Bugün ülkemizin dış politikasının mimarı şüphesiz ki Başbakanınımız Sn. Ahmet Davutoğlu’dur. 3 kasım 2002 de iktidara gelen ve halen devam edegelen Ak Parti hükümetlerinin tümünde dış politika belirleyeni o oldu .Davutoğlu ,İlk dönemlerde danışman ,sonra dış işleri bakanı ve en son olarak ta Başbakan olarak dış politikamızın en önemli aktörü oldu.14 yıllık Ak Parti iktidarında uygulanmaya çalışılan dış politikamızın omurgasını “komşularla sıfır sorun “ sloganıyla özetleyebileceğimiz Sn.Başbakanın stratejik derinlik kitabı oluşturdu.Kitap , içerik olarak gerçekten güzel,iyi duygularla yazılmış bir kitaptı.Tek eksiği mühendisliğin en önemli kuralının atlanmış olmasıydı.Mühendislerin mutlaka hesaba kattığı bir kavram vardır :
Teori , pratikte fire verir
Bizim dış politikada atladığımız biraz da buydu.Teorik bilgilerimizi mutlak doğrular zannederek giriştik dünya ile ilişkilere.
Şimdi bunu belki de yüzyılın en önemli olayı olan Suriye savaşı üzerinden biraz inceleyelim .Suriye’yi nasıl okuduk,nasıl bildik ? Aslında Suriye’de neler oldu ?
Bizim siyasal İslamcı aklımıza göre Suriye’deki % 15 lik aleviler iktidarı bir şekilde zapt etmişler , %85 lik artan nüfusa zulmediyorlardı.Bu %15 lik kafir,zalim yönetimin alaşağı edilmesi %85 lik kitlenin desteğiyle çok kolay olacaktı.Buradan bize de bayağı bir ekmek çıkacaktı.Güçlü müttefiklerimizin desteğiyle bu iş birkaç ayda sonuçlanacak ve bizim de Yeni Osmanlı rüyamız uygulanmaya başlayacaktı.Bu sayede Kürt sorunumuzu bile halledecek,cari açığımızı düşürecek ,kişi başı milli gelirimizi arttıracaktık.Aslında her şey Türkiye içindi.Ve 3 hafta içinde de Şam’a girecek ve Emeviye camiinde cumamızı zafer coşkusu ile huzurla kılacaktık.
Olmadı. Olamadı.
Üzerinden 5 yıl geçti,500.000 insan öldü ,8 milyon insan göç edip sersefil oldu, öksüzlük, yetimlik, fuhuş, uyuşturucu, silah ticareti, kız ticareti, organ ticareti, terkedilen tesislerden çalınan makinalar, kafa kol kesmeler, mezhepçilik, dincilik, ırkçılık, bölgecilik vs vs
12 milyon insan Suriye’de korku ve tedirginlikle yaşamaya devam ediyor.
Ne hikmetse Suriye’nin dostları Suriye’de değiller.Onlar adına vekalet alan 80 ülkeden yüz binden fazla mücahit (?) bu vekaletle savaşı sürdürüyor,aldıklara vekalete uygun olarak “sahibinin sesi” olarak görevlerini yapmaya devam ediyorlar.Vekaleti verenlerin tek emri var :
Öldürün,daha çok öldürün ,yıkın,parçalayın …öyle bir nefret ekin ki Suriye bir daha bir araya gelemesin,bir daha insanlar birbirlerinin yüzüne bakamasın !
Zaten planda da hem Irak için ,hem de Suriye için üçerden 6 devlet planlanmıştı.Plan tıkır tıkır işliyordu.Figuranlar aldıkları motivasyonla rollerini en iyi şekilde icra ediyorlardı.Plana göre vekalet verenlere zarar gelmeyecekti,para,silah ve tüm imkanlar bu şartla verilmişti.Öyle de oldu ölenler Müslümanlar ,kazanalar vekaleti verenler olacaktı.
ABD kazandı,İsrail hep kazanıyor zaten,İngilizler,Fransızlar,Hollandalılar,Suud Kabilesi,Katar kabilesi kazandı.
Bir biz kaybettik bir de mazlum Suriye halkı.
Ne emperyalistler gibi zalim olmayı becerebildik ne de vakarlı bir devlete yakışan Kuran emri gereği arabuluculuk yapmayı.
Bir kısmımız biz de 1 koyup 3 alalım dedik .Vicdan sahibi siyasetçilerimiz ve halkımız gelen muhacirleri kucaklayıp ekmeğinin yarısını paylaştı.Vicdansız siyasetçilerimiz İsrail’e ,ABD’ye koşulsuz yaklaşalım biz de vekalet alıp dalalım Allah ne verdiyse hanemize yazalım dediler.
Sonuç olarak hariciyemiz sınıfta kaldı .Beklentilerinin hiçbiri gerçekleşmedi. Suriye’yi kaybettik. Sadece Suriye’yi mi kaybettik. En büyük ticareti yaptığımız Rusya ,İran , Lübnan ,Irak ,Mısır ,Libya…… hayallerde kaldılar.
Bu ülkeler Türkiye müteahhitleri ve ihracatçıları tarafından en çok tercih edilen ve iş yapılan yerlerdi. Hepsi gün geçtikçe uzaklaşıyorlar bizden.
Bize kala kala İsrail ,Katar ,Suud … kaldı.
Dış işleri devip geçmeyin 500 milyar dolar ihracat hedefimiz 143 milyar dolarla yerlerde sürünüyorsa bunun müsebbibleri arasında onların payı büyük.
En çok merak ettiğim de o çok küçümsediğimiz hatta alay ederek andığımız dışişlerinin eski monşerleri ne yapıyorlar ? neler düşünüyorlar bugünkü halefleri için ?