Vedat Kahyalar ile Ramazan Yüksel konuştu: Filistinliler Osmanlıyı arkadan vurdu mu?

RÖPORTAJ - 12-10-2023 20:44

Vedat Kahyalar ile Ramazan Yüksel konuştu: Filistinliler Osmanlıyı arkadan vurdu mu?

Değerli ağabeyim, bir araya gelmelerimizde daha çok ekonomi ve iç siyaset değerlendirmeleri yapardık. Ancak bu gün Filistin, Hamas, İsrail ve Filistin hakkında dayatılan yanlış bilgiler algıları sorup konuşmak istiyorum, bunu da gazetemiz Taşköprü’de yayınlamayı düşünüyorum.

Zaman zaman HAMAS' ın manevi önderi İzzeddin el-Kassam bahsediyorsunuz, El Kassam kimdir?
İzzeddin el-Kassam Tugayları (Kassam), Filistin İslami Direniş Hareketi'nin (Hamas) silahlı kanadıdır.  İzzeddin el-Kassam, Filistin'in bağımsız bir ülke olması için ilk harekete geçen, Ezher Üniversitesi mezunu bir islam âlimidir.

İtalyan askerleri Trablus'a yapılan çıkartma sırasında. Ekim, 1911.

Kassam, 1911'de İtalya'nın Trablus'u işgal etmesi üzerine bölgeye giderek Osmanlı birlikleriyle İtalyanlara karşı savaştı. 1. Dünya Savaşı sırasında Osmanlı ordusuna yazıldı. Savaşın ardından Şam'ın Fransız işgalinden kurtarılması için mücadele etmeye ve halkı örgütlemeye başlayan el-Kassam, gıyabında ölüm cezasına çarptırıldı.


Sizce Filistinliler Osmanlıyı arkadan vurdu mu?
Asla! Bu yüzyıllık algı oyunun iğrenç bir parçasıdır! Merhum El Kassam Filistin topraklarının Yahudi göçmenlerce satın alınmasına ya da işgal edilmesine şiddetle karşı çıktı!

Yine Merhum Kassam, Hayfa'daki İslâmî bir okulda öğretmenlik yapmaya başladı ve Genç Müslümanlar Birliği'ne katıldı. Burada tesadüf eseri Filistin ulusal savaşına önderlik eden el-Fetih'in fikir babası Hacı Emin el-Hüseyni ile tanıştı. Birlikte, Filistin’in geleceği için çalıştı

Filistin topraklarını işgal altında tutan İngilizlerin yoğun bir şekilde Yahudileri getirip bu topraklara yerleştirdiklerini görünce, kendisi de Siyonist terör çetesine karşı cihat için fiilen hazırlıklara başladı. Bu hazırlık döneminde bir yandan samimi bir şekilde cihada katılacak eleman yetiştiriyor, bir yandan da teçhizat ve maddiyat temin etmeye çalışıyordu.

Filistin cihadının kilometre taşlarından ve bu topraklarda İslami kimliğin korunması yolunda çok yönlü mücadele eden önderlerden olan İzzeddin Kassam, 1935'te silah eğitimi için mücahitleriyle birlikte dağa çıktığı sırada, Batı Yaka şehirlerinden Cenin yakınlarındaki Ya'bed Tepesi'nde, havadan ve karadan saldırı düzenleyen 500 kişilik İngiliz birliği tarafından kuşatılarak şehit edildi.

Hayatı İslami mücadele ile Müslümanlar ile dayanışma ile geçmiş, Türk ve Osmanlı dostu önemli bir Filistin lideridir.

Bu durumda?
Oraya geliyorum; Filistinliler topraklarını Yahudilere sattı mı? Asla böyle bir şey yok, şu sıralarda sosyal medya da algı oyununa gelen yurdum insanı, işin aslını bilseydi çok şey değişirdi.

Sosyal medyada çokça dolaşan bu yalan ve dezenformasyonu çökertelim müsaadenle; 2 Kasım 1917 yılında Balfour Deklarasyonu imzalandı. İngiltere Filistin topraklarını da ele geçirdi. Bölgede Siyonist bir Yahudi devletinin kurulması kararlaştırıldı.

İngiltere Filistinlilere büyük bir emlak vergisi koydu. Sonra bunu artırdı. Yani bir evin fiyatı 1 milyonsa vergisi 5 milyon oldu. Filistinliler hâliyle bu yüksek vergiyi ödeyemedi. İngilizler o topraklara el koyup, Yahudi yerleşimcilere satmaya başladı. Arazilere el konulması 1948’e kadar sürdü. İsrail devletinin el koyduğu topraklar Filistin topraklarının yüzde 6’sıydı.

Peki, geri kalan topraklara ne oldu? İsrail 30 Mart 1976’da binlerce dönüm Filistin toprağına el koydu. 1976'dan beri bu durum “Toprak Günü” olarak anılıyor. Filistin Toprak Günü'nün geçmişi "Nekbe" olarak bilinen 1948'de İsrail'in kurulması ve sonrasındaki olaylar zincirine kadar uzanıyor.

Hâlbuki Filistinliler topraklarını Yahudilere sattılar yalanı çok satıyor?
Detaylar daha çarpıcı! Sınırları içinde kalan Filistinli Arapları yerlerinden çıkarmak için yıldırma politikaları uygulamaya devam eden İsrail hükûmeti, 30 Mart 1976'da bu kişilere ait binlerce dönüm araziye el koydu.

1947'den günümüze kadar İsrail'in işgalci politikalarının sonucu ortaya çıkan harita

Filistin halkı işgali protesto etmek için genel grev düzenledi. İsrail güçlerinin, Dir Hana beldesinde grevle birlikte protesto gösterileri düzenleyen Filistinlilere ateş açması sonucu da 6 kişi öldü, yüzlerce kişi yaralandı.

1976 olayları İsrailli yetkililerle Filistinli kitleler arasında ilk çatışma olması sebebiyle büyük önem kazandı. (Anadolu Ajansı. 30 Mart 2016. Ula Ataullah)
Yani Filistinlilerin topraklarının yüzde 85’i İsrailliler tarafından zorla ellerinden alındı.

Değerli ağabeyim, küçücük zalim bir topluluk koskoca İslam âlemini, dünyanın gözü önünde dövüyor, öldürüyor. Neden ve nasıl başarabiliyor bunu?
Elbette ki Bilimle, eğitimle, sorgulamayla, araştırmayla yapıyorlar!

E, peki bizi tutan ne ki bu haldeyiz?
Dinimiz, Allah’ımız Kutsal Kitabımız Kur’an-ı Kerim’de daha ilk emirde OKU diyor! Sen niye Allah'a muhalifsin diye sormazlar mı adama?

Kardeşim, zulmü ve zalimi yenmenin en önemli silahı eğitimdir. Sloganla, hamasetle hiçbir şeyin olmadığı, olamayacağı artık ortaya çıkmadı mı?
İslam toplumlarının yüzlerce yıllık birincil sorunu eğitim düşüklüğü, ALLAH EMRETTİĞİ HALDE OKUMAMASIDIR. Israrla tavsiye ederim ki, çocuklarınıza iyi örnek olmaya çalışın.

Temmuz 2014'te İsrail'in hava saldırılarında 530'u çocuk olmak üzere 2.200'den fazla Filistinli öldürüldüğünü hatırlıyorum
Evet, Quds News Gazetesi, “Sderot'taki İsrailliler, bombalar yağarken 'gösteriyi izlemek' için bir tepede oturdular.  O zamanlar Avrupa binalarında Filistin bayrağının dalgalandığını göremiyorduk!" yazıyordu. Hatta Netanyahu Gazze'de 350 teröristi öldürdük demişti. İsrail'in öldürdüğü teröristler!
Soruyorum: İsrail güzellemesi yapanlar neredesiniz!
Allah büyüktür, mazlumların sahibi odur.


Müslüman kayıtsız şartsız mazlumun yanında olmalı değil mi?
Katiyen! Elinden geliyorsa eliyle, gelmiyorsa malıyla, yine elinden bir şey gelmiyorsa kalbiyle zalime buğz, mazluma dua eder.

Tarafımız bellidir. Bu zaman ‘ama’lı cümlelerin, tereddütlerin zamanı değildir, zalimin suç ortakları anında onun yanında saf tutmuştur. Berrak bir kalple mazlumun yanında duramıyor olmanın açıklaması yoktur. Ve her inanan hiç aklından çıkarmamalıdır; her hesabın üstünde Allah’ın hesabı vardır.


Neredeyse aralıksız askeri saldırılar, boğucu ekonomik ablukalar...
Zaten İsrail'in amacı Gazze'yi tamamen boşaltmak ve orayı bir İsrail kenti yapmak. Ancak bu şekilde Akdeniz'den çıkarılan doğalgazın tamamına sahip olabilir.
Şimdi, Filistin'in hakkı olan doğalgazı dünyanın gözü önünde resmen çalıyor. Anlaşıldı mı?

Peki, Gazzeliler ne olacak, nereye göndermeyi planlıyorlar?

Gazze'lileri, Mısır'a ait Sina çölüne sürmek istiyor. Bunun için Mısır'a yüksek paralar teklif ediyor.
Sina çölüne 3 yılda bir yağmur yağıyor. Ne bir ağaç var, ne de bir tek ot, ne tarım olanağı var, ne de yaşam şartları...

Ne yazık ki, Amerika, çağdaş Avrupa ülkeleri bu sürgüne sıcak bakıyor.
HAMAS bu ölüm tuzağına karşı, meşru direnişini gösteriyor.
Muhatapları, onları insan olarak kabul etmiyor. Her türlü maddi ve psikolojik işkence sırf Gazze'yi boşaltmak için.
Öğretici sohbet için teşekkür ederim.

Taşköprü...

Neler Söylendi?
DİĞER HABERLER
Türk İsrail ilişkilerinde Erdoğan devrimi..

Türk İsrail ilişkilerinde Erdoğan devrimi..

24-03-2024 - RÖPORTAJ

Amerika İsrail’e karşı elindeki kaldıracı neden kullanmıyor?

Amerika İsrail’e karşı elindeki kaldıracı neden kullanmıyor?

09-03-2024 - RÖPORTAJ