İnsanın başına gelmedikçe inanmaz ya. Bizimkisi de o mesele.
Kimine dünya kıymetlidir, kimine ahiret. Bu satırlar da gezinin ve siz karar verin ahiret mi? dünya mı?
Yüreğim yanmasaydı umursamaz geçerdim. Bu olaya o kadar sinirlendim ki, sinirden gözlerim yasardı.
Simdi soruyorum size. Empati kurmak nedir? Herkes ayni şeyi söyleyecektir.
Bir kişinin kendisini karşısındaki kişinin yerine koyarak, olaylara onun bakış açısıyla bakması, o kişinin duygu ve düşüncelerini doğru olarak anlaması, hissetmesidir. Ben kendimi karşımdakinin yerine değil de, orda olmayan ve elinden hiçbir şey gelmeyen bir kişinin yerine koydum.
Okuduğunuzda bu size sade olağan bir şey gibi gelebilir . Amma abarttın da diyebilirsiniz. Esnafı da koruyabilirsiniz . Ama bana ilk aklıma düşeni söylüyorum.
Olay yeri bir bakkal,
Olay nedeni bir paket süt,
Annemle acilen süt almak için bizim mahalledeki tanıdık bakkal amcamıza gittik küçük oğlumla tabi.. Bakkalda süt olacağını bilerekten yanıma para almamışım (sonra getiririm dediğimizde saglik olsun yenge ne zaman istersen. ) saygı ile döner bize.
Bizim bakkal ‘malesef yenge kalmadı’ deyince mahalledeki ikinci bakkala yöneldim . Biraz modern bir bakkal. Neyse
‘Süt var mı’ dedim…
‘Var’ dedi.
‘Bir tane alabilir miyim yalnız süt acil biraz sonra parayı getirsem olur mu?’ dedim nazikçe..
‘Süt kalsın parayı getir sonra al’ dedi.
‘Şuadaki evde oturuyorum, süt paketini anneme vereyim getiririm parayı’ dedim.
‘Yok olmaz’ dedi.
Biraz anlayış ya diye diye eve geçtim .
İçime öyle bir sıkıntı ve daral geldi ki anlatamam. Bir an kendimi evsiz barksız sokakta çocuklarına bir şeyler bulmaya çalışan bir miskinin yerine koydum. İste empatiyi bu insana dair kurdum.
Mecbur kalmasaydım alış-veriş yapmazdım. Eve geçtim parayı adlım ve verdim . Sonra içimdekileri söyledim (18 yasındaki gence) babası da orda idi.
Biraz anlayışlı olsanız. Evin yerini, mekanı gösterdim size. Allah rızası için. Birazdan parasını getirecektim . Rabbim kimseyi harama sürüklemesin. Dedim uygun ve sinirli bir hal ile.
El cevap.
Abla seni bak ne bu çocuk ne ben seni tanımıyoruz. Geçen birisi bir kova yoğurt götürdü geri gelmedi. Biz burada iş yapıyoruz. kusura bakma abla dedi..
(( Lan dedim içimden , beni tanısan ne fark eder tanımasan ne fark eder. Haram yemek isteyen yer. ))
Siz kusura bakmayın . Sadece sizden biraz anlayış beklemedim.. dedim cıktım..
Sizi bilmem ama bir paket süt ile ne zengin olunur, ne fakir kalınır.
Güven duygusu ölmüş. Vay fakirin haline.
Dua ile..