"Dağlara buğdaylar serpin Müslüman ülkede kuşlar aç kaldı demesinler" diyen Ömer'in dininden olanlar hani nerede?
Ömer'in dininden olan coğrafyalar bir yanıyla bahar bahçe, çoğu yanıyla hazan.
Açlıktan ölen bugün sadece Gazze' nin yavruları mı?
Çocukluğumdan beri kara yüzlü insanların coğrafyasında çocukların açlıktan öldüğünü hep duyarım hâlâ ölüyorlar,ne kadar kaldılarsa artık ?
Gazze' nin açlıktan ölen yavrularına yardım çığlığı ne kadar hamasi bir söylem olarak kalıyorsa, hicretle ülkelerine sığınan Müslümanlara kapısını açan Habeş' in açlıktan ölen çocuklarına da o kadar kör ve sağır.
Gazze' nin açıklıktan ölen çocuklarını gündem yapıyor, yıllardır açlıkla pençeleşen Afrika'nın çocukları unutulmuş; enteresan ve izleyenler açısından acınası ve patolojik bir durum.
21. Yüzyılın ulusal çıkarcı ve aynı inancın kendi ile çelişen çıkarcı din anlayışı...
Batı dünden bugüne ilerleyen düşünce (!) anlayışı paralelinde; ahlak anlayışına pozitif bir ivme kazandıramazken, İslam dünyası da batının inşa ettigi materyalist dünyada, kendi değerlerini ve insanını harcamayı göze aldı.
Öte yandan acılar ve zulüm kıyas götüremez elbette hepsi kendi merkezinde kendi yüreğini yakar lakin Doğu Türkistan'ın karşı karşıya kaldığı zulüm ve baskı başlı başına yürek sızlatır,gel gör ki bir ulusun ticari ilişkileri insandan çok daha ötededir işte.
Kafanızı nereye çevirseniz İslam coğrafyalarını ya fakru zaruret içerisinde ya kendi ihtişamlarıyla gafilane hem hal ya hükmedilen konumunda görüyorsunuz.
Hangi dağın, hangi açlıktan ölebilecek kuşu; hangi coğrafyanın hangi dininde, hangi ulemada ve hangi halifede düşünüldü?
Buralarda insanlar ve en masum küçük canlılar; kuş yemini dahi bulamadan ölüyor...
Yoksa başka bir evren mi ?
Ben çıkamıyorum içinden...