Öteki

Muhammed Acar

09-01-2020 08:05

Neredeyse herkesin kendinden öte gördüğü birileri var artık. Kendi gibi düşünmeyene hakaret eden, kendi yolunda yürümeyenin yoluna çıkan, onlarla arasına büyük duvarlar ören birileri var.

İnsanlar olarak bizi birbirimize bağlayan birçok bağ var. Bunlardan en büyük olanı, hepimizin varlıkların en şereflisi olarak, yani insan olarak yaratılmış olmamızdır.

Bunun üzerine bir de din bağı ile birbirimize bağlanıyoruz. Aynı Allah’a, aynı peygambere, aynı ilahi buyruğa inanmış insanlar olarak, birbirimize olan yakınlığımızın daha da ziyadeleşmesi gerekiyor.

Bu klişe cümlelere yer vermemin sebebi, bunların tam aksinin yapılıyor olmasıdır. İnsanı insana bağlayan bağlar giderek zayıflıyor. İnsan, insanın canını yakmak için pusu da bekliyor. İnsan, insanı karalamaktan haz duyuyor. Yetmiyor, bir de bunları din kisvesi altında, bir şekilde İslam’la bağdaştırarak yapıyor.

Geçtiğimiz hafta, Amerika tarafından Irak’ın başkenti Bağdat’ta bir suikast sonucu şehit edilen İranlı General Kasım Süleymani’nin şehadetinin ardından sosyal medyada kimi kesimlerce yazılıp çizilenlere baktığımda, bu endişelerimin haklılığını bir kez daha gördüm.

Gözle görülür, elle tutulur hiçbir delile dayanmadan, sadece iddiadan ibaret söylemlerle, hem de vefat etmiş bir insanın ardından pervasızca iftiralarda bulunulabiliyor.

Öyle birine iftira ediliyor ki, Filistinli mustazaflar onun ölümünden sonra yas tutuyor.

Öyle birine iftira ediliyor ki, ömrünü Kudüs’ün özgürleştirilmesi için adadığına Filistinli liderler şahitlik ediyor.

Öyle birine iftira ediliyor ki, ölümüyle işgal rejimi İsrail bayram ediyor.

Öyle birine iftira ediliyor ki, ölümüyle dünyadaki dengeler yerinden oynuyor.

Süleymani’nin mücadelesi bu köşeye sığmayacak kadar büyük ama öyle olmasa bile, hiçbir şey yapmamış olduğunu farz etsek bile, sadece Filistin davasına verdiği destek ve Filistinli liderlerin bunu açıkça ilan etmesi, şehit Süleymani’nin şahsiyetini anlamak için yetmez mi?

Süleymani’nin ardından bir takım mesnetsiz iddialarda bulunanlara Filistin davasını sorsak, muhtemelen mangalda kül bırakmazlar, en büyük “mücahit” onlardır. Peki, Filistin davasına bu kadar omuz vermiş bir ismi utanmadan nasıl karalayabiliyorsunuz desek, “o başka bu başka” deyip geçeceklerdir.

Bu noktada, “la havle vela kuvvete illa billahil aliyyil azim” ve “hasbünallahu ve nimel vekil” demekten başka elden bir şey gelmiyor. Bizde öyle diyelim. “Güç ve kuvvet, sadece yüce ve büyük olan Allah’ın yardımıyla elde edilir. Bize Allah yeter, o ne güzel vekildir.”

 

DİĞER YAZILARI Vahdet Bir Hayal Mi? 01-01-1970 03:00 NATO Neyimiz Olur? 01-01-1970 03:00 Hindistan’da Müslümanlara Yönelik Etnik ve Dini Ayrımcılık 01-01-1970 03:00 Katil Aranıyor... 01-01-1970 03:00 Ne Umduk, Ne Bulduk! 01-01-1970 03:00 Az Dost, Çok Düşman.. 01-01-1970 03:00 İslam’ın Temelleri, Peygamberin Emanetleri... 01-01-1970 03:00 Kurmaca Hakikatler, Sahte Mutluluklar... 01-01-1970 03:00 Ramazan Gündemimiz Ne Olmalı? 01-01-1970 03:00 Kadına Şiddeti Engellemek İçin Aileyi Yıkmak... 01-01-1970 03:00 İnsan İlerledikçe Güzellik Geriliyor 01-01-1970 03:00 Neyin Var? 01-01-1970 03:00 Kötü Tanınmadan İyi Olunabilir Mi? 01-01-1970 03:00 Beyrut Patlamasının Hatırlattıkları.. 01-01-1970 03:00 Tutsak Zihinler 01-01-1970 03:00 Kudüs’e Ağıt 01-01-1970 03:00 Savrulmalar 01-01-1970 03:00 Ulus Devletleri Kutsayan ‘İslam’ Toplumları... 01-01-1970 03:00 Bir Dezenformasyon Aracı Olarak Medya.. 01-01-1970 03:00 Kıymet Bilmek 01-01-1970 03:00 Sorulması Gereken Sorular… 01-01-1970 03:00 Yalnızlık Sözleri... 01-01-1970 03:00 Ahlaksız Dindarlık 01-01-1970 03:00 İslam Karşıtı ‘Müslümanlar’ 01-01-1970 03:00 Fanatizmin Yükselişi.. 01-01-1970 03:00 Çözümlere Sorun Olmak 01-01-1970 03:00 ‘Dindar Nesil’ Söylemi Ve Başörtü Çıkarma Akımı 01-01-1970 03:00