Önce biraz eskilere gidelim.
Hz. Ali’nin İslam Devletinin başına geçtiğinde halka ilk konuşması:
“Şunu iyi bilin ki Sosyal Adalet ve Hukuk Devleti önceliğimizdir!
Beyt ül Mal’dan (devlet bütçesi) haksız olarak aldığınız her şeyi nereye gizlerseniz gizleyin bulup Beyt-ül Mal’a iade edeceğim. Hatta eşlerinizin mihrini ondan vermiş olsanız dahi.
Yetimlerin ve yoksulların hakkını kimse yiyemez!
Kanun herkese eşit uygulanacaktır.
Görevlere eş dost, akraba değil layık olanlar gelecek!
Efendiyle köle eşittir ve ‘Beyt-ül Mal’dan eşit yardım alacaktır!
Resulullah (saa) döneminde yaptığınız fedakârlıkların karşılığını benden değil Allah’tan isteyin.
Bu sizi diğerlerinden maddi konularda farklı kılmaz!
Benim hükümetimde beni kabul etmeyenler de huzur içinde yaşayacaktır... "
Şimdi günümüze dönelim.
Maalesef son 20 yılda vesayeti yıkacağız iddiasıyla yola çıkan dostlarımız, iddialarından vuruldu. Ayrıcalıklı, tuhaf insanlar çıktı ortaya. Bu insanlarda bilerek veya bilmeyerek aziz İslam’a ciddi zararlar veriyorlar.
Dini değerlerden uzaklaşmalar, yurt dışında yaşama özlemi hiçbir dönemde olmadığı kadar arttı.
Bu dinin adı İslam olmasaydı adalet olurdu diyecek kadar; adalete, insan haklarına önem veren dinin mensupları maalesef gücü ele geçirince bu kavramları birer birer tartışılır hale soktu.
Artık şapkayı masaya koyup, başı öne eğip, düşünme vakti geldi de geçiyor bile. Tekrarı yok bu hayatın, sınav bir kez oluyor. Sınavı yapan öyle kolay kolay aldatılacak, aldanacak gibi de değil.
Hacca giderim, umre yaparım, üç beş bursla çözerim gibi aciz çözümlerle silinecek bir kara değil alınlara yapışan.
Secde izinden daha belirgin parlıyor çirkinlikler.
Günlerdir yazılıp, çiziliyor bozulmanın boyutları, yolsuzluklar, kokaincilige varan aymazlıklar, halktan uzaklaşmalar...
Ben tekrarlamayacağım. Ancak şunu belirtmeden de geçemeyeceğim. Bu günkü görüntü yola çıktığımızda bizde var olan ve hedeflediğimiz bir görüntü değildi. Değişim diye diye çıktığımız yol, bizi yanlış bir menzile götürüyor. Bizim yaşadığımız değişim değil bozulma imiş meğer.
Ramazan gelirken yepyeni bir fırsat var aslında.
Kibri, israfı, halkı aşırı derecede rahatsız eden liyakatsiz atamaları, çifter çifter maaşları bitirin. Sade yaşayın, halkın içine girin, esnafın hâlini görün, kahvehanelere gidin sabah erkenden, dinleyin insanları. Pazar yerlerini gezin, tebdili kıyafetle. Eşlerinizi gönderin, arkadaşlarınızı gönderin gerçeği duyun artık.
İnsanlar zor durumda.
Elektrik, dogalgaz faturalarının, kiraların, gıda fiyatlarının yüksekliğinin yaktığı canlarını rahatlatmak için çözümler arayın. Örnegin elektrik fiyatları dağıtım şirketleri için %17 düşürülmüş ancak halka yansıtılmamış. Bunu halka yansıtın. İsraf düşerse, akaryakıt, elektrik, doğalgazda uygulanan yüksek vergiler düşürülerek halkın nefes alması sağlanabilir. Sayısı belli, müteahhitlere ödenen garantileri halkın lehine dönüştürün , tarihe geçin.
"Halka hizmet ,hakka hizmettir " seçim dönemlerinde en çok söylenen bu degilmiydi ?
Bu sloganlara sadık kalmak gerekmez mi ?
Vakit hızla geçiyor,anketler hızla baş aşağıyı gösteriyor.
İster halk için, ister hak için ...
Toparlanın.
Gidişat iyiye değil.
Cevdet Işık
Yanılsamaları Fark Etmek..
Alptekin Dursunoğlu
İsrail ve saray soytarılarının ‘Demir Duvar’ kaygısı...
Harun Yılmaz
Yirmibeş Kuruşun Hikâyesi...
Hazım Koral
Nedir Bu İran Düşmanlığınız?
Vedat Kahyalar
Yahudileşme Ne Demektir?
Recai Yurdan
Gazze Savaşı Ekolü
Ülkü Aras
Rahmet Gecesi
Ayşegül Akdeniz
Kritik Bir Seçimde Akl-ı Selimin Önemi...
Serap Meryem
Şu günü, Bu günü, Kadınlar günü…
Zülküf Eser
Filistin’i, Gazze’yi Kurtarmaya Var Mısınız? Buyrun Buradan Başlayalım!
Süveyda Güzel
Yeryüzünün Lanetlileri...
Ahmet Yıldırım
Ramazan Hoca’nın Ardından...
Ramazan DEVECİ
Filistin Direnişi ve Aksa Tufanı...
Ümmiye Yılmaz
Aramızda...
Hasan Hüseyin Avcı
Din, Bilim ve İlerleme...
Cem Bozlu
Zelzele 4:17
