Günümüzde uygun aday bulup evlenmek, hem gençler için, hem de eşi vefat etmiş, ya da boşanmak zorunda kalmış olanlar için hiç de kolay değil. Zira dürüst, güvenilir, bilinçli, edepli ve iffetli insanlar çok azaldı.
Eskiden aracılık daha yaygındı. Şimdilerde bazen vesile olunan adaylar göründükleri gibi çıkmadıklarından, bazen de bir sorun yaşandığında aracı olanlar sorumlu tutulduğundan dolayı artık aracı olmaya da çekiniyor çoğu kişi.
Oysa "İçinizdeki bekârları evlendirin" buyuruyor Rabbimiz Nur suresi 32. ayetinde...
Aracı olanlar dürüstçe bilgi vererek, ısrar etmeden, "Şöyle biri var, sizce uygunsa tanışıp gözlem yapabilir ve araştırabilir, ona göre kendi kararınızı verebilirsiniz " diyerek, adayla ilgili bilgi verirken abartma yapmadan ve ısrarcı da olmadan sadece tanışmaya vesile olmalılar. Sonradan sorumlu tutulmamak için de "Olumlu veya olumsuz karar verdiğinizde sorumluluk bana ait değil. Kararınıza da saygı duyarım." denmeli, asla ben kefilim diyerek sorumluluk da alınmamalı, ısrar da edilmemeli. İşin yanlış olan kısmı bu bence. Çünkü insanlar bazen göründüklerinden çok farklı çıkabiliyor. Bazen akraba veya tanıdık aileler arasındaki evliliklerde bile çok büyük sorunlar yaşanabiliyor.
* * *
Evlilik düşünüp de çevresinde uygun aday bulamayanların bir kısmı internetteki evlilik sitelerinden medet umuyorlar. Bu siteler arasında "İslâmi evlilik siteleri" de var. Görünürde güzel bir hizmet yapıyorlar, bir boşluğu dolduruyorlar. Ancak bu sitelerde güvenlik önlemleri alınmadığından her türlü kişi kaydolabiliyor, yalan yanlış bilgiler verebiliyor. Ben de bir ara bir kaydolayım, bakalım ne olacak? Sağlam insanlar var mı burada diye merak edip kaydolmuştum. Aynı zamanda bir sosyal deney gibi olur diye düşünmüştüm. Baktım ki güya İslâmi evlilik siteleri, ama her türlü tehlikeye açık. Yalancısı, dolandırıcısı, ahlâksızı, edep haya yoksunu, sürekli yazıp rahatsız eden takıntılı ruh hastaları... Ne ararsan var.
Site yöneticisine mesaj atıp şikayet etseniz de nafile... Çünkü ücretli üyelerden para kazanıyorlar. Demek ki onların da maksadı hizmeti etmek değil, para kazanmak.
Dr. Neil Clark Warren isminde Amerikalı bir psikoloğun "Doğru Kişiyi Bulmak ve Aşık Olmak" adındaki kitabını okumuştum bir ara. Evliliklerin çoğunun baştan uygun aday seçilmediği için devam etmediğini söylüyordu. Bundan dolayı da geniş araştırmalar sonucunda bu sahada çalışmalar yapmaya başlamış. Bir site kurup adaylar için hazırladığı uzun form sayesinde uygun olan kişileri eşleştirme yapıyor. Kanaatimce ülkemizde de böyle profesyonelce bir çalışmaya ihtiyaç var. Umarım bu yazıyı okuyan psikoloji ve aile danışmanlığı alanında uzman arkadaşlar bana ulaşırlar ve beraberce böyle bir çalışmaya ön ayak oluruz.
* * *
Geçen gün internette yer alan bir haber dikkatimi çekti. Evlilik sitesinden bir adayla tanışan bir hanım, onunla buluşmak üzere bir restorana gidiyor. Adam onu çiçekle karşılıyor. Buraya kadar bir sorun yok gibi. Fakat daha önce restorana giden bir arkadaşı portakal suyunun içine ilaç koyuyor. Kadın portakal suyunu içtikten sonra kendisini kötü hissediyor, eve gitmek istiyor. Adam onu evine götürüyor ve içeri giriyor. Kadın baygınlık geçirdiği sırada adam da diğer arkadaşını çağırıyor, beraberce evi arayıp, evdeki altınları ve 878 bin lira parayı çalıp kaçıyorlar.
Gönül hırsızı dolandırıcılar kadının bütün güven duygusunu da katlederek emellerine ulaşıyorlar malesef...
Daha sonra faillerden biri tuzağa düşürülerek yakalanıyor, fakat asıl fail de, paralar da hâlâ bulunamamış.
* * *
Çok düşük bir maaşla geçinmeye çalışan engelli bir arkadaş anlatmıştı. Hem maddî durumunun iyi olmaması, hem de yalnız yaşaması sebebiyle birçok kişi önce evlilik vaadiyle yaklaşmış, sonra da "Eve çay kahve içmeye çağırsana, biraz başbaşa kalalım, ne olacak" gibi ifadelerle gerçek niyetlerini ortaya koymuşlar.
Ne yazık ki yalnız yaşayan kadınları tuzağa çekmeye çalışan gönül hırsızları da var. Benim de bir vesileyle tanıştığım muhafazakâr görünümlü bir milletvekili, bana evlilik niyeti var gibi yaklaşıp samimi muhabbetlere girmek istemiş, bu tür muhabbetler nikahtan sonra olmalı diye uyardığımda da "Ben seni eşim gibi görüyorum. Beni kırma lütfen" diye ısrar etmişti. "Gelin, bir konuşup görüşelim, kararımızı netleştirelim önce" deyince de "Çok yoğunum, ilk fırsatta geleceğim" diyerek oyalama taktiği kullanmış, daha sonra "Tam olarak düşünceniz nedir sizin? Çekinmeyin, açıkça söyleyin." dediğimde ise, hiç utanmadan "Ben yoğun çalışıyorum, seyahatlere gidiyorum, yaş da ilerledi, ama istersen İstanbul'a geldikçe uğrayıp boşluğunu doldururum." diye cevap verdi. Kendisi bulunmaz Hint kumaşı ya, bütün hanımlar teklifini kabul edecek zannediyor.
Kendisini uyarıp haddini bildirdim tabii ki, ama çok üzüldüm davranışına.
Kimbilir milletin ve partisinin desteği sayesinde sahip olduğu mevkiye güvenerek kaç kadına böyle teklifte bulundu?..
Kendilerine verilen değere ve güvene lâyık olmayıp insanların güven duygularını zedeleyen, nefse ve şeytana uyup edebe uygun olmayan davranışlar sergileyenlere yazıklar olsun!.. (Bu konulara, okuyanlar için ders ve ibret olacağını umut ederek "Evlilikte Aşk mı Dostluk mu?" adını vermeyi düşündüğüm yeni kitabımda daha detaylı yer vermeyi düşünüyorum.)
Şimdi soruyorum sizlere, gönül hırsızlığı yapıp yalnız bir kadının parasına göz dikmek mi daha kötü acaba, yoksa namusuna ve iffetine göz dikerek evlilik vaadiyle kandırıp elde etmeye çalışmak mı?..
E. Mail: aysegulakdeniz-@hotmail.com