile

b. Başta Mısır olmak üzere, şimdi Tunus’ta ve başka yerlerde ağır mağduriyetler yaşayan İslami muhalif gruplar arasında, genelde Arap ve İslam aleminde büyük sevinçle karşılandı.

F. 28 Mayıs’ta Erdoğan’ın kazanması durumunda yepyeni bir dönem başlayacak. Şöyle ki:

1. Erdoğan son kere Cumhurbaşkanı olacak, bu AK Parti’nin siyasette hangi lider, üslup ve vizyonla devam edeceği konusunu gündeme getirecek

2. Başta Kılıçdaroğlu olmak üzere Ali Babacan, Temel Karamollaoğlu, Ahmet Davutoğlu ve belki de Meral Akşener partilerinin başından ayrılmak durumunda kalacaklar. Bu da siyasetin nasıl şekilleneceği konusunu ilginç kılacaktır.

3. Türk milliyetçiliği totalde altın çağını yaşadığı iddia ediliyor. Buna şüphe ile bakmak lazım: MHP 9,9, İYİ Parti 8,8 ve ATA İttifakı 2,4’le yüzde 21,1 eder. Tek başına MHP 1999 seçimlerinde oyların yüzde 18’ini alarak Meclise 129 vekil sokmuştu. Milliyetçi siyasetin yaşadığı altın çağ, MHP’nin Cumhur, İYİ Parti’nin Millet İttifakı üzerinde etkin olmasından kaynaklanıyor.

4. Ve tabii ki oy oranı küçümsenemeyen Kürt milliyetçiliğinin (HDP) yelpazede nasıl bir rol oynayacağı veya hangi konumda siyasete devam edeceği konusu daha çok önem kazanacak.

G. 28 Mayıs’tan sonra yeni bir döneme giriyoruz. Yelpazede yer alan sağ, sol ve milliyetçi partiler nerede duruyor olursa olsunlar, bizim üzerinde odaklanmamız gereken İslami perspektiften

1. Yüzyıllık yaşadığımız tecrübenin etraflıca ve derinlemesine muhasebesi
2. İslamcı siyasetin Türkiye, bölge-İslam alemi ve dünyaya sunacağı bir vizyon ve programının ne olduğu hususları olmalıdır.
3. Yeryüzünün sulh ve salahı (İslam barışı) şahıslara, kuruluşlara, devletlere bağlı değildir. Hepsi gelir geçer. Şu ayet üzerinde düşünelim:

“Muhammed, yalnızca bir elçidir. Ondan önce nice elçiler gelip-geçmiştir. Şimdi o ölürse ya da öldürülürse, siz topuklarınız üzerinde gerisin geriye mi döneceksiniz? İki topuğu üzerinde gerisin geri dönen kimse, Allah’a kesinlikle zarar veremez. Allah, şükredenleri pek yakında ödüllendirecektir.” (3/Al-i İmran, 144.)

4. İslami gruplar nice zamandır şu veya bu partiye destek veriyorlar. Meşruiyet ve maslahat açısından birbirine aykırı olsa bile tercihler itikadi değil, içtihadi/fıkhidir. Bu açıdan kimseyi tekfir etmemeli, ihanetle suçlamamalı. Eğer vazgeçmediysek –kim 1850’den beri süren mücadele zeminini terk edip gitmişse peşine takılmayı, onunla uğraşmayı bir kenara bırakıp-, verili siyasi partilere verdiğimiz güncel desteklerin ötesine geçmeye çalışalım, yeni bir siyaset ve iktidar tasavvur ile meşru yeni bir örgütlenme modeli üzerinde yoğunlaşalım.

5. Bu mümkündür, zaruridir ve tek kurtarıcı seçenektir. Bu da gündelik düşünen, kolayca algı yönetimi altında tercih yapan halktan değil; alimlerden, sorumlu kanaat önderlerinden, fikir adamlarından beklenen bir görevdir.

Farklı Bakış

ZehraZehra

seyyidezehra@outlook.com