Rüzgar ve Göğün Yüzü

Mehmet Deveci

03-07-2020 11:37

Hırçın bir rüzgârın heybesine saklanıp esip gitme isteği elbette normal değil. Fakat ben ikindi vakitlerinin melankolik demlerinde bir yaprağın esip gidişine özenmeyip de ne yapayım… Bağırmak gibi bu. Keskin bir acının tenine değişi gibi. Dağ tepe aşıp uçsuz bucaksız deryalara kendini bırakmak gibi.

Her insanın kendine değil de başka yerlere kaçma isteği duyması nasıl da gizli bir palandır. Bastırılmış duygudur. Adı bu. Kaldıkça biriken ve artık altından kalkılamayacak ağrının içinden çıkıp gitmiş bir ruhun sesini düşün. Nasıl da bağırır. Rüyasında karabasanlara uğramış bir bedenin yürek olup kaçışı rahatlatır ya adamı, işte onun gibi benim bu iç içe gibi görünen düş yumağım.

Slov bir parça çalıyor radyoda. Ne dediğinin de bir önemi yok. Melodi ve ses nasıl da uyumlu içimle. İşte eyersiz bir küheylana binip yelesini rüzgârlara bırakmış o küheylanın üzerinden bulutlara sıçrayıp dağların üzerine sakin bir iniş yapmak istiyorum. Bunu anlatamasam da bu.

Kırık dökük evlerin pencere kenarındaki kiremit renkli saksılarında iki güne bir sulanmış tazecik umutlar vardı. Sabahın seherinde denk gelmiş bu görüntüye ve ıssız bir melodiyle tatmıştım yudum yudum. Hiç bitmesin diye çok bakamamıştım. Bitmişti yine de. Kıyamadıklarımızın kıydığı bir maziden bahsederken tam da bu görüntüye yakalanmak tuhaf mı? Bakışlarımı onda bırakıp kurumuş yaprak misali buralara kadar geldim. İyi ki rüzgârlar var. Yoksa insan kendi başına çekip gidemez bir yerlere. Alıp götüren ağrılar gibi rüzgârlar. Seni senden alıp götürüyor ve kuytu bir kenara bırakıyor kuşluk vakti. Tenhalığın ıssızlığı var ya. Oraya işte. Gürültüsü durmuş dünyanın uyanmasına daha var ve sen uyanıksın. Bu ne müthiş bir şey!

Kırılmış ve yorulmuş dünya. Sen uyanık ve ağrılısın içinde.  Radyo, slov falan demiştim ya. İşte insan bazı zamanlar o kadar yufkalaşıyor ki. Elini uzatanın elinde kalacak. O kadar yani. Tam olarak anlatamasam da bu.

Eskide kaldıkça eskiyor insanın içi. Yeni filizlere denk geldikçe canı yeniden başlamak istiyor her şeye.

Göğün yüzü ne güzel. Baktıkça bakası geliyor içimin. Tıpkı bir mushafın sayfası gibi. Sonra güneş geliyor ve papatyadan taçlar yapıyor dünyanın saçlarına. Ben yine elimi alın kıvrımlarıma dayıyor ve gözümü alan her şeyden saklanıp göğün mavi boşluğuna bakıyorum içimden ‘ne güzel’ diye geçirirken. Yutkundum.

Göğe diyorum ki sessizce yine, ben seni gelmeyişine bakıp da bekledim…

 

DİĞER YAZILARI Hiçbir Şey Anlatmayan Şiirler... 01-01-1970 03:00 Ey Benim Hevesim... 01-01-1970 03:00 Derviş İle Çınar Yaprakları... 01-01-1970 03:00 Ben Hz. İbrahim ve Musa... 01-01-1970 03:00 Vatan Sevgisi... 01-01-1970 03:00 Beni unuturken inşallah de 01-01-1970 03:00 Oğuz Atay Söylüyor; Ey Şehadet, Bana Küsülü Müsün? 01-01-1970 03:00 Çok Sevmiştik Be! 01-01-1970 03:00 Sus da Leyla’m Duymasınlar 01-01-1970 03:00 Boğazlı Kazak 01-01-1970 03:00 Her Kitap Yeni Bir Başlangıçtır 01-01-1970 03:00 Biz Kazanacağız 01-01-1970 03:00 Cemaatin Yöntemi 01-01-1970 03:00 Darbe mi Tiyatro mu? 01-01-1970 03:00 Diyanetin Yetimleri Fahri Kur'an Kursu Öğreticleri 01-01-1970 03:00 Sevgili Ramazan 01-01-1970 03:00 Bu Tweet de Benden Olsun 01-01-1970 03:00 Türkücü 01-01-1970 03:00 Özlemek Güzel 01-01-1970 03:00 Sevdiğine Yenilmek 01-01-1970 03:00 Aytaç Baran 01-01-1970 03:00 Neyin Var? 01-01-1970 03:00 Sevgili Yalnızlığım 01-01-1970 03:00 Limon Ağacı 01-01-1970 03:00 Yasin Börü 01-01-1970 03:00 Ortalama Tipler 01-01-1970 03:00 Melike 01-01-1970 03:00 Gazze'm Ağrıyor 01-01-1970 03:00 Anne Bak.... 01-01-1970 03:00 Platonik Bir Aşk Değildir Dostluk 01-01-1970 03:00 Osman Abi 01-01-1970 03:00 Bir sabah uyandığında tüm kapılar kapanmıştı... 01-01-1970 03:00 Duanın Buluşturduğu Yürekler 01-01-1970 03:00 İkna Edilemeyen Kardeşlik 01-01-1970 03:00 Hayatın İçinden Kareler 01-01-1970 03:00 Esed, Bomba, Ekmek, Çocuk 01-01-1970 03:00 Müsait Bir Yerde Susacak Var! 01-01-1970 03:00 Mayası Bozuklardan Eyleme 01-01-1970 03:00 Yeryüzüne İnmiş Melekler 01-01-1970 03:00 Ne Yapmalı 01-01-1970 03:00