DOLAR 0,0000
EURO 0,0000
STERLIN 0,0000
ALTIN 000,00
BİST 00.000
Serap Meryem
Serap Meryem
Giriş Tarihi : 21-12-2021 19:22

Gelecek Kaygısı Nedir?

Gelecek kaygısı, korku gibi hafif veya şiddetli olabilen bir huzursuzluk hissidir.

Herkes hayatında kaygı, endişe ve korku gibi duyguları belirli bir ölçüde deneyimler.

Kaygı ve korkularımız aslında hayatımızı sürdürebilmemizi ve tehlikelerden uzak kalmamızı sağlayan savunma mekanizmalarımızdır.

Hayatımızda gelecek ile ilgili kaygı olmasaydı, çalışma ve plan yapma ihtiyacı duymazdık. Aynı şekilde korku mekanizmamız olmasaydı, birçok tehlikeden korunamazdık.

Belirli bir aşamaya kadar kaygı ve korku hayatımızda ilerlememizi ve korunmamızı sağlıyor.

Fakat belirsizlik ve bilinmezliğin belirli bir düzeyi aşması ile beraber bu kaygı normalden daha fazla bir hal alabiliyor. Gelecek, bilinmezlik kavramını da içerir; bu yüzden gelecek hakkında düşünmek, ileride karşılaşılacak olasılık ve seçenekler kişide kaygıya neden olabilir.

Özellikle gençlerimiz ülkenin ve dünyanın belirsiz ilerleyişi ile biraz daha kaygılı bir duruma gelebilirler. 2000 yılından önce doğmuş olan orta yaş kesimi, geçmişte birçok belirsiz ve olumsuz dönem yaşadığı için, bu belirsizlik ile biraz daha iyi başa çıkabilirler, çünkü birçok kez para biriminin dalgalanmasına şahit oldular, birkaç kez darbe ve sokak çatışmaları le karşılaştılar. Çok geçmişte değil, doksanlı yıllarda, Doların, dört ay içinde 8 bin liradan 42 bin liraya fırladığını da gördüler. Birçok kez dünyanın sonu geldi, uzaylıların istilası yakın, göktaşı dünyaya düşecek ve dünya yok olacak gibi değişik teoriler ile de karşı karşıya geldiler. Daha yaşlı olan insanlar savaşları ve gerçek yokluğu hatırlayabilecek durumdalar. Kurtuluş savaşına çocuklarını nasıl gönderdiklerini, evde yemek olmadığı için otlardan çorba yaptıklarını, çocuklarının ayaklarına ayakkabı alamadıkları için çocuklar çıplak ayak ile sokaklarda oynadıklarını, eve ara sıra alınan zeytinin üçer beşer tane olarak dağıtılıp küçük küçük ısırıklar ile yendiğini hatırlarlar. 1970 li yıllarda ülkesindeki zor şartlardan dolayı gurbete giden dedelerimiz, babalarımız ne kadar zorluklar ile o dönem yaşadıklarını hatırlarlar. Aileden vatandan yıllarca uzak kalırlardı, dilini bilmedikleri bir ülkede, insan olarak görülmeyen, sadece iş gücü olarak görülen ve insanlık dışı şartlarda yaşam şartlarını sürdürmek zorunda kalan büyüklerimiz o dönemdeki zorlukları çok iyi hatırlarlar. 

2000 yıllardan önce doğmuş olan insanlar, bu yaşanmış zor günlerin ardından her zaman yeniden umutlu günlerin geldiğini de görmüşlerdir ve bu yüzden bu konuda daha sakin kalabilmektedirler. Her nesil için mutlaka zor günlere şahit olduğu dönemler gelir. Çünkü bu bir döngüdür. Bir dönem rızkımız çoğalır bir dönem azalır. Bununla ilgili birçok ayet vardır.

İsra Suresi, 30. ayet: Şüphesiz senin Rabbin, rızkı dilediğine genişletir - yayar ve daraltır. Gerçekten O, kullarından haberi olandır, görendir.

Kimler gelecek kaygısı yaşar?

Yeni başlangıçlar güzeldir ancak kişinin endişeye yatkın bir yapısı varsa gelecekteki belirsizlikten fazlasıyla endişelenip; stres yaşayabilirler.

Özellikle hayatlarında dönüm noktası olarak tanımladıkları eğitim, askerlik, evlilik gibi durumlar bunun daha çok hissedilmesine yol açabilir

Günümüz ve ülkemiz koşulları düşünüldüğünde gelecek kaygısını en çok ergenlik döneminde üniversite sınavına hazırlanan bireyler, mezun olacak üniversite öğrencileri ve iş arayışındaki bireyler yaşarlar. Bu nedenlerden birine son olarak Covid-19 salgını eklendi.

