31 ilimiz tek yürek oldu ve çağrı yaptı: İsrail'le ticaret devam ediyorsa, bunun sorumlusu Ak Parti iktidarıdır..

Türkiye’nin 31 farklı şehrinde aynı anda Gazze’de soykırım yapan İsrail’le ticaretin kesilmesi için basın açıklaması gerçekleştirildi. Türkiye’nin dört bir yanına yayılan basın açıklamalarının ilki 10 Mart’ta gerçekleştirilmişti.

GÜNCEL - 25-03-2024 14:29

31 ilimiz tek yürek oldu ve çağrı yaptı:  İsrail'le ticaret devam ediyorsa, bunun sorumlusu Ak Parti iktidarıdır..

Türkiye’nin 31 farklı şehrinde aynı anda Gazze’de soykırım yapan İsrail’le ticaretin kesilmesi için basın açıklaması gerçekleştirildi. Türkiye’nin dört bir yanına yayılan basın açıklamalarının ilki 10 Mart’ta gerçekleştirilmişti.

Basın açıklamasında Siyonist terör rejimi İsrail’le ticaretin, Filistin davasına ihanet anlamına geldiği ifade edildi ve hükümete çağrı yapıldı: “Bugüne kadar “Biz kazanırsak, Gazze sevinecek!” diye oy toplayanların, bugün “Ne yapalım, gücümüz yetmiyor!” diye yazıklanmalarını kabul etmiyoruz! Siyasi iktidarın en azından İsrail’e yardım ETMEMEYE gücünün yeteceği konusunda hiçbir şüphemiz yok. Siyasi iktidar, en azından Uluslararası Adalet Divanı’nın verdiği ara kararı gerekçe göstererek, İsrail’le Türkiye arasındaki ticareti bir an önce bitirmek zorundadır”

Açıklamada şu ifadeler yer aldı:

“Bugün, Gazze halkı açlıkla mücadele ederken, işgal devletinin sebze ve meyve ihtiyacının %55’i Türkiye’den karşılanıyor. Gazze’de kuvözdeki bebekler elektrik yokluğundan hayatını kaybederken, Zorlu Holding İsrail’e elektrik satmaya devam ediyor. İşgal ordusunun uçakları Filistin halkının tepesine bombalar yağdırırken, İçdaş İsrail’in ihtiyaç duyduğu çeliği tedarik ediyor. Gazze işgalciler tarafından yerle yeksan edilmişken, Limak ve Akçansa işgalin çimento ihtiyacını karşılıyor. İsrail’in petrol ihtiyacının yüzde 60’ı Kazakistan ve Azerbaycan’dan sağlanıyor. Katil uçakların ve tankların depolarını dolduran bu petrol Bakü-Ceyhan-Tiflis boru hattı aracılığıyla Ceyhan’a taşınıyor. Ceyhan’dan da SOCAR tarafından İsrail’e naklediliyor.

Siyasi iktidarın, Gazze’yle ilgili ağzını açabilmesinin ön koşulu İsrail’e destek vermeyi, yani İsrail’le ticareti sonlandırmaktır. Ticareti bile kesmeyenlerin, yerel seçimlerde propaganda yaparken Gazze’yi dillerine dolamalarının utanç verici olduğunu vurguluyoruz. Bu kadarı artık hem Filistin halkının hem de bizlerin aklıyla alay etmektir.

Buradan Siyonist-Emperyalist soykırıma ses çıkarmazken, onurlu direnişin öncüsü Hamas’ı terörist ilan edip hedef alan Ana Muhalefet Partisini de şiddetle kınıyoruz.”

Basın açıklamasının tam metni şu şekilde:

MÜBAREK RAMAZAN AYINDA SOYKIRIMA ORTAKLIK UTANCINI PAYLAŞMAYACAĞIZ!

İŞBİRLİKÇİ İKTİDAR İSTEMİYORUZ!

Bugün 24 Mart 2024. İsrail işgal güçlerinin, Filistin halkına uyguladığı aleni soykırımın 170. günündeyiz. İsrail, NATO üyesi devletlerden aldığı açık destekle tam 170 gündür Gazze halkını acımasızca katlediyor. 7 Ekim’den bugüne tüm dünyanın gözleri önünde Filistin halkı atalarından miras kalan kendi topraklarında bir soykırıma maruz bırakılıyor. İstilacı ve katliamcı İsrail devletinin kana susamış ordusu insanlığın asırlardır üzerinde ittifak ettiği ahlaki ve insani ilkeleri çiğnemek konusunda hiçbir tereddüt göstermiyor. İşledikleri cinayetleri aynı zamanda 2 milyara yakın Müslüman dünyanın değerlerini çiğneyerek şımarıkça kayda alıp yayınlamak noktasında da korkularının olmadığı görülüyor. Onlara bu cesareti ve özgüveni veren şeyin geri kalan dünyanın 3 maymunu oynaması olduğunun şuurundayız. Gazze halkı meşru direnişini ortaya koyarken onları yaralayan bir diğer nokta geri kalan dünyadaki iktidar ve sermaye sahiplerinin bu ahlaksız orduya ve devlete verdikleri destek, halkların suskunluğudur.

Bugün mübarek Ramazan ayının on dördüncü günündeyiz. Ramazan başlamadan Gazze’de ateşkese ulaşma ümidi gerçekleşmedi. Refah’a yönelik kapsamlı bir saldırının yolda olduğu ilan ediliyor. 100 yıla yakındır kendi topraklarında uğradıkları zulmü dünyaya duyurma noktasında çaba sarf eden Gazze halkı bulundukları coğrafyada Müslüman kardeşleri tarafından tarif edilmez bir yalnızlığa mahkum edilmiş durumdadır. Mübarek Ramazan ayında havalarda uçuşan kardeşlik ve dayanışma edebiyatının Gazze’nin sınır kapılarına takılması bir yüzyıl utanç vesikası olarak sokaklarımızı esir alacaktır. Açlıkla boğuşan çocukların kaybettiği tebessüm İsrail’le ticareti ve siyaseti kesmeyen sermaye ve iktidar sahiplerine ve tepkisiz kalan halkların kalplerine bir vicdan oku gibi saplanmalıdır. Gazze içimizdeki yara değildir! Gazze insanlığa dair son umut ve son kaledir! Mübarek Ramazan günlerinde açlıktan ölen her çocuk, her annenin ağıdı, her babanın çaresizliği yitip giden özümüzün ve bir daha gelmemek üzere kaybolan değerlerimizin bize ihanetimizi hatırlatmasıdır.

İşgal devletinin mevcut stratejisi “Dahiye Doktrini” olarak bilinen bir kolektif cezalandırma yöntemine dayanıyor. Savunma bakanları, “insansı hayvanlarla” dövüştüklerini söylediği itiraf niteliğindeki beyanında, Gazze’ye gıda girişini engelleyeceklerini de duyurmuştu. O tarihten bu yana Gazze’ye çok az miktarda gıda maddesi girebildi. Bugün Gazze’de sıradan insanlar, kadınlar, çocuklar, bebekler İsrail tarafından kasten oluşturulmuş korkunç bir açlık kriziyle karşı karşıya!

Bizler Türkiye’de oruca niyet ediyoruz; Gazze’de çocukların açlıktan öldüğünü duyuyoruz. İftar sofralarımıza oturuyoruz; Gazze’de hayvan yeminden yapılan yiyeceklerle hayatta kalmaya çalışan insanları görüyoruz. Sahura kalkıyoruz; denize doğru atılan yardımların peşinde koşmak zorunda bırakılmış binlerce kişinin acziyetle çırpınışını izliyoruz. Her gün korkunç şekilde yaralanmış, feryat eden, yardım isteyen çocukların, kadınların, erkeklerin görüntülerini izliyoruz.

Yediğimiz sıradan yemeklerden, yaşadığımız mütevazı hayatlardan utanır olduk. Çocuklarımızın yüzüne bakmaktan haya eder, hicap duyar geldik.

Kıymetli Sakarya Halkı! Utanıyoruz çünkü ülkemiz, işgal rejimine hayat veren ticari ilişkileri sürdürüyor.

Bugün, Gazze halkı açlıkla mücadele ederken, işgal devletinin sebze ve meyve ihtiyacının %55’i Türkiye’den karşılanıyor.

Gazze’de kuvözdeki bebekler elektrik yokluğundan hayatını kaybederken, Zorlu Holding İsrail’e elektrik satmaya devam ediyor.

İşgal ordusunun uçakları Filistin halkının tepesine bombalar yağdırırken, İçdaş İsrail’in ihtiyaç duyduğu çeliği tedarik ediyor.

Gazze işgalciler tarafından yerle yeksan edilmişken, Limak ve Akçansa işgalin çimento ihtiyacını karşılıyor.

İsrail’in petrol ihtiyacının yüzde 60’ı Kazakistan ve Azerbaycan’dan sağlanıyor. Katil uçakların ve tankların depolarını dolduran bu petrol Bakü-Ceyhan-Tiflis boru hattı aracılığıyla Ceyhan’a taşınıyor. Ceyhan’dan da SOCAR tarafından İsrail’e naklediliyor.

Demir çelikten gıdaya, dikenli tellerden petrole kadar her türlü sektörü kapsayan bu kanlı, bu lânetli ticaret; işgale, insansızlaştırmaya, katliama ve soykırıma ortak olmaktır! İyi, doğru ve güzel tüm değerlere ihanettir! Affedilmez bir cinayet mesabesindedir!

Utanıyoruz ve kahroluyoruz! Hiçbir siyasi ve ekonomik kazanım Gazzeli çocukların sokaklarda özgürce koşturmasından, bir babanın elinde çikolata ile eve gelirken duyduğu heyecandan, annelerin pencere kenarında çocuklarını düşlemesinden, abilerin kardeşini korumasından, ablaların gece terleyen kıyafeti değiştirmesinden daha değerli değildir. Ramazan’da misafir olunan komşunun veya akrabanın sofrasında konuşulan anıların değeri satılan çeliklerin ve betonların ağırlığından fazladır. Lütfen dikkat edelim: İsrail’le ticaretin kesilmesi sembolik bir tavır alıştan ibaret değildir. Yalnızca işgal devletine petrol sevkiyatının durdurulması dahî İsrail’i ateşkese zorlayacak en güçlü faktörlerden biri olacaktır. Bu sayede Siyonist savaş ve katliam makinesi tekleyecek, Direniş için güçlü bir hamle fırsatı oluşacaktır!

Bizler buradan tüm açıklığıyla ilan ediyoruz:

Bugün eğer İsrail’le ticaret devam ediyorsa bunun sorumlusu siyasi iktidardır.

Siyasi iktidar, en azından Uluslararası Adalet Divanı’nın verdiği ara kararı gerekçe göstererek, İsrail’le Türkiye arasındaki ticareti bir an önce bitirmek zorundadır.

İşgal devletinin soykırımcı saldırganlığını dizginlemenin en önemli ayaklarından biri budur!

Bugüne kadar “Biz kazanırsak, Gazze sevinecek!” diye oy toplayanların, bugün “Ne yapalım, gücümüz yetmiyor!” diye yazıklanmalarını kabul etmiyoruz! Siyasi iktidarın en azından İsrail’e yardım ETMEMEYE gücünün yeteceği konusunda hiçbir şüphemiz yok.

Ticareti bile kesmeyenlerin, yerel seçimlerde propaganda yaparken Gazze’yi dillerine dolamalarının utanç verici olduğunu vurguluyoruz. Bu kadarı artık hem Filistin halkının hem de bizlerin aklıyla alay etmektir.

Gazze’de yaşanan can pazarını istismar etmek, sömürmek ve politik amaçlarına ulaşmak için kullanmak kimsenin harcı değildir. Siyasi iktidarın, Gazze’yle ilgili ağzını açabilmesinin ön koşulu İsrail’e destek vermeyi, yani İsrail’le ticareti sonlandırmaktır.

Buradan Siyonist-Emperyalist soykırıma ses çıkarmazken, onurlu direnişin öncüsü Hamas’ı terörist ilan edip hedef alan Ana Muhalefet Partisini de şiddetle kınıyoruz.

Bizler 10 Mart’ta 30 ayrı şehirde bu çağrımızı dile getirmiştik. Bugün de meydanlardayız. Her gün daha da kalabalıklaşarak, daha fazla şehirde mücadelemizi büyüterek sürdüreceğiz!

Dünyanın her yerinde, onurlu insanlar olarak, özgür insanlar olarak İsrail’i köşeye sıkıştırmak, emperyalizmin koruması altındaki Siyonist saldırganlığı püskürtmek için elimizden geleni ardımıza koymayacağız!

Dostluğu ve kardeşliği borçlu olduğumuz halklar katledilirken ölümden ve kandan yana olmak tarihe, doğaya, kentlere, inşa edilmiş mabetlere, mayıs ayında açan çiçeklere, tertemiz akan nehirlere ve elbette ilk kıblemiz Mescid-i Aksa’ya ihanettir. İsrail’le Ticaret sadece Filistin’e değil, kendi tarihsel tecrübemize ve insanlığın değerlerine de ihanettir. Yükselen bir dua ya da nedeni belli bir sevinç gibi 10 Mart’ta sokaklara, medyanlara, çay ocaklarına, banka kuyruklarına, Bakanların yüzüne, AVM önlerinde sermaye sahiplerine seslendiğimiz gibi bugün 24 Mart Pazar günü onlarca yerde yine haykırıyoruz ki:

-        İsrail’le ticarete kesin bir son verilmelidir. İsrail her açıdan kaskatı bir boykot duvarıyla çepeçevre sarılmalıdır. Ticaret, diplomasi, eğitim, sanat, spor, sağlık, akademi gibi hayatın her alanında İsrail’e geçitsiz ve tavizsiz bir abluka uygulanmalıdır.  

-        Gazze’nin her yerine kesintisiz ve yeterli insani yardım ulaştırılması sağlanmalıdır. Gazze halkı göz göre göre açlıktan ölmeye terk edilmemelidir.

Ülkemiz artık İsrail’i koruyan ABD’nin ve NATO’nun etkisinden kurtarılmalıdır. Kürecik Radar Üssü kapatılmalıdır. İncirlik Üssü’ndeki ABD askerleri ülkelerine gönderilmelidir. Bu ülkede, bu kadim topraklarda soykırım destekçilerinin askeri ve siyasi güçlerine yer yoktur.

Tüm dünyanın bu ablukaya iştiraki için kapsamlı ve istikrarlı bir diplomatik çalışma yürütülmelidir.

Sabrımız tükendi! Durmaya takatimiz yok! Ertelemenin, örtmenin, tevil etmenin, izaha yeltenmenin vakti artık bitti!

Kınamalar yeterli değil! Gazze’ye yönelik soykırım hakkında saydığımız somut, fiili, etkili ve gerçek adımlar atılmak zorundadır.

Bizler bu taleplerimizin takipçisi olacağız. Bu taleplerimiz hayata geçirilmedikçe, dalga dalga büyüyecek ve iki elimizi siyasi iktidarın ve kanlı, işbirlikçi sermayedarların yakasından ayırmayacağız.

Bugün İsrail’e, dolayısıyla emperyalizme karşı direnmek, İslami, ahlâki, vicdani ve insani açıdan en temel ödevlerden biri haline gelmiştir.

Siyonist İsrail, Büyük Şeytan Amerika ve destekçilerine karşı Gazze ve Batı Şeria’nın direnen halkları başta olmak üzere, Yemen’de, Lübnan’da, Irak’ta destansı mücadelelerine devam eden direniş ekseninin tüm bileşenlerini saygıyla selamlıyoruz.

Nehirden Denize Özgür Filistin için tüm halkımızı vicdani, insani, ahlaki ve İslami görevini yapmak için bulundukları yerde meydanlara, sokaklara davet ediyoruz.

                                       Sakarya

                                                              Van

                                               Denizli

                                                  Düzce

                                                         Adana

                                                       Bursa

                                                    Şanlıurfa

                                                                Ankara

                                             Samsun

                                            İstanbul

İslami Analiz

Neler Söylendi?
DİĞER HABERLER
Erdoğan: İsrail'le artık yoğun ticaret ilişkimiz yok..

Erdoğan: İsrail'le artık yoğun ticaret ilişkimiz yok..

24-04-2024 - GÜNCEL

Ak Partili önemli isimden İsrail'le ticarete skandal savunu!

Ak Partili önemli isimden İsrail'le ticarete skandal savunu!

21-04-2024 - GÜNCEL