Tefsir Notları: Bakara Suresi -16- Ayetler: 76-80

Bakara Suresinden ayetler... Rabbim Kitabını doğru anlayıp doğru yaşamayı Kuran Ahlakı ile ahlaklanıp Kuran'la inşa olmayı nasip eyle...

TEFSİR - 27-01-2023 21:10

Tefsir Notları: Bakara Suresi -16- Ayetler: 76-80

76- İman edenlerle karşılaştıklarında "iman ettik" derler; birbiriyle kendi başlarına kaldıkları zaman ise, derler ki: "Allah'ın size açtık (açıkladık)larını, Rabbiniz katında size karşı bir belge olsun diye mi onlarla söyleşiyorsunuz? Hâlâ akıllanmayacak mısınız?"

Onlar gizlice buluştuklarında, birbirlerini, Tevrat'ın bir peygamberin geleceğini bildiren bölümlerini Müslümanlardan gizleme konusunda uyarıyorlardı.

Aynı zamanda, kutsal kitapta onların bugünkü tutumlarına karşı delil teşkil eden bölümleri de Müslümanlara bildirme tehlikesine karşı birbirlerini uyarıyorlardı.

Müslümanların bu hükümleri karşılaştıklarında kendilerine karşı delil olarak kullanmalarından da korkuyorlardı.

"Allah'ın size açtık (açıkladık)larını, Rabbiniz katında size karşı bir belge olsun diye mi onlarla söyleşiyorsunuz?”

Hesap günü Allah’tan delil gizleyeceğini sanan bir zihniyet… İlginç bir inançla karşı karşıyayız… Bu onların Allah'ın bilgisi hakkında ne tür bir inanca sahip olduklarını gösteren bir örnek.

Üstad Mevdudi diyor ki: Onlar Hakk'ı bu dünyada gizlemeyi başarabilirlerse, Ahiret'te bununla ilgili bir delil getirilemeyeceğini sanıyorlardı. Bu nedenle burada bir parantez açılıp onların, gerçekten, Allah'ın insanların işlerinden haberdar olmadığına inanıp inanmadıkları soruluyor.

İmam Bâkır'ın (a.s) "Yahudiler arasında bir grup vardı ki, inatçı değillerdi ve gerçek karşısında ayak diretmezlerdi. Müslümanlarla karşılaştıkları zaman, Tevrat'ta yer alan Hz. Muhammed'in kimi niteliklerinden söz ederlerdi. Yahudi toplumunun ileri gelenleri, bu tür açıklamalarda bulunmalarını yasaklayarak, Hz. Muhammed'in (a.s) Tevrat'ta yer alan sıfatlarından onlara söz etmeyin, yoksa Rabbinizin huzurunda verdiğiniz bu bilgileri aleyhinize kanıt olarak kullanılırlar, dediler. Bunun üzerine yukarıdaki ayet indi…” diyor…

“Hâlâ akıllanmayacak mısınız?" Bildiğiniz gerçekleri bilmezden gelmek ve onların tersine davranmak akılsızlık değil midir? Bildiğiniz hakikatleri gizleyip Müslümanlara söylemeyip akıllılık yaptığınızı mı sanıyorsunuz. Akıl hile ve düzenbazlık yapmak değildir. Akıl ahlaki bir meleke olup insanı doğru ve dürüst davranmaya yönlendirir. İnsanı diğer varlıklardan ayıran en önemli özellik akıllı olmasıdır. Akıl gücünü kullanarak hakikatin karartılmasını istemek işte Yahudilerin birbirlerinden istediği yapmak istediği tamda bu..

Ancak aklı hilebazlıkta değil iyilikte doğrulukta, güzellikte kullanmak gerekir.. Gerçek akıllılık budur.

Kuran bir anlamada Yahudilere seslenerek hala aklınızı başınıza almayacak mısınız? Diyor.

77- (Peki) Onlar, Allah'ın gizli tuttuklarını da, açığa vurduklarını da bildiğini bilmiyorlar mı?

Unutmayın ki Allah gizli tuttuklarınızı da, açığa vurduklarınızı da bilir. Neleri bilip neleri gizlediğinizi de Allah’ın bildiğini bilmiyor musunuz? Yahudilerin doğrusu tüm bunları bildikleri halde böyle bir tutuma girmeleri şaşırtıcı bit tavır. Ancak hased ve inadın insanı ne halleri düşüreceğinin de açık bir göstergesi…

78- Onlardan bir bölümü de ümmidir. Kitabı bilmezler; (bildikleri) bir sürü asılsız şeylerden başka değil; bunlar yalnızca zannederler.

Allame Tabatabai “Bundan çıkan sonuca göre, Yahudiler, kitabı okuyup yazan ve onu tahrif eden grupla okuma-yazma bilmeyen ve tahrifçilerin uydurdukları yalanlardan başka kitapla ilgili olarak herhangi bir bilgiye sahip olmayan iki gruptan oluşuyor.” Der.

Fahreddin Razi ise Yahudileri dört guruba ayırır:

1. Bildikleri halde kitabı değiştiren kendileri sapan ve insanları saptıranlar

2. İkiyüzlüler

3. İkiyüzlülerle mücadele eden doğru insanlar

4. Ümmiler kitabi dini bilgiye sahip olmayan sıradan insanlar

Esasen beklide her topluluk için bu sınıflandırmayı yapmak mümkün.. Ancak Yahudi alimleri Allah’ın kitabını lafzı ile de değiştirerek kendi saçmalıklarını Tevrata eklediler…

Hiçbir toplum bunu Yahudiler kadar yapamadı.

Bu ayette kendi kutsal kitaplarının öğretilerinden habersiz olan sıradan Yahudiler kastediliyor. Onlar ne dinin temel kurallarını, ne ahlâkla ve günlük hayatla ilgili düzenlemelerini ne de ebedî kurtuluş veya azaba neden olan prensiplerini biliyorlardı. Onlar bilgiye sahip olmaksızın kendilerine anlatılan dine doğruluğuna yanlışlığına bakmadan inanıyor. Körü körüne hurafelerin peşinden gidiyor kendilerinin ahrette kurtulacağını zannediyorlardı…

“bunlar yalnızca zannederler.” Zan gerçek bir bilgiye dayanmayan düşünce demektir. Bu bize bilginin, inancın sağlam güvenilir temellere dayanması gerektiğini zan üzerine bina edilmemesi gerektiğini belirtir. Bilgiler yalan yanlış ve kulaktan duyma olursa uzman olan insanları bile yanlışa sürükler. Onun için zan’dan sakınmak gerekir.

79- Artık vay hallerine; kitabı kendi elleriyle yazıp, sonra az bir değer karşılığında satmak için: "Bu Allah katındandır" diyenlere. Artık vay, elleriyle yazdıklarından dolayı onlara; vay kazanmakta olduklarına.

Bu ayette “Bildikleri halde kitabı değiştiren kendileri sapan ve insanları saptıran” Yahudi alimlerin neler yaptıkları anlatılmak isteniyor.

Onlar sadece, ilâhî kitapları kendi arzu ve isteklerine uydurmak için değiştirmekle kalmamış, aynı zamanda orijinal metine kendi yorumlarını, ulusal tarihlerini, bâtıl inançlarını, kendi uydurdukları teorileri, felsefe ve kanunları da eklemişlerdir.

Daha sonra da bütün bunları (Ki hepsi Kitab-ı Mukaddes'te yer almaktadır) Allah'tan diye ortaya koymuşlardır. Herhangi bir şekilde İlâhî Kitab'a dahil olan her tarihî hikâye, her yorum, her insan uydurması inanç ve her insan yapısı kanun "Allah'ın Kelâmı" olmuştur.

Ve her Yahudinin bütün bunlara inanmak zorundaydı, eğer inanmazsa ya mürted, ya da kâfir olarak kabul ediliyordu. İşte bugünkü Yahudilerin durumu budur.

Ve onlar için “Artık vay, elleriyle yazdıklarından dolayı onlara; vay kazanmakta olduklarına. “ diyor rabbimiz..

Fahreddin Razi “Bildikleri halde kitabı değiştiren kendileri sapan ve insanları saptıranlar” için bunlar bu işi para, makam, şöhret amacı ile yapıyorlar diyor. Günümüzde Dünyevi makam güç ve para için iktidarların amaçlarına göre din yorumlayanlarda bu ayetin kapsamı içine girerler.

80- Derler ki: "Sayılı günlerin dışında, ateş bize değmeyecektir." De ki: "Allah katından bir ahid mi aldınız? -ki Allah asla va'dinden dönmez- Yoksa Allah'a karşı bilmediğinizi mi söylüyorsunuz?"

Yahudi halkı ve alimleri arasında, yanlış inançları ve kötü amellerine rağmen sadece Yahudi oldukları için Cehennem'e atılmayacakları konusunda yaygın bir inanç vardı.

Yahudiler kendilerini seçilmiş bir millet olarak gördükleri için cehenneme girmeyeceklerini girseler bile az bir süre kalacaklarını, mesala buzağıya taptıkları gün kadar kalacaklarını söylüyorlardı. Daha sonra Cennet'e gönderileceklerine inanarak kendi kendilerini aldatıyorlardı.

“Allah'a karşı bilmediğinizi mi söylüyorsunuz?" Ayeti aynı zamanda insanlara delilsiz konuşmamaları gerektiğini ifade eder. Biliyorsanız konuşun bilmiyorsanız susun.
 

Neler Söylendi?
DİĞER HABERLER
Tefsir Notları: Bakara Suresi -30- Ayetler: 146-150

Tefsir Notları: Bakara Suresi -30- Ayetler: 146-150

28-09-2023 - TEFSİR

Tefsir Notları: Bakara Suresi -29- Ayetler: 141-145

Tefsir Notları: Bakara Suresi -29- Ayetler: 141-145

27-07-2023 - TEFSİR