Gelecek kaygısı, özellikle genç nüfus üzerinde büyük bir baskı ve stres yaratan bir durumdur. Gençlerin yıllar sonra nasıl geçineceklerini, işlerinde mutlu olup olmayacaklarını, sektörlerinin zarar görüp görmeyeceğini ve bunlar gibi binlerce soru nedeniyle sürekli bir gelecek kaygısını oluşturmaktadır.

Gelecek kaygısı aslında sadece maddiyata da dayanmıyor. Şöyle bir baktığımızda maddi anlamda çok varlıklı, hatta popüler olan insanların da bazılarının ciddi gelecek kaygıları olabildiğini görebiliyoruz. Özellikle son zamanlarda göz önünde olan sanatçıların ciddi kaygı bozuklukları ile ilgili söylemlerini görebiliyoruz, hatta bazı sanatçıların intihar ederek hayatlarına son verdiklerini duyuyoruz.

O zaman gelecek kaygısı sadece maddi bir durum değil. Aslında manevi bir durum. Burada en önemli etken inanç ve tevekkül. İnanç boyutu zayıf olan bir insanın tevekkül konusunda da çok güçlü olması beklenemez. Oysa tevekkül ile bu soruna yaklaştığımızda, birçok ayet aslında bize rahatlatıcı bir çözüm sunmaktadır.

Hud Suresi, 6. ayet: Yeryüzünde hiçbir canlı yoktur ki, rızkı Allah'a ait olmasın. Onun karar (yerleşik) yerini de ve geçici bulunduğu yeri de bilir. (Bunların) Tümü apaçık bir kitapta yazılıdır.

Düşündüğümüzde, rızkı ve geleceği için telaşlanan tek canlı insandır. Hiçbir kuş yarın yemek bulamam diye, yanına biraz daha yemek alma derdine düşmez. Çünkü Allah her türlü canlının rızkına kefildir.

Ankebut Suresi, 60. ayet: Kendi rızkını taşıyamayan nice canlı vardır ki onu ve sizi Allah rızıklandırır. O, işitendir, bilendir.

Gelecek Kaygısını Azaltmak İçin Neler Yapabiliriz?

Hedef ve plan belirlemek

Geleceğinizi planlamak için yapıcı adımlar atarak kaygılarınızı bunu yönetebilirsiniz. Hayatınız belki bu planı takip etmeyebilir ancak gelecek için bir plan yapmak, gelecekle ilgili endişenizi yönetmede olumlu bir adımdır.

Hedefler, bir görevi yerine getirmeniz veya karar vermeniz gereken anda daha hızlı hareket etmenize yardımcı olur.

Hedefsiz kişiler gelecek kaygısını daha çok yaşarlar.

Bu nedenle hedef belirlemek ve bir yol haritası oluşturmak için bazı adımları takip etmek kaygıyı azaltır.

Belirlediğiniz hedefleri yazıya dökmek ve yol haritasını görselleştirme; ve bunu değişen durumlara göre uyarlamak da belirsizlik ile daha kolay baş edebilmenizi sağlar.

Plan yaparken, küçük küçük hedefler koymamız daha gerçekçi ve hesaplanabilir olur.

Her hedefe ulaştığınızda bir başarı elde etmiş olacaksınız ve bu size ihtiyacınız olan özgüveninizi geri getirecektir.

Destekleyici aile ilişkileri

İnsan sosyal bir varlık olduğu için ilişkiler bireyin yaşamında oldukça önemli ve belirleyicidir. Gelecek kaygısı taşıyan bireylerin çevrelerinde onları destekleyen arkadaşlarının olması ve sıcak aile ilişkileri geleceğin ihtimalleri ve belirsizliği karşısında kaygılarını azaltmada oldukça etkilidir. Sevildiğini ve desteklendiğini bilmek, kişinin hedef ve plan belirlemesine de yardımcı olur.

Başarılı olduğunuz bir zamanı hatırlayın

Geleceğe dair kaygı duymak, gelecekte başarısızlık yaşayabilme ihtimalinden de kaynaklanır. Bu durumda daha önce üstesinden geldiğiniz zorlukları ve kişisel gücünüzü kendinize hatırlatacak olayları hatırlayın ve bu zorlukları aşarak nasıl başarılı olduğunuzu düşünün. Aynı şekilde bunu ülkeniz için de uygulayın.

Yalnız olmadığınızı unutmayın. Hepimiz aynı ülkede yaşıyoruz, hepimiz aynı gemideyiz. Kaygılı hissettiğimiz bir konuda aynı durumu aynı şartlar altında yaşayan kişileri görün. Ve onların aynı durum ile nasıl başa çıkmaya çalıştıklarını gözlemleyin.

Yeniliğe açık olun

Anadolu’da “Yapı taşı, açıkta kalmaz” şeklinde bir söz vardır. Zamanınızı kendinizi donanımlı hale getirerek verimli kullanın. Hem üretin ve kafanızı başka yerlere verin hem de iş hayatınız ile ilgili referanslarınızı güçlendirin. Örneğin bir dil öğrenin, bir bilgisayar programı öğrenin ve kendinizi geliştirerek, aranan kişi olma yolunda tuğla tuğla kendinizi inşa edin.

Hazırlıklı olmak kaygıyı azaltabilir

Gelecek kaygısının en önemli sebebi hazırlıksız olmaktır. Hazırlıklı olan kişiler daha az kaygı yaşar. Bu durum krizde de öyledir. Krizde en çok zarar görenler krizi önceden ön göremeyip hazırlık yapmamış olanlardır. Mesela yağmur yağacağı zaman ya da fırtına çıkacağı zaman insan ön görüde bulunup hazırlığını yaparsa en az şekilde etkilenir. Hazırlıklı olan bir kimse, ‘Bir kriz çıkarsa ne yapabilirim?’ diye zihinsel olarak hazırlık yapar ve onunla ilgili tedbirlerini alırsa kaygıyı kontrol edebilir” dedi.

Keşke kelimesini unutun

Gelecek kaygısı kimi insanlarda kabul edilebilir seviyedeyken; kaygısı normalin üzerindeki kişiler zihinsel olarak çok yorulurlar. Geçmişten kopmak ve vesveselerden kurtulmak onlara çok zor gelir. Bugünün sorunlarını uğraşıp çözmek yerine geçmişi düşünerek o enerjiyi tüketirler. Yaşadıkları bazı olumsuz durumları bilinçaltlarında sürekli şu an yaşadıkları durumlar ile kodlarlar ve gereksiz bir kaygıya kapılırlar.

Anlaşılan, gelecek kaygısı aslında şu anki maddiyat durumumuzdan ziyade, şu anki algımız ve düşünce tarzımız ile ilgilidir. Tevekkül bunun en önemli yönüdür.

Talak Suresi, 3. ayet: Ve onu hesaba katmadığı bir yönden rızıklandırır. Kim de Allah'a tevekkül ederse, O, ona yeter. Elbette Allah, Kendi emrini yerine getirip-gerçekleştirendir. Allah, her şey için bir ölçü kılmıştır.

İnsan çok nankördür, yıllarca refah içinde yaşamış olsa ve sadece birkaç ay daralsa hemen isyan etmeye başlar. Şu son yirmi senedir yüzde iki yüz kazanca alışmış olan şirketler ve esnaf, kazançlarından zarar ettikleri için isyan ederken, henüz daha çalışma hayatında hiçbir emeği olmayan bir üniversite öğrencisi, benim hayatımı çaldınız diye isyan edebiliyor. İnsan insana bunu yaparken, onu yaratan ve onun rızkını veren Allah’a da nankörlük yapmaktan çekinmez.

Fecr Suresi, 16. ayet: Ama ne zaman onu deneyerek, rızkını kıssa, hemen: "Rabbim bana ihanet etti" der.

Oysa Kuranı Kerimde doksan yerde Allah’ın rızkımıza kefil olduğunu söylerken, şeytan sadece bir yerde bizi fakirlik ile korkutur. Ve ne yazık ki biz insanlar, doksan yerde Allah’ın verdiği vaadi unuturuz ve bir ayette geçen fakirlikten korkarız.

Bakara Suresi 268: Şeytan size fakirlik vadeder (sizi fakirlikle korkutur) ve size cimriliği emreder (teşvik eder). Allah ise katından size bir bağışlanma ve bir lütuf vadeder. Allah (imkânları) geniş olandır, bilendir.

Hasan Basri bunu çok güzel bir şekilde ifade etmiş:

Kuran’ın iki kapağı arasındakileri okudum. Doksan yerde Allah’ın rızka kefil olduğunu gördüm.

Sadece bir yerde ise şeytanın insanı fakirlikle korkutacağını gördüm.

Ve insanın, Rabbinin doksan yerdeki vâdini unutup şeytanın sadece bir yerdeki yalanına kandığını da gördüm.

Dünya bir imtihan yeri, mallarımız, sevdiklerimiz, sağlığımız, duygularımız, bazen şöhret ve makam ile sürekli bir imtihana tabi tutuluyoruz. Bunu bilen ve kabullenen bir insan çok daha rahat ve huzurlu bir hayat sürer. Ve eğer tevekkül edebilir ve Allaha güvenerek içini ferah tutabiliyorsa, o insanı artık hiçbir şey korkutamaz ve tedirgin edemez.

Kalın sağlıcakla

Hepinizi tek tek Allaha emanet ediyorum.

www.serapmeryem.com

info@serapmeryem.com

serapmeryem72@outlook.com

NELER SÖYLENDİ?
@
Gazete Manşetleri
Yol Durumu
E-Bülten Kayıt
ARŞİV ARAMA