Bir Dezenformasyon Aracı Olarak Medya..

Muhammed Acar

02-11-2019 10:49

Günümüzde İslam’ın farklı ekollerinin uç taraftarları İslam içinde birçok tahrifata yol açabiliyor. Amerikan Sünniliğinin ve İngiliz Şiiliğinin Ariflerin İslamını nasıl öldürdüğünü içimiz acıyarak tecrübe ettik, ediyoruz.

Biz her ne kadar vahdet ve birlik desek de, tek bir ümmet olalım desek de, IŞİD benzeri tekfirci akımların eylemleri gündem olduğundan, bu söylemlerimiz sığ kalıyor. Medya sansasyonel olanı öne çıkarmaya meraklı çünkü.

Bizim vahdet toplantılarımız onların birçoğunun gündemine girmiyor, yeterince dikkat çekici bulunmuyor. Örneğin, muharrem ayında düzenlenen merasimler bazı etkileyici unsurlar içermesi hasebiyle haberlere konu olabilirken, İslam dünyasının yaşadığı hayati problemler üzerine yapılan toplantılar/konuşmalar/tartışmalar hiç dikkate alınmıyor.

İslami bir konunun medyada yer alması için mutlaka magazinsel bir yönünün bulunması, şekil itibariyle öne çıkan birtakım materyaller içermesi gerekiyor.

Hal böyle olunca, Anadolu irfanının yerini tekfirci akımlar alıyor. Doğru yaklaşım bilinmeyince, yanlış kendine alan buluyor.

Medyanın Ortadoğu’da yaşanan olaylara karşı takındığı tavır da İslami konulara olan yaklaşımından farklı değil. “Ne kadar fazla ölüm varsa, o kadar fazla bizi ilgilendirir” mantığıyla yaklaşılıyor gelişmelere. Olayların sebepleri üzerine tartışmalar ve çözümlemeler yapılmıyor.

Ezkaza bir tartışma programında Ortadoğu sorunları mı konuşulacak, hemen birbiriyle kavga etmeye en müsait kişiler seçilerek programda çatışmaları sağlanıyor. Saatlerce izlediğiniz program sonunda bir de bakıyorsunuz ki, birkaç kişinin kavgasını izlemekten başka elinizde bir şey kalmamış.

Bugün Ortadoğu'da yaşananları anlamak için her şeyden önce olayları özetleyen makro ölçekli bir harita çıkarıp sonra seviye seviye inerek daha mikro ölçekli haritalar üzerinde çalışma yapmak gerekiyor. Fakat böyle yapılmıyor. Sadece parça üzerinde duran, günlük, gazeteci tarzı diye tabir edilen analizler öne çıkıyor. Bu anlayış, okuyup dinlemeye vakti olmayan insanların çok yanlış neticelere varmasına, olayları yanlış değerlendirip, haklıya haksız, haksıza haklı demesine sebep oluyor.

Malcolm X’in o meşhur sözü meramımı ne de iyi anlatır. Şöyle der: “Eğer dikkatli olmazsanız, gazeteler mazlumlardan nefret etmenizi, zalimleri ise çok sevmenizi sağlar.”

Her ne kadar bunca bilgi kirliliğinin arasında azda olsa tecrübeli, akl-ı selim görüş sahipleri bulunmaktaysa da, içinde bulunduğumuz düzende bunlara itibar edilmiyor.

Şunu aklımızdan çıkarmamalıyız ki, emperyalist görüşteki yönetimlerin uluslararası ilişkilere bakışlarının temeli olan ötekini ezme, görüşünden ötürü hakkını vermeme gibi kötü niyetlerinde bir değişiklik yok. Üslubun daha diplomatik oluşu bizi yanıltabilir ama niyet aynıdır. Bu zihniyeti devam ettiren güçler bölgeyi kendi dinamiklerine bırakmamak istiyor. Bunun içinde, Müslümanların dünyada yaşanan gelişmeleri kendi servis ettikleri gibi görmelerine ihtiyaçları var.

Üzülerek belirtmek gerekir ki, İslam ülkelerinde yayın yapan medya organlarının ekseriyeti kendilerine referans olarak batılı diyarbakır escort kaynakları rehber ediniyor. Kur’an-ı Kerim “Yoldan çıkmışın biri size bir haber getirdiğinde doğruluğunu araştırın” (Hucurat 6) derken, hem Kur’an’a inandığını söyleyen, hem de bu inancına ters bir şekilde batının servis ettiği haberleri şeksiz şüphesiz kabul eden topluluklarla karşı karşıyayız.

Tamamen batı etkisine girmiş bu insanlara, ayette belirtilen “yoldan çıkmış” ifadesinin kimi muhatap aldığını sormak lazım. Günümüz dünyasında Batıyı ve Amerika’yı kutsayan bu anlayış asla İslami olamaz. Amerika ve batının İslam dünyasında işledikleri cinayetlere baktığımızda ise, bu anlayışın İslami olmayı bırakın İnsani bile olamayacağı aşikardır.

Tüm bunlardan sonra hala Ortadoğu da yaşanan gelişmelere batı gözlüğüyle bakan Müslümanlar için, Allah’tan akıl, basiret ve feraset dilemekten başka elimizden bir şey gelmiyor.

 

DİĞER YAZILARI Vahdet Bir Hayal Mi? 01-01-1970 03:00 NATO Neyimiz Olur? 01-01-1970 03:00 Hindistan’da Müslümanlara Yönelik Etnik ve Dini Ayrımcılık 01-01-1970 03:00 Katil Aranıyor... 01-01-1970 03:00 Ne Umduk, Ne Bulduk! 01-01-1970 03:00 Az Dost, Çok Düşman.. 01-01-1970 03:00 İslam’ın Temelleri, Peygamberin Emanetleri... 01-01-1970 03:00 Kurmaca Hakikatler, Sahte Mutluluklar... 01-01-1970 03:00 Ramazan Gündemimiz Ne Olmalı? 01-01-1970 03:00 Kadına Şiddeti Engellemek İçin Aileyi Yıkmak... 01-01-1970 03:00 İnsan İlerledikçe Güzellik Geriliyor 01-01-1970 03:00 Neyin Var? 01-01-1970 03:00 Kötü Tanınmadan İyi Olunabilir Mi? 01-01-1970 03:00 Beyrut Patlamasının Hatırlattıkları.. 01-01-1970 03:00 Tutsak Zihinler 01-01-1970 03:00 Kudüs’e Ağıt 01-01-1970 03:00 Savrulmalar 01-01-1970 03:00 Öteki 01-01-1970 03:00 Ulus Devletleri Kutsayan ‘İslam’ Toplumları... 01-01-1970 03:00 Kıymet Bilmek 01-01-1970 03:00 Sorulması Gereken Sorular… 01-01-1970 03:00 Yalnızlık Sözleri... 01-01-1970 03:00 Ahlaksız Dindarlık 01-01-1970 03:00 İslam Karşıtı ‘Müslümanlar’ 01-01-1970 03:00 Fanatizmin Yükselişi.. 01-01-1970 03:00 Çözümlere Sorun Olmak 01-01-1970 03:00 ‘Dindar Nesil’ Söylemi Ve Başörtü Çıkarma Akımı 01-01-1970 03:00