DOLAR 0,0000
EURO 0,0000
STERLIN 0,0000
ALTIN 000,00
BİST 00.000
Funda Ayşe Gedik
Funda Ayşe Gedik
Giriş Tarihi : 17-02-2022 09:26

Can Kuşum Hoş Geldin…

Her Şubat’ın 16’sını 17’sine bağlayan gece uykum kaçar farklı bir heyecan ve telaşa sarılır kalbim bundan yıllar öncesi bir pazartesi gecesinin sancılarıdır bunlar...

Analığa ilk adımım tüm canlılığıyla yüreğimden hatıralarıma oradan da gözpınarlarıma yerleşir. 

Ten kafesimde ki Can Kuşumun kanat sesleridir doğuşun.
Umudumdur, umduğumdur, sürurumdur...
Dünyada ki hiçbir şeye benzerliği yoktur o anın
Eşsizdir...  Biriciktir...  Mükemmeldir... 
Hayat nedir deseler o andır derim. 

Ve Umut, yüzünü gördüğüm o ilk anın tarifsizliği…
Ne kadar masum ve naif…

Kollarıma alabildiğim bağrıma basabildiğim anın adı mutluluk olur. 
Bu minicik simayı bakışlarım hayranlıkla ezber ederken bir gelecek şekillenir içimde temennilerim hayallerim saniyeler içinde akar dua ve gözyaşıma karışır.

Dudaklarımın kıvrımına incecik bir tebessüm oturur. İçinden kelebeklerin uçması tarifi var ya buradadır aslında.

Zarif bir coşkudur içimdeki… 
Aziz bir hediyeye karşı duyulan minnet ve şükür. 

Analığım başlamıştır artık…
Zordu gelişin, zordu seni bekleyişim…
Sen en kutlu hediye, varlığımın en kıymetli müjdesi.
Ruhumun aydınlığı, hayat soluğum Can Kuşum hoş geldin… 

Dünyama geliş sesin…
İşte burası gözünü kırpmadan hesapsızca ilahi bir sevkle ananın canını evladın canına adayabileceği yerdir. Tüm korkuların, endişelerin sorgusu bitmiştir. 

Analığım ne kadar riskli ve zor bir doğuma sebepse de umutlu bir kabulle yaşamıma tercihimdin. 

Ey Yavru Can bil ki bugünde değişmez bu...
O gün nasıl kendime geldiğimde ilk sorum “Bebeğim nasıl” ise, bugünde her gece yüreğimde aynı soruyla uyurum “Yavrum nasıl”… 

Senin kokunu içime çektiğimde varlığını bağrıma bastığımda ve emmeye başladığında tüm dünya huzurdu…

Ve yıllar sonrasında bile sen kaç yaşında olursan ol kokunu içime çektiğim o an huzurdur...

Evlatlar bilmezler o ilk bebek kokusu annenin yüreğinden hiç çıkmaz…
Özlemi doruktayken bir lütuf gibi o koku annenin içinde yayılır.. Buruk bir tadı vardır, özlem içini yakar ve yine “burnumda tütüyor işte” dersin…

Tek dermanın, o hayatının membası ve manası olan biricik, canından hasıl yavrunu, parçanı, kollarının arasında bulmak ve can içre tüm duygularla bütünleşerek sımsıkı sarmalamaktır. 

Ve sonrasında; yine Can Kuşunu huzurla güvenle sevgiyle yoğurup umutlarına kanatlandırmaktır. 

Burnumda tüten yavrum…
Dünyaya ve Dünyama geleli bunca yıl oldu. Hayatta başıma gelebilecek en güzel şeyin ilki sen ikincisi kardeşindi. Sen doğduğunda, seninle dünyada yeniden var oldum.. Varlığım varlığınla manalandı şenlendi. 

Bana analığı öğreten yavru..

Bildim ki analık yürek işiydi. Bildim ki anne de evladıyla büyür evladıyla güzelleşirdi. Nakış nakış işlenirdi yürek tezgahında. Ne dokursan o tezgahta alıp karşına seyrettiğin eserin odur. 

Şükrüm ki ruhumla sevdim analığımı. Ruhumla işledim.. Şimdi durup baktığım yerde de dönüp baktığım yerde de sizinle hayata tebessüm ediyorum. Rabbime minnetle yöneliyorum.

Ve tüm güzel ruhlarla beraber ne güzel bir esersiniz siz..
Nimetim… Şükrüm… Niyazım… Emanetim…

NELER SÖYLENDİ?
@
Gazete Manşetleri
Yol Durumu
E-Bülten Kayıt
ARŞİV ARAMA