Tefsir Notları: Bakara Suresi -17- Ayetler: 81-85

Bakara Suresinden ayetler... Rabbim Kitabını doğru anlayıp doğru yaşamayı Kuran Ahlakı ile ahlaklanıp Kuran'la inşa olmayı nasip eyle... "Hayır; kim bir kötülük işler de günahı kendisini kuşatırsa, (artık) onlar, ateşin halkıdırlar, orada temelli kalıcıdırlar."

TEFSİR - 03-02-2023 15:04

Tefsir Notları: Bakara Suresi -17- Ayetler: 81-85

81- Hayır; kim bir kötülük işler de günahı kendisini kuşatırsa, (artık) onlar, ateşin halkıdırlar, orada temelli kalıcıdırlar.

“günahı kendisini kuşatırsa” Günah onda bir ahlak haline gelirse bu bilinç körelmesi demektir. Zihin faaliyeti duygu dünyası dili hareket halindeki fiilleri günah işleyen bir insan böyle bir kişilik ortaya koyar.

Üstad Seyyid Kutup bu ayetin tefsirinde Günahı kendisini kuşatan insanların iman iddialarının hiçbir değeri yoktur. Onlar orada cehennemde ebediyen kalacaklardır der.

Günahın bir insanı kuşatması onun işlediği günahtan hiç rahatsız olmadığı günahı bir kişilik ve ahlak haline getirdiği anlamına gelir. Bir insanda İman varsa o imanın o insanı günah işlediğinde huzursuz etmesi gerekir. Eğer işlediğimiz günahtan dolayı içimizde bir huzursuzluk duymuyorsak o imanımızı sorgulayalım.

Müfessirlerin çoğu ise Günahı kendisini kuşatmışta olsa Müslümanların belli bir süre cehennemde kalıp sonra cennete gideceğini söylüyorlar. Çünkü onlara göre bu ayette ifade edilen söz konusu günahlar Allah’a şirk koşma ve Allah’ın kitaplarını tahrif etmedir, onun için ebedi cehennem diye nitelendirilmiştir. Yoksa şirk dışında hiçbir günahın cezası ebedi cehennem değildir.

Allame Tabatabai "suç tarafından kuşatılma" olayı ancak Allah'a ortak koşma söz konusu olursa gerçekleşir. Nitekim yüce Allah şöyle buyuruyor: "Allah, kendisine ortak koşulmasını bağışlamaz; bundan başkasını dilediği kimse için bağışlar." (Nisâ, 48) Diğer bir yaklaşımla suç tarafından kuşatılma, ancak küfür ve Allah'ın ayetlerini yalanlama söz konusu olursa gerçekleşir. Yüce Allah şöyle buyuruyor: "İnkâr edip ayetlerimizi yalanlayanlar ise, ateş ehlidirler, onlar orada ebedî kalacaklardır." (Bakara, 39) Şu hâlde, "günah kazanma ve suç tarafından kuşatılma" deyimi ateşte sonsuza dek kalmayı gerektirici sebebi anlatan bir ifadedir” diyor.

Bence Seyyid Kutup’la diğer müfessirler arasındaki fark şu: Günahı kendisini kuşatanlar günahı bir ahlak ve kişilik haline getirenler hala Müslüman kalabilirler mi? Çünkü Seyyid Kutup buradaki günahı şirk olarak özellikle belirtmiyor. İman iddiasında olduğu halde hiçbir Salih amel işlemeyen ve işlediği günahtan hiçbir huzursuzluk duymayan insanın imanında bir problem vardır diyor. Doğrusunu Allah bilir.

82- İman edip salih amellerde bulunanlar, onlar da cennet halkıdırlar, orada temelli kalıcıdırlar.

Evet bir insanda iman varsa o imanın mutlaka Salih amel olarak tezahürleri olması gerekir. İman edip Salih amel işleyenler kurtulacaktır.

83- Hani İsrailoğullarıdan, "Allah'tan başkasına kulluk etmeyin, anneye-babaya, yakınlara, yetimlere ve yoksullara iyilikle davranın, insanlara güzel söz söyleyin, namazı dosdoğru kılın ve zekâtı verin" diye kesin söz almıştık. Sonra siz, az bir bölümünüz dışında yüz çevirdiniz ve (hâlâ) çevirmektesiniz.

Muhammed Esed ifadesi ile bundan önceki pasajlarda İsrailoğulları'na, kendilerine bahşedilen üstünlükler hatırlatılmıştı. Şimdi ise Kur'an onlara, doğruluk ve dürüstlük yolunun apaçık sosyal ve ahlakî emirler vasıtasıyla kendilerine gösterildiği gerçeğini hatırlatmaktadır: ve bu uyarı, doğrudan doğruya, insanın öteki dünyadaki durumunun, hangi soydan geldiğine değil, sadece bu dünyada nasıl bir hayat sürdürdüğüne bağlı olduğu yargısından çıkarılmaktadır.

84- Hani sizden "Birbirinizin kanını dökmeyin, birbirinizi yurtlarınızdan çıkarmayın" diye kesin söz almıştık. Sonra sizler bunu onaylamıştınız, hâlâ da (buna) şahitlik etmektesiniz.

Ali Bulaç İsrail oğullarından alınan misakın 10 tanesinin bu 83 ve 84. ayetlerde belirtilenler olduğunu söylüyor.

1. Allah'tan başkasına kulluk etmemek

2. Anneye-babaya, iyilikle davranmak

3. Yakınlara,

4. Yetimlere

5. Yoksullara iyilik etmek

6. İnsanlara güzel söz söylememek

7. Namazı dosdoğru kılmak

8. Zekâtı vermek

9. Birbirinizin kanını dökmemek

10. Birbirinizi yurtlarınızdan çıkarmamak

Dikkat edilirse bunların tamamı Kuran’ın Müslümanlara emrettiği vecibelerdir. Buda Kuran ve Tevrat aynı kaynaktan neşet ettiği için ve bu erdemli davranışlar evrensel olduğu için Tüm zamanlarda beklide tüm insanlara emrediliyor.

Allah’a kulluktan sonra Anne babaya iyi davranmanın gelmesi bu Salih amelin önemine ve Anne Babanın önemine işarettir.

85- Sonra (yine) siz, birbirinizi öldürüyor, bir bölümünüzü yurtlarından sürüp -çıkarıyor ve günah ve düşmanlıkla aleyhlerinde ittifaklar kuruyor ve size esir olarak geldiklerinde onlarla fidyeleşiyorsunuz. Oysa onları çıkarmanız, size haram kılınmıştı. Yoksa siz, Kitabın bir bölümüne inanıp da bir bölümünü inkâr mı ediyorsunuz? Artık sizden böyle yapanların cezası, dünya hayatında aşağılık olmaktan başka değildir; kıyamet gününde de azabın en şiddetli olanına uğratılacaklardır. Allah, yapmakta olduklarınızdan gafil değildir.

Üstad Mevdudi bu ayetin Medine’deki Yahudilerle ilgili olduğunu söyler.

Medine yakınında yaşayan farklı Yahudi kabileleri arasındaki ilişkileri bu ayete örnek gösterebiliriz.

Medine’deki Yahudi kabileler Hz. Peygamber'in (s.a.) hicretinden önce Arap kabileleri olan Evs ve Hazreç ile anlaşma yapmışlardı. Bir Arap kabilesi diğeri ile savaşa girdiğinde, iki kabilenin Yahudi müttefikleri de birbirleriyle savaşıyordu.

Bu şekilde Kutsal Kitap'ta yazılı olan emre bile bile karşı çıkılmış ve Yahudiler Yahudilerle savaşmış oluyorlardı. Fakat bir Yahudi kabilesi, diğer Yahudi kabilesinden savaş esiri alırsa onları fidye alarak serbest bırakıyordu.

Onlara kendi kardeşlerini fidye ile serbest bırakmak gibi insanlık dışı bu durumdan sorulduğu vakit Kitap'ta buna izin verildiğini söyleyerek, kendilerini haklı çıkarmaya çalışıyorlardı.

Fakat kendi kardeşlerine savaş açarken utanmazca çiğnedikleri Kitab'ın emirlerini, bu durumda sonradan hatırlamaları çok garipti.

O halde bir taraftan esirleri fidye ile kurtarmaya izin veren Kitab'ın bir bölümünü kabul ediyor, diğer taraftan iman bakımından kardeş olanlara karşı savaş açmayı yasaklayan bölümünü reddediyorlardı.

“Yoksa siz, Kitabın bir bölümüne inanıp da bir bölümünü inkâr mı ediyorsunuz?”

Kitabın bir kısmına inanıp bir kısmını inkar etmek modern zamanların dinin ibadet ve itikat bölümünü alıp, sosyal hayatı düzenleyen bölümlerini muamelat ve ukubatla ilgili bölümlerini yok sayma tavrına da itirazdır. Böyle yapanlar o dini red etmiş olurlar…

Artık sizden böyle yapanların cezası, dünya hayatında aşağılık olmaktan başka değildir; kıyamet gününde de azabın en şiddetli olanına uğratılacaklardır.

Bir din haksa bütün hükümleri ile haktır. Önemli olan o dini doğru anlayıp tüm hükümlerini yaşamaya çalışmaktır. Bir bölümünü kabul edip bir bölümünü inkar edenler için şiddetli bir azap vardır.
 

Neler Söylendi?
DİĞER HABERLER
Tefsir Notları: Bakara Suresi -30- Ayetler: 146-150

Tefsir Notları: Bakara Suresi -30- Ayetler: 146-150

28-09-2023 - TEFSİR

Tefsir Notları: Bakara Suresi -29- Ayetler: 141-145

Tefsir Notları: Bakara Suresi -29- Ayetler: 141-145

27-07-2023 - TEFSİR