Ülkemizde üniversite sayısı 205 e ulaştı. Tüm illerde, büyük ilçelerde artık üniversitelerimiz var. Üniversitelerimizde okuyan öğrenci sayısı 7.5 milyona ulaştı. Hâlâ da talep çok fazla. Bu üniversitelerimizin bilim dünyasına, iş dünyasına, bürokrasiye, tarım ve hayvancılığa fark edilir bir katkısı fazla hissedilmiyor.
Önemli bir TV kanalında yapılan ve ünlü öğretim üyelerinin katıldığı programda ilginç diyaloglar yaşandı.
"Türkiye'de, hali hazırda görev yapan tüm üniversite REKTÖRLERİNİN yüzde 68'inin, hayatları boyunca yayınladıkları hiçbir akademik yayını yok. Akademik yayın yapmış olan üniversite REKTÖRLERİNİN yüzde 71'inin yayınlarında, Uluslararası yayınlardan sıfır atıf var.
Üniversite öğretim üyelerinin durumları da rektörlerden pek farklı değil. Dünyada yapılan üniversite başarı sıralamalarında karnemiz pek iç acıcı değil maalesef.
Üniversiteden mezun olanların durumu ne alemde? İstedikleri gibi iş bulabiliyorlar mı?
Bu soruya da üzülerek olumlu cevap veremiyoruz.
10.000 Kişiye düşen üniversite öğrenci sayısı;
Türkiye : 945
Almanya : 370
Fransa : 340
İngiltere :335
Gereğinden fazla üniversite açıldığından, kariyer olanakları göz önüne alınmadığından dolayı üniversite mezunu işsiz sayısında rekor artış yaşanmış ve işsiz sayısı sadece üniversite mezunlarında 1.278.000 e dayanmıştır.
(Kaynak. Özcan Kadıoğlu Dünya Gazetesi)
Oysa iş dünyasının temsilcileri her konuşmalarında nitelikli ara eleman ihtiyacından söz etmekteler.
Gelişmekte olan;
Güneş enerjisi, rüzgar enerjisi sektörü bu alanda yardımcı teknisyenlere, Çoğu dijitalleşen makinelere sahip sanayi tesisleri, bu makinelerin bakım, onarım ve yazılım hizmetleri için makine ve yazılım teknisyenlerine,
Hiç uzağa gitmeyelim süpermarketler, hipermarketler nitelikli kasap, şarküteri elemanlarına, Doğalgaz altyapı ve üst-yapı kuran firmalar; doğalgaz kaynakçısı, montaj ve kurulum teknisyenlerine,Markalaşmak isteyen firmalar marka danışmanlarına, Teşvik arayan firmalar, ihracata yönelmek isteyen firmalar bu alanda nitelikli danışmanlara, ...İhtiyaç duyuyor ama bulamıyor. " Ne iş olsa yaparım" diyenler, maşa başı hayalleri kuranların hayalleri kursaklarında kalıyor.
İhtiyaçlar değişiyor, makineler değişiyor, yazılımlar değişiyor.
Ya biz?
Milli Eğitim Bakanlığı, YÖK, siyaset yapıcılar bu değişimleri, iş dünyasının taleplerini, işsiz üniversite mezunlarını, ise yaramayan binaları, bilimsellikle ilgileri çok sınırlı onbinlerce titr sahibi öğretim elemanlarını görmüyorlar mı?
2023 yılı, cumhuriyetimizin kuruluşunun 100.ncü yılı. Biz 2023 te 500 milyar dolar ihracat, 25.000 dolar kişi başı milli gelir hedefledik.
Bu üniversitelerle, bu programlarla bu hedefler tutar mı?