DOLAR 0,0000
EURO 0,0000
STERLIN 0,0000
ALTIN 000,00
BİST 00.000
Serap Meryem
Serap Meryem
Giriş Tarihi : 04-10-2021 14:53

Neden Hep Ben?

Bazen hayatımızda her şeyin üstümüze üstümüze geldiğini düşünürüz. Hangi yöne dönsek olumsuz bir şeyle karşılaşırız ve sorunların içinden çıkamaz hale geliriz. Bazen hep aynı sıkıntıları tekrar tekrar yaşadığımızı düşünürüz. Örneğin iş hayatımızda zarar ederiz ve ardından tüm işler ters gider.

Sebebini anlamaya çalışırız ve bir anlam veremeyiz, sonra neden hep ben diye sorarız? Neden hep bu tarz sıkıntılar beni buluyor? Ben nerede yanlış yapıyorum? Ardından arabesk müzikler dinlemeye başlarız ve bunca gamı bunca derdi mevlam yalnız bana mı verdi diye isyan boyutlarına doğru gideriz. Oysa yaşadığımız her şeyin bir sebebi vardır. Ve bu sebeplerin çoğunu kendi ellerimiz ile oluştururuz.

Hayatımızdaki her şey bir sistem içinde seyir eder.  Bu sistemin içinde birçok mekanizmalar ve yasalar vardır. Fizik yasaları, kimya yasaları gibi, her alanda farklı yasalar vardır. İletişim ve ilişkilerde de bu böyledir. Bu müthiş yaradılış içinde her şey sebep sonuç ilişkileri ile oluşur. Yaşadığımız her şeyin mutlaka bir sebebi vardır. Ya kendi davranışlarımız, düşüncelerimiz veya dualarımız ile bazı iyi veya kötü olayların başımıza gelmesine sebep olmuşuzdur. Ya da hiçbir şey yapmayarak ve seçim hakkımızı başkaların ellerine bırakarak, aslında başkaların bizim için seçtiklerinin sonuçlarını yaşıyoruzdur.

Bazen de bu müthiş yaradılış sistemindeki adalet mekanizması yerini bulması gerektiği için bazı olaylar gelişmiştir. Yani, olumlu da olsa olumsuz da olsa yaşadığımız her şey sebeplere bağlıdır.

Bazı sebepler büyük olabilir, bazı sebepler çok küçük ayrıntılar olabilir. Bunu bir kumbara gibi düşünebiliriz; iyiliklerinizi biriktirdiğiniz zaman, mutlaka ihtiyacınız olduğunda bunların hepsi size geri döner. Tabi aynı şekilde ne kadar kötülük biriktirirseniz de yine size geri dönecektir. Bunun ismi hak ediştir. İyilik mi görmek istiyorsun, o zaman iyilik hak edişini artır.  Kötülük görmek istemiyorsan da kötülük hak edecek bir birikim yapma. Bu yüzden başınıza iyi veya kötü bir şey geldiğinde, sinirlenmeden, öfkelenmeden ve neden hep ben diyerek duygusallaşmadan önce, sadece şunu düşünün, “Ben bunu hak edecek bir şey yaptım mı?” İşte bu olayları okumaktır. Olayları okumaya başladığınız zaman, aslında her şeyin tam da olması gerektiği gibi olduğunu fark edeceksiniz. 

Neden bazı şeyler sürekli bizi bulur sorusunun başka bir cevabı ise, adaletsiz davranışlarımızda ısrar etmek. Bunu insanlara kötülük yapmak gibi algılamayalım. Haksızlığa ve zulme sesini çıkarmamak ve taraf belirtmemekte, aynı şeylerin sürekli hayatımızda tekrar etmesine sebep olabilir. Örneğin çocuğunuz birisine bir haksızlık yaptı ve siz sesinizi çıkarmadınız, hatta adaleti gözetmekten ziyade çocuğunuzun yanlış davranışını savundunuz. Gün gelir çok başka bir ortamda haksızlığa uğrarsınız ve en çok güvendiğiniz insan sizin karşınızda yer alır. Belki 5 ay sonra belki 10 sene sonra, fakat bunu yaşarsınız. O gün, ben bunu şimdi neden yaşıyorum diye kendi kendinize sorduğunuzda, o yaptığınız haksızlık aklınıza gelir. Ve evet ben orada bu yaşadığımın hak edişini oluşturmuştum dersiniz. İşte siz bu adaletsiz tutumunuzu ne zaman terk ederseniz, bu başınıza gelen musibetlerde o zaman biter. Neden hep ben? Sorusundan ziyade bunu hak edecek bir şey yaptım mı sorusunu sorduğumuz zaman cevap zaten kendiliğinden gelir.

Bir başka mekanizma ise şudur: Müdahale etmediğin, ötelediğin her şey büyüyerek yine hayatına girer. Örneğin eşinize bağımlılık boyutunda bir zaafınız var ve eşinizin size karşı sesini yükseltmesine bir şey demiyorsunuz. Burada verdiğiniz bir taviz var. Çünkü aslında sakin bir şekilde onu ikaz ederek sesini alçaltmasını söylemeniz gerekirken, ya onu kırmamak adına, ya da onunla uğraşmak istemediğiniz için, taviz veriyorsunuz. Taviz her zaman taviz doğurur ve her yeni taviz bir öncekinde daha büyük olur. Dolayısı ile verdiğiniz tavizden dolayı ne olacak? Eşiniz başka bir gün size daha da şiddetli bir şekilde bağırarak karşılık verecek. Siz bu duruma dur demediğiniz müddetçe, bu olay gitgide büyüyerek, sürekli hayatınızda tekrar ve tekrar olacak, ta ki siz bir dakika benimle konuşurken sesini yükseltme lütfen deyinceye kadar.

Bir farklı boyutta ettiğimiz dualar ve ağzımızdan çıkan cümleler. Bazen kendi söylediklerimiz ile olumsuz şeyleri kendimiz çağırıyoruz. Örneğin sinirlenince sürekli çocuğuna saçma sapan cümleler kuran anneler, yıllar sonrasında çocuklarının hayatını kendileri kararttıklarının farkında bile olmuyorlar.  Ben böyle olaylara bizzat çok şahit oldum. Ve olayları okumaya odaklandığımda, gerçekten bu sistemde hiçbir şekilde bir adaletsizliğin olmadığını anladım. Örneğin benim gençlik döneminde bir tanıdığımız vardı. Oğlu çok yaramazdı. Sürekli anne oğlunu döver Allah senin belanı versin diye çocuğa kızardı. Bunu nerdeyse her gün tekrar tekrar söylerdi. Çocuk büyüdü evlendi, ardından kırk yaşlarına geldi ve bir gün belalı gençler tarafından bıçaklandı. Ağzımızdan çıkan her söze dikkat etmemiz gerekir. Ağzımızdan çıkan her söz bir ses frekansı oluşturur ve bu ses dalgası kaybolmaz, kainatta bir yerlerde takılır kalır. Ve bu aynı sözü ne kadar çok söylersek, bu ses dalgasını o kadar çoğaltırız ve güçlendiririz. Bir şeyi kırk defa söylersen olur, diye bir söz vardır bunu büyüklerimiz boşa söylememişler. Bu durumda kötü şeyleri ne kadar çok tekrarlayıp çağırmak mümkünse,  iyi şeyleri de tekrar tekrar söyleyerek bir müddet sonra, o olayın gerçekleşeceğinden hiç şüpheniz olmasın. Tabi burada hayır ve iyi niyet için istemek önemlidir. Yoksa yine farklı yönde sebepler oluşturmuş olursunuz.

Dolayısı ile hayatınızda bir şeyi değiştirmek istiyorsanız, bunun için hak edişlerinizi ve sebeplerinizi olumlu yönde oluşturun ve olacağına inanarak sürekli olumlu şekilde net olarak isteyin. Ve kimden istediğinizi unutmayın. O en güzelini ve en muhteşemini verecek kadar güçlü ve kudretlidir. O yüzden istemekten ve çok istemekten çekinmeyin…

Hepinizi tek tek Allaha emanet ediyorum

Kalın sağlıcakla

www.serapmeryem.com

info@serapmeryem.com

serapmeryem72@outlook.com

NELER SÖYLENDİ?
@
Gazete Manşetleri
Yol Durumu
E-Bülten Kayıt
ARŞİV ARAMA