https://www.ekrangazetesi.com/files/uploads/user/b3ccc9cda16e771cb1b087a0c29cc07c-0215f476010e411f32fd.png
Serap Meryem

Şu günü, Bu günü, Kadınlar günü…

09-03-2024 11:54

Kadınlar gününün nesi kötü, kadınların hatırlanması ve kendilerini özel his etmeleri için onlara bir gün atıf edilmesini neden eleştiriyorum?

Bir kadın olarak, öncelikle bir kadının değerinin paha biçilmez olduğunu düşünüyorum. Kadın bir çok konuda muhafaza edilmiş ve sorumluluklarını en güzel şekilde taşıyabilen çok narin, ancak o kadar da güçlü, muhteşem bir varlık. Bu yüzdendir ki bir insana can verilmesine vesile edilerek, ayakları altına cennet serilerek şereflendiriliyor. Bu kadar değerli bir varlığın muhafaza edilmesinden ve sakındırılmasından daha doğal bir şey olamaz.

Bugünkü ortamda kadına yapılan algı yönetimler, kadına, kendini her zaman yetersiz, değersiz ve zayıf hissettimektedir. Bu yüzden bir çok kadın mutsuz ve huzursuz bir durumdadır. Kadın nasıl his ederse, çocuklarına da duygularını öyle yansıtır. 

Bir baba çocuklarının mutlu olmasını istiyorsa, önce eşini mutlu etmeli ve değerli his ettirmeli. 

Bu konuda eksiklik his etmeyen kadın, batının icat ettiği bu tarz sanal günlere itibar etme ihtiyacı duymaz.
Kadınlarımız nasıl bir algı manipülasyonu ile yönledirildiklerini yavaş yavaş fark etmeye başlıyorlar. Eğer amaç kadının ve insanın haklarını anımsamak olsaydı, iilk başta Filistin ve Türkistan kadınlara destek çağrısında bulunulması gerekmez miydi?. 

Samimiyetsizlik ve kendi çıkarları doğrultusunda hareket eden bu zihniyet algı yönetimi ve kadının en masum duygularını kullanarak, her zaman bizlerle dalga geçercesine oynamaya devam edecektir. Bizler artık uyanmalıyız. Önce dinimizi sonra töremizi  ve tarihimizi yeniden öğrenip, öğrendiklerimiz ile amel ederek, gücümüzün farkına varmalıyız.

8 Mart’ın hikayesi nedir?

8 Mart Dünya Kadınlar Günü BirLEŞmiş Milletler tarafından tanımlanmış bir gün olarak her yıl dünya çapında kutlanmaktadır. 

İnsan hakları temelinde kadınların siyasi ve sosyal konumlarının güçlendirilmesi, tüm toplumlara kadınların eşit haklara sahip olduğu bilincinin geliştirilmesi ve korunması için her yıl 8 Mart, Dünya Kadınlar Günü olarak kutlanmaktadır.  (BirLEŞmiş milletlerinin insan  ve kadın haklarına yönelik tutumlarını Filistin katliyamında görmüş olduk)

1917'de Sovyet Rusya'da kadınlar oy hakkı kazandıktan sonra 8 Mart ulusal bayram ilan edildi. Dolayısıyla 8 Mart Kadınlar Günü, daha çok Komünist ülkelerde bağımsızlık günü olarak kutlanmaya başlandı. Ancak bu gün 1967'de feminist hareket tarafından benimsenince, durum değişmeye başladı. Devam eden süreçte, 1975'e gelindiğinde BirLEŞmiş Milletler tarafından kutlanmaya başlandı. BirLEŞmiş Milletler 1975 yılında üyelerini bu günü benimsemeye ve kutlamaya davet etti. Bunun ardında aslında yine bir stratejik hedef vardı. Kadınları bireyselleştirerek aileleri bölmek ve aile ilişkilerini zayıflatmak. 

Türkiye'de ilk 8 Mart Kadınlar Günü kutlaması 1921 yılında yapıldı. İki komünist kız kardeş olan Rahime Selimova ve Cemile Nuşirvanova'nın girişimiyle gerçekleşen gösterilerden sonra uzunca bir süre 8 Mart Dünya Kadınlar Gün'nü kutlamak Türkiye'de yasaktı. Bu süreç 1975'e kadar devam etti.

Çeşitli kadın derneklerinin  ve medyadaki algı yönetiminin etkisiyle 8 Mart Dünya Kadınlar Günü 1977 yılında yeniden meydanlara çıktı.

İSLAM VE KADIN

Kadın ve erkeğin bedensel, duygusal, psikolojik ve fıtralsal anlamda eşit olması mümkün değildir, ancak Rabbim erkek ve kadının kul anlamında birinin diğerinden üstün olmadığını, üstünlüğün cinsiyet ile değil, kulluk bilinci ile olabileceğini ifade etmektedir. Rabbim, kadını ve erkeği her konuda birbirlerini tamamlayan fıtratta yarattığını vurgulamaktadır. 

NİSA 1
Ey insanlar! Sizi bir tek nefisten yaratan, ondan eşini var eden ve ikisinden pek çok erkek ve kadın meydana getiren Rabbinize hürmetsizlikten sakının.

HUCURÂT 13
Ey insanlar! Biz sizi bir erkekle bir kadından yarattık. Birbirinizi tanıyıp sahip çıkmanız için milletlere, sülâlelere ayırdık. Şunu unutmayın ki ALLÂH'ın nazarında en değerli, en üstün olanınız, takvâda en ileri olandır. Muhakkak ki ALLÂH herşeyi bilir, her şeyden hakkıyla haberdardır. 

AHZAB 35 
Müslüman erkekler ve müslüman kadınlar, îmân eden erkekler ve îmân eden kadınlar, tâate devam eden erkekler ve tâate devam eden kadınlar, sadâkatli erkekler ve sadâkatli kadınlar, sabreden erkekler ve sabreden kadınlar, mütevâzı erkekler ve mütevâzı kadınlar, sadaka veren erkekler ve sadaka veren kadınlar, oruç tutan erkekler ve oruç tutan kadınlar, ırzlarını koruyan erkekler ve (ırzlarını) koruyan kadınlar, Allâh’ı çok zikreden erkekler ve zikreden kadınlar var ya; işte Allah, bunlar için bir mağfiret ve büyük bir mükâfat hazırlamıştır.

Veda hutbesi kadınlar:

Ey insanlar! Kadınların haklarını bilmenizi ve gözetmenizi isterim, bu nedenle Yüce Allah'tan korkmanızı dilerim. Siz kadınları Allah'ın emaneti aldınız ve onların namusunu kendinize Allah'ın emri ile helal bildiniz. Sizin kadınlar 
üzerinde onların da sizin üzerinde hakkı vardır.

İslamın ve Türk töresinin kadına verdiği değeri ve hakları araştırmaya başladığımız zaman, kendimizi ne kadar az ve yanlış tanıdığımızı fark edeceğiz inşallah.

Herkesi Allah’a emanet ediyorum…

Neler Söylendi?

Hacı Bekir ÖZKAN

Allah razı olsun. Güzel özetlemişsiniz. 1 ay önce