Muhabbetin Miracı Kerbela'ya Ağlamak

Ülkü Aras

21-07-2023 22:59

Kerbela vakıası, insanlığa yüzlerce güzellik bağışlamıştır. İnsan olmanın göstergesi olan duyguların tecellisi ağlamak bunlardan sadece biridir.

Ağlamak; insani özelliklerin en mazlum, en özgür, en sade, en cesur bedende zuhur etme şeklidir!

Hiç bir olay ,vakıa  veya kıyam yoktur ki ;“üzerinden binlerce yıl “geçmesine rağmen “aynı an-da”bazen onlarca bazen yüzlerce bazen binlerce bazen de milyonlarca kişiyle   “aynı şeye “ağlanılsın!!

Öyle bir ağlama ki dil, din ,ırk ayrımı olmadan  her yaş kesiminden çocuk ,genç ,yaşlı aynı an-da ortak duyguda buluşuyor!

Öyle bir ağlama ki;  “hüzün ve muhabbetin “sihiri, bilimsel izahı yapılamayan “haz “deryasına dönüşüyor.

Başkalarının ne düşündüğünü umursamadan ve kimsenin niye sorusu olmadan;manevi anlamda feyiz aldığımız belki de tek an o an-dır!!

Kerbelaya ağlamak ;kendimizden kaçmadan sadece “o an-da “kalmanın şeklidir..Çok nadirdir an-da kaldığımız,ağlamak da o an-lardan biridir..

Kerbala’ya ağlamak şükür ve sabırdan uzak  kariyer ve dünya nimetlerinin peşinde koşarken , dünyadan kopup o an-da kalabilmektir!

Kerbela’ya ağlamak ;insani duygularımızın en hassas  noktasıdır, insan olduğumuzu gösterme şekildir!!

Kerbela’ya ağlamak ;düşüncelerimizi  manevi miraçta buluşturup”rahmetle gözyaşlarına “dönüşmesidir!

Kerbelaya ağlamak ;hiç kimseyi takmadan  dünyanın gereksiz telaşlarından sıyrılıp  insanlığın miracına ulaşmaktır!!

Başka bir deyimle muhabbetin en özel “anı’dır.”

Kerbelaya ağlamak;özgür insan olmayı talep etmektir!!

Özgürlüğümüzü an-lık yaşama şeklidir!

Özgürüz çünkü insanız!

Özgürüz dünyanın telaşlarından bir an-da olsa kurtuluyoruz!

Özgürüz manevi miraç da  merhametle kucaklaşıp muhabbetle yağıyoruz!!

Ağlayarak  hem kendimiz özgürleşiyor hem de diğerlerinin de bunu yaparken daha rahat olmalarına vesile oluyoruz!!

Ağlıyoruz hep birlikte imam Hüseyin’in  Kerbela’da insanlığı uyanışa geçiren hutbelerine..

“Dünya hayatına bağlı kalan kimsenin ne kadar zavallı olduğunu ona karşı ihtiyatlı olmamız gerektiğini, dünyanın gelip geçici engebeli bir evden ibaret olduğunu; eğer dünya sadık olsaydı peygamberlere sadık olurdu diyerek Allah’tan gelip ona döneceğimizi hatırlatıyor ve bunun gibi diğer hutbelerinde de insanlığa kurtuluş yollarının mesajını veriyordu”.

Ağlıyoruz dünyanın vefasızlığının karşısındaki Kerbela’da yaşanan  vefaya ve muhabbete..

Ağlıyoruz Allah yolunda şehit olanların zor an-larında muhabbetlerini göstermelerine..

****

Her yaş grubundan şehitler vardı ,olmalıydı ki binlerce yıl geçse de her insan kendinden Kerbela’da  bir şeyler bulup “ben” Kerbela’da olsaydım ne yapardım sorusunu sorabilsin.

İnsan olmamızı sağlayan insani öğretileri hatırlayabilsin..Her yaş ve her durumda insan olmalıydı ki  anne, baba, kardeş, hala, amca, çocuk, genç, yaşlı düşünen her  insan kendini orada bulabilsin düşünceler ,duygularla buluşup muhabbetin miracına ulaşsın!

Her kesimi temsilen  şehitler olmalıydı ki herkes kendinden bişeyler bulabilsin.

Ağlıyoruz  Kerbela’da muhabbettin gücüne..

her mümin kendini unutup  “benliklerinden”kurtulmalarına.

Ali Asker’in babası İmam Hüseyin’in  kollarında  Allaha kurban olmasına..

Rugayye’nin babası İmam Hüseyin’e  muhabbetini şehadetiyle göstermesine..

Ali Akber’in babası İmam Hüseyin’i yalnız bırakmamasına..

Ebulfazl Abbas’ın İmam Hüseyin’in bel kemiğiyken şehadete yürümesine..

Zeynep’in Kerbala’da çocuklara kadınlara Hüseyin’e destek olmasına..

İmam Hüseyin düşmanın kanlı kıyamına engel olmak için hutbelerinde muhabbetin  en üst hallerini görüyor ve ağlıyoruz.

Analar, babalar,kardeşler ,çocuklar kadınlar her candan acılar yaşandı.Bizlere de o acılara ağlayarak miraca yükselme mirası kaldı.

“Aynı anda “bazen onlarca bazen yüzlerce bazen binlerce  bazen de milyonlarca kişiyle    “aynı şeye” ağlayıp muhabbetin miracına yükselebilmek!!

En değerli miras degil midir?

DİĞER YAZILARI Rahmet Gecesi 01-01-1970 03:00 Neden İlerleyemiyoruz... 01-01-1970 03:00 Her yer Kerbela Her Gün Aşura 01-01-1970 03:00 Uyu Müslüman Uyu… 01-01-1970 03:00 Allah'ın Rızasını Gözetmek... 01-01-1970 03:00 Yaşam, Zaman Ve Ölüm... 01-01-1970 03:00 Hacı Şahin Hesenli... 01-01-1970 03:00 Elvada Hacı Şahin Hesen.... 01-01-1970 03:00 Küçük Kıyamet… 01-01-1970 03:00 O Bir Babaydı... 01-01-1970 03:00 Dua 01-01-1970 03:00 Fâtıma.. 01-01-1970 03:00 O Anı Yaşayamamak 01-01-1970 03:00 Sağlıkçılar.. 01-01-1970 03:00 Meğer Ben Ben Değilmişim 01-01-1970 03:00 Çorap Tutkusu... 01-01-1970 03:00 Zeynep’in Günleri 01-01-1970 03:00 Nefsim 01-01-1970 03:00 Nedir Bilinmez... 01-01-1970 03:00 Dost Olmalı Mı? 01-01-1970 03:00 Ah Gazze ,Ah Kudüs... 01-01-1970 03:00 Koronalı Günler 01-01-1970 03:00 Zeynep 01-01-1970 03:00 Siyonistler 01-01-1970 03:00 Dünya Hayatı Bir Oyun Muydu? 01-01-1970 03:00 Akıllı Virüs 01-01-1970 03:00 Öyle Bir Geçer ki Zaman 01-01-1970 03:00 Semavi Dinlerin Tecellisi Kerbela... 01-01-1970 03:00 Beklentilerimiz Ve Kabullenmek 01-01-1970 03:00 Vahdet... 01-01-1970 03:00 Bir İnsan Bir Şehir... 01-01-1970 03:00 Arar Olduk 01-01-1970 03:00 Kınamak Bu Kadar Kolay Olmamalı 01-01-1970 03:00 Güçsüzlüğün Seyri.. 01-01-1970 03:00 Sanki Hiç Yaşanmadı! 01-01-1970 03:00 Hayat Devam Ediyor! 01-01-1970 03:00 Biz Seni Tanıyabildik Mi Ali Can? 01-01-1970 03:00