“Kudüs’e gitmek İsrail’e gitmek olmamalı, bu mutlaka ama mutlaka değişmeli bir gün.” duası ile Kudüs’e gidiyoruz.
Oda bir anneydi benle uğraşana kadar çocukları kurtarsınlar bari dedi Ve kirişin altında kalan kolunu kesti çünkü ANNE'ydi
Bangladeş, bir insanın dertlerini içinde büyütmesi gibi dertlerini büyütüyormuş. İçten içe kaynıyor, kıpırdanıyormuş. O da günü gelip kabuğunu kırmak istiyormuş. Zorlu bir yaşammış onunki.
Merzifon’da arkadaşlarımızı ziyaret edip o geceyi geçirdikten sonra sabah küçük bir Merzifon turu yaptık.
“Bunu benden duyunuz, ben ki evet Arnavudum…/ Başka bir şey diyemem… işte perişan yurdum!..” diyor ya Akif.
BUDVA MERSİN, DUBROVNİK ANTALYA VE FLORANSA GİBİ..
Şu güzelim coğrafyayı neden hüzünle andığımızı, firakından elem duyulacak kadar cennetin izdüşümü, tabiat güzeli topraklarını görünce daha iyi anlıyorsunuz